GÜNDEM - 28 Eylül 2020 Pazartesi 08:58

Ordulu çılgın arıcı, gömleğini çıkarıp arıların arasına daldı

A
A
A
Ordulu çılgın arıcı, gömleğini çıkarıp arıların arasına daldı

Ordu’nun Fatsa ilçesinde arıcılık yapan Abdulkadir Yirmibeşoğlu, kıyafetlerini çıkartarak arılarının bakımını yapıyor, balları çıkartabiliyor. Arılarının kendisini tanıdığını ifade eden Yirmibeşoğlu, bu eylemi kendine ait olmayan peteklerde yapamayacağını belirtiyor.

Fatsa ilçesi İslamdağ Mahallesi'nde balcılık yapan, bölgede ve sosyal medyada 'Balcı Abdulkadir' olarak tanınan 44 yaşındaki Abdulkadir Yirmibeşoğlu, kendi arılarına olan güvenini farklı bir yöntemle sergiliyor. Geçimini sağladığı arılarının arasına maskesini çıkartarak, peteklerin kapaklarını açan Yirmibeşoğlu, arılarının kendisini tanıdığını belirtiyor. Arılarına olan güvenini göstermek adına üzerindeki gömleği de çıkartarak neredeyse yarı çıplak soyunan Yirmibeşoğlu, arıların ısırmadığını iddia ederek, bunu kimsenin denememesi gerektiğini aktarıyor.

“Günün belirli saatlerinde arıların arasına çıplak da girseniz bir şey yapmaz”

“Arıların içerisine çıplak giriyorum, hiçbir şekilde sansür yok” diyen Abdulkadir Yirmibeşoğlu, “Kendim arıcı olduğum için bunu buldum. Bunun da şöyle bir formülü var, gündüz vakti hava sıcaklığında saat 12.00 ile 13.00 arasında çıplak dahi girilse arılar insana bir şey yapmaz. Biz burada doğal ürünler yapıyoruz. Çiçek, kestane ve karakovan balı. Bunları daha çok İstanbul ve farklı illerde satıyoruz. Şu an pandemi olayı var, bazı insanlar bal ile çare bulduklarını da söylüyorlar” dedi.

“Arılar sahibini tanır, bunun denenmesini tavsiye etmiyorum”

Arıların sahiplerini tanıdığını ifade eden Yirmibeşoğlu, "İnsanlar bunun denemesini yapabilir, hava sıcak olduğunda ve öğlen vaktinde arının içerisinde girilebilir, bir şey yapmazlar. Arılar da beni tanıyor. Arılar insanın kokusunu anlar. Yabancı birisi girdiğinde arılar onları anlar. Ben başkalarının arısına giremem. Aynı koyunlar sahibini nasıl tanıyorsa arılar da öyle tanıyor. Diğer arıcılar bunu denemesinler sıkıntı olabilir. Biz deniyoruz ama işi biliyoruz. Arılar bizi ısırsa dahi alıştık. İnsanlar maskesiz ve dumansız arıların içerisine girmesinler” diye konuştu.

Selim Kuşcu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.