GÜNDEM - 05 Nisan 2012 Perşembe 12:10

Osmanlı Hanedanı sona mı erdi?

A
A
A
Osmanlı Hanedanı sona mı erdi?

2 Nisan'da hayata veda eden Fatma Neslişah Sultan'ın ardından 'Son Osmanlı öldü Hanedan sona erdi' tartışmasına Araştırmacı yazar tarihçi İbrahim Pazan açıklık getirdi...

Osmanlı hanedanının hayattaki 16 sultanından birisi olan Fatma Neslişah Sultan 4 Şubat 1921 tarihinde babasının Nişantaşı'ndaki sarayında doğdu. Hanedan üye ve mensuplarının 1924 Martında yurt dışına çıkarılması sırasında 3 yaşında bulunuyordu.

Babası Şehzade Ömer Faruk Efendi Halife Abdülmecid Efendi'nin oğlu ve Sultan Abdülaziz Han'ın torunu, annesi Rukiye Sabiha Sultan ise Sultan Vahideddin Han'ın küçük kızıydı. Neslişah Sultan 26 Eylül 1940'ta Mısır hanedanından Prens Muhammed Abdulmunim ile evlendi. Prensin 1952-1953 yıllarındaki 10 aylık Mısır kral naipliği döneminde o da Mısır Mısır naibesi oldu.

Mısır'da cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte kral hanedan üyeleri ile birlikte sürgüne tabi tutuldu. Merhume Sultanın Abbas Hilmi (71) ve İkbal (68) isminde bir kızı ve bir oğlu, oğlundan da Sabiha (38) ve Davud (33) isminde iki torunu bulunuyor. İstanbul'da sarayda doğan son sultan olan Fatma Neslişah Sultan 1924'te sürgüne tabi tutulanlardan hayatta kalan son sultandı. Sarayda doğan son şehzade Osman Ertuğrul Efendi ise 2009 yılında vefat etmişti.

Neslişah Sultan'ın vefatıyla şöyle bir yaklaşımla Hanedan'ın bittiği tartışmaları başladı; 'Osmanoğulları ailesinin en yaşlı üyesi sıfatını taşıyan Neslişah Osmanoğlu’nun ölümüyle, bir devir kapandı çünkü Neslişah Osmanoğlu, Osmanlı Hanedan Defteri’ne kaydı yapılan son kişiydi. Böylece son Osmanlı’nın ölümüyle Osmanlı Hanedanlığı da sona ermiş oldu'. TGRT Haber kanalında yayınlanan Günün İçindenden programına konuk olan Araştırmacı yazar İbrahim Pazan konuyla ilgili olarak şunları söyledi;

"Şuanda hayatta 24 şehzade, merhume Sultan'ın vefatından sonra 15 tane Sultan var. 'Son hanedan reisi Osman Ertuğrul Efendi vefat ettiğinde bundan sonra artık hanedan yok aile var' gibi bir söylem ortaya atıldı bunu da Neslişah Sultan söyledi diye gazetelerde bazı haberler yer almıştı. Zaten Saltanat'ın kaldırılmasından sonra gerçek bir Hanedan yok bir aile var. Osman Gazi'nin soyundan gelen bir aile. Fakat bu aile herhangi bir aile değil, dedeleri 623 sene bu memlekette padişahlık yapmış bir aile. Bu ailenin babaları dedeleri bildiğimiz Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman ve bu aile bitmiş değil hala devam ediyor.

Osmanlı Hanedan'ın yaşayan üyeleri dünyanın dört bir tarafına yayılmış durumda bunlar kimdir, ne iş yaparlar, tahsilleri nedir, nerelerdedirler tarzında bir kitap hazırlamayı düşünüyorum.

Fatih'i seven Kanuni'yi seven insanların bu insanların soyundan gelen insanlara ilgisiz kalmaması lazım bu tabi lafla olmaz araştırmak lazım ilgilenmek lazım. Resmi tarihte kötülenen bir ailenin artık itibarı iade ediliyor çünkü Cumhuriyet rejimi köklendi ve artık bugün başımıza padişah geçirelim deseniz bir tane taraftar bulamazsınız. İlk yıllarda eski rejim kötülenmiş artık böyle bir şeyin lüzumu yok, köprülerin altından çok sular aktı artık böyle bir durum yok.


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Keşan’da trafik kazasında hayatını kaybedenler için yapılan anıt açıldı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karacaali köyünde 1998 yılında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 7 öğrenci ve 1 servis şoförü için kazanın meydana geldiği noktada yenilenen anıt törenle açıldı. Törende konuşan Karacaali Köyü Muhtarı Mustafa Kocaalili, "Paşayiğit İlköğretim Okulu’na taşımalı eğitim kapsamında giden öğrencilerimizi taşıyan servis aracının geçirdiği kaza sonucunda, henüz yolun başındaki 7 evladımız ve görevini yapan 1 şoförümüzü kaybettik. Bu acı olay, yalnız aileleri değil tüm Karacaali’yi ve bölgemizi derinden sarmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu anıt, kaybettiğimiz evlatlarımız ve şoförümüzün aziz hatırlarını yaşatmak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı ve farkındalığı diri tutmak amacıyla inşa edilmiştir" diye konuştu. Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan da kazanın meydana geldiği günü anlattı. Keşan Kaymakamı Aziz Mercan ise yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu dile getirerek, "Buradan hepimiz gerekli dersi alıyoruz. Bu olayların yaşanmaması için elimizden ne geliyorsa gerekli gayreti göstereceğiz" dedi. Paşayiğit İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin, anıta çiçek bıraktığı tören, dua yapılmasıyla sona erdi. Törene, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Düzce Otobüs şoförlerinin duyarlılığı araç içi kamerasına yansıdı Düzce Belediyesi özel halk otobüsü şoförleri, rahatsızlanan yolcular için güzergahlarından çıkarak yolcuları hastaneye yetiştirdi. O anlar araç içi kamerasına yansıdı. Düzce Belediyesine bağlı Düzce Ulaşım A.Ş.’ye ait iki ayrı hatta görev yapan halk otobüsü şoförleri bir hafta arayla rahatsızlanan iki yolcuyu harekat merkezine haber verip güzergah dışına çıkarak Acil Servis’e ulaştırdı. İlk olay 7 Aralık’ta yaşandı. Düşmeye bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ve hastaneye gitmek isteyen genç kadını fark eden şoför İzzet Aydın, hastaneye yakın durakta indirmek yerine acil servisin kapısına kadar götürdü. "Harekat merkezine bildirip, güzergah değiştirdim" Olay günü yaşananları aktaran araç şoförü İzzet Aydın, "2013 yılından bu yana şoförlük yapıyorum. 7 numaralı hatta çalışıyordum. Krempark’ın oradan 3 kişi araca bindi. Bir tanesi ayağının üzerine basamıyordu. Geçmiş olsun dedim. Hastaneye gideceğiz dedi. Harekat merkezine bildirerek güzergah dışına çıkacağımı söyleyerek, hastayı hastaneye götürdüm. Araçta başka kimse de yoktu. Acilin önüne kadar götürüp, güzergahıma devam ettim" dedi. Bir diğer olay ise 12 Aralık Cuma günü gerçekleşti. Araca bindiğinde fenalaşan yolcuyu fark eden otobüs şoförü Suat Atmaca, Hastane Caddesi’ndeki duraktan "U" dönüşü yaparak güzergah dışına çıktı. Vakit kaybetmeden rotayı Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine çeviren Atmaca kısa süre içerisinde Acil Servis önüne ulaştı. Otobüsten indirilip sedyeye alınan kadın yolcu, sağlık ekiplerine ulaştırıldı. "Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir" diyen şoför Suat Atmaca, "Olay günü 18 nolu hatta çalışıyordum. Durağa yanaştığımda iki genç benden kolanya istedi. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarının rahatsızlandığını söylediler. Harekat merkezini arayarak rotamdan çıkıp U dönüşü yaptım. Hastanede acil servise geldiğimizde servise bindirdik ve hastamızı sağlık ekiplerine teslim ettik. Bize periyodik eğitimler veriliyor, bu eğitimlerde bu sağlık konusunda da hassas davranmamız konusunda bilgilendirme yapılıyor. Bizimde çocuğumuz var, biz burada insanlık görevimizi yaptık" dedi. Yaşanan bu örnek davranışlar, Düzce Ulaşım A.Ş. bünyesinde görev yapan şoförlerin, yolcuların sağlığı ve güvenliği konusunda da sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini gösterdi. Şoförlerin duyarlılığı diğer yolcular tarafından da tebrik edildi.
Ankara Sanatçı Metin Şentürk TBMM’de engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplanan Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na katılan sanatçı Metin Şentürk, engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı. Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyona sanatçı ve Dünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı Metin Şentürk katıldı. Komisyonun açılışında konuşan Kasapoğlu, "Tüm Komisyon üyelerimizin ortak inancı, engelli bireylerimizin toplumun tam merkezinde yer alması; sanatta, sporda, siyasette, akademide, medyada, üretimde, istihdamda her bir noktada en merkezde yer alması, onların merkezde yer almasıyla birlikte toplumun bu anlamdaki algısı, bakışı çok güçlü şekilde değişiyor. Kullanılan dilden, ön yargıların kırılmasına kadar pek çok değişimi gözlemliyoruz. İşte, Metin Bey’in bu anlamdaki yolculuğu da hem sanat alanında hem de sivil toplumdaki mücadelesi bu açıdan çok kıymetli ve çok ama çok öğretici" diye konuştu. "9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu" Konuşmasına kendi hayat hikayesini anlatarak başlayan Metin Şentürk, "7 çocuklu bir ailede doğdum. Yalnız hayatın anneme acımasız şakaları enteresan bir şekilde devam etti. Baba tarafından genetik körlük vardı. 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı. 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegâne unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz" dedi. "Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım" Engelliliğin, engelliden ziyade aileleri için daha zor olduğuna inandığını dile getiren Şentürk, "Engelli hayatına bir şekilde alışıyor ama aileler için her uyanılan sabah aynı tabloyla karşılaşmak biraz daha farklı. Evlatlarının önündeki engelleri aileler, sonra yasalar, sonra da vicdanlar kaldırırsa bazı şeylerin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım. Emeğimle, bedenimle, ruhumla ve gönlümle yanınızda olmaya hazırım. Şayet bu işe yarayacaksa, dediğim gibi, 7/24 ülkenin her tarafında emek veririm. Çünkü sonuç itibarıyla, benim bu ülkede bu kadar emek verme çabamın tek bir nedeni var. Askerlik yapamadığım bir ülkede askerliğimi bu şekilde tamamlıyorum, bu da benim hayata bakış açımın bir tarafı" ifadelerini kullandı.