POLİTİKA - 29 Eylül 2020 Salı 19:43

Ömer Çelik: 'Ermenistan panik içinde'

A
A
A
Ömer Çelik: 'Ermenistan panik içinde'

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Ermenistan tarafı bir panik içinde. Ermenistan saflarında savaşan paralı askerler olduğu, PKK unsurları ile yakın bağları olduğu ortaya çıkıyor. Ermenistan Başbakanı bunu örtbas etmek için Türkiye’nin oraya cihatçı gruplar gönderdiğini söylüyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında AK Parti Genel Merkezinde yapılan MYK toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündemde olan konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Basın toplantısı yaptığı kürsünün üzerinde Türk ve Azerbaycan bayrakları bulunan Ömer Çelik, “Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırısını şiddetli bir şekilde kınıyoruz” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin sonuna kadar Azerbaycan’ın yanında olduğunun altını çizen Çelik, “Azerbaycanlı kardeşlerimiz nasıl istiyorsa, ne şekilde istiyorsa Türkiye Azerbaycanlı kardeşlerinin yanında olmaya devam edecektir. Uluslararası toplum Ermenistan’ı kınamalıdır. Bir yerde saldırgan varsa, ‘taraflara itidal tavsiye ediyoruz’ demek saldırganı teşvik etmektir. Biz bu saldırganlık karşısında Azerbaycan’ın meşru müdafaa hakkını sonuna kadar savunuyoruz. Karabağ bölgesi Azerbaycan toprağıdır, Ermenistan orada işgalcidir. Azerbaycan topraklarını terk etmesi için Ermenistan’ın gereken yaptırımlarla karşı karşıya kalması gereklidir. Ermenistan saldırgandır. Ermenistan’ın Azerbaycan’ın topraklarına yönelik mütecaviz tutumu asla kabul edilemez” diye konuştu.

Minsk Grubu’na ilişkin eleştiride bulunan Çelik, grubun çözdüğü tek bir kalem mesele olmadığını belirterek, “Herkesi Ermenistan’a karşı olmaya davet ediyoruz“ ifadelerini kullandı.

CHP’li Ünal Çeviköz’ün sözlerini hatırlatan Çelik, “Türkiye’ye karşı kara propaganda anlamına gelen, Türkiye karşı hasmane tutum içinde olanların yaptığı propagandanın CHP’de bir yetkili tarafından dile getirilmesi, CHP acaba buna bir cevap verecek mi diye bekledik” açıklamasında bulunarak, böylesine bir propagandaya sessiz kalamayacaklarını belirtti. Ömer Çelik, Azerbaycan’ın yanında olmak için TBMM’de HDP hariç diğer partilerin ortak tutum sergilemesine de teşekkür etti.

“Masada istiyorlarsa masada çözeriz, masada istemiyorlarsa sahada çözeriz”

Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilime ilişkin de konuşan Ömer Çelik, “Türkiye her halükarda bir müzakere, bir diplomasi devletidir. Masada istiyorlarsa sorunları masada çözeriz, masada istemiyorlarsa sahada çözeriz. Hak ve menfaatlerimizi koruma konusundaki kararlılığımızdan vazgeçtiğimiz anlamına gelmez. Karşımızdaki masaya yanaşmıyorsa, karşımızdaki akıllı güç gibi hareket etmiyorsa, karşımıza sert güçle çıkıyorsa, Türkiye bu konuda sert gücünü, silahlı gücünü kullanmayı da bilir” açıklamasında bulundu.

“Teröristlerle mazlumlar arasında ciddi bir ayrımın yapılması gerekiyor”

Çin Halk Cumhuriyetinin Sincar Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygur Türkleri ve Müslüman azınlığa dönük politika ve uygulamalarının Türkiye’nin her zaman gündeminde olduğunu söyleyen Ömer Çelik, “Özellikle insan hakları ve inanç özgürlüğü bakımından bu konuyu çok yakından takip ettiğimizin bilinmesini isterim” dedi.

Çin’in Uygur Türklerine ve Müslüman azınlıklara yönelik tavırlarını hatırlatan Çelik, “Türkiye olarak Uygun Türkleri ile dini, etnik ve kültürel çok güçlü bağlara sahibiz. Türkiye, Uygur Türklerinin ve Sincar Bölgesi’ndeki diğer Müslüman azınlıklarının insan haklarına, inanç hürriyetlerine saygı gösterilmesini, kampların kapatılması için sürekli olarak Çin makamlarına çağrı yapıyor” diye konuştu.

Türkiye’nin egemenlik ve toprak bütünlüğüne Türkiye’nin saygı gösterdiğini belirten Çelik, “Çin’in terörle mücadele hakkına da saygı gösteriyoruz. Fakat Uygur Türklerinin karşı karşıya olduğu muameleler bu bağlamda değerlendirilemez. Teröristlerle mazlumlar arasında ciddi bir ayrımın yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Öyle bir siyasal katılma yolu yok”

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan Kobani soruşturması ve bazı muhalefet partilerinin HDP’ye verdiği desteğin sorulması üzerine Çelik, 6-8 Ekim olaylarına yönelik hatırlatma yaptı. Türkiye’nin Kobani’deki Kürtlerin canını kurtardığını söyleyen Çelik, “Buna karşılık burada sözde ‘bunun siyasetini yapıyorum’ yapıyorum diyenler isyan çağrısı yaparak 37 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, 763 vatandaşımızın yaralanmasına yol açtılar. Olaylar 35 ilde, 96 ilçede ve 131 yerleşim merkezinde meydana geldi. Bunlar soruşturulmasın mı, bunların üzerine gidilmesin mi?” dedi.

Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bir kişi kendisine siyasetçi diyorsa, bir kişi ‘demokratik kurum ve kurallar içinde hareket ediyorum’ diyorsa, siyasal katılma yolu demokrasiden yana olmak, hukuktan yana olmaktan bakımından açıktır. Bunun da birinci maddesi teröre karşı olmaktır. Birisi teröre karşı değil, teröre destek veren bir davranış sergiliyor, bunu sistematik olarak yapıyor, bu engellendiği zaman da ‘siyasal katılma yolları kapanıyor’ diyor. Öyle bir siyasal katılma yolu yok.”

“Azerbaycan toprak bütünlüğünü kendi toprak bütünlüğümüz kadar hassasiyetle savunuyoruz”

Azerbaycan’a askeri mühimmat veya teçhizat, asker gönderilmesinin masadaki seçeneklerden olup olmadığının sorulması üzerine Çelik, “Ben burada detayına girmeyeyim. İki devlet, tek millet. Bugüne kadar da ilk defa kendi bayrağımızın yanında sadece Azerbaycan bayrağını kullanarak basın toplantısı yapıyoruz. Bunun bir anlamı var. Azerbaycan toprak bütünlüğünü kendi toprak bütünlüğümüz kadar hassasiyetle savunuyoruz. Azerbaycan’ın Ermenistan karşısındaki duruşuna aynen katılıyoruz. Azerbaycanlı kardeşlerimiz kendilerinin yanında nasıl olmamızı istiyorlarsa o şekilde olacağız” açıklamasında bulundu.

“Pompeo’nun tarafsızlığını kaybettiğini gösteren bir açıklama”

Kısa bir süre önce Yunanistan’a bir ziyaret gerçekleştiren ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine Çelik, şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Pompeo’dan beklemediğimiz, Pompeo’nun tarafsızlığını kaybettiğini gösteren bir açıklama. Soğukkanlılığını kaybeden Türkiye değil, Yunanistan tarafı. Meis Adası’na gelip provokasyon yapan onların cumhurbaşkanı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına çirkin ifadelerle saldıranlar onların medyası. ABD ile müttefik bir ülkeyiz, Akdeniz’deki barışı önemsiyoruz. Sadece Rum kesimine giderek, Türk kesimine uğramayarak, Yunanistan’ı bir ay içinde iki defa ziyaret ederek, Yunanistan ile tarafgir olduğuna dair mesajlar vererek hem tarafsızlığını kaybediyor hem de bu sorunun çözümüne pozitif bir katkı sağlamamış oluyor. Umarım Sayın Pompeo olmak üzere ABD makamları kısa zamanda bu pozisyonlarını değiştirirler.”

“Ermenistan tarafı bir panik içinde”

Türkiye’nin Ermenistan’a ait bir savaş uçağını düşürdüğü iddiasının sorulması üzerine Çelik, “Ermenistan tarafı bir panik içinde. Ermenistan saflarında savaşan paralı askerler olduğu, PKK unsurları ile yakın bağları olduğu ortaya çıkıyor. Ermenistan Başbakanı bunu örtbas etmek için Türkiye’nin oraya cihatçı gruplar gönderdiğini söylüyor. Oraya yabancı unsurları getiren Ermenistan’ın kendisidir. Bu yalana dünyada kimse inanmadı, Türkiye’de de bir tek CHP yetkili hariç kimse itibar etmedi. Türkiye’nin bir F-16’sının Ermenistan’a ait savaş uçağını düşürdüğüne dair haber yaydılar, bu tamamen yalandır” dedi.

Derya Yetim
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da “Daltonlar” suç örgütüne yönelik “Mahzen-37” operasyonları: 14 şüpheli yakalandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, İstanbul’un Kağıthane Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir, Bahçelievler, Küçükçekmece ve Beşiktaş ilçelerinde “Daltonlar” suç örgütüne yönelik düzenlenen “Mahzen-37” operasyonlarında 14 şüphelinin yakalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, İstanbul’un Kağıthane Esenyurt, Beylikdüzü, Başakşehir, Bahçelievler, Küçükçekmece ve Beşiktaş ilçelerinde elebaşılığını yurt dışı firar olan Beratcan Gökdemir’in yaptığı Daltonlar organize suç örgütüne yönelik operasyon düzenlendi. Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinesinde İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen operasyonlarda yakalanan şüphelinin; Esenyurt ilçesinde 31.03.2024-05.04.2024 tarihleri arasında M.O.S., B.T. ve C.T. isimli 3 ayrı iş yerinin kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Beylikdüzü ilçesinde 31.03.2024 tarihinde E.B.G.R. isimli iş yerinin kurşunlanması eylemini yaptıkları, Başakşehir ilçesinde 02.04.2024 tarihinde B.S. isimli iş yerine el bombası atılması ve 14.04.2024 tarihinde iş yerinin kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Bahçelievler ilçesinde 04.04.2024 tarihinde P. ve C.C. isimli iş yerlerinin, 16.04.2024 ve 19.04.2024 tarihilerinde S.G.L. ve İ.P isimli işyerlerinin kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Küçükçekmece ilçesinde 22.04.2024 tarihinde 80. Yıl Parkı’nda kurşunlama eylemini yaptıkları, Bakırköy ilçesinde 16.04.2024 ve 25.04.2024 tarihlerinde G.B. isimli kuyumcunun kurşunlanması eylemlerini gerçekleştirdikleri, Esenyurt ve Avcılar ilçelerinde 08.04.2024 ile 13.04.2024 tarihlerinde meydana gelen 4 adet ikamet ve iş yeri kurşunlama eylemini yaptıkları, Beşiktaş ilçesinde 05.04.2024 ile 11.04.2024 tarihlerinde 2 ayrı kasten öldürmeye teşebbüs eylemini yaptıkları ve Esenyurt ilçesinde 12.04.2024 tarihinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemini yaptıkları tespit edildi. Operasyonlar sonucu, 1 adet AK-47 uzun namlulu tüfek, 3 adet tam otomatik tabanca, 2 adet çalıntı motosiklet ile çok sayıda balistik yelek ve kar maskesi el geçirildi.
Çorum Nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi eden cihaz geliştirildi Hitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, nörolojik hastalıkları ilaçsız tedavi edebilmek amacıyla çalışma başlattı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında desteklenen proje çerçevesinde hastaları ilaçların toksik doz ve yan etkisine maruz kalmadan tedavi edebilecek yerli ve milli cihaz üretildi. Cihazın geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarda Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Işık ve Doktor Öğretim Üyesi Serkan Dişlitaş yer aldı. Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, geliştirdikleri cihaz ile beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmadan beyindeki oluşacak olan elektrik uyarısıyla nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçladıklarını söyledi. Nöromodülasyon (sinir dokularının yeniden düzenlenmesi) yönteminde 1950’li yıllardan itibaren ses, elektrik uyarısı ve manyetik uyarılardan faydalanmaya başlandığını ifade eden Akçay, bu tedavi yönteminin invaziv ve non-invaziv olarak iki şekle ayrıldığını kaydetti. Akçay, non-invaziv (kesi yapılmadan) olarak adlandırılan; beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmayan tedavi yönteminde beyinde oluşacak elektrik uyarısıyla tedavinin amaçlandığını belirterek 2000’li yıllardan sonra bu tedavi yönteminin klinikte yer almaya başladığını ifade etti. “Beyine elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz” Geliştirdikleri cihaz ile beyne elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Akçay, şunları söyledi: “Beyne elektrik uyarısı vererek yapacağımız bu tedavi yöntemini diğer tedavi yöntemleriyle kıyasladığımız zaman; örneğin ilaçlarda toksik doz veya yan etkisi gibi durumlar olurken bu tedavi yönteminde ise yan etkisi diğerlerine göre neredeyse yok denecek kadar çok az olup avantajları, tedavi etkinliği daha yüksektir. Klinik çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğundan dolayı ekibimizin geliştirmiş olduğu cihazla yapılan tedavi yönteminin preklinik çalışmaları tamamlanmış olup şimdi ki aşamalarımızda ise klinikteki çalışmalarımızı özellikle epilepsi, nöropatik hastalarında Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Sinan Eliaçık hocamız ile uygulamayı amaçlamaktayız.” Yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz Geliştirilen cihazın tamamen yerli ve milli olduğunu vurgulayan Akçay, “Yurt dışında üretilen cihazların Türkiye’ye maliyeti ortalama 30 bin dolar civarında. Yerli üretim olanlarda ise yaklaşık maliyet 5-6 bin dolar civarında. Biz ise cihazı yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz. Yapmış olduğumuz cihazı diğerlerinden farklı olacak şekilde ürettik. Sabit bir akım vermek yerine beyindeki elektrik direnci ve kafa direnci ölçülerek bu dirence uygun olan yani tedavideki etkin ilaç diye tabir edebileceğimiz gerçek elektrik değerini verip beyne modüle ederek hastalarımızın tedavisini amaçlıyoruz. Böylelikle sabit bir tedavi değil bireye özgü elektrik uyarısı vererek tedavi hedeflenmiş oluyor. Bu amaçla da tedavinin etkinliği daha da arttırmayı sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Denizli PAÜ Hukuk Fakültesinde ‘Meclis Simülasyonu’ etkinliği düzenlendi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi ve Hukuk Topluluğu tarafından öğrencilerin yasama faaliyetini deneyimledikleri ve yasa yapım sürecine tanık oldukları, hoşgörü ve uzlaşma ortamında ideal meclisin nasıl gerçekleşeceğini görüp, pratikte uygulayabildikleri bir etkinlik olan Meclis Simülasyonu etkinliği düzenledi. 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve Denizli’de ilk kez düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Meclis simülasyonu etkinliği Eğitim Fakültesi Melek Sözkesen Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program açılış konuşmaları ile devam etti. Adalet Demokrasi ve Hukuk Orjinli Çalışmalar (ADHOC) Derneği Koordinatörü Şebboy Deren Güçlü yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada Pamukkale Üniversitesi ekibine baktığımda 5-6 aylık inanılmaz bir organizasyon sonucunda gerek divan üyeleri olsun gerek akademi ekibi organizasyon ekibimiz olsun, sponsorluk ekibimiz olsun gerçekten çok güzel bir çalışma ortaya koydular ve gerçekten çok güzel de bir organizasyon ortaya çıkaracaklar. Önümüzdeki dört gün boyunca bunu deneyimliyor olacaksınız. Dilerim ki gerçekten çok güzel bir şekilde eğlenirsiniz ve keyif alırsınız demek istiyorum. Burada dört gün boyunca hepiniz milletvekili olacaksınız. Farklı farklı partileri temsil edeceksiniz. Ancak burada unutmamız gereken bir şey var ki hiçbirimiz birbirimizi kırmadan gerçekten dostluk çerçevesinde hep beraber tanışarak ve keyifli vakit geçirerek buradaki arkadaşlığımızın baki kalacağını umut ederek ve olmasını sağlayarak da keyifli vakitler geçirmenizi istiyorum. Lütfen birbirinizi genel kurulda olsun komisyonlarda olsun birer parti için kırmayın. Gerçekten çok güzel bir organizasyona imza atılacağına eminim. Şimdiden herkese keyifli bir yasama dönemi diliyorum.” “Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın işlevini öğrenecektir.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Hukuk fakültesi olarak amacımız, Evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını benimseyerek, hukuki sorunları teorik ve pratik anlamda çözme yetkinliğine sahip hukukçular yetiştirmektir. Bu nedenle meclis simülasyonu çok önemlidir. Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın İşlevini öğrenecektir. Öğrencilerimizin yasama faaliyetlerinde bizzat bulunmalar ve etkin rol almaları, fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmeleri önemlidir. Meclis simülasyonu etkinliğinde farklı fakültelerden milletvekilleri ver almaktadır. Ancak sunu da belirtmeliyim ki hukukçuların milletvekilliğine ilgisi fazladır. 28. Dönem Milletvekillerinin Meslekleri incelendiğinde; TBMM’de en fazla iş insanı, avukat ve akademisyenin yer aldığı görülmektedir. Milletvekillerinin %20’sinin hukukçu olması bu ilginin kanıtıdır. Gerek Öğrenci Topluluklarımız gerekse Dekanlığımız yıl içinde sayısız akademik, sosyal, kültürel ve benzeri alanlarda çalıştay, panel, eğitim, konferanslar ve geziler düzenlenmektedir. Fakültemizin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ve başarılı etkinlikler, üniversite ve eğitime katkı veren ilgili kamu kurum ve kuruluşların, Rektörlüğümüz ve Denizli Barosunun uyumlu iş birliği ve ortak çabanın sonucudur. Fakültemizin gerek daha iyi Fiziki alana kavuşması için gerekse akademik kadrolar noktasında verdikleri büyük destek ve etkinliklerimize gösterdiği ilgi için rektörümüz sayın Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, teşekkür ederim. Hukuk Topluluğu Danışmanı Öğr. Üyesi Fatih, Yurtlu’ya ve Hukuk Topluluğu öğrencilerine böyle bir etkinliği düzenledikleri için teşekkür ediyor ve meclis simülasyonunun verimli geçmesini diliyorum.” Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Hukuk fakültelerindeki kaliteli eğitimin kamu yönetimine etkisini bizzat meslek itibariyle gören bir durumdayız. Kaliteli hâkim ve savcı yargı kararlarını okurken bizlerin içini açıyor. Yine, avukatlık hizmetinde verilen kaliteli bir hukuk eğitiminin de toplum yaşamından adaletin tecellisine katkısı hiçbir zaman yadırganamaz. Bu faaliyetin düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” “Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte” Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pamukkale Üniversitesi, son akreditasyonla 208 üniversiteden 70 üniversitenin arasına girmiştir. Bu gurur, üniversitemizdeki tüm akademik-idari personelinin ve tüm öğrencilerinin katkısı ile olmuştur. Ben bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Akreditasyon, Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun vermiş olduğu bir belge. Bu belge “Kurumsal Akreditasyon” belgesi. Bu belge ile Üniversitemiz, ÖSYM kılavuzunda akredite olan üniversiteler içerisinde yer almış oldu. Bu ne demek? Bu yarın Pamukkale Üniversitesi’nden alınan diplomalar, Avrupa ve Amerika geçerli demek. Dolayısıyla, böyle bir sevinci bu etkinlikte paylaşmak istedim. Çünkü Pamukkale Üniversitesi hak ettiği yer hali hazırda bulunduğu yer değil. Daha yükseklere çıkması gereken bir üniversite. Çünkü Denizli, Türkiye’de ilk onda yer alıyor, Pamukkale Üniversitesi ilk onda yer alması abartılı olur diyorum, yirminci sırayı kollaması gerekiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapacağız ama geleceğimiz olan bu gençler belki bu yirmili sıraları bizlere gösterirler. Çünkü yapmış oldukları etkinlikler gerçekten muhteşem. Ben, üniversitemizin öğrenci toplulukları ile çok gurur duyuyorum. Topluluklarla buluşalım dediğimizde hemen buluşabiliyoruz. Topluluk başkanları geliyor, yardımcıları geliyor. Bu bizim çok aktif bir üniversite olduğumuzu ve öğrencilerimizin çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Şimdi mesela, Filistin yürüyüşü yapacağız. Dün yirmi iki topluluk hemen geldi iki saat içerisinde geldiler ve neler yapacağımızı beraber konuştuk. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki öğrencilerimiz şu andaki Pamukkale Üniversitesi’nin seviyesinden memnun değiller. Onların bu yapmış oldukları çalışmalar inşallah Üniversitemizi ilk yirmilere çıkaracak ve bizler de onlarla gurur duyacağız. Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüyle kendini tescil etmiş bir kurumdur TBMM. TBMM Milli Mücadele kahramanı olduğu gibi 15 Temmuz’un da kahramanıdır. TBMM ile gurur duyuyorum, ebediyen var olsun diyorum. Diğer taraftan küçük bir anımı paylaşayım. 1996’da Amerika’ya gittim. Tabi Amerika’da gittiğimiz yerde ormanlık alanlar, şehirle doğa ile bir bütün halindeydi. Bana dediler ki: Hocam, burada yanına sincaplar gelir oturur bir şey yapma onlara. Bunlara bir şey yapmanın çok büyük cezaları vardır. Nasıl bir özgür dünyaymış burası dedim. Gerçekten hayran olmamak elde değil ama son zamanlarda gördüğümüz gibi şu anda yaşanan Amerikan üniversitelerde Filistin mitinglerinin nasıl bir karşılık bulduğunu da hepimiz gözler önünde seyrediyoruz. Bu durum, demokrasinin de yine her yerde her zaman aynı olmadığını da bize göstermiş oldu. Dolayısıyla, milletler kendi varlıklarını koruyabilmek için devletlerin idamesini sağlayabilmek için ciddi kararlar alabilmekteler” Açılış konuşmalarının ardından program, milletvekili yeminlerini gerçekleştirmek üzere simülasyonun divan başkanı PAÜ öğrencisi Aleyna Ece Sönmez’in, tüm milletvekilleri ile birlikte ettiği yemin ile sona erdi. Etkinliğin devamında program sergi salonunun gezilmesi ile sona erdi.