GÜNDEM - 11 Şubat 2016 Perşembe 11:50

Oyuncu Ayhan Eroğlu Gaziantep'te kayboldu

A
A
A
Oyuncu Ayhan Eroğlu Gaziantep'te kayboldu

Son dönemlerdeki filmlerde 'Kötü adam' rolü ile göze çarpan Türk sinema ve dizilerinin vazgeçilmez oyuncularından Ayhan Eroğlu, Karagül dizisinin çekimleri için kaldığı Gaziantep'te kayboldu. Ünlü oyuncu bölge insanın yardımıyla saatler sonra kaldığı otele dönebildi.

Yeşilçamın kötü adam karakteriyle tanınan Hüseyin Peyda, Necip Tekçe, Erol Taş, Turgut Özatay, Süheyl Eğriboz, Kudret Karadağ, İbrahim Kurt, Yusuf Çetin, Yadigar Çetin, Hakkı Kıvanç, Hikmet Taşdemir, Kazım Kartal, Sırrı Elitaş, Yıldırım Gencer gibi isimlerin ardından son dönemde yetişen Ayhan Eroğlu, kötü adam karakterinin aranılan oyuncuları arasında yer alıyor. Bir çok dizide ve sinema filminde kötü adam olarak rol alan Ayhan Eroğlu, Gaziantep'te çekilen Karagül dizisinde psikopat yeğenler rolünde oynuyor.

Ünlü oyuncu çekimler için geldiği Gaziantep'te, çekimlerin ardından akşam saatlerinde çıktığı kent gezisinde kayboldu. Eroğlu, insanların da yardımıyla saatler sonra tekrar otelini bularak, geri dönebildi. Eroğlu, "Gaziantep'te inanılmaz güzel. İnsanı inanılmaz iyi. Dün gece dışarı çıktım. Gaziantep'te kayboldum. Gaziantepli insanlar beni otelime kadar getirmek istediler. Dışarıda yemek yedim. Hiç kimse para almak istemedi. O kadar güzel, o kadar iyi ilgileniyorlar ki, anlatamam. Hepsini çok sevdim" dedi.

"KÖTÜ ADAM FİLMDE KALIYOR"

Ünlü oyuncu, kendi yetiştirdiği ve dizideki rol arkadaşı Gökhan Tunç ile birlikte Gaziantep'te gezdi. Kötü adam rolüne rağmen insanlardan olumsuz bir tepki görmediğini belirten Eroğlu, gerçek hayatta rolünün tam aksine sempatik ve cana yakın olduğunu ifade etti. Ayhan Eroğlu, "Daha sonra 8 yaşında iken, İstanbul Devlet Tiyatrolarında 'Arkası Yarınlar' filminde konuşulan çocuk oldum. sinema hayatı böylelikle benim için başlamış oldu. Çocuk olarak da biraz uyanık bir çocuktum. Beni baya bir sevdiler. Filmlerde genellikle kötü adam rolünü oynuyorum. Günlük yaşamımı hiç etkilemiyor. günlük yaşamda, oradaki kötü adam ben olmuyorum zaten. Ayhan Eroğlu ile karşılaştıklarında insanlar şaşırıyorlar. Oradaki o set mizaçlı adamla karşılaşmadıkların da, bu onlar için farklı bir tepki oluyor. Yani doğal olarak kötü adam olmak, yaşamımda benim için herhangi bir tepkisinin olmadığı gibi, herhangi bir engel de olmuyor. Filmdeki kötü adam rolü orada kalıyor. Ama dışarı çıkınca kötü adam orada kalıyor" diye konuştu.

"GAZİANTEP'İ YAKACAKLAR"

6 yaşında Çaycılar Güzeli isimli filmle sinema dünyasına adım adan Ayhan Eroğlu, Adanalı ve Kurtlar Vadisi dizileriyle ünlendi. 29 dizi ve 9 sinema filminde rol alan oyuncu, özel bir televizyon kanalında yayınlanan Karagül dizisinin çekim ekibi ile birlikte Gaziantep'e geldi. Çekimleri süren dizideki sahneleri nedeniyle bir süredir Gaziantep'te yaşayan Eroğlu, rolüyle ilgili bilgiler verdi. Karagül dizisine Refik adıyla girerek diziye renk katan oyuncu Eroğlu, rol icabı Gaziantep'i yakıp yıkacaklarını kaydetti.

İzleyenleri heyecanlı ve aksiyonlu sahnelerin beklediğini belirten Eroğlu, "Karagül dizisindeki oynamak için Gaziantep'e geldik. Dizideki rolüm, bir halanın yeğeni. Gökhan'la birlikte aynı zamanda Gökhan benim öğrencim. Bu diziye, benimle beraber yeni girdi. Gülizar'ın yeğenleri rolü ile filme girdik. Sanırım ortalığı yakıp yıkacağız. Gaziantep'e daha önce 'Yersiz Yurtsuz' dizisi için gelmiştim. Bu kadar gezme şansım olmadı ama Halfeti'nin bu kadar güzel bir yer olduğunu, tahmin bile edemezdim. Hatta orada kalmak istedim. Ben burada kalayım, siz gidin dedim. Gaziantep inanılmaz bir şehir. Gökhan'la beraber Karagöl dizisinde oynayan psikopat Gülizar'ın yeğenlerini oynayacağız. Şimdi fıstık tarlaları yanacak, adamlar vurulacak, Fıstık fabrikaları basılacak, işçiler işe gönderilmeyecek. Yani Karagöl'ü yakıp yıkmaya geldik. Önümüzdeki bölümlerde, heyecanla bekleyeceksiniz" şeklinde konuştu.

Dizide ürün yerleştirme yöntemiyle Tük markalarını dünyaya tanıtacaklarını da sözlerine ekleyen Eroğlu'nun öğrencisi ve rol arkadaşı olan oyuncu Gökhan Tunç ise "Biz, Ayhan Abi ile beraber Gülizar'ın yeğenlerini oynuyoruz. Ayhan Eroğlu çok başarılı bir oyuncu ve ondan çok şey öğrendim. Biz ortalığı karıştırmaya geldik. Gaziantep'ide karıştıracağız, filmi de karıştıracağız. Adrenalin anlar yaşatacağız. Biz ikimiz olarak çok farklılık yapacağız. Biz gümbür gümbür geliyoruz" diye konuştu.

YETİŞTİRDİĞİ OYUNCULARLA BERABER OYNUYOR

Öte yandan, Kurtlar Vadisi-Pusu dizisinde Beran Ağa karakterini canlandıran Ayhan Eroğlu, bu sene iki sinema filminde rol aldı. Gassal filmi ile baş rolü oyuncu Nil Ay Olcay ile paylaşan oyuncu, 'Gassal Abbas' rolü ile sinemalarda psikolojik korku türünün ilk örneğini Türk sinemasına kazandırdı. Ölü yıkayıcı rolüyle akıllarda kalacak oyuncu Ayhan Eroğlu, Deliormanlı filminde 'Numan' karakteri ile seyirciyle 1 Nisan 2016'da buluşacak. Ünlü oyuncu, hikayesi kendisine ait olan P.İ.Ç. (Profesyonel İstanbul Çocukları) adlı sinema filminin ön çekim çalışmalarına başladığını da ifade etti. 2016 yılı itibariyle ürün yerleştirme modelini baz alarak ortaklık sistemi ile çalışan bir yapım firması ile Türk markalarının tüm dünyada tanıtılmasına katkıda bulunacaklarını yineleyen Eroğlu aynı zamanda yönetmen koltuğuna da oturacak. Yedi ayrı hikayenin birleşmesinden oluşan İstanbul 7'de 7 ile Türk sinema sektörüne yeni bir soluk getirecek oyuncu, yönetmen olarak da sevenleri ile buluşacak. Bunun yanı sıra, ülke ve bölge kültürlerini tanıtmak için ünlü yazarların hikayelerini senaryolaştıran oyuncu Ayhan Eroğlu, Ömer Seyfettin'in Kaşağı hikayesi ile hikaye-film serilerine Balıkesir-Gönen'de başlayacak. Çekilen filmler aracılığıyla gizlireklamlar.com adlı bir site üzerinden yerleştirilen ürünlerin satışını sağlayarak, oyuncuların telif hakkına benzer bir uygulama oluşturan Eroğlu, sektörel bir devrim niteliği taşıyan bir sistemi kurarak halihazırdaki film set şartlarının değişmesine ön ayak olmayı planlıyor.

Oyunculuk atölyelerine de devam eden iyi oyuncuların yetişmesine katkıda bulunan Ayhan Eroğlu, atölyelere katılan genç oyuncularla tecrübelerini paylaşmaya devam ediyor. Oyunculuk atölyelerinde kamera önü oyunculuğu ile karakter oyunculuğu üzerine çalışmalarını yoğunlaştıran Ayhan Eroğlu, yetiştirdiği bir çok öğrencisini kendi oynadığı dizi ve sinema projelerinde oynatırken, aynı geleneği sonraki projelerinde de artarak sürdüreceğini de sözlerine ekledi. 

HALİL DAĞ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yalova Güllü’nün oğlu savcıya müşteki olarak ifade verdi: "Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan kelimelerini ablam Tuğyan söylüyor" Yalova’daki evinin terasının penceresinden düşen Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturmada "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçlamasıyla ablası Tuğyan Ülkem Gülter’in (27) kardeşi Tuğberk Yağız Gülter, olay günü ses kayıtarıyla ilgili, "’Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan’ kelimelerini ablam Tuğyan söylüyor" dedi. 26 Eylül’de Yalova’nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi üzerindeki apartmanın 5’inci katındaki kapalı terasta ünlü şarkıcı Güllü (52), kızı ve arkadaşıyla eğlendiği sırada pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Güllü’nün ölümüyle ilgili Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter "tasarlayarak yakın akrabayı öldürmek" suçundan tutuklanırken, Sultan Nur Ulu’ya ise ev hapsi verilmişti. Olayla ilgili Güllü’nün oğlu Tuğberk Yağız Gülter, Yalova Adliyesi’ne müşteki sıfatıyla ifade verdi. Gülter, Yalova’daki olayın yaşandığı gün kendisinin İstanbul’da olduğunu söyledi. Annesi ve ablası arasında sık sık tartışma çıktığını söyleyen Gülter, bunun hiç bir zaman fiziki şiddete dönmediğini söyledi. Ablası ile küçüklüğünden beri anlaşamadıklarını kaydeden Gülter, sık sık tartıştıklarını kaydetti. Olayın yaşandığı evi taziye evi olarak kullanmak istediklerini belirten Gülter, "Çınarcık’taki eve girmemiz lazımdı ama evin anahtarı bende yoktu. Ablam da hiçbir şey almadan evden çıkmış. O haliyle hastaneydi. Polisler de olay yeri incelemeden sonra kapıyı çekip gitmişler. Onlarda da anahtar yoktu. Hatta bu şifreli kapıyı yapan firmayı aradım ancak ulaşamayınca instagramdan mesaj attım. Sonuç itibariyle adamlara ulaşamadığım için ben de eve girebilmek adına komşumuz Seval teyzenin terasından girebileceğimi düşündüm. Çilingire de haber veremedim çünkü bu kapı normal bir kapı değildi, şifreli bir kapıydı, kapıyı komple çıkarmaları gerekiyordu sanırım" dedi. Camı kırarak eve girdiğini daha sonra dışarda bekleyenlere kapıyı açtığını kaydeden Gülter, annesinin kasasında para veya altın gibi şeylerin saklanmadığını söyledi. Gülter, kasadan yeşil sırt çantasına ananesinin kesilmiş saçı, annesinin banka hesap cüzdanları, annesinin yazdığı şarkı sözleri ve telif haklarına ilişkin evrakların olduğunu kaydetti. Olayın yaşandığı ana ilişkin ses kayıtlarına da değinen Gülter, şöyle konuştu: "Tuğyan’ın odasına girdikten sonraki ses kayıtlarını ben internet üzerinden dinledim. Orada ’Hadi görüşürüz’ sözcüğünü söyleyen kişinin annem olduğunu düşünüyorum ama çok da emin değilim. Çünkü ben bunu uzun süre önce bir kere dinlemiştim. Olayın olduğu ilk zamanlardı. Annem deyip geçtim. Son zamanlarda tekrar dinlemedim, uzun uzun muhakeme yapmadım. Herkes tamam mı? O ne lan? Valla şahane bak. Bak, manyaklara bak. Gel, gel. Kız gelsene buraya. Kız gel. Orospu’ şeklindeki sözler anneme aittir. Bazı sesleri tam olarak duyamasam da annemin söylediği kelimeler var ama müzik ve oynama sesinden net olarak duyamıyorum. Sizin ’Bırak beni’ olarak duyduğunuz ses de anneme ait. Sultan’ın ’Ben oynamayı bilmiyorum ki.’ sesi Sultan’a ait. Videoda dinlediğim ’Atacağım camdan, atlayacak mısın camdan’ kelimelerini de ablam Tuğyan söylüyor. Yine dinlediğim ses kaydında ’Gerek var mı?’ ya da ’Kelebek var mı?’ şeklinde duyduğum sözleri ablam söylüyor. ’Gel bakalım’ diye anladığım sözü de ablam söylüyor. Videonun sonundaki ’Hadi görüşürüz’ kelimelerini bir annemin sesine, bir Tuğyan sesine benzetiyorum. O konuda net bir şey söyleyemiyorum. Ben annemin bu ses kaydında dinleyip kesin olarak anneme ait olduğunu düşündüğüm sesleri söyledim. Ama en sondaki ’hadi görüşürüz’ cümlesinin net olarak kime ait olduğunu belirtemiyorum." "Hiçbir sebep yokken o dar açık camın olduğu yere geçmez" Gülter annesinin camlardan korktuğunu ve zorunlu olmadıkça uzak durduğunu anlattı. Annesinin o gün cam açık olmasına rağmen camın orada bulunmasının ancak 3 sebebi olabileceğini kaydeden Gülter, "Bunlardan birincisi açık olan camı kapatmak için olabilir. Çünkü dediğim gibi açık camdan korkardı, camı kapatmak istemiş olabilir. 2. sebep belki gerçekten söylediği gibi kelebek gibi bir küçük böcek tarzı bir şey vardı, onu öldürmemek için camdan alıp atmak istemiş olabilir. 3. sebep onu birinin cama bir şekilde götürmüş olmasıdır. Çünkü annem kesinlikle kendisi hiçbir sebep yokken o dar açık camın olduğu yere geçmez, oynamak isterse geniş alana geçmek ister. Benim ablam odada sürekli sigara içer. O yüzden cam sürekli açıktır. Annem sigara kokusunu sevmediği için genelde de ablama ’Yine sigara kokutmuşsun odayı, camı aç’ gibi şeyler söylerdi. Tuğyan’ın odasındaki Tuğyan’ın yatağı bir hafta önce aslında cama paralelmiş. Sonra yatağı cama dikey olarak koymuşlar. O olay anında olduğu gibi. Benim tahminim ablam deli yatar diye annem düşünüp yatağın o şekilde değiştirilmesini istemiştir. Annem yatağın o şekilde olmasına izin vermez" ifadesini kullandı. Anneni öldürebilir mi sorusuna yanıt: "Kervan için her şeyi yapabilir" Gülter, annesinin ablasının sevgilsi Kervan’dan nefret ettiğini belirterek, "Bir kaç sebebi vardır. İlk sebebi Tuğyan’dır. Tuğyan hayatındaki erkek için etrafını siler. Herkesi karşısına alır. Ben daha öncesinde tarihini tam hatırlamadığım dönem ablamın Kervan’dan ikiz çocuğa hamile olduğunu annemden duymuştum. Ablam çocukları düşürdü mü yoksa hastanede aldırdı mı bilmiyorum ama hamilelik sürecini annemden bu şekilde duymuştum. Ablam Kervan’ı seviyordu. Ablamın intihar etme olayında ablam cama çıkıp anneme ’Sen beni öldürdün, sen beni rezil ettin’ dedi. Ablam hayatındaki erkek için etrafını siler" dedi. Gülter, "Kervan için Ablan Tuğyan anneni öldürebilir mi?" sorusuna ise, "Vebal almak istemiyorum ama Kervan için öldürebilir. Çünkü ablam ilişki konusunda zayıf karakterli biridir. Kervan için her şeyi yapabilir. Daha önceki ilişkilerinde de böyleydi" diye konuştu. Ablasının olay günü yaşananlarla ilgili kendisine anlattıkları hakkında bilgi veren Gülter, şunları kaydetti: "Ben Tuğyan’a bu olaydan sonra kendisine annemi düşerken görüp görmediğini sorduğumda, bana annemin camdan düşerken ayağını ya da elbisesinin bir kısmını gördüğünü söylemişti. Bunu bana olayın olmasından sonra ilk haftalarda söylemişti. Ben annemi düşerken görüp görmediğini sordum. O da bana ’Yağız hatırlamıyorum. Ya elbisesini ya ayağını gördüm’ demişti. Ben Tuğyan’a olayın detaylarını sormadım. Annem camın oraya nasıl geçti, Sultan neredeydi, ya da Tuğyan nerede duruyordu, olay günü neler oldu gibi detaylar sormadım. Sadece annemi düşerken görüp görmediğini sormuştum. Bir de en son çalan şarkı ’Annemin sahneden iniş şarkısı değil mi?’ diye sordum. O da ’Evet, malkata’ dedi. Malkata’yı nasıl çaldıklarını, kimin istediğini Tuğyan’a sormamıştım. Ancak 2-3 gün önce ben Çiğdem ablaya ’Ablam bu malkatayı başka günlerde dinler miydi, olay anında niye Malkata’yı açmışlar’" gibi kuşkumu giderecek sorular sormuştur. Çiğdem de bana ablamın da bu şarkıyı ara ara dinlediğini söyledi." "Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından 9’u yalandır" Gülter, Sultan Nur Ulu’nun ise uyuşturucu içtiği için saç örneği vermekten korktuğunu kaydetti. Gülter, ablasının uyuşturucu içip içmediği sorusuna ise, "Şunu da söyleyeyim annemden de net olarak biliyorum Tuğyan geçmişinde uyuşturucu kullanmıştır. Annemin de uyuşturucuyu bıraktırmak için çok uğraştığını biliyorum. Tuğyan kendi beyanına göre bu uyuşturucuyu 5-7 sene önce bırakmış, ondan sonra içmediğini söylüyor. Ancak ben şunu da söylemek durumundayım. Ablam çok yalan söyleyen biridir, 10 lafından 9’u yalandır. Çok yalan söyleyen biridir" dedi. "İlişkisi için yapamayacağı şey yoktur" Olayın cinayet olabileceğiyle ilgili şüphelerinin oluştuğunu da anlatan Gülter, "Benim şüphelerim oluşup kayboluyordu. Ablamın ya da Sultan’ın böyle bir şey yapacağını düşünmedim. Çünkü videoları izlediğimde ablam çok bağırıyordu, ablam olaydan sonra çok üzgündü, sürekli çığlık atıyordu, onun o üzüntüsünü görünce aklıma böyle bir şey yapabileceği gelmedi. Ancak ablamın kişiliği yukarıda belirttiğim gibi yalancılık vardır, menfaati çok sever, ilişkisi için yapamayacağı şey yoktur." Ablasını annesiyle ara ara Kervan sebebiyle kavga ettiğini dile getirerek şöyle konuştu: "Sinirli, agresif ve kavgacı bir yapısı vardır. Şimdi tüm olayları, Sultan’ın verdiği itiraf ifadesini düşününce aklım almıyor, ablamın böyle bir şey yapacağına inanmak istiyorum. Bunların gerçek olmadığına inanmak istiyorum. Yapmışsa da şikayetçiyim. Eğer annem bir cinayet sebebiyle vefat etmişse, yapan, düşünen, olaya karışan herkesten şikayetçiyim. Böyle bir şey yoksa kendini inşallah kanıtlar. Böyle bir şey varsa ömürlerinin sonuna kadar yatsınlar. Her şeyden önce çıkarlarsa benimle karşılaşacaklar. Gerçeğin açığa çıkmasını istiyorum." "Böyle bir şey yapmamıştır diye ümit ediyorum" Tuğyan’ın daha önce kendisine annesini öldürmek istediği ile ilgili bir şey söylemediğini anlatan Gülter, olayın gerçeğiyle ilgili bir bilgisi olmadığının belirterek, "Tuğyan olaydan sonra bana annemi ittim diye bir şey söylemedi. Zaten böyle bir şey de konuşmadık. Hatta onu cezaevine perşembe günü gidersem böyle bir soruyu sorup sormayacağımı da bilmiyorum. Vereceğim cevaptan korkuyorum inşallah böyle bir şey yapmamıştır diye ümit ediyorum. Benim onların kaçma planları ile ilgili bir bilgim yoktur. Hatta kaçmayla ilgili ses kaydı medyaya düşünce ben de Whatsapp’tan Tuğyan’a ’Biraz önce öğrendim, bu Gürcistan, Fransa muhabbetleri ne, hayırdır, nereye kaçmayı planlıyorsun, niye?’ diye yazdım, o da bana bir şey yazmadı, sonra ben onu aradım, kızdım, o da bana böyle bir kaçma planının olmadığını, ses kayıtlarının kesilip biçildiğini öyle servis edildiğini söyledi, ben de aslı varsa sen ver dedim. Yine bu konuşmamızda Bircan’a attığı annemle ilgili mesajların hesabını bana vereceksin demiştim. O bana herhangi bir cevap vermedim" dedi. Gülter, telefonunun kendi rızasıyla incelemesi için savcılığa verdi.