SAĞLIK - 05 Nisan 2022 Salı 14:00

'Pandemi süreci diş sağlığını da olumsuz etkiledi'

A
A
A
'Pandemi süreci diş sağlığını da olumsuz etkiledi'

Atlas Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Katiboğlu, Covid-19 ile başlayan kapanmaların, acil vakalar dışında işlemlerin sekteye uğramasının ve Covid-19 geçiren bireylerin ağız bakımına gerekli önemi gösterememelerinin, mevcut diş ve diş eti problemlerini de arttırdığını söyledi.

Atlas Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Katiboğlu, Covid-19’un diş ve diş etleri hastalıklarının artmasında doğrudan olduğu kadar, dolaylı olarak da etkin rol oynamaya başladığını belirtirken, konu hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Katiboğlu, Covid-19 ile ilişkili olarak, çene kemiklerinde erime ve ani diş kayıplarının hastalık süreci ve sonrasında hızlı bir şekilde artış gösterdiği yönünde raporlar olduğunu söyledi.

Ağız ve diş sağlığının, genel sağlığımızda önemli bir yer olduğunu aktaran Prof. Dr. Katiboğlu, günümüzde yaygın olarak görülen kalp ve romatizmal hastalıkların hatta kanser ve solunum hastalıklarının dahi ağız sağlığı ile ilişkili olduğunu söyledi. Ülke olarak diş fırçası ve diş macunu kullanım oranının, Avrupa ülkeleri ortalamasının çok altında olduğunu söyleyen Prof. Dr. Katiboğlu, ağız ve dişeti sağlığının korunmasında diş fırçalamanın ve oral nazal antiseptik kullanmanın öneminin altını çizdi.

'Pandemi süreci diş sağlığını da olumsuz etkiledi'

11 Mart 2020'de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından SARS-CoV-2'nin pandemiye neden olduğu ilan edildikten sonra yaşanan süreçte, pandemiye bağlı hasta sayısının hızla arttığı dönemlerde tüm dünyada diş ve oral cerrahi kliniklerinin tedavi hizmetlerinin büyük ölçüde aksadığını ifade eden Prof. Dr. Katiboğlu, bu aksamanın diş hekimliği mesleğine sosyo-ekonomik açıdan vurduğu darbenin de büyük olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. Katiboğlu, pandemi sürecinin ağız ve diş sağlığı üzerindeki etkilerini aşağıdaki şekilde değerlendirdi:

“Pandemi Yeni Protokollerin araştırılması ve uygulanmasına neden oldu”

Diş hekimleri, aldıkları detaylı ve spesifik tıp eğitimi gereği, mesleklerini icra ettikleri süre içerisinde, sürekli maruz kaldıkları çapraz-enfeksiyon riski karşısında, enfeksiyon kontrol prosedürleri konusunda her zaman bilinçli ve dikkatlidirler. Ancak, SARS-CoV-2 virüsü, aerosollerde ve yüzeylerde uzun süre canlılığını sürdürebildiğinden, klinik, muayenehane, ameliyathane, yataklı servis ve ortak kullanım alanlarının dezenfeksiyonu ve havalandırmanın sağlanması, çok fazla önem taşıması yanında, yeni protokollerin araştırılması ve uygulanmasına da neden olmuştur.

Bu nedenle, yaşadığımız pandemi süreci gibi öngörülemeyen durumlar, mevcut enfeksiyon kontrol yöntemlerinin Covid - 19 hastalığının yayılımını önlemek amacıyla, gözden geçirilmesini ve güncelleştirilmesini gerektirmiş, klinik ortamında uygulanan ve çapraz enfeksiyon riski taşıyan dental işlemlerde uygun enfeksiyon ve dezenfeksiyon prosedürlerine geçilmiştir.

“Ağız ve diş sağlığı yaşam kalitesini etkiler”

Ağız ve diş sağlığı, genel sağlığın önemli bir parçasıdır. Ağız ve diş sağlığında yaşanan sorunlar, genel sağlık ve yaşam kalitesini de olumsuz yönde etkilemektedir. Günümüzde yaygın olarak görülen kardiyovasküler hastalıklar, romatizmal hastalıklar, diabetus mellitus, kanser ve kronik solunum hastalıklarının, ağız diş sağlığını ile doğrudan ilişkisi vardır.

Araştırmalar, küresel hastalık yükü olarak, ağız ve diş sağlığına yönelik sorunların dünya genelinde 4 milyara yakın insanı etkilediğini göstermektedir. Dünya Sağlık Örgütünün, Covid-19 hastalığını küresel yayılımını, bir pandemi olarak ilan etmesinden bu yana geçen süre içerisinde, dünya popülasyonunun, şiddetli akut solunum sendromu korona virüs 2 (SARS-CoV-2) hastalığına toplumsal bağışıklığı oluşmamıştır. Öncelikle enfekte bir kişiden havadaki solunum damlacıkları yoluyla doğrudan veya dolaylı kişisel temas yoluyla bulaşan virüsün, ağız diş sağlığı ile ilişkisi kaçınılmazdır.

'Pandemi süreci diş sağlığını da olumsuz etkiledi'

“Pandemi süreci diş sağlığını da olumsuz etkiledi”

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Covid-19 ile başlayan kapanmalar, diş hekimliği uygulamalarında acil vakalar dışında işlemlerin sekteye uğraması, Covid-19 geçiren bireylerin ağız bakımına gerekli önemi gösterememeleri, pandemi sürecinin meydana getirdiği maddi-manevi baskı, stres ve psikolojik bozukluklar mevcut diş ve diş eti problemlerini arttırmıştır. Araştırmalar, pandemi sürecinde yapılan oral cerrahi işlemlerin yarı yarıya azaldığını göstermektedir. Bu durum genel olarak toplumsal ağız diş sağlığına, zorunlu olarak ara verilmesi anlamına gelmektedir. Yine yapılan araştırmalar, Covid-19 geçiren bireylerin oral enfeksiyon bulgularının anlamlı bir şekilde arttığını göstermiştir. Bu artışın nedeni, virüse maruz kalan hastaların yaşadığı nefes alma güçlüğü, yüksek ateş, eklem ağrıları, tat duyusunda bozulmalar ve ağız sağlığı uygulamalarının ister istemez azaltılmasıdır. Yapılan bir çalışma, pandemide 122 implantasyon yapan bir hekimin hastalarının 5’inde erken dönemde implant kaybı olduğunu ve bu hastaların 4’ünün covid geçirdiğini bildirmektedir.

“Ağız hastalıkları ve Covid-19 ilişkisi”

Koronavirüsler, ‘spike protein (S)’ ile tipik bir yapı sunan bir grup zarflı RNA virüsüdür ve spesifik reseptörü, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE2) olarak belirlenmiştir. ACE2, bir vazodilatatör olan anjiyotensini oluşturarak kan basıncının düşürülmesinden sorumludur ve akciğerler, arterler, kalp ve böbrek gibi önemli organların çoğunda bulunabilen tip I membran proteinidir. SARS-CoV-2 virüsünün S proteini ile ACE2 enziminin katalitik bölgesinin güçlü etkileşimi hastalığın oluşmasındaki ilk adımıdır.

ACE2 reseptörlerinin vücudun farklı bölgelerindeki dağılımı, ihtimal enfeksiyon yollarını göstermektedir. ACE2'ye bağlı zar, mukozal dokular, diş eti, keratinize olmayan skuamöz epitel ve farklı doku hücrelerinde bulunur. Tükürükte de yüksek bir SARS-CoV-2 viral yükü tespit edilmiştir. Bunun nedeni dil ve tükürük bezlerinin epitel hücreleridir. Bu nedenle ACE2 nin periodontal ceplerde de olabileceği ileri sürülmüştür. Geçen süre içerisinde periodontal hastalığın şiddeti ve Covid -19 arasındaki ilişkiyi destekleyen birçok yayın yapılmıştır. Ayrıca oral mukuza (ağız hastalıkları ) ve Covid-19 arasındaki ilişkiyi gösteren çalışmalar da mevcuttur.

Bilindiği gibi ağız boşluğu, solunum yolu patojenleri için önemli bir ortamdır ve periodontal hastalığı olan hastalarda bir komplikasyon olarak hastane kökenli pnömoni geliştirme daha ihtimaldir. Ayrıca, oral patojenlerin, yüksek riskli bireylerde alt solunum yollarına aspirasyonu ve akciğer enfeksiyonunu teşvik etmesi mümkündür. Bu nedenle ağız hijyeninin iyileştirilmesi, solunum komplikasyonları riskini azaltacaktır.

Covid-19 un patofizyolojik mekanizmasına bakıldığında, ağız diş sağlığı ve diş hastalıklarına etken olarak sadece lokal nedenleri dikkate almak yanlış olacaktır. Çalışmalar virüsün, immünolojik mekanizmalara ve vücudun bakterilere karşı savunma sistemine etki ettiğini ve kalsiyum, demir, magnezyum gibi, rejenerasyon ve remineralizasyonda rol oynayan birçok faktörü olumsuz etkileyerek diş hastalıklarına yol açtığını bildirmektedir.

“Virüsü uzaklaştırmada ağız ve diş bakımı çok önemli”

Sonuç olarak Covid-19 gibi insan sağlığını pandemi düzeyinde etkileyen ve vücuda giriş yolunun doğrudan ilişkili olduğu, epitel döşeli bir ortamın ve bu ortamda bulunan doku ve organların etkilenmemesi mümkün değildir. Konu ile ilgili bilimsel ortamı oluşturacak çalışmalar devam ediyor olsa da bu süreçte ağız diş sağlığının azami korunması gerektiği açıktır. Maalesef diş fırçası ya da macunu kullanımının Avrupa ülkeleri ortalamasının çok altında olduğu ülkemizde, sorunu çok basite indirgeyerek, ağız diş ve dişeti sağlığını korumanın yanında, en azından virüsü ortamdan uzaklaştırmak ya da dilüe etmek adına, diş fırçalama ve oral nazal antiseptik kullanımının öneminin altını bir kez daha çizmekte fayda olacaktır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman İsias Otel Davası’nda yeni bilirkişi raporu istenmesine karar verildi İsias Otel davasının 2. duruşmasın yeni bilirkişi raporu istenmesine karar verildi. Duruşma sırasında KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile sanık avukatı arasında tartışma yaşanırken Üstel, bazı iddialarda bulunan sanık avukatına ‘yalan söylüyorsun’ diyerek tepki gösterdi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, saat 10.00’da başlayan ve saat 18.15’de sona eren duruşmada mahkeme heyetinin ara kararıyla, tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt ve Erdem Yıldız’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Tutuksuz sanıklar Efe B., Halil B., Hasan A., Mehmet G., Şule Ö. ve Ulviye B.’nin adli kontrollerin devam etmesine karar verildi. Mahkeme ayrıca, dosyayı yeniden bilir kişi heyetine tebliği edildi. Davanın bundan sonraki duruşmasının 12 Haziran 2024 tarihinde saat 09.00’da görülmesine karar verildi. KKTC Başbakanı Ünal Üstel, sanık avukatına ‘yalan söylüyorsun’ tepkisi 6 Şubat depreminde yıkılan ve 72 kişiye mezar olan İsias Otel davasıyla ilgili duruşmada, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Sanık Avukatı Fuat Göktaş arasında gerginlik yaşandı. Sanık avukatları savunmasında, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi raporlarına itiraz ederek, usule uygun alınmadığı ve laboratuvarlarda testin düzgün yapılmadığını söyledi. Otel sahibi tutuklu sanık Ahmet Bozkurt’un Avukat Fuat Göktaş, Gazi Üniversitesi’ne gönderilen numunelerin gitmesinden iki gün sonra KKTC’de bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesi’yle Gazi Üniversitesi’nin ‘kardeş üniversite’ olduğunu yönünde haberler çıktığını belirtti. Göktaş, bunun yanında Gazi Üniversitesi heyetinin Kıbrıs başbakanıyla görüştüğü yönünde haberlerin servis edildiğini ancak bu görüşmelerin rutin olabileceğini düşündüklerini söyledi. Bunun üzerine salonda bulunan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, ziyareti yalanlayarak avukata hitaben, ‘Yalan söylüyorsun, sözlerini geri al’ dedi. Başbakanın bu sözleri üzerine, avukat KKTC’de medyaya yansıyan ziyaret haberini gösterdi. Sanık Avukatı Fuat Göktaş son olarak, çıkan bu haberleri kendisine gösteren müvekkil yakınlarına, ‘Bu ziyaretlerle ilgili olumsuzluk düşünmeyin, bu rutin bir ziyaret olabilir. Bu tür haberlere itibar etmeyin’ dediğini söyledi. Mahkeme Başkanı, salonda yaşanan sözlü sataşma nedeniyle tarafları sakin olmaya davet ederek, mahkemenin düzenini bozdurmayacağını vurguladı. Mahkemede tutuklu sanık Ahmet Bozkurt savunmasında, “Otelimin statiği 14 kata göre yapılmıştır. Otelim 9 kat olarak yapılmıştır. Statiğinde, taşıyıcısında herhangi bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Ben burayı yap-sat için yapmadım, burayı kendime yaptım. Malzemelerin en iyisini kullandım. Benim buraya yaptığım para ile aynı şekilde iki bina yapabilirdim. Ben malzemeden çalmadım. Adıyaman dördüncü derece deprem bölgesindeyken, ikinci derece deprem bölgesinin şartlarını karşılayacak şekilde otel yaptım. Ben suçsuzum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Tutuklu sanık Mehmet Fatih Bozkurt ise savunmasında, “Otelin yapıldığı yıllarda, 1993-1999 yılları arasında Kıbrıs’taydım. Benim mesleğim otomotiv sektörüdür. Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Yüce mahkemenizden tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı. Diğer tutuklu sanık Erdem Yıldız ise, “Ben sadece dekorasyon yaptım. Benden öncekini bilmem. Benden sonra yapılan şeylerle hiçbir ilgim yok. Benim yaptığım musluğun, asma tavanın binanın yıkımında etkisi yoktur” şeklinde konuştu.
Eskişehir Nebi Hatipoğlu: “Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi ve kurumsallaşması lazım” AK Parti Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu, Eskişehirspor İstişare Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi ve kurumsallaşması lazım. Eskişehir FK fikri ciddiye alınacak şeyler değildir” dedi. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Odunpazarı Belediyesi ve Tepebaşı Belediyesi öncülüğünde Eskişehirspor istişare toplantısı düzenlendi. Basına kapalı olarak yapılan toplantı, kentin ileri gelenlerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıya belediye başkanları, siyasi partilerin il başkanları, milletvekilleri, Eskişehirspor yönetimi katıldı. “Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi, kurumsallaşması lazım” Düzenlenen toplantının ardından açıklama yapan Nebi Hatipoğlu, Eskişehirspor’un şirketleşmesi ve kurumsallaşması gerektiğini ifade etti. Hatipoğlu, “Eskişehirspor’un önümüzdeki ay kongresi var. Kongre öncesi Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanlarımız bir istişare toplantısı düzenleyerek, bizi de davet ettiler. Ben fikirlerimi anlattım. Daha önce söylediğim gibi Eskişehirspor’un muhakkak şirketleşmesi lazım, kurumsallaşması lazım. Bu doğrultuda biz de gerekli destekleri vereceğimizi söyledik. Milletvekillerinin, başkanların hangi partiden olduğunun çok bir önemi yok. Eskişehirspor partiler üstüdür. Ben AK Parti Milletvekili olarak diğer milletvekillerimizle birlikte, hükümetimiz, spor bakanlığımız Eskişehirspor’un daha önceki yıllarda hep yanındaydık, bundan sonra da yanında olacağız. Başkan kim olursa olsun, oraya yakışan bir başkan olduktan sonra biz hangi partiden olduğuna bakmayız. Eskişehirspor’un hak ettiği yere gelmesi için çalışmalarımı yaparız. Burada da bunları söyledik. İnşallah başkanlar da elini taşın altına koyar. Böylelikle Eskişehirspor hak ettiği yere gelir diye düşünüyorum” dedi. “Eskişehir FK fikri ciddiye alınacak şeyler değildir” Nebi Hatipoğlu, düzenlenen toplantı sonrasında kendisine yöneltilen "Eskişehir FK fikirleri hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, “Eskişehirspor’un geçmiş dönemlerden kalan borçları var. Bu borçları ödememek adına yeni bir futbol kulübü kuralım, bunun arkasında bir yapı oluşturalım gibi bazı söylemler oldu. Tabi bunlar ciddiye alınacak şeyler değildir. Çünkü Eskişehirspor arması ve kulüp önemli. Yeni bir kulüp kurduğun zaman onun bir anlamı kalmıyor. Peşinden kimse koşmaz. Daha önce Eskişehir Basket’te bu yapıldı. Yarım bırakıp gittiler. Eskişehir Basket’i de kapattılar. Biz bu borçları ödemeyelim, gidip yeni kulüp kuralım falan bunlar Eskişehir’de işlemez. Belki başka şehirlerde işler. Bunu söyleyen Eskişehirlinin Eskişehirsporluluğundan şüphe ederim” diye cevap verdi. “Eskişehir FK düşünülemez” Eskişehirspor’un bulunduğu mevcut durumun tersine çevrilmesi ve eski günlerine dönebilmesi için düzenlenen toplantıdan sonra konuşan Eskişehirspor Başkanı Erkan Koca ise şunları söyledi: “İlk oturum gerçekleşti. Öncelikle açılış konuşmasını biz yaptık ve bu toplantıyı organize edenlere teşekkür ettik. Bugün burada gerçekten çok önemli isimler var. Eskişehirspor’un kurtuluşu da aslında bu isimlerden geçiyor. Fakat buraya gelen birkaç kişi ve üyenin Eskişehirspor FK, Yeni Eskişehirspor demeleri bizi oldukça üzdü. Bunlara karşı gündemimizde böyle bir durum olmadığını, eğer böyle bir gündemle devam ederse toplantıda olmayacağımızı açıkça söyledim. İçeride basın mensupları da olsaydı, taraftarlardan da bir heyet kurulup toplantıyı izlemeleri için imkan olsaydı. Burada böyle bir imkan da olmadı. Herkes herkesi tanıyor, basın içeride yok. Taraftar bu kulübün sahibi. Taraftarın kendi içinden seçeceği bir heyet burada olabilirdi. Hayırlısı olsun, inşallah hayırlara vesile olur. Bugün burada buluşmak, Eskişehir’in önemli isimleriyle, siyasetçileriyle, il başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ile Eskişehirspor’u konuşmak, Eskişehirspor FK ve Yeni Eskişehirspor konuları haricinde ümitlendirdi ve umutlandırdı. İnşallah iyi olacak.”