SAĞLIK - 19 Nisan 2019 Cuma 16:29

Oksijen yerine azot gazı verilen Ege yardım bekliyor

A
A
A
Oksijen yerine azot gazı verilen Ege yardım bekliyor

Geçen yıl göz ameliyatı sırasında oksijen yerine azot gazı verildiği için beyin felci geçiren 5 yaşındaki Ege Avcı'nın bakım masraflarının karşılanabilmesi amacıyla ailesi tarafından İzmir Valiliği onaylı yardım kampanyası başlatıldı. Minik Ege hastane odasını andıran odasında zor günler geçirirken, sağlığında çekilen görüntüler yürek burktu.

İzmir’de yaşayan İpek ve Ünal Avcı çiftinin ikinci çocukları Ege Avcı (5), tek gözünde şaşılık şikayetiyle 12 Aralık 2018'de bir hastanede ameliyata alındı. Göz ameliyatı sırasında oksijen yerine azot verilmesi sonrası solunumu ve kalbi duran Ege, buradan hemen Ege Üniversitesi Hastanesine sevk edildi. 26 gün yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren ve serebral palsi (beyin felci) teşhisi konan 5 yaşındaki Ege ve ailesi zor günler geçiriyor. Mideden tüple beslenen, sık sık kasılmalar yaşayan Ege’nin sağlığında çekilen görüntüler yürek burkarken, aile minik Ege’nin sadece medikal masraflarının ayda bin 300 TL’yi bulduğunu belirtti. Çocuklarının masraflarını karşılamak amacıyla İzmir Valiliğinden onaylı yardım kampanyası başlatan Avcı ailesi, destek bekliyor.

“21 dakika azot verilmiş” 

Yaşadıkları süreci anlatan anne İpek Avcı, “Ege’nin doğuştan bir gözünde kayma problemi vardı. Bir süre sonra bant ve gözlükle düzelmeyecek aşamaya geldiğinde ameliyata karar verildi. 10 Aralık 2018’de Ege sabah ameliyathanede ilk ameliyata giren çocuk oldu. Güle oynaya ameliyata girdik. Ege’nin hiçbir problemi yoktu, kronik rahatsızlığı yoktu. Ameliyat sonrası Ege’nin solunumunun ve kalbinin durduğunu, yeniden çalıştırıldığını söylediler. Apar topar Ege Üniversitesi Hastanesinde yoğun bakıma alındı ve burada 26 gün yaşam mücadelesi verdi. İlk bir hafta bize Ege için hiç ümit vermemişlerdi. Ben ameliyatın yapıldığı hastanedeki yetkililere sorunun ne olduğunu sordum, ameliyat sırasında bir teknik sorun olduğunu söylediler. Hafta sonu ameliyathanede tamirat varmış ve oksijen ile azot bağları çapraz bağlanmış. Pazartesi ilk ameliyata Ege girdiği için olay bizim başımıza geldi. Bilirkişi raporundan sonra iyice öğrendik ki Ege’ye 21 dakika azot verilmiş. Önce solunumu, sonra da kalbi duruyor. Kalp durduğunda kalp masajı yapılıyor ve hayata dönüyor ama 21 dakika oksijensiz kaldığı için beyinde ağır hasar oluştu. Şu anda yüzde 100 engelli” diye konuştu.

“En ufak gülümsemesi bizim için bir umut” 

Olayın ardından hukuki olarak sorumlu herkesten şikayetçi olduklarını söyleyen Avcı, “Dört avukatımız süreci takip ediyor. Bilirkişi raporuna itiraz ettik ama o itiraz dilekçemiz biraz askıya alındı. Valilikten soruşturma izni çıkarttık, bu sefer de onlar soruşturma iznine itiraz etmişler. Hala mahkeme günü belli değil. Burada bir ihmal söz konusu. Kimse kasıtlı değil ama ihmal var. Biz yaşadık, kimse yaşamasın. İlk değiliz, son değiliz. Ege gibi bir sürü çocuk var. Hepsine ayrı ayrı dua ediyoruz. Allah kimseyi evladıyla sınamasın. En ufak gülümsemesi bizim için bir umut. Her sabah acaba Ege bize nasıl bir sürpriz yapacak diye uyanıyoruz” ifadelerini kullandı.

"Sadece medikal malzemeler ayda bin 300 lira" 

Maddi ve manevi olarak zor günler geçirdiklerini dile getiren Avcı, “Bin 300 lira sadece Ege’nin medikal malzemeleri. Devlet sadece ilaç ve mamasını karşılıyor. Büyüme çağında olduğu için medikal malzemelerinin 6 ayda bir değişmesi gerekiyor. Biz 4 aydır eşin dostun yardımı ile bir yere kadar geldik. Bunlar Ege’nin hayat şartlarını daha iyi hale getirmek için yaşam malzemeleri. Bu anlamda destek bekliyoruz. Manevi olarak da bir yere kadar dayanabiliyoruz. Psikolojik çöküşlerimiz oluyor. Eski halini düşünüyoruz, şimdiki halini görüyoruz. Toparlanmak kolay değil” dedi.  

Ceren Atmaca - Akın Küçükkurt - Halil Karahan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Ölümle sonuçlanabilen kuduzla ilgili veterinerden aşı uyarısı HATAY (İHA) – Hatay’ın Defne ilçesinde görülen ve bölge halkında tedirginliğe neden olan kuduz hastalığının ölümcül ve tedavisinin olmadığını dile getiren veteriner Şerif Güneş, hastalığın direkt temas yoluyla bulaştığını söyledi. Defne’nin Meydancık Mahallesi’nde geçtiğimiz günlerde bir köpekte kuduz vakası tespit edilmişti. Kuduz vakasının görüldüğü Meydancık ve Güneysöğüt mahallelerinde hayvan giriş çıkışının yasaklanması bölge halkında tedirginliğe neden oldu. Defne Belediyesi ekipleri tarafından köpeklerin tedbir amaçlı toplanarak gözetim altına alması vatandaşları bir nebze de olsa rahatlattı. Defne Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Şerif Güneş, ‘kuduz hastalığı’ konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Kuduz hastalığının ölümcül ve tedavisinin olmadığını dile getiren veteriner Güneş, hastalığın direkt temasla bulaştığını belirterek, hastalıktan korunmanın en önemli yolunun panik olmadan aşı yaptırmak olduğunu belirtti. “Kuduz hastalığı, bulaştıktan itibaren en fazla 10-15 gün içerisinde ölüm gerçekleşiyor” Kuduz hastalığının ölümcül bir hastalık olduğunu ifade eden Güneş, hastalığın direkt temasla bulaştığını belirterek, “Kuduz hastalığı, hayvana veya insana bulaştıktan itibaren en fazla 10-15 gün içerisinde ölüm gerçekleşiyor. Tedavi şansı da çok düşük olan bir hastalıktır. İnsanlar ve hayvanlar için tek korunma yöntemi aşılamadır. Kuduz olan hayvan direkt temas etmezse hiçbir şekilde size bulaşma durumu kolay kolay görülmez. Onun için paniklemeye gerek yok” dedi. “Bu evrede hayvan gördüğü bütün çevredeki canlılara saldırganlık eğilimi gösterebilir” Kuduz hastalığının görüldüğü hayvanlarda aşırı saldırganlaşmanın görüldüğünü dile getiren veteriner Güneş, “Yarasa diğer hayvanlara bulaştırabiliyor. Mikrop, özellikle kuduz olan hayvanın tükürük bezlerinde yerleşiyor. Virüs şeklinde olan bir mikroptur. Bu mikrop hayvan kuduz hastalığına yakalandığı anda belli evreleri var. Bunun üç evre şeklinde görülüyor. Özellikle saldırganlık evresi var. Tam kuduz belirtilerinin görüldüğü bir evredir. Bu evrede hayvan gördüğü bütün çevredeki canlılara saldırganlık eğilimi gösterebilir. Bir sonraki evrede, özellikle hayvan hiç yapmadığı hareketleri yapabiliyor. Mesela sakin olan bir hayvan aniden saldırganlaşabiliyor. Üçüncü ve son evrede artık felç evresi, hayvan tamamen felçler geçirir ve hareketsiz kalır. Bu felç özellikle solunum felciyle sonuçlanıp ölüme sebep olabiliyor” ifadelerini kullandı.
Hatay Enkaz kentin bereketli topraklarında buğday hasadı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’ın bereketli topraklarında buğday hasadı başladı. Türkiye’nin en bereketli topraklarına ev sahipliği yapan Hatay’da onlarca ürün yetişiyor. Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte hasat edilen ürün çeşitliliği de her geçen gün artıyor. Depremin vurduğu kentin yeniden ayağa kalkması için önemli bir role sahip olan tarım, bölge halkına umut olmuş durumda. Arsuz ilçesi Pirinçlik Mahallesi’nde de geçtiğimiz son baharda ekimi yapılan buğdayda hasat başladı. Asrın felaketi sonrası üreterek hayata tutunmaya başlayan Pirinçlik Mahallesi sakinlerinden Bodur ailesi de 100 dönümlük tarlada buğday üretimine devam ediyor. Çocukluğundan beridir çiftçilik ile uğraştığını dile getiren 51 yaşındaki İrfan Bodur, “Tarlada doğduk, tarlada büyüdük ama aklımızın yettiği yaştan bu tarafa tarımla uğraşıyoruz. Çocukluk dönemlerimizde karapatoz dediğimiz patozla hani önceleri daha ilk başlarında orakla biçerdik desteleri toplayıp buğdayları deste halinde bir yere yığardık patozla çektiğimiz zaman buğdayın samanı bir tarafa ve çıkan buğdayı tenekelerle alıp çuvallama yapardık. Daha sonra da satışlarını ilgilenirdik daha sonralarında, biçer bağlar çıktı yani buğdayı biçiyor bağlıyor çok sevinmiştik, ne güzel bir teknoloji demiştik o zamanlar daha sonraları işte biçerdöverler, tarlalara girdiğinde işte rahatlık bu günlermiş dedik. Birkaç saatin içerisinde buğdayımızı hasat ediyoruz buğdayı hemen kamyonlara yüklenip, satışını gerçekleştirmiş oluyoruz. Ortalama 100 dönüm civarında buğday ekmiş olduğumuz tarlalarımız var ortalama 150 dönüm civarında zeytin üretimimiz var, ortalama 100 dönüm civarında narenciye ile uğraşıyoruz. Son durumda buğday fiyatlarını 7 TL üzerinden satmıştık bu yıl henüz bir açıklama hala gerçekleştirilmiş durumda değil zaten buğdayın alıcıları da genelde tüccarlar alıyor” ifadelerini kullandı. Tarım işlerinde ailesine yardım ettiğini söyleyen 11 yaşındaki Rana Bodur ise, “Babamgil öncelikle buğdayı biçmeye gidiyor, motorlarla buraya getiriyorlar buradan çuvallıyoruz. Çoğunlukla hafta sonları gidiyorum okuldan geldikten sonra akşam üzeri bazen gidiyoruz. Buğdayı toplarken, böyle üstümden koca bir yük gidiyormuş gibi hissediyorum, kendi tarlamızdan topladığımız buğdayları öğüterek un haline getiriyoruz ardından da ekmeklerimizi yapıp afiyetle yiyoruz” şeklinde konuştu.
Erzincan Kemaliyeli çiftçilere eğitim verildi Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nün işbirliği ile Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde çiftçi eğitim toplantısı düzenlendi. Düzenlenen toplantıda çiftçilere yöreye uygun olarak dut yetiştiriciliği, ceviz yetiştiriciliği, bağcılık ve bitki sağlığı konusunda bilgilendirme yapıldı. Sezonun başlamasıyla birlikte eğitim ve yayım çalışmalarını hızlandıran tarım teşkilatı köy köy, ilçe ilçe gezerek hem çiftçileri bilinçlendiriyor hem de eğitim ve yayım hizmetini çiftçinin ayağına götürüyor. Son olarak Kemaliye ilçesinde yapılan eğitim toplantısında genel olarak meyvecilik eğitimi verildi. 2021 yılında coğrafi işaret tescili alan Kemaliye (Eğin) dutu ile meşhur ilçede çiftçilere dut yetiştiriciliği konusunda da ayrıntılı bilgi sunuldu. Konuyla ilgili bilgi aldığımız Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin, tarım teşkilatının her zaman çiftçilerin yanında olduğunu belirterek, verimli ve kaliteli üretimin bilgi ile mümkün olacağını söyledi. Bu kadim topraklarda çiftçilerin her daim üretime devam ettiğini kaydeden İl Müdürü Şahin, eğitimlerin düzenlendiği ilçelerin ürün desenine göre ekiplerin oluşturulduğunu ve çiftçilerin maksimum faydalanabileceği biçimde eğitimlerin şekillendirildiğini söyledi. İl Müdürü Şahin, “Tarım ve hayvancılıkla uğraşan değerli çiftçilerimizin çalışma alanlarında birebir yüz yüze görüşerek çiftçilerimizin tarımla ilgili sorunlarını dinleyip ortak bir noktada karşılıklı görüş ve önerileri dinleyip çözüme ulaştırmayı hedefliyoruz. Basın, internet ve sosyal medya aracılığı ile çiftçilerimize her türlü bilgilendirmeyi yapıyoruz ancak bunu asla yeterli görmüyoruz. Ekiplerimiz her daim çiftçimizin yanında olmaya devam edecek” dedi.