GÜNDEM - 24 Ocak 2019 Perşembe 14:29

“Onarıcı adalet ile 2018’de 218 bin 14 dosyada uzlaşma sağlandı”

A
A
A
“Onarıcı adalet ile 2018’de 218 bin 14 dosyada uzlaşma sağlandı”

2005 yılında hukuk sistemimize giren uzlaştırma konusunun ele alındığı "Ceza Yargılamasında Bir Uyuşmazlık Çözüm Yöntemi Uzlaştırma ve Uygulamaları Sempozyumu"nda konuşan Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdür Yardımcısı Ali Öztürkmen, uzlaştırma kurumu ile 2018’de 218 bin 14 dosyada uzlaşma sağlandığını belirtti.

  Ceza hukukuna alternatif bir çözüm yolu olarak uygulanan uzlaştırma kurumunun daha verimli nasıl uygulanabilir olabileceğinin her yönüyle ele alındığı "Ceza Yargılamasında Bir Uyuşmazlık Çözüm Yöntemi Uzlaştırma ve Uygulamaları Sempozyumu” Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) ile Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’nın paydaşlığında Bahçeşehir Üniversitesi’nin ev sahipliğinde başladı. İki gün sürecek olan sempozyuma, Türkiye’nin birçok yerinden başsavcılar, hâkimler, savcılar ve akademisyenler katıldı.
 

Sempozyumun ilk gününde uzlaştırma kurumunda 2016'da yapılan değişiklikler sonrasında iki yıllık uygulama değerlendirmesi, mevzuat analizinin yapılması, uygulayıcıların yeterli bilgiye sahip olması, uygulama örneklerinin iyileştirilmesi konularına değinildi.
 

“26 bin 600 uzlaştırmacı aktif olarak görev yapmaya başladı”
 

“Onarıcı adalet yaklaşımıyla failin davranışını yanlış olarak kabul etmesi, sonuçları hakkında düşünmesi ve sorumluğunu alması hedeflenmektedir. Böylece mağdurun zararı giderilmiş, failin de ıslahıyla yeniden sosyalleşmesi teşvik edilmiş olacaktır” diyen Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdür Yardımcısı Ali Öztürkmen, onarıcı adaletin bir parçası olan uzlaştırma kurumunun etkinliği ve başarısının gün geçtikçe arttığını söyledi. Uzlaştırma sürecinin köklü olarak değiştiğini ifade eden Öztürkmen, “Ceza adalet sisteminde 10 yılı aşkın yer alan uzlaştırma uygulamalarının etkinliği arttırılmıştır. Soruşturma ve kavuşturma evrelerinde gerçekleştirilen uzlaştırma surecinin köklü olarak değişiminin yanı sıra aynı zamanda kurum için yeni olan uzlaştırmacı eğitimi sınavı ve denetim gibi kavramlar uzlaştırma sistemiyle tanıştırılmıştır. Bakanlığımız tarafından 2016 yılında eğitim kuruluşlarına uzlaşmacı eğitimi izni verilmeye başlanmıştır. 2019 yılı itibariyle eğitim izni verilen eğitim kuruluşlarının sayısı 47'ye ulaşmıştır. Bugüne kadar 33 bin uzlaştırmacı adayı eğitimlere katılmıştır. Genel müdürlüğümüz tarafından 27 bin 500 kişinin uzlaştırmacı olarak kaydı yapılmıştır. 26 bin 600 uzlaştırmacı ise Cumhuriyet Başsavcılıkları uzlaştırmacı listesinde yer alarak aktif olarak görev yapmaya başlamıştır. En fazla uzlaştırmacıya 2 bin 572 ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı sahiptir” dedi.
 

“Uzlaştırma kılavuzumuz hazır”
 

Uzlaştırmacıların görevlendirilmelerini ve dosyalarını takip edebilmelerini sağlayan uzlaştırmacı portalının faaliyete geçtiğini kaydeden Öztürkmen, uzlaştırma kurumundaki yenilikleri şu sözlerle aktardı: “Bu portalla uzlaştırmacılara ve taraflara sürecin başlangıcında bilgilendirici kısa mesaj gönderilmesi sağlanmıştır. Genel müdürlüğümüzde bu kapsamda yapılan öneriler dikkate alınarak portal üzerinden uzlaştırmacıların dosyalarını teslim alabilmeleri, evraka portal üzerinden erişebilmeleri sağlanmıştır. Uygulamada müşterek ilke ve standartların belirlenmesi hâkim, Cumhuriyet savcısı ve uzlaştırmacılara kaynak teşkil etmesi amacıyla uzlaştırma kılavuzu çalışmamız da tamamlandı, kısa süre içerisinde basımı gerçekleştirilecektir.”

  “2018 yılında 218 bin 14 dosyada uzlaşma sağlandı”
 

2018 yılında müzakerelerine geçilen 255 bin 962 dosyanın 218 bin 14’ünde uzlaşma sağlandığını belirten Öztürkmen, “Asliye ve Çocuk Ceza Mahkemeleri’ne toplam 946 bin 230 dava dosyası açılmıştır. 2018 yılındaki uzlaştırma sayılarına bakıldığında uzlaşma ile sonuçlanan dosya sayısı Asliye ve Çocuk Ceza Mahkemeleri’ne açılan dava sayısının yüzde 18’ine tekabül ediyor. Bu kapsamda en fazla hakaret, kasten yaralama, basit tehdit, taksirle yaralama ve mala zarar verme suçlarında uzlaştırma gerçekleştirilmiştir” şeklinde konuştu.
 

“Onarıcı adalet olan uzlaştırma ile mağdur tatmin ediliyor”

  Uzlaştırmanın onarıcı adalete hizmet eden bir kurum olduğunu ifade eden Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu, “Onarıcı adalet olan uzlaştırma, mağdurun tatmin edilmesi suretiyle adaletin sağlanmasıdır. Cezalandırıcı adalette ceza davaları açılıyor. Fail ve mağdur arasındaki uyuşmazlık aralarındaki nefreti arttırabiliyor. Ancak uzlaştırma kurumunda fail ile mağdur barıştırılıyor. Mağdurun zararı karşılanıyor ve adalet sağlanıyor. Her şeyden önce uzlaştırma kurumu; mağduru tatmin ediyor, yargıdaki iş yükünü de azaltıyor” diye konuştu.
 

“Bu meslekte iletişim becerileri ve kriz yönetimi bilgisi çok önemli “
 

Uzlaştırmacı olmak için tek başına hukuk bilgisinin yeterli olmadığı söyleyen Prof. Dr. Nuhoğlu, “Sadece hukuk fakültesi mezunları değil, diğer fakültelerden de mezun olan ve öğrenciyken hukuk dersi alanlar da uzlaştırmacı olabiliyor. Uzlaştırmacı olmak için sadece hukuk ve ceza hukuku bilgisi yeterli değil. Çünkü taraflar arasında uzlaşı sağlanması için iletişim becerileri, kriz yönetimindeki bilgi ve beden dili gibi konularda bilgilenmek gerekiyor. O nedenle Adalet Bakanlığımız uzlaştırmacı eğitimini, sertifika alınmasını ve sınava girilmesini zorunlu tuttu. Sertifika eğitimlerinde üniversite olarak biz de eğitimlere katkıda bulunuyoruz. Bu eğitimlerde sadece hukuk eğitimi değil, iletişim becerileri derslerine de ağırlık veriyoruz. Çünkü birbirlerine düşman diyebileceğimiz iki taraf arasında uzlaşı sağlamak için iletişim becerisinin yüksek olması gerekiyor” yorumlarında bulundu.
 

“Her konuda uzlaşma sağlanmıyor”
 

Her konuda uzlaşı sağlanmadığını ve uzlaşma için bazı kriterlerin olduğunu belirten Nuhoğlu, “Uygulamada yorum gerektiren konular gerekiyor. Ceza Muhakemesi Kanunu'nda (CMK) basit suçlar diyebileceğimiz suçlarda uzlaştırma kabul edilmiştir. Ayrıca mağdur uzlaşmayı kabul ederse uzlaştırma görüşmelerine başlanır. Mağdur uzlaşmayı kabul etmezse ceza davası açılır. Bu görüşmeler neticesinde kesin çözüme ulaşılıyor ve mağdur tatmin ediliyor. Mağdurun zararı giderilmediği sürece mağdur uzlaştırma görüşmelerini kabul etmeyerek, ‘ceza davası açılsın’ diyebilir” dedi.

  “Mağduru koruyan hükümler ön planda”
 

Uzlaştırma kurumunun Avrupa Birliği’nin (AB) tavsiye ettiği bir kurum olduğunu da aktaran Nuhoğlu, “Bizim mevzuatımıza girmesinin belki de bir gerekçesi olarak AB’nin tavsiyesi gösterilebilir. AB, yargıyı ağır iş yükünden kurtarmak, mahkemelerin enerjilerini, zamanlarını daha çok ağır suçlara ayırmasını sağlamak için uzlaştırma kurumunu tavsiye etti. Belli bir kriter içindeki basit suçlarda uzlaştırma kurumundan verimli sonuçlar alınabilir. Eskiden hep bastırıcı adalet, cezalandırıcı adalet deniyordu. Bugün ise onarıcı adalet deniyor. Uzlaştırmanın adaletin isleyişine hizmet ettiği düşüncesi daha da kuvvetlenmeye başladı. Bir de önceden hiç mağduru düşünmezdik sadece failin cezalandırılması ön plandaydı. Ancak günümüzde ceza kanunlarında uzlaştırma dışında da mağduru koruyan hükümler var” diyerek sözlerini sonlandırdı.
 

 

SEMA FİSON-UĞUR GÜLBOY

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ATO Başkanı Baran: "Ekonomiye dinamizm sağlayan yiyecek içecek sektörü kredi kartı komisyonu nedeniyle sıkıntılı" Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, restoran, lokanta ve kafe ile benzeri yiyecek içecek hizmeti sunan işletmelerde KDV uygulamalarına ilişkin boykot çağrılarının sektörün motivasyonunu olumsuz etkilemesine izin verilmemesi gerektiğini belirterek, "Restoran, lokanta ve kafelere ilişkin oluşturulacak olumsuz algı sektörü de müşterileri de olumsuz etkileyecektir. Kurunun yanında yaş da yanmasın" dedi. ATO’nun 60 No’lu Restoran, Lokanta, Kafe Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Abdurrahman Işıksever, ATO Meclis Divan Kâtibi ve 60 No’lu Restoran, Lokanta, Kafe Hizmetleri Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Emre Güner, Meclis Üyesi Ayşe Nilay Çelik, Komite Meclis Üyeleri Hakan Sancur ve Meriç Çağlayan ile Komite Üyesi Aykut Altıntaş, ATO’nun Yiyecek ve İçecek Sektörü Çalışma Grubu Üyeleri Servet Alkan ve Beril Anaç ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran’ı makamında ziyaret etti. Yiyecek içecek sektörünün son dönemde gerçekleşen denetimler ve boykotlar nedeniyle yaşadığı sıkıntıları ATO Başkanı Baran’a aktaran Işıksever, Başkent’teki lokanta, restoran ve kafelerin sorunları hakkında bilgi verdi. Ziyaretin ardından yazılı bir açıklama yapan Baran, yiyecek-içecek sektörünün pandemi sürecinden en fazla etkilenen sektörlerin başında geldiğini hatırlatarak, pandeminin ardından yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı, gıda arzında ortaya çıkan sıkıntılar, iklim değişikliğinin etkileri ve enflasyonun sektörü etkilemeye devam ettiğini söyledi. Yiyecek-içecek sektörünün hizmet sektörünün önemli bir bölümünü oluşturduğunu belirterek, ekonomideki önemine değinen Baran, "Komitemiz, denetimler başta olmak üzere, yaşadıkları sorunları aktardı" dedi. Baran, insanın temel ihtiyacını karşılayan yiyecek-içecek sektörünün tüm dünyada ekonomik kalkınmaya kaynaklık eden tarımsal üretimden perakendeye, restoranlara kadar bağlantılı olduğu sektörlerle birlikte ekonomik gelişmeye dinamizm sağladığını vurguladı. Türkiye’de ekonominin yaklaşık üçte ikisini oluşturan hizmet sektörünün ekonomik yapının iskeleti durumunda olduğunu kaydeden Baran, hizmet sektörü içinde de yiyecek-içecek sektörünün yaptığı yatırımların çarpan etkisinin, sağladığı istihdam ve ödediği vergilerle önemli bir yere sahip olduğunun altını çizdi. Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmelerin yiyecek-içecek sektörünün işletme giderlerini artırdığını belirten Baran, sektörün bankaların kredi kartı komisyon oranlarının yüksekliği nedeniyle sıkıntıya girdiğini, Katma Değer Vergisi’nin farklı oranlarda uygulanması nedeniyle de kafa karışıklığı yaşadığını anlattı. Baran, sektörün kira, işçilik, enerji gibi işletme giderlerinin artmasından da etkilendiğini söyledi. "Restoran, lokanta ve kafelere ilişkin oluşturulacak olumsuz algı sektörü de müşterileri de olumsuz etkileyecektir" ATO Başkanı Baran, restoran, lokanta ve kafe ile benzeri yiyecek-içecek hizmeti sunan işletmelerde menü, fiyat, KDV uygulamalarına ilişkin denetimler ile boykot gibi çağrıların hem sektörün hem de müşterilerin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilemesine izin verilmemesi gerektiğini ifade ederek, "Hizmet sektörünün bel kemiği durumundaki yiyecek-içecek sektörünün sıkıntıya girmesi demek, sektör ile ilişkili onlarca sektörün, istihdam edilen binlerce çalışanın nihayetinde ticaretimizin sıkıntıya girmesi demek olur. Sektörde dürüst ve layıkıyla ticaretini sürdüren işletmelerimize haksızlık olur. Fahiş fiyat uygulayan, menü düzenlemelerine uymayan, KDV oranlarını farklı uygulayıp suiistimal ederek sektörü zora sokanlar elbette cezalandırılmalı. Ancak gecesini gündüzüne katarak dürüstçe çalışarak topluma yiyecek-içecek hizmeti sağlayan işletmelerimizi de dara düşürmememiz gerekiyor. Restoran, lokanta ve kafelere ilişkin oluşturulacak olumsuz algı sektörü de müşterileri de olumsuz etkileyecektir. Kurunun yanında yaş da yanmasın" dedi.
Mersin Özyiğit, 32 mahalle muhtarıyla buluştu Mersin’in merkez ilçe Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, muhtarlarla daima iletişim halinde olduklarını ve birlikte çalıştıklarını belirterek, “Sorunların çözümü noktasında tüm imkânlarımızla görev yapacağız. Sorunları çözmeye gücümüz var, yeteneğimiz var, bilgimiz var, altyapımız var. Hiçbir endişeye mahal vermeden hizmetleri yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi. Özyiğit, Yenişehir Kaymakamı Nevzat Şengök ve şube müdürleri ile birlikte 32 mahalle muhtarıyla bir araya geldi. Özyiğit ve Yenişehir Kaymakamı Nevzat Şengök, önceki dönem mahalle muhtarlarına hizmetlerinden dolayı plaket ve teşekkür belgesi verdi. “Beraberlik ve dayanışma içerisinde güzel işleri birlikte yapacağız" Seçilen muhtarları tebrik ederek, çalışmalarından başarılar dileyen Özyiğit, “Yeni bir döneme başlıyoruz. Hep birlikte çok güzel bir kenti yönetiyoruz. Bunun gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum. Bu güzel kent daha da güzel yapmak için birlikte mücadele edeceğiz. Birlikte, omuz omuza çalışacağız. Muhtarlarımız mahallede olan her sorunu bizimle paylaşacaklar. Sorunların çözümü noktasında tüm imkânlarımızla görev yapacağız. Sorunları çözmeye gücümüz var, yeteneğimiz var, bilgimiz var, altyapımız var. Hiçbir endişeye mahal vermeden hizmetleri yerine getirmeye devam edeceğiz. Büyük bir birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde güzel işleri birlikte yapacağız. İnşallah yolumuz açık olur, güzel olur. Geçen dönemin üzerine koyarak çalışacağız" diye konuştu. Yenişehir’in, Türkiye’nin en gözde ilçelerinden biri olduğunu söyleyen Kaymakam Şengök ise “Başkanımın dediği gibi bu bir bayrak yarışıydı. Dokuz tane muhtarımız bu bayrağı yeni arkadaşlarımıza devretti. İnşallah yeni seçilenlerle birlikte görevi devam eden muhtarlarımızla birlikte güzel işlere, güzel hizmetlere imza atmayı hepimiz el birliğiyle başarırız. Yenişehir ilçesi gelişmişlik endeksinde gösterildiği gibi Türkiye’nin en gözde ilçelerinden birisi. Hem eğitim açısından, hem kültürel faaliyetler bakımından ve insan unsuru olarak en gözde ilçe. Tabi beklentiler yüksek olunca hizmetlerin de yüksek olması kaçınılmaz. Vatandaşımız en iyi hizmetlere layık. Kamu kurum ve kuruluşlarla birlikte belediye ile birlikte bunu yapmak bizlerin görevi” şeklinde konuştu.