SPOR - 23 Nisan 2023 Pazar 23:19

Okan Buruk: 'Gomis bundan sonra Galatasaray forması giyip, oynamak istemediğini söyledi'

A
A
A
Okan Buruk: 'Gomis bundan sonra Galatasaray forması giyip, oynamak istemediğini söyledi'

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Fransız futbolcu Bafetimbi Gomis'in bundan sonra oynamak istemediğini belirterek, "Genel olarak daha az süre bulduğu için bundan sonra Galatasaray forması giyip, oynamak istemediğini söyledi" dedi.

Spor Toto Süper Lig’in 31. haftasında Galatasaray evinde mücadele ettiği Fatih Karagümrük ile 3-3 berabere kaldı. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, "Bugün muhteşem bir oyun başlangıcı vardı, attığımız gol, devamında pozisyonlar vardı. 3 golde şans faktörünün öne çıktığı bir goller serisi yaşadık. Burada bizim de bireysel hatalarımız oldu. Oyun olarak maçın başından sonuna kadar iyi futbol oynayan, rakip kaleye giden, pozisyonlar üreten bir takımdık. Kaçırdığımız penaltı var. İkinci yarı rakip takımın belki bir şutu var. Bu anlamda defansif anlamda şanssız bir gün geçirdik. Ofansif anlamda üretkendik. Kazanamadığımız için üzüntülüyüz. 3-1’den 3-3’ü yakaladık. Galatasaray iyi, baskılı, ofansif oyununu bugün de devam etti. Defansif anlamda bundan daha kötü maçlar da oynadık. Bugün her kalemize gelen gol oldu. Geri de döndük. Şu an 7 puan öndeyiz. Bu anlamda avantajlı olan, önde olan takım biziz. Bugünkü oyundan dolayı oyuncularıma teşekkür ediyorum. Taraftarlarımıza desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Derbi maçına en iyi şekilde hazırlanacağız. Üst üste 3 maç oynadık. 1 hafta rahat bir şekilde hazırlanacağız. Ona yakışır şekilde bir sonraki maçı oynayacağız" diye konuştu.

"Icardi penaltıcılarımızdan biri"

Arjantinli futbolcu Mauro Icardi’nin takımın penaltıcılarından biri olduğunu söyleyen Buruk, "Icardi birçok penaltıyı gole çevirdi. Ona güveniyoruz. Sorumluluk aldı. Topun başına o geçti. Penaltıcılarımızdan biriydi ama penaltıyı atamadı. Her zamanki gibi oyuncularım arkasındayım. Oyuncularım hata da, yanlış da yapacak. Bu galibiyet serisinde en iyisini yapan oyuncularımdı. Başka takımlar gibi oynamak zorunda değiliz. Pasla çıkacağız. Pozisyon almada hatalarımız devam etti. Oyuncularımız bireysel olarak hata yapacaklar, onların hatalarının arkasındayım. Bütün oyuncularımıza destek vereceğim. Oyun içerisinde farklı seçenekler olabilir. Maçı kazanamadığınız zaman bunlar daha ön plana çıkıyor. Hepimiz ders çıkartacağız. Hatalar olacak. Dünyanın en iyi oyuncuları da bu hataları yapabiliyor. Bir sonraki maçta bu hataları yapmamaya çalışacağız. Kendim de hata yaptığımda anlatıyorum" şeklinde konuştu.

"Zaniolo elinden geleni yapmaya çalıştı"

İtalyan futbolcu Nicolo Zaniolo’nun forvet oynamasının hatırlatılması üzerine sarı-kırmızılıların teknik direktörü, "Orijinal yeri değil. Ben bugün onu iyi niyetli şekilde oynadığını oyun içerisinde gördüm. Yaptığı koşular var. Biraz şanslı olsa iki tane gol de atabilirdi. O pozisyonlara da girdi. İlk penaltı pozisyonu içerisinde de o vardı. Genel olarak iyi niyetli şekilde elinden geleni yapmaya çalıştı. Oyun olarak çok fazla pozisyon da ürettik. Bunları gole çevirmedik. Üretkenlik anlamında sıkıntı çekmedik. Bir sonraki maçta en iyi olduğu şekilde seyredeceğiz" ifadelerini kullandı.

"İki penaltının da net penaltı olduğunu düşünüyorum"

Karagümrük'ün attığı 2. gol öncesinde net bir korner olduğunu söyleyen Buruk, "Bugün hakem hatası olarak 2. gol öncesinde çok net bir korner vardı. Bu tür hatalar olacak. Direkt hakem hatası olarak kabul etmiyorum. Çünkü onlar da yanlış görebiliyor. 3-4 hakem olduğu yerde birbirlerini uyarabilirler. İki penaltının da net penaltı olduğunu düşünüyorum. İkinci yarı ceza sahası içerisinde Zaniolo’nun çekildiği bir pozisyon vardı. İlk yarıda Batuhan’ın topa dokunduğu pozisyonun penaltı olduğunu düşünmüyorum. Sahada kalmak istiyoruz. Çok fazla hata yapılıyor. Lehine belki en az hata yapılan, aleyhine en çok hata yapılan takımız. Sadece Sivas’taki pozisyonla gündeme geldi. VAR kayıtları sadece burada açıklandı. Galatasaray’a karşı bu anlamda çok adil davranılmıyor. Kimseden kötü niyet beklemiyoruz. Aleyhine en çok hata yapılan takım biziz. Lehimize yapılan hatada bizde çıkıp konuştuk. Hiç kimsenin aleyhine hata yapılasın, maçlar en adil şekilde geçilsin. Bu zamana kadar başarılı bir şekilde geçirmedik. Bizi en çok üzen buradaki yabancı oyuncuların bu konu hakkındaki düşünceleri. Türk futbolunun bir imajı var. Türk futbolunun imajının en çok sarsıldığı yer bu konu oluyor. İnşallah hakemleri daha iyi işler yaparlar” değerlendirmesinde bulundu.
Okan Buruk, Fatih Karagümrük’te kiralık olarak forma giyen kaleci Batuhan Şen’in çok iyi oynadığı sözlerine ekledi.

"Bizi karıştırma çabaları motive ediyor"

Fenerbahçe’nin açıklamasının sorulması üzerine Buruk, "Fenerbahçe’den her gün bir açıklama geliyor. O yüzden açıklama geldikçe o ciddiyetini de aslında kaybediyor futbolseverlerin gözünde. Galatasaray’ın önde gittiği için dışarıdan karıştırılmaya çalışıldığını düşünüyorum. Bizi karıştırma çabaları motive ediyor. Biz sahada çıkıp elimizden geleni yapacağız. Kadıköy’de nasıl yaptıysak bundan sonra da yolumuza aynı şekilde devam edeceğiz. Galatasaray iyi futbol oynayan, ligde üst üste rekorlar kıran bir takım. Bunu da saha içindeki başarısıyla ortaya koyuyor" diye cevap verdi.

"Baskı sizi daha diri tutuyor"

Baskının güzel bir şey olduğunu sarı-kırmızılıların teknik direktörü, "Büyük takımların her maçta baskılar var. O baskı güzel bir şey. Sizi daha diri tutuyor. Bu zamana kadar kazandığımız maçlar, yakaladığımız puan farkı hepsi o baskının eseri. Birincilik baskısı, arkadan gelen baskısı yaşamıyoruz. Birinci hafta da kazanmak zorundayız. Ligin 38. haftasında da kazanmak zorundayız. Galatasaray’ın kazanmak dışında bir düşüncesi olamaz" dedi.

"Gomis bundan sonra Galatasaray forması giyip, oynamak istemediğini söyledi"

Fransız futbolcu Bafetimbi Gomis’in artık oynamak istemediğini söylediğini belirten Okan Buruk, "Perşembe günü antrenman öncesi bana geldi, bundan sonra oynamak istemediğini söyledi. Genel olarak daha az süre bulduğu için bundan sonra Galatasaray forması giyip, oynamak istemediğini ifade etti. Onu çok seven, değer veren biri olarak, takım içerisinde önemli bir rolü alan biri olarak ona söylediğim, ona takımın ihtiyacı olduğu, son 7 maçta bizlerin ona ihtiyacı olduğunu, onun Galatasaray içerisinde değerli olduğunu tekrar hatırlatmak istedim. Kendisi için bunu gurur meselesi olduğunu, bundan sonra oynamak istemediğini tekrar söyledi. Burada önemli olan Galatasaray forması. Taraftarlara olan sorumluluğumuz var. Bu benim için çok büyük sürpriz oldu. Başkanımız da kendisi ile konuştu. Dün de bel ağrısı nedeniyle antrenmana çıkmadı. Bugün de onu burada oynatma şansımız olmadı. Bundan sonraki kararla ilgili yönetimimiz karar verecek. Biz çok çaba sarf ettik. Bundan sonra oynamayacağını, son kararının bu olduğunu, bunun değişmeyeceğini söyledi. Bununla ilgili gerekli kararı yönetimimiz verecektir diye düşünüyorum" diyerek sözlerini tamamladı.

Oğuzhan Ort - Yunus Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Uzmanı uyardı: "Fazla kilolu erkekler kısırlık riski altında" Dünyada evli çiftlerin yaklaşık yüzde 15’inin kısırlık problemi ile mücadele ettiğini belirten Üroloji Uzmanı Prof. Dr. İsa Özbey, "Son yıllarda bu oran yüzde 35’e yaklaşmaktadır. Yapılan çalışmalarda erkeklerde sperm sayısının giderek azaldığı tespit edilmiştir. Sperm sayısının azalmasında çevre kirliliği, GDO’lu gıdaların tüketiminin artması, sigara, alkol, ilaç kullanımlarının artması gibi faktörler sorumlu tutulmaktadır. Aşırı kilo ve obezite çağımızın vebası olarak giderek artmakta ve kısırlığa sebep olabilmektedir" dedi. VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. İsa Özbey, erkek kısırlığı hakkında açıklamalarda bulundu. Kısırlığın kısaca tanımını yapan Prof. Dr. Özbey, "Evli çiftlerin 1 yıl süre ile korunmasız ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamamalarına kısırlık diyoruz. Kısırlığın 1/3’ünde erkek, 1/3’ünde kadın ve 1/3’ünde ise her iki eşte de problem vardır. Yani yaklaşık olarak kısırlığın yüzde 50’sinde erkekte problem vardır" dedi. "Kısırlık oranı giderek artıyor" Dünyada evli çiftlerin yaklaşık yüzde 15’inin kısırlık problemi ile mücadele ettiğini söyleyen Özbey, "Ne yazık ki bu oran giderek artmaktadır. Son yıllarda bu oran yüzde 35’e yaklaşmaktadır. Yapılan çalışmalarda erkeklerde sperm sayısının giderek azaldığı tespit edilmiştir. Sperm sayısının azalmasında çevre kirliliği, GDO’lu gıdaların tüketiminin artması, sigara, alkol, ilaç kullanımlarının artması gibi faktörler sorumlu tutulmaktadır" şeklinde konuştu. "Yüzde 50-60’ının nedenini öğrenebiliyoruz" Kısırlık tanısının nasıl konduğuna ve nedenlerine değinen Prof. Dr. Özbey, "Kısırlık nedeniyle başvuran erkek hastalarda ilk yapılması gereken test ’spermiyogram’ testidir. Diğer ek testler spermiyogram adını verdiğimiz sperm tahlili sonuçlarına göre istenmelidir. Sperm sayısı 10 milyon/mL’nin altında ise hormon testleri, 5 milyon/mL’nin altında ise genetik testler istenmelidir. Bütün bilimsel ve teknolojik gelişmelere rağmen günümüzde erkek kısırlığının yalnızca yüzde 50-60’ının nedenini öğrenebiliyoruz. Geri kalan nedenleri bilmiyoruz ancak tahmin edebiliyoruz. Muhtemelen çevresel faktörler, beslenme alışkanlıkları, GDO’lu gıdalar ve genetik faktörler sorumludur" diye konuştu. "Tüp bebek yöntemi ile hastaların yüzde 65-70’i çocuk sahibi olabilmektedir" Tedavi seçeneklerini de anlatan Özbey, "Erkek kısırlığında karşılaştığımız hormonal nedenler ilaç ile tedavi edilirken, varikosel (testis torbası içerisinde yer alan damarların şişmesi) gibi hastalıklar ameliyat ile düzeltilebilmektedir. Varikoselin birçok tedavi yöntemi olmasına rağmen günümüzde en etkili tedavi yöntemi mikroskobik varikoselektomi cerrahisidir. Mikroskobik varikoselektomi ile hastaların yüzde 40-80’i normal yolla baba olabilmektedir. Sebebi açıklanamayan kısırlıkta; yaşam tarzı değişiklikleri, sağlıklı beslenme, antioksidan ilaçlar ve tüp bebek yöntemleri kullanılmaktadır. Tüp bebek yöntemi ile hastaların yüzde 65-70’i çocuk sahibi olabilmektedir. Kısırlığı olan erkeklerin yaklaşık olarak yüzde 10’unda menide hiç sperm bulunmaz. Bu hastalarda ’mikro-TESE’ denilen ameliyat ile yüzde 65 oranında sperm bulunabilmektedir" ifadelerini kullandı. "Aşırı kilo neden olabilir" Yine önemli konulardan birisinin de bazı ilaçların kısırlık yapabilmesi olduğunu belirten Üroloji Uzmanı Prof. Dr. İsa Özbey, "Bu konuda da her hekim mutlaka çocuk beklentisini sorgulayıp sonrasında ilaç başlamalıdır. Aşırı kilo ve obezite çağımızın vebası olarak giderek artmakta ve kısırlığa sebep olabilmektedir. Erkeklik hormonu olan testosteron yağ dokusunda kadınlık hormonu ’östradiol’e dönüşmekte ve kısırlığa yol açabilmektedir. Bu nedenle kilolu erkeklerde kilo verilmesi bir tedavi seçeneği olabilmektedir" dedi.
Gaziantep GİBTÜ öğrencilerinden Gazze’ye destek için "Çadır Nöbeti" Gazze’de yaşanan soykırıma dur demek için dünyadaki üniversitelerde bir süredir devam eden protestolara GİBTÜ öğrencilerinden destek geldi. Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde öğrenciler, İsrail’in Gazze’ye saldırılarına tepki ve Filistinlilere destek amacıyla kampüste nöbet eylemi başlattı. GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir de öğrencilere destek verdi. Demir, insanlığın dibe vurduğu bir dönemde yaşadıklarını ve Filistin halkının tüm dünyanın gözlerinin önünde katledildiğini söyledi. GİBTÜ öncülüğünde öğrenci toplulukları tarafından organize edilen etkinlikler 2 gün sürdü. Etkinlik kapsamında sinevizyon gösterimi, konser, söyleşi gerçekleştirildi. "Filistin İçin İnsanlık Direniyor, Durma Harekete Geç Küresel İntifada", "Soykırıma Hayır", "Gazze’de İşgale Son", "Filistin İçin Kampüsler Ayakta", "Özgür Filistin", "Susma" yazılı pankartlarla Türk ve Filistin bayrakları açıldı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek ve ABD ile Avrupa’nın çeşitli üniversitelerinde Filistin için devam eden eylemlere destek vermek için nöbet başlatıldı. GİBTÜ kampüsünde kurulan çadırlarda bir araya gelen öğrenci ve akademisyenler, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstererek, Gazze’de yaşanan insanlık dramının son bulması için uluslararası topluma çağrıda bulundu. “Filistinliler imtihanı başarıyla götürüyor” Öğrenci topluluklarının GİBTÜ Kampüsü’nde gerçekleştirdiği "Soykırıma Karşı Çadır Nöbeti"ne destek veren Rektör Prof. Dr. Şehmus Demir, “Bu dava artık sadece İslam davası olmaktan çıktı, insani bir krize dönüştü. Biz çok büyük bir testten geçiyoruz. Filistinliler imtihanı başarıyla götürüyor. Asıl başarısızlıkla süreci yürüten ve imtihanı kaybeden bizleriz. Çaresiz bir şekilde izleyen bizleriz. Dolayısıyla artık oturup üzerimize düşenleri ciddi anlamda sorgulamamız, duruşumuzu sorgulamamız, din ile olan iletişimimizi sorgulamamız gereken bir noktada olduğumuzu hepimiz bilmemiz gerekiyor” dedi. “Gazze için buradayız, Filistin için buradayız” “Gazze için buradayız. Filistin için buradayız. Yapılması gerekenleri fiilen yapmamız gerekiyor” diyerek konuşmasını sürdüren Rektör Demir, “Bir toplum kendini dönüştürmedikçe, değiştirmedikçe, değişime uğratmadıkça Allah o toplumu değiştirmez. Oysa biz hep Allah’a dua ediyoruz. Allah’ım bizi değiştir, Allah’ım bizi dönüştür, Allah’ım şu Müslümanların halini görüyorsun değiştir bunları, daha iyi bir hale doğru evir diye dua ediyor bütün Müslümanlar. Oysa ilke açık: siz kendinizi dönüştürmüyorsanız Allah sizi neden dönüştürsün, değiştirsin? Demek ki sorun kimde, bizde. Süslü cümleler, sloganlar hepsinin bitip tükendiği bir noktadayız. Hepsi bitti, her şey söylendi ve bütün dünya ayakta. İnsanlık tarihinin çok nadir gördüğü, belki de hiç görmediği düzeyde bir zulüm, bir alçaklık, bir haddi aşma söz konusu bütün dünyanın gözleri önünde. Önemli olan burada bizim durduğumuz nokta. Eğer şu anda biz Müslümanlar olarak bütün dünyada mezhebimizden, siyasi görüşümüzden, duruşumuzdan, söylemlerimizden dolayı birbirimizi ötekileştiriyorsak hatta bazen yer yer tekfir ediyorsak ve bir bütün olarak Müslüman dünya ayrışıyorsa sonra da Filistin’in kurtuluşu için dua ediyorsak, burada bir sorun vardır. Öncelikle aramızdaki problemleri, ayrışmaları, ötekileştirmeleri bir kenara bırakıp birleşmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Antalya Muratpaşa’da haftalık turlar satışa sunulacak Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere ve 37 oda başkanıyla buluşmasında kısa bir süre içinde belediye iştiraki şirket Falez AŞ üzerinden yurt dışında 1 haftalık Muratpaşa turlarının satışa sunulacağını duyurdu. AESOB Başkanı Adlıhan Dere ve birliğe bağlı 37 odanın başkanı, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ı makamında ziyaret etti. Başkan Uysal, Antalya esnafının temsilcileriyle buluşmasında en büyük mücadelelerinin her zaman şehri yükseltmek yönünde olduğunu söyledi. Antalya’da barış, kardeşlik ve dayanışmanın hakim olması, herkesin kendisini birinci sınıf hissetmesi için mücadele verdiklerini aktaran Başkan Uysal, bu mücadelede en büyük etkenin esnaf olduğunu söyledi. Başkan Uysal, “Bizim yaptığımız her iktisadi iş esnafı merkez alır. Şimdi de hedefimiz şehrin diğer kalan bölgelerine de turist çekmek” diye konuştu. ’Hedef kitle emekliler olacak’ Öncelikli hedef kitlenin özellikle Almanya ve Batı Avrupa ülkelerinde 10 yıl içinde emekli olacaklar olduğunu belirten Başkan Uysal, “Avrupa’nın son zengin işçileri. Almanya’da yaklaşık 14 milyon işçi 10 yıl içinde emekli olacak. Almanya’daki banka mevduatlarının yüzde 74’ü, 65 yaş ve üzeri insanların hesabında” diye konuştu. Uysal, kısa bir süre içinde belediye iştiraki şirket Falez AŞ üzerinden 1 haftalık Muratpaşa turlarının satışa sunulacağını duyurdu. AESOB Başkanı ve Dere ise kendisi ve oda başkanları adına katkılarından dolayı Başkan Uysal’a teşekkür ederek hediyesini takdim etti.
İstanbul Hastaların ölümüne sebep olduğu iddia edilen doktora yeni suçlama İstanbul’da şeker hastalığına tedavi bulmak için doktor Alper Çelik tarafından ameliyata alınan Mehmet Acar, ameliyattan yaklaşık 7 gün sonra hayatını kaybetti. "Ameliyata sağlam girdik, cenaze olarak çıktık" diyen Mehmet Acar’ın eşi Güler Acar, Alper Çelik’in tıpkı kendi eşi gibi başka hastaların da ölümüne sebep olduğunu ve Çelik’e verilen 3 yıl meslekten men cezasının yetersiz olduğunu söyledi. İstanbul’da iddiaya göre şeker hastalığına çare bulma umuduyla doktor Alper Çelik tarafından 2020 yılında ameliyata alınan 53 yaşındaki Mehmet Acar, ameliyattan yaklaşık 7 gün sonra hayatını kaybetti. Geride 3 çocuğu kalan Mehmet Acar’ın eşi Güler Acar, Alper Çelik’in eşi üzerinde ameliyat değil adeta deney yaptığını belirtti. Konuyla ilgili hukuk mücadelesini devam ettiren Acar, ayrıca Alper Çelik’e verilen 3 yıl meslekten men cezasının yetersiz olduğunu söyledi. “Sağlam girdik, cenaze olarak çıktık” Güler Acar, “Bir haftalık bir süreç oldu, bir haftalık süreçte çok ihmal söz konusu. 7 gün boyunca bekletildik. Yedi gün sonra tekrar bir operasyona alındı yukarıdan aşağıya bir açma işlemi ile gerçekleşti ve organların bittiğini görünce artık buna yapılacak bir müdahale yoktu. Ertesi gün de zaten bize vefat haberi geldi. Cenazemizi teslim aldık, ameliyata sağlam girdik, cenaze olarak çıktık. Alper Çelik, kasten insan öldürüyor ve çocuklarımın geleceğini çaldı. Ben onlara şu anda anlatamıyorum, çünkü babalarının katilinin hala boy boy reklam vermesine, gezmesine artık tahammül edemiyorum. Artık gereği yapılsın istiyorum, bizim hakkımız sorulsun istiyorum. 4 yıldır ben bununla mücadele ediyorum, zor bir süreçten geçtik. Çocuklarıma artık ‘babanızın katili cezasını aldı’ demek istiyorum” dedi. “Benim çocuklarımın geleceği çalındı” Acar, “Alper Etiler’deki hastanesi mühürlü olduğundan dolayı bizi başka bir hastaneye almış. Biz bunu sonradan öğrendik. Kolon Hastanesi’nde ameliyatı, yani deneyi gerçekleştirdik. Orada 7 gün boyunca hiçbir müdahale edilmeden 7 gün boyunca orada bizi tuttular. 7 gün sonra tekrar açtılar, sonuç bu şekilde. Bir hafta bekledi, neyi bekledi anlamadım. Eşim vefat etti, 3 gün sonra tekrar hastaneye gittim dedim ki ‘bana bir başsağlığı bile dilemedin. Benim eşim neden vefat etti, diyabetten başka hiçbir sorunu da yoktu sağlamdı, hastaneye sağlam girdi’ dedim. Bana açıklama yapamadı kendisi, ‘kalbi durdu’ dedi. Kalbi neden durdu, bu adamın kalbi sağlamdı. Ben başka bir hastaneye naklini de istedim ama vermediler. Yani bir hafta ölümü bekledik. Biz operasyon geçirdikten sonra başka bir odadaki hasta eşimin durumundaydı. Hatta orada bir hemşire dedi ki ‘bunların sonu ne olacak?’ Ben ona da şahit oldum. Hemşireye sordum ‘Niye bu şekilde konuştun?’ dedim. O da ‘sizle alakası yok’ dedi geçiştirdi ama orada içime ateş düştü zaten. O kadının da vefat ettiğini duydum. Bizden sonra iki kişinin daha vefat ettiğini duydum. 3 yıl men cezası komik bir ceza, benim çocuklarımın geleceği çalındı. Bu adam 3 yıl sonra çıkacak, bu göreve devam edecek. Kesmeye, biçmeye, öldürmeye devam edecek. Benim eşim çıkıp çocuklarına gelecek sunabilecek mi?” diye konuştu.