GÜNDEM - 04 Mart 2015 Çarşamba 14:22

Özgecan cinayetinin ardından minibüslerde kameralı önlem

A
A
A
Özgecan cinayetinin ardından minibüslerde kameralı önlem

Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) üniversiteli Özgecan Aslan’ın, bindiği minibüsün sürücü tarafından öldürülmesinin ardından benzer olayların önüne geçmek için kameralı araç takip sistemini hayata geçirdi. Bu yıl içerisinde bütün minibüslere kamera takılması amaçlanıyor.

Beyoğlu Lazzoni Hotel’de düzenlenen Alarm Haber Alma Merkezi ve Araç Takip Sistemi tanıtım toplantısına Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkanı Fevzi Apaydın, İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Başkanı Yahya Uğur’un yanı sıra birçok esnaf ve oda temsilcisi katıldı.

Tanıtım toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkanı Fevzi Apaydın, Özgecan Aslan cinayetine dikkat çekti. “İstanbul uzun zamandan beri kamera sistemine geçmiştir. Yaklaşık bugün 1200-1300 civarında minibüsün kamera taktığı gerçektir” diyen Apaydın, şunları söyledi:

“11 Şubat 2015’te Özgecan Aslan’ın katledilmesinden sonra bunu biz bir milat olarak kabul ettik. Yavaş yavaş hareketimizi hızlandırdık ve bunu bu yıl içerisinde en kısa zamanda bütün minibüslerimize takma amacındayız. Biz yolcu taşıyarak bir kamu görevi yapıyoruz minibüslerimizde. Bunu bir zamanlar mal sahipleri bazı zamanlarda da şoförlerimiz çalışıyor. Aracını şoföre teslim eden arkadaşlarımız gerek evinde televizyonda gerekse cep telefonundan aracını kontrol edebilecek hangi güzergahta çalıştığını görebilecek, hangi durakta ne kadar durabildiğini görebilecek.”

Yolcuların bu sistem sayesinde kendilerini daha güvende hissedeceklerini vurgulayan Apaydın, “Bir de yolcu açısından araçlar kameralı olduğu için, yolcu daha çok minibüse güven verecek, güven bağlayacak, ‘ben artık kameralı araçta seyahat ediyorum’ diye belki de yolcu portföyümüz artacak. Bu bizim için kaçınılmaz bir şeydir. Önemli bir teknolojidir. Bu teknolojiye de en kısa zamanda geçmeyi planladık. İnşallah en kısa zamanda da tüm Türkiye’ye yaymış olacağız” şeklinde konuştu.

Apaydın, araç sürücülerinin uygulamayı sevmeyebileceğini ancak sistemin özellikle araç sahipleri için çok önemli olduğunu ifade ederek, “Bazı araçlarda hırsızlıklar oluyor. Sıkıntılar oluyor. Tacizler oluyor bunu da buradan görebileceksin. Tabi biraz daha ileri gideyim şoförün dalgınlığından veya yolcuyla olan münasebetlerinden dolayı kazalara neden oluyor. Bu monitör sayesinde bu kamera sayesinde bunu da tespit etmiş olacağız” dedi.

Uygulamanın şimdilik bir cezai yaptırımı olmadığını söyleyen Apaydın, “Biz bunu karayolları trafik toplantılarında, güvenlik toplantılarında gündeme getirdik. Karayolu güvenlik toplantısında da bu önümüzdeki toplantıya alacağız. Bunu belediyelerle beraber zorunlu kılacağız. Bundan sonrada takılmayan araç belki de servisten men edilecek. Bu bir başlangıç. Bunu süratle yayacağız” şeklinde konuştu.
Minibüs ve taksilere yerleştirilen kamera, takip ve alarm sistemi ile araçlarda yaşanacak gasp, taciz, hırsızlık, kaza gibi birçok problemin önüne geçmeyi amaçladıklarını kaydeden Apaydın,

“Yerleştirilen kamera sistemi görüntüleri iki ay boyunca hafızasında tutuyor. Daha sonra ihtiyaç duyulduğu taktirde yaşanılan suçlarda delil olarak kullanılabiliyor. Sistemdeki takip sistemi sayesinde ise araçların hangi güzergahta oldukları, ne kadar hızla gittikleri takip edilebiliyor” şeklinde konuştu.

ALPER KORKMAZ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Sıtma 24 saat içinde tedavi edilmeli Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Uluğ, son dönemde daha yaygın görülmeye başlanan Sıtma hastalığı ve tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirdi. Sıtmayı sivrisineklerin plazmodium adlı paraziti insanlara bulaştırması yoluyla oluşan ateşli bir enfeksiyon hastalığı olarak tanımlayan Özel Ümit Batıkent Hastanesi Doktoru Mehmet Uluğ, “Sıtma, dişi anofel sivrisineklerinin ısırmasıyla bulaşır. Dişi sivrisinekler yumurtalarını beslemek için bir kan emerler. Bulaşma, sivrisineklerin sayısına ve hayatta kalmasını etkileyebilecek iklim şartlarına da bağlıdır” dedi. "24 saat içinde tedavi edilmeli" Dr. Uluğ, “Sıtma salgınlarının, uygun şartların oluşması halinde, sıtmaya karşı bağışıklığın düşük olduğu bölgelerde veya insanların iş bulmak için mülteci olarak yoğun sıtma bulaşan bölgelere geçtiğinde ortaya çıkabilir. Sıtma, göç alan ve mültecilerin yoğun olduğu bölgelerde daha çok görülen akut ateşli bir hastalıktır. Semptomlar genellikle enfektif sivrisineğin ısırmasından 10-15 gün sonra ortaya çıkar. İlk belirtiler ateş, baş ağrısı ve titremedir” diye konuştu. "Önlenebilir ve tedavi edilebilir" P. falciparum sıtmasının 24 saat içinde tedavi edilmezse ciddi bir hastalığa dönüşebileceğine dikkat çeken Dr. Uluğ, bunun sıklıkla ölüme yol açabileceğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Çocuklarda: şiddetli anemi, metabolic asidoz ile ilişkili solunum sıkıntısı veya serebral sıtma bulgularından bir veya daha fazlası görülebilir. Yetişkinlerde, çoklu organ yetmezliği sık görülür. Hayatı tehdit eden sıtma hastalığı önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü, tüm sıtma şüpheli vakalarında tedavi uygulanmadan once mikroskopi veya hızlı tanı testi kullanılarak tanının doğrulanmasını önerir. Sıtma ilaçların etkinliğinin korunması, sıtma kontrolü ve eliminasyonu için kritik öneme sahiptir.” Korunma yolları ve aşı Hasta bireylerin tedavi edilmesi ve vektör kontrolünün sıtma iletimini önlemenin ve azaltmanın ana yolu olduğunu dile getiren Dr. Uluğ, “Hasta olan herkes özenle tedavi edildiğinde bulaş zinciri kırılacağı için enfeksiyon sayıları azalacaktır. Vektör kontrolünde ise; böcek ilacı uygulanmış cibinliklerin kullanılması ve iç mekanların ilaçlanması etkilidir. Riskli bölgelere yolculuk yapanlar da kemoprofilaksi ile sıtma önlenebilir. Sıtma parazitinin karmaşık yapısının aşı geliştirilmesini çok zor bir iş haline getiriyor. Ancak RTS, S/AS01 (RTS, S), Afrikalı çocuklarda sıtmayı önemli ölçüde azaltan ilk ve bugüne kadar ki tek aşıdır. Sadece en sık ve ölümcül sıtma paraziti olan P. falciparum’a karşı etkilidir” ifadelerini kullandı.
Van İpekyolu Belediyesinin 185 işçinin işine son vermesi protesto edildi Van’da sendika üyeleri ve işçiler, DEM Partili İpekyolu Belediyesinin ilk etapta 185 işçinin işine son vermesini protesto etti. DEM Partili İpekyolu Belediyesi, dün itibariyle 185 işçinin iş akdine son verirken 380 kişinin de iş sözleşmesini feshedileceği sinyalini verdi. Bugün HAK-İŞ Van Şubesi öncülüğünde, işten çıkarılanlar belediye binası önünde toplanarak kararı protesto etti. HAK-İŞ Van Şube Başkanı Fatih Akdeniz, burada yaptığı basın açıklamasında, 31 Mart’ta seçimi kazanan DEM Partili Canan Uzunay ve Cevdet Altındağ’ın 185 emekçiyi haksız ve hukuksuz bir şekilde işten çıkardığını söyledi. Belediye başkanlarının ilk icraatının, İpekyolu halkına gece-gündüz, kar-kış, bayram, tatil demeden fedakârca çalışan işçileri, hiçbir gerekçe göstermeden işten çıkarmak olmasının iyi niyetle açıklanabilecek bir durum olmadığını ifade eden Akdeniz, “İşçi arkadaşlarımızın iş akitlerinin 1 Mayıs İşçi Bayramı’nın hemen ertesinde sonlandırılması, İpekyolu Belediyesi yöneticilerinin emeğe ve emekçiye bakışını, samimiyetsizliğini ortaya koymuştur. Seçimden önce belediye işçilerinden oy isteyen İpekyolu Belediyesi Başkanı Cevdet Altındağ, şimdi aynı işçileri sırtından vurmaktadır. Belediye emekçilerini seçim öncesinde sıçrama tahtası olarak gören ve sonra da onlara ihanet eden zihniyet, yenilmeye mahkûmdur. İpekyolu Belediyesi Başkanı Cevdet Altındağ, sendikamız üyesi 185 işçi arkadaşımızın iş sözleşmelerini hukuka aykırı şekilde feshetmekle kalmamış, 380 arkadaşımızın iş sözleşmesinin de feshedileceğinin sinyalini vermiştir” dedi.