SAĞLIK - 11 Şubat 2014 Salı 09:01

Ortodontik tedavide görünmeyen tel dönemi

A
A
A
Ortodontik tedavide görünmeyen tel dönemi

Dişin dış yüzeyine yapıştırılan metal ya da seramik braketlerle sürdürülen, bilinen ortodonik tedavide yeni bir çığır olarak görülen lingual teknik ile braketler dişin arka yüzeyine yapıştırılıyor.

Tedavi süresinin uzunluğu ve dış görünüşte yarattığı olumsuzluklar nedeniyle yetişkinler tarafından uzak durulan ortodontik tedaviler, görünmeyen diş tellerinin kullanıldığı ‘lingual’ teknik ile her yaştan kişinin sağlıklı ve güzel görünümlü dişlere kavuşmasına olanak sağlıyor.

Dişin dış yüzeyine yapıştırılan metal ya da seramik braketlerle sürdürülen, bilinen ortodonik tedavide yeni bir çığır olarak görülen lingual teknik ile braketler dişin arka yüzeyine yapıştırılıyor. Dışarıdan hiçbir şekilde fark edilmeyen ve konuşma bozukluğu yaratmayan braketler sayesinde, yetişkin ortodontisinde estetik kaygılar tamamen yok oluyor.

Dişlerin iç yüzeylerine yapıştırılan braketlerin alışma dönemini değerlendiren Lingual Ortodonti Uzmanı Dr. Cem Caniklioğlu, kullanılan lingual braketlerin boyutlarının küçüklüğü ve inceliği ile diş yüzeyine tamamen adapte olmalarının, apareye alışma döneminin tüm sıkıntılarını eskiye oranla azalttığını belirterek, “Bu tedavide konuşma zorluğu ya da dilde herhangi bir önemli rahatsızlık hissedilmiyor. Hastalar dilin en çok değdiği nokta olan, diş arka yüzeyindeki değişikliğe 3-4 hafta arasında alışmaktalar” dedi.

Halk arasında görünmez diş teli ya da görünmeyen diş teli olarak da bilinen lingual ortodontinin, 70’li yıllardan bu yana dış yüzey üzerine uygulanan klasik labial ortodonti yöntemlerine göre estetik açısından önemli avantajları olduğuna da dikkat çeken Dr. Cem Caniklioğlu, “Günümüzde pek çok tanınmış insan lingual ortodonti tedavisi görmektedir ancak bu kişiler, diş telleri dışarıdan görünmediği için hiçbir estetik kaygı taşımamaktadır. Dişlerin dışarıdan görünen yüzeylerinin hiçbir şekilde etkilenmediği bu tedavi ile bir yandan dişler düzelirken, diğer yandan özgürce gülümseyebiliyor ve konuşabiliyorsunuz. Hastaların sosyal hayatlarını olumlu yönde etkileyen bu tedavi ile diş teli, yetişkinler için estetik bir sorun olmaktan çıkıyor” sözleriyle lingual ortodontinin sosyal avantajlarına değindi.

KİŞİYE ÖZEL BRAKET VE TELLER
Lingual metot uygulanarak tedavi edilen hastalarda kullanılan her bir lingual braket ve lingual telin kişiye özel olarak hazırlanması gerektiğinin altını çizen Lingual Ortodonti Uzmanı Dr. Cem Caniklioğlu, aksi halde tedaviden olumlu sonuçlar almanın imkansız olduğunu sözlerine ekledi.

Çapraşık ve doğru konumlanmamış dişlerin estetik görünüm bozukluğundan daha önemli bir soruna yol açarak pek çok diş ve diş eti hastalığına sebebiyet verdiğinin altını çizen Dr. Cem Caniklioğlu, “Yetişkinlerin büyük bir çoğunluğu eğri ve çapraşık dişlerin yarattığı estetik olumsuzluklara odaklanır. Oysa doğru konumlayan dişler ağız hijyeni açısından tahminimizden daha büyük problemlere yok açabiliyor. Yeterince temizlenemeyen dişler pek çok diş ve diş eti hastalığına davetiye çıkarıyor. Gerek dış görüntüde oluşturduğu olumsuz imaj nedeniyle hastaların yaşadığı özgüven ve endişe kaynaklı psikolojik durumları ortadan kaldırmak gerekse ağız ve diş sağlığı için ortodontik tedaviler büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

İSTANBUL

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Futbolda bahis soruşturmasında 29 şüpheliye tutuklama talebi Futbol dünyasında ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturmada aralarında Metehan Baltacı, Murat Sancak, Alassane Ndao, Mert Hakan Yandaş, Ahmet Okatan, Mehmet Emin Katipoğlu ve Ümit Kaya’nın da bulunduğu 29 şüpheli savcılıktaki ifade işlemlerinin ardından tutuklama talebiyle, aralarında Zorbay Küçük, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak ve Tolga Kalender’in de bulunduğu 10 şüpheli ise adli kontrol tedbiri uygulanması talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aralarında eski Adanademirspor Başkanı Murat Sancak, futbolcular Mert Hakan Yandaş ile Metehan Balcı, spor yorumcusu Ahmet Çakar ve hakem Zorbay Küçük gibi isimlerin de bulunduğu futbol müsabakalarında görev yapan bir kısım hakem, futbolcu ve bazı kulüp yetkililerinin karıştığı ’bahis oynama’ iddiasına yönelik yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 39 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. 29 şüpheliye tutuklama talebi Savcılığa ifade veren Ahmet Abdullah Çakmak, Eren Karadağ, Uğur Adem Gezer, Emrah Çelik, Yunus Emre Tekoğul, Metehan Baltacı, İzzet Furkan Malak, Bartu Kaya, Arda Türken, Muhammed Furkan Özhan, Yusuf Özdemir, Murat Sancak, Orkun Özdemir, Kadir Kaan Yurdakul, Faruk Can Genç, Alassane Ndao, Ensar Bilir, Oktay Aydın, Yücel Gürol, Mert Hakan Yandaş, Ersen Dikmen, Kerem Yusuf Sirkeci, Emircan Çiçek, Ahmet Okatan, Gürhan Sünmez, Mehmet Emin Katipoğlu, Volkan Erten, Şahin Kaya ve Ümit Kaya olmak üzere 29 şüpheli, tutuklama talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi. Şüpheli Murat Sancak’ın ’suç gelirlerinin aklanması’ suçundan, diğer şüphelilerin ise ’maç sonuçlarını etkileme’ suçundan tutuklanmalarının talep edildiği öğrenildi. 10 şüpheliye adli kontrol talebi Abdulsamet Burak, Cengiz Demir, Erhan Çelenk, İsmail Kalburcu, Salih Malkoçoğlu, Samet Karabatak, Tolga Kalender, Uğur Kaan Yıldız, Gamze Neli Kaya ve Zorbay Küçük olmak üzere 10 şüpheli ise adli kontrol tedbiri uygulanması talebiyle nöbetçi hakimliğe çıkarıldı.
Mardin Mardin’de STK’lardan ’şiddete karşı ortak vicdan’ çağrısı Mardin’in Kızıltepe ilçesinde son dönemlerde artan şiddet olayları üzerine bir araya gelen sivil toplum kuruluşları (STK), ortak basın açıklaması yaparak toplumsal dayanışma ve sorumluluk çağrısında bulundu. Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Şerif Öter, Kilise Caddesi girişinde STK’lar adına yaptığı basın açıklamasında artan kavga, cinayet ve yaralanmaların toplumda ciddi endişe oluşturduğunu belirterek, yaşanan olayların çoğunun maddi anlaşmazlık, kumar, borçlanma ve manevi bilinç eksikliğinden kaynaklandığını söyledi. Kızıltepe’de son dönemde yaşanan üzücü olayların herkesi derinden sarstığını ve toplum olarak derin bir kaygıya sürüklediğini belirten Öter, "Artan kavgaların, cinayetlerin, yaralanmaların ve çözümsüzleşen husumetlerin çoğunun maddiyat, manevi cehalet, kontrolsüz borçlanma, kumar ve ölçüsüz dünya hırslarından kaynaklı olduğu artık herkesin malumudur. Oysa hepimiz biliyoruz ki, meydana gelen can kayıplarını geri getirmeye, yaralanan bedenleri onarmaya, kırılan kalpleri ve dağılan aileleri bir araya toplamaya, dünyanın bütün hazineleri dahi yetmez. Olan oluyor, fakat acısı yıllarca sürüyor; kuşaklara sirayet ediyor. Bugün artık kendimize şu soruları sormak zorundayız: Bu ne cehalet? Bu ne kin? Bu ne öfke? Bu ne doymak bilmez dünya hırsı? Bu ne kibir? Bu ne nefsaniyet?" diye konuştu. "Bu toprakların mayası, asalet, merhamet ve dayanışmadır" Kızıltepe’nin geçmişinde insanlık, cömertlik, mertlik, misafirperverlik, yardımseverlik ve güçlü bir vicdan kültürü ile anıldığını söyleyen Öter, şöyle konuştu: "Bu toprakların mayası, asalet, merhamet ve dayanışmadır. Bu nedenle bugün yaşanan üzücü olayları Kızıltepe’nin geçmişine kara bir leke gibi yapıştırmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Unutulmamalıdır ki bu olaylar bizim kederimiz olabilir, asıl kaderimiz değildir. Birlikte ve akılla hareket edersek dönüştürülebilir toplumsal sorunlardır." Kanaat önderleri, din adamları, aşiret liderleri, STK’lar ve siyasilere sorumluluk alma çağrısında bulunan Öter, "Toplumun yerel dinamikleri olan Kanaat önderleri, din adamları, aşiret reisleri, STK’lar, sorumluluk almalı devletin tüm kurumlarına vatandaşlık bilinciyle destek vermesi gerekmektedir" dedi. "Yeni gayret doğarsa, toplumsal huzura giden yol açılır" Toplumsal sorumluluk taşıyan herkesi fikir, görev ve konum fark etmeksizin ortak bir bilinç, ortak bir sorumluluk ve ortak bir onarım hareketi başlatmaya davet ettiklerinin altını çizen Öter, "Çünkü biliyoruz ki toplumsal dönüşüm, önce eksikliğin fark edilmesiyle başlar. Eksik olanı görmek; hatayı, zafiyeti, kaygıyı ve gidişatın tehlikesini idrak etmek demektir. Bu idrak olmadan hiçbir toplum kendini yenileyemez, hiçbir birey gerçek sorumluluğa adım atamaz. Eksikliğin farkındalığı gelişirse sorumluluk duygusu da uyanır. Sorumluluk uyanırsa, yeni bir gayret doğar. Yeni gayret doğarsa, toplumsal huzura giden yol açılır. Bu nedenle çağrımız, sadece bir duyuru değil, hepimizin muhasebesine, vicdani uyanışına ve ortak iyiliği çoğaltma iradesine bir davettir" ifadelerini kullandı. Öter, toplumsal huzurun yeniden inşası için her kesimin yerelde somut adımlar atması, kendi imkan ve etkisi ölçüsünde katkı sunması ve bu süreci bir yük değil, bir emanet olarak görmesinin hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.