EKONOMİ - 08 Haziran 2019 Cumartesi 10:36

Operasyonel kiralama sektöründen ilk çeyrekte 805 milyon TL’lik yatırım

A
A
A
Operasyonel kiralama sektöründen ilk çeyrekte 805 milyon TL’lik yatırım

Operasyonel kiralama sektörü, 2019 yılının ilk çeyreğinde 805 milyon TL yatırım yaparak satılan yeni otomobillerin yüzde 10’u olan 6 bin 700 adet yeni aracı filosuna kattı. Söz konusu yatırım ile birlikte aktif büyüklüğü 28 milyar 600 milyon TL olan sektörün filosundaki toplam araç sayısı da 305 bin adet olarak gerçekleşti.

Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER), bağımsız araştırma şirketi Kantar iş birliği ile hazırladığı 2019 yılının Ocak-Mart dönemine ait TOKKDER operasyonel kiralama sektör raporunu açıkladı. Söz konusu rapora göre, Türkiye’de gerçekleşen yeni otomobil satışları 2018 yılının aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 44 oranında azalırken, operasyonel araç kiralama sektörü ise 2019 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’de satılan yeni otomobillerin yüzde 10’u olan 6 bin 700 adet yeni aracı filosuna kattı. Bu dönemde 805 milyon TL yeni araç yatırımı yapan sektörün aktif büyüklüğü ise 28 milyar 600 milyon TL oldu. 2018 yılı sonuna göre yüzde 5,7 daralan operasyonel kiralama sektörünün, filosundaki araç sayısı toplamda 305 bin adet oldu. TOKKDER raporuna göre, ilk 3 aylık dönemde Renault yüzde 26,2’lik payı ile Türkiye operasyonel araç kiralama sektörünün araç parkında en çok tercih edilen marka oldu. Renault’u yüzde 13,3 ile Volkswagen, yüzde 13,2 ile Fiat, yüzde 10,3 ile Ford markaları takip etti. 

Araç parkının yarısı kompakt sınıf 

Sektörün araç parkının yüzde 49,1 gibi önemli bir kısmı kompakt sınıf araçlardan oluşurken, küçük sınıf araçlar yüzde 31,4 üst orta sınıf araçlar ise 13,9 pay aldı. Rapora göre ayrıca, sektörün araç parkının yüzde 93,6’sını dizel araçların oluşturması dikkat çekerken, otomatik vitesli araçların payı ise yüzde 53,8 olarak gerçekleşti. Raporda yer alan verilere göre, 2018 yılında yaklaşık 5,3 milyar TL vergi ödeyen operasyonel kiralama sektörü, 2019 yılının ilk 3 aylık döneminde yaklaşık 471 milyon TL vergi ödeyerek ülke ekonomisine yaptığı katkıyı sürdürdü. Rapora göre sözleşme sürelerine bakıldığında ise yüzde 62,4’lük oran ile en fazla 30-42 aylık sözleşmelerin tercih edildiği görülüyor. Onu yüzde 18,7’lik oran ile 18-30 ay ve yüzde 13,5 ile de 43 ay ve üzeri sözleşmeler takip ediyor.

“Risk yönetimi her zamankinden daha önemli” 

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı İnan Ekici, küresel, bölgesel ve yerel dinamiklerin etkisiyle 2018 yılının ikinci yarısından itibaren yaşanan olumsuzlukların, bir yandan ekonomide daralmaya yol açarken diğer yandan da enflasyon ve faizlerde artışa neden olduğunu belirtti.
Bu gelişmelerin doğal olarak ticaret hayatını olumsuz etkilediğine dikkat çeken Ekici, “Zaten sınırlı olan kaynakların verimli kullanımı ve risk yönetimi şirketler için her zamankinden daha önemli bir hale geldi. İşte tam bu noktada, risklerini azaltarak kaynaklarını verimli kullanmak isteyen şirketler araç ihtiyaçlarını karşılamak için satın alma alternatifi yerine operasyonel kiralama yöntemini tercih etmeye devam ediyor” dedi.

“Operasyonel kiralama ile riskleri bertaraf edin” 

Ekici, şöyle devam etti: “Operasyonel kiralama yöntemi işletmelere kaynaklarını verimli kullanma adına iyi bir alternatif olurken, üstlerindeki birçok riski de bertaraf etme imkânı sunuyor. Faiz, ikinci el satış fiyatı ve sigortada hasar/prim oranı gibi riskler operasyonel kiralama yöntemini tercih eden şirketler için sorun olmaktan çıkıyor. Tüm bu saydığım risk unsurları operasyonel kiralama şirketleri tarafından yönetiliyor. Ayrıca, operasyonel kiralama şirketlerin, araç parkı yönetim sistemi gibi emek, zaman ve para maliyeti azımsanmayacak ölçüde olan yüklerini hafifletiyor. Araç kiralayan şirketler tüm kaynaklarını ve konsantrasyonlarını asıl faaliyetlerine yönlendirerek hem finansal hem de kendi operasyonel verimliliklerini artırıyorlar” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Fenerbahçe - Beşiktaş maçları hırçın geçiyor Süper Lig’in 34. haftasında yarın karşı karşıya gelecek Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında son dönemde oynanan müsabakalar hırçın geçiyor. Son 10 yıldaki derbilerde 13 kırmızı ve 124 sarı kart olmak üzere toplam 137 kart çıktı. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Fenerbahçe ile Beşiktaş, 27 Nisan Cumartesi günü kozlarını paylaşacak. Kadıköy’de oynanacak mücadele öncesi ezeli rekabette son dönemlerde sarı ve kırmızı kartların çokluğu dikkat çekiyor. İki takım arasında oynanan son 20 lig maçında hakemler, toplam 13 kırmızı ve 124 sarı kart gösterdi. Sarı-lacivertli futbolcular, söz konusu müsabakalarda 61 sarı, 4 kırmızı kartla cezalandırıldı. Siyah-beyazlı oyuncular ise 63 sarı, 9 kez de kırmızı kart gördü. Söz konusu süreçte Fenerbahçe 6 kez sahadan galibiyetle ayrılırken, Beşiktaş da 5 maçta gülen taraf oldu. 9 karşılaşma ise berabere sonuçlandı. 339 faul, 13 penaltı Nisan 2014’ten bu yana oynanan iki ekip arasındaki lig maçlarında 339 kez faul düdüğü çalındı. En fazla faul yapılan mücadele, 25 Şubat 2019’da Beşiktaş’ın ev sahipliğindeki 3-3’lük müsabaka oldu. İki takım lehine toplam 41 faul kararı verildi. 24 Eylül 2017’de Kadıköy’deki karşılaşmada ise 5 kırmızı, 9 sarı kartın yanı sıra 2 penaltı kararı çıktı. Son 20 maçta toplam 13 kez beyaz noktaya gidildi. Sarı-lacivertliler, 9 penaltının 7’sini gole çevirirken, 2 penaltıdan yararlanamadı. Siyah-beyazlılar ise 4 penaltının 3’ünde gol sevinci yaşadı.
Şanlıurfa İş yerine arı istilası: Binlercesi iş yerini bastı, esnaf neye uğradığını şaşırdı Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde nereden geldiği belli olmayan arılar, sanayideki işyerlerini bastı. Arıların baskınına çalışırken yakalanan esnaf neye uğradığını şaşırdı. Edinilen bilgiye göre olay, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesindeki Küçük Sanayi Sitesinde yaşandı. Bölge esnafı her zaman olduğu gibi sabah sanayiye giderek işyerlerini açtıktan sonra çalışmaya başladı. Bir anda bastılar İşyerinde çalışan esnaf gökyüzünden bulut şeklinde bir karartı olduğunu gördü. Yaklaşan karartıya dikkatlice bakan esnaf, binlerce bal arısının kendilerine doğru geldiğini fark etti. İlk şoku atlatan esnaf, dışarı kaçarak arı sokmalarına karşı kendilerini korumaya çalıştı. Arıları uzaklaştırmak için her yolu denediler Sanayi esnafı, işyerlerini istila eden arılardan kurtulmak için her yolu denedi. İlk önce ateş yakıp duman yaparak arıları uzaklaştırmaya çalışan esnaf, bunu başaramayınca bu defa hava tabancasıyla arılara müdahale etti. İşyerlerine hava sıkan esnaf, arıların dışarı kaçmasını sağlamaya çalıştı. Bunun da işe yaramadığını gören esnaf, bu defa tazyikli su ile arıları uzaklaştırmaya çalıştı. Yaklaşık 2 saat mücadele eden esnaf, sonunda arılardan kurtulmayı başardı. Geçen yıl da aynı olay yaşandı Geçen yıl da aynı şekilde arıların baskınına uğradıklarını söyleyen sanayi esnafı Halil Ölmezler, “İşyerinde çalışırken aniden bulut şeklinde arıların geldiğini gördük. Neye uğradığımızı şaşırdık. Ondan sonra kendi imkanlarımızla, onlara da zarar vermemek için hafif bir duman yaptık. Bizi de rahatsız ettiler çünkü burada iş yapamaz olduk. Aynı şekilde geçen yıl da bunu yaşadık. Nereden geliyorlar, ne şekilde geliyorlar bilmiyorum” diye konuştu.
Adana F-16’lar, pilotların kumandasında vatanı koruyor...10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na açtı Adana’da 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığında bulunan ve "Savaşan Şahin" olarak anılan F-16 savaş uçakları, görevli pilotların kumandasında vatanı korurken dosta güven, düşmana korku salıyor. Hava Pilot Binbaşı, “Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacak” dedi. Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, “Fighting Falcon”, diğer adıyla “Savaşan Şahin”, Türkiye’nin gökyüzündeki vurucu güçlerinden sadece bir tanesi. Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor. F-16 savaş uçakları dosta güven, düşmana ise korku salıyor. 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı, kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı. Adana 10’uncu Ana Jet Üs Komutanlığı 152’nci Jet Filo Komutanlığında görev yapan Hava Pilot Binbaşı, 17 yaşında Hava Harp Okulunda başlayıp F-16 sandalyesine uzanan hikayesini İHA’ya anlattı. “Farkında olmadığım savaş pilotluğu kanıma karıştı” 2002 Dünya Kupası’nda 3. olup ülkemizi gururlandıran A Milli Futbol takımımızın uçağına, Türkiye’ye dönüşünde F-16’ların eşlik etmesi üzerine televizyonda bu anları izleyen ve pilot olmaya karar veren Hava Pilot Binbaşı, “Pilot olmak bir noktadan sonra çoğu gencin olduğu gibi benim de hayalim olmaya başladı. Ben lise son öğrencisiyken A Milli Futbol takımımız Dünya 3.sü oldu. Onlar ülkemize gelirken 2 tane F-16 uçağı, onları havada karşıladı. Bu beni çok etkiledi. Daha önce açıkçası farkında olmadığım savaş pilotluğunun kanıma karışmasını sağladı. Bu vesileyle Hava Harp Okulu seçme aşamalarına katıldım. Ben de bir asker çocuğuyum. İlk seçildiğimde çok mutlu oldum. Ben ailenin tek çocuğuyum, bu nedenle annemin çekinceleri vardı. Fakat ben sahip olmadığım kardeşlerimi Hava Harp Okulunda kazandım” diye konuştu. “Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev” Türk hava sahasını korumanın çok ciddi bir görev olduğunu anlatan Hava Pilot Binbaşı, “Bu meslek çok farklı bir duygu. Türk hava sahasını korumak çok ciddi bir görev. Bilginin güç olduğu ama aynı zamanda da fiziksel ve mental olarak güçlü olmanız gereken bir meslek. Bunu, uçacağınız her gün sağlamanız gerekiyor. Savaş pilotluğu tamamen disiplin işi. Sabah uyandıktan gece yatana kadar günlük rutinlerin dışına çıkmamaya çalışıyoruz. Genel brifing ile başlayan mesaimiz daha sonra lider brifingi, uçuş ve dönüş brifingi ile devam ediyor. Sağlığımıza, beslenmemize ve uykumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor” Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden Hava Pilot Binbaşı, “Bizim eğitimlerimiz meslek hayatımız boyunca devam ediyor. İlk olarak MSÜ Hava Harp Okulunda mühendislik diploması alıyoruz. MSÜ Hava Harp Okulunda İngilizce dil eğitimine çok önem verilir ve bir havacı için İngilizce çok önemlidir. MSÜ Hava Harp Okulundan mezun olan herkes, pilot olmuyor. Belirli sınavları geçenler pilot adayı oluyor. Daha sonra uçaklarda eğitim alıyorlar ve bu eğitimleri tamamlayanlar Türk Hava Kuvvetleri envanterindeki uçaklara pilot oluyor. Harbe hazırlığın devamı olarak nitelendirilen birlik içi eğitimler, meslek hayatımız boyunca devam etmektedir. Farklı silahların eğitimleri filolardaki öğretmen pilotlarımız tarafından pilotlara veriliyor.” dedi. “Hem dersler hem de İngilizce çok önemli” Hava Pilot Binbaşı, pilot olma hayali kuran gençler için de şu tavsiyelerde bulundu: “Havacılık dünyada sürekli büyüyen bir sektör ve pilot açığı her zaman oluyor. Çok cazip bir kariyer planı. Öncelikle İngilizce havacılık dili olduğu için çok önemli. Bunun yanı sıra Milli Savunma Üniversitesi sınavlarında Hava Harp Okulu en yüksek puanlarla öğrenci kabul eden bir bölüm. Bu nedenle derslere çalışmak şart. Bunun dışında sporcu kişiliğe sahip olmalı, sporu hayatınızın rutini haline getirmelisiniz. Ayrıca sosyal bir kişiliğe sahip olmak çok önemli.” “MSÜ Hava Harp Okulu göklerin değil uzayın da anahtarı olacak” Türkiye’deki savunma sanayinin her geçen gün geliştiğini ve kendi uçaklarımızın envantere girmesiyle çok gururlandıklarını vurgulayan Hava Pilot Binbaşı, “Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “İstikbal Göklerdedir”. Bu söz o kadar çağın ötesinde bir söz ki kendisini sürekli yeniliyor. Günümüzde artık Türk havacılığı kendi uçaklarını yapar hale geldi. Umuyorum ki çok kısa zamanda operasyonel anlamda da kullanacak. Artık MSÜ Hava Harp Okuluna yeni girecek silah arkadaşlarımız Türkiye’nin ürettiği milli uçakları kullanma onuruna erişecekler. Türkiye artık uzaya çıkarak insanlı uzay misyonunun parçası haline geldi. Bu demektir ki artık MSÜ Hava Harp Okulu sadece göklerin değil uzayın da anahtarı olacaktır.” ifadelerini kullanarak tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutladı. (UMT-