EKONOMİ - 21 Şubat 2017 Salı 19:31

Öğrencinin Cüzdanına Para Işınlayan Fikirler

A
A
A
Öğrencinin Cüzdanına Para Işınlayan Fikirler

Öğrencisiniz. Sabah uyandınız, şöyle güzel bir kahvaltı yapayım diyerek ellerinizi ovuşturuyorsunuz. Fakat dudaklarınızdaki keyifli kıpırtı, siz mutfağa doğru yönelip buzdolabının kapısını açıncaya kadar sürüyor.

Buzdolabında üç-dört kurumuş zeytinin yanında sararmış beyaz peynir, naylona sarılı iki dilim ekmek ve dibinde suyu kalmış yoğurt duruyor. Uzay filmlerindeki kırmızı alarm ve gemiyi terk edin sesleri kulaklarınızda çınlıyor. Keyfi boşverin o an acınızdan ölmeniz bile söz konusu artık. Midenizden gelen sesler normal açlık seviyelerini alaşağı etmiş ve en ileri evreye ulaşmış durumda. Markete gitmek için üzerinizi giyinmeye gitmeden önce pencereden dışarı bakıyorsunuz. Dışarıda fırtına, kar, kıyamet…

Öğrenciyi kurtarmak Er Ryan’ı kurtarmaktan zor

Kapının önüne gelip şu ayakkabıyı giysek yolda içine ne kadar su dolar, çoraplar ne kadar ıslanır, ayak ne kadar üşür, kangren ne zaman olunur diye düşünürken, odanın diğer ucundaki bilgisayar çarpıyor gözünüze. Tabi ya! İnternet üzerinden sipariş vermek varken neden dışarı çıkıp üşüyesiniz ki?

Hemen bilgisayarınızı açıp, bir yemek sitesi buluyorsunuz. Mis gibi bir kahvaltı tabağını ekranın ortasına “tıkla gel beni al” diye yalvaran bir resimle koymuşlar. Fakat fiyatının 20 TL olduğunu görünce hevesiniz kırılıyor. Cebinizde 15 TL var çünkü. Tam siteyi kapatacakken, sipariş onay butonunun yanındaki yazı gözünüze çarpıyor:

İndirim Kodunuzu Buraya Giriniz

Spielberg’in “Er Ryan’ı Kurtarmak” adlı filmi şerit halinde gözünüzün önünden geçiyor. Şimdi kimlerle çarpışsak ve ne savaşlar versek de, o indirim kodu mu ne ise onu bulsak?

İnternetten indirim kodu bulmak

İnternette bir şey bulmak için 2 yol var: Ya arama motorundan o şeyin ismini yazıyorsunuz; ya da o şeyin ismini yazıp başına “www” sonuna “nokta com” koyarak düğmeye basıyorsunuz. Yani, çare www.indirimkodu.com olabilir mi? Evet. Oldu bile!

İndirim kodu sitesi önünüzde Ali Baba’nın mağarası gibi açılıyor ve kodunuzu alıp, kahvaltıyı sipariş vereceğiniz sayfaya dönüp o hala şehvetle bakan kahvaltı resminin altındaki kutucuğa yapıştırıyorsunuz. O an gördüğünüz şey tam olarak şu:

- Sepet Tutarı: 20 TL (20TL’nin üstü çizili)
- Güncel Sepet Tutarı: 15 TL

Yaşasın kod çalıştı, fiyatla cepteki para örtüştü.

Türkiye’de Kaç Öğrenci Var?

Milli Eğitim bakanlığının 2016 verilerine göre Türkiye’de özel ve resmi okullar dahil toplam 61.201 okul var. Bu okullarda okuyan öğrenci sayısı ise anaokul (1.209.106) ilkokul (5.360.703) ortaokul (4.873.431) lise (4.271.508) olmak üzere toplam 15.714.748 öğrenci şeklinde. Üniversiteler bu rakama dahil değil, çünkü onlara MEB değil YÖK bakıyor. Yükseköğretim Kurulu’nun 2016 istatistiklerine göre ise, üniversitelerdeki ön lisans (2.285.406), lisans (3.900.601), yüksek lisans (417.084) ve doktora (86.094) bölümlerinde okuyan öğrenci sayısı 6.689.185. Yani ülkemizdeki öğrenci sayısı 2016 verileriyle toplam 22.403.933 ve bu da nüfusun yaklaşık dörtte birinden fazlası şu an öğrenci demek.

Peki kaç öğrenci paranın değerini biliyor?

Öğrenci psikolojisi olarak bir önceki paragrafta yazan istatistiki bilgileri okumayıp atladıysanız iyi yaptınız: Yukarıdaki koca paragrafın özeti şu: Ülkede 20 küsur milyon öğrenci var ve herkes sizinle aynı durumda.

Neyse, yemeğiniz geliyor, bir güzel karnınızı doyurduktan sonra ise 5 TL size kalıyor. Bu harika bir olay; resmen cüzdanınıza para ışınlandı. Şimdi ister o parayla birisine bir iyilik yapın, ister millete caka satın, ister kantinde puronuzu o parayla yakın (yok bu sonuncusu iyi fikir olmadı; kanunen para yakmak yasak, siyaseten yanlış, ekonomik olarak da aptalca; hatta sigara ve puro da sağlığa zararlı). Ama biraz ciddi düşününce aslında şu işi 5 TL ile sınırlandırmamak gerekiyor. Çünkü birçok alanda bu şekilde indirim kazanılabilir günlük yaşantımızda. Yemek siparişinde, otel rezervasyonunda, bilgisayar alırken, otobüs biletimizi öderken… Hatta o 5 TL bu sebepten ötürü bazen 50 TL, bazen ise 500 TL indirime bile dönüşebilir. Asgari ücretin bu kadar düşük olduğu bir ülkede, çoğu zaman 2 haftalık emeğin karşılığı bu para. Peki kaç kişi biliyor indirim kuponu, kupon kodu, hediye çeki, promosyon şifresi gibi hayatı ucuzlatan dijital zımbırtıların varlığını? Bilse de kaç kişi kullanıyor? Daha doğrusu tam alışverişi bitirme telaşındayken kaç kişinin aklına o fiyatın bir bölümünü kod yazarak ödemek geliyor?

Dijital bir kod iki haftalık emek demek

Dolayısıyla biraz saksıyı çalıştırırsak bu dijital kodlar sayesinde oturduğumuz yerden para kazanmak mümkün oluyor. “Oturduğumuz yerden” bölümü doğru, ama önce “kafayı işletmek” sonra da “emek verip o kodu bulmak” maharet. (Bakınız yukarıda bu işin nasıl yapılacağının anlatımı.)

Emek demişken, e-ticaret siteleri indirim kodlarını sadece sattıkları malın fiyatını ucuzlatmak için kullandırmıyorlar. Bazı mağazalar "ücretsiz kargo" veya “bir alana bir bedava” veya “şunu alana bu hediye” gibi özellikler için de kod kullandırtıyorlar. Düşünün; Amerika'dan ağır bir ürün siparişi verdiniz. Ürün fiyatı 30 Dolar, kargo ücreti 120 Dolar. Bir indirim kodu yakalarsanız kargonuzu bedavaya getirip (hem de Dolar tavan yapmışken) tam 120 Dolar tasarruf edebilirsiniz ki o parayla bir hafta krallar gibi yaşanır.

Kaynak: www.indirimkodu.com

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı Sergisi Beyoğlu Belediyesi’nde gerçekleşti Ressam sanatçısı Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı sergisi Beyoğlu Beleditesi’nin 6. Daire’sinde yer alan Sanat Galerisi’nde gerçekleşti. Sanatçının kişisel suluboya çalışmalarının yer aldığı, toplamda 54 eserlik içerikten oluşan sergi, 10 Ekim 2024 tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen Ressam sanatçısı Işıl Özışık’ın 65. Sanat Yılı sergisi, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in de katılımıyla gerçekleşti. Açılış sonrası Işık Özışık ile beraber sergiyi gezen Başkan Güney, eserler hakkında sanatçıdan bilgi aldı. Sanatçının tamamı suluboya çalışmalarından oluşan, toplamda 54 eserlik içerikten oluşan sergisine Brezilya İstanbul Başkonsolosu Ruy Pacheco de Azevedo Amaral, Cezayir İstanbul Konsolosu Abbi RATIBA, CHP Meclis Üyesi Işık Öğütçü, Beyoğlu Muhtarlar Derneği Başkanı Songül Öztunç ve diğer davetliler de katılım gösterdi. Sergide yer alan eserlerin sahibi olan sanatçı Işıl Özışık sergiyle ilgili şunları söyledi, “Retrospektif bir sergi. Başlangıçtan bu yana, yani 1960 yılının sonlarından zamanımıza kadar olan 65 yılda yaptığım resimlerin bir özeti bu. Çoğunlukla aşığı İstanbul’dan yaptığım peyzajlar. Bir kısmını oturduğum yerden birebir karşılığını yaptım. Bir kısmını da eskizini alıp galerimde bitirdim. 65 yıl başarılarla, bazen hüzünle sükut-u hayalle geçti. Güzel günlerdi. Resim yapmak, objeyle baş başa kalmak, bende güzel anılar bırakıyor” İfadelerini kullandı. Yaşına rağmen yorgun olmadığını ve çalışabildiğini söyleyen Özışık, “86 yaşındayım. Devam edeceğim. Yorgun değilim. Çalışabiliyorum. Günde bazen üç, bazen iki, bazen bir resim, bazen de hiç resim yapmadan dinleniyorum. Resimle güzel günler geçiriyorum. Bir yıl içinde herhalde açamayacağım. Belki bir dahaki yıl açarım. Deniz ve kıyı resimlerini yapmayı çok seviyorum. Bazen kırsal resimler yapmayı seviyorum. Eserlerin tamamı suluboya. Neden suluboya olduğunu soruyorlar. Ben özel hayatımda da biraz suluyum. Mizahı çok severim. Herhalde başarım varsa eğer bunu mizaha da borçluyum” dedi. Açılış davetlilerin sergiyi gezmesiyle devam etti.
Samsun Başkan Kul: “Gazilerimizin rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız” SAMSUN (İHA) – Samsun’un Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, “Gazilerimiz bizim onurumuzdur ve onların rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız” dedi. Terme’nin Kocaman Mahallesi’nden olan ve Samsun şehir merkezinde ikamet eden Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan, sadece yaz aylarında Kocaman Mahallesi’ndeki evinde yaşıyor. Terme Belediye Başkanı Şenol Kul, Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan’ın Kocaman Mahallesi’nde bulunan evinde ziyaret ederek, gazilere olan minnet ve şükranlarını ifade etti. Parkinson hastası olan Kıbrıs Gazisi Veysel Özkan, dün evinde geçirdiği bir kaza sonucu yaralandığı için Başkan Kul, geçmiş olsun dileklerini iletti. Kıbrıs Gazisi ve yakınları ile bir süre görüşen Başkan Kul, gazinin talep ve önerilerini dinledi. Sadece yaz aylarında yaşadıkları evle ilgili olarak mevcut sorunların giderilmesi için çalışma başlattıklarını belirten Şenol Kul, “Gazilerimiz bizim onurumuzdur ve onların rahat bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yapacağız. Gazimizin kısa süreli de olsa yaşadığı bu yerle ilgili ne gazimizden ne de yakınlarından belediyemize herhangi bir talep gelmemesine rağmen ekiplerimiz evlerinin bulunduğu bölgede incelemeler yaptı. Gazimizin yaşadığı mahalleye kadar beton yolumuzu daha ilk görev yılımızda yapmıştık. Beton yoldan gazimizin yaşadığı eve kadar 100 metrelik bir stabilize yol var, o yolun durumu da gayet iyi fakat gazimizin evi dik bir yamaca yapıldığı için evlerinin bulunduğu alanda yağışlı günlerde de sorun olmaması adına ekiplerimizin yapacakları incelemenin ardından gerekli çalışmaları yapacağız. Yakın bir zamanda yeniden Samsun şehir merkezinde bulunan evlerine taşınacak olan gazimizi burada kaldığı süreç içinde rahat etmesi için elimizden ne geliyorsa yapacağız” diye konuştu.
Samsun OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın oldu Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin (OMÜ) yeni rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın oldu. Cumhurbaşkanlığı’nın 2024/335 sayılı kararı yayımlandı. 20 Eylül tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararda, “Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü’ne 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13’üncü maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2’nci, 3’üncü ve 7’nci maddeleri gereğince Prof. Dr. Fatma Aydın atanmıştır” denildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzalı kararla birlikte, 13 Ağustos 2020 tarihinden itibaren Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü olarak görev yapan Prof. Dr. Yavuz Ünal’ın yerine Prof. Dr. Fatma Aydın atanmış oldu. Fatma Aydın kimdir? Fatma Aydın, 10 Ocak 1969’da Manisa’da doğdu. Orta ve lise eğitimini İzmir İmam Hatip Lisesi’nde tamamladı. 1994 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Akademik kariyerine Atatürk Üniversitesi Dahiliye Ana Bilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak başladı. Akabinde 1997-2001 yılları arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Deri ve Zührevi Ana Bilim Dalı’nda uzmanlığını tamamladı. Aynı üniversitenin Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nda 2007-2013 yılları arasında doçent, 2013 yılından itibaren ise profesör ünvanıyla görevlerine devam etti. Ayrıca, 2014-2015 yıllarında sırasıyla OMÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Tıp Fakültesi Dekanı ve 2017-2019 tarihleri arasında OMÜ Turizm Fakültesi Dekanı olarak görev aldı. 2015 tarihinden itibaren Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı Başkanı olarak görev yapıyor. Evli olup, Orhun Utku Aydın adında bir oğlu var.