SAĞLIK - 19 Haziran 2017 Pazartesi 13:22

Parkinson hastalığında yanlış tanıya dikkat

A
A
A
Parkinson hastalığında yanlış tanıya dikkat

Uzmanlar, ünlü simalarda da görülen parkinson hastalığının tanısı kolay konulabilen bir hastalık olmasına rağmen zaman zaman yanlış tanı ve tedaviler yapılabildiğini belirterek, uyarılarda bulundu.

Özel Hatem Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Yiğiter, parkinson hastalığı hakkında önemli uyarılarda bulundu. Doç. Dr. Yiğiter, hastalığa ünlü ABD'li aktör Michael J. Fox, Alman politikacı Adolf Hitler, sporcu Muhammed Ali, Türk politikacı ve devlet adamı Bülent Ecevit gibi tanınan ressam, ses, sinema sanatçısı, politikacı ve devlet adamlarının da yakalandığını hatırlattı.

Yanlış tanıya dikkat
Yiğiter, hastalığın ilk kez 19. Yüzyılın başlarında James Parkinson tarafından ilk kez tanımlandığını ve hastalık hakkında bilgiler arttıkça ciddi bir hastalık olduğunun anlaşıldığını da kaydetti. Yiğiter, hastalığın kolay tanı konulabilmesine rağmen yanlış tanı konulabildiğini vurgulayarak, uyarılarını sürdürdü. Doç. Dr. Yiğiter, hastalığın diğer hastalıklarla kolayca ayırt edilebildiğini anlatarak, "Ellerde titremeyle görülen hastalıklardan en bilineni parkinson hastalığıdır. Muhammet Ali örneğinde olduğu gibi meşhur insanlarda da görülüyor. Ellerde istirahat sırasında titreme olur, hareketleri yavaş tır, yüzü donuk, ayakta durma dengesinde bozukluk verijidite de denilen kasların gerilmeye karşı gösterdiği dirençlerde ki değişiklik ile devam eden bir ilerleyici hastalıktır. Ancak her eli titreyen hastadaparkinson değildir. İyi huylu esansiyel tremor durumu da olabilir. Bunları ayırt etmek, kolaydır. Parkinson hastalığında titreme istirahat sırasında görülür. Diğer titremeler in neredeyse tamamı hareket sırasında görülür. Hastalık çok sık görülüyor ama tanısı da çok kolay. Gözleme ile bile tanı konulabilir. Fakat sıklıkla yanlış parkinson tanıları konulabiliyor. Bu da hastalığın sürecini hızlandırabilir’’ dedi.

Hastalığın tedavisi
Hastalığın tedavi süreci hakkında bilgi veren Yiğiter, "Hastalığın durumuna göre, en sık görülen hareket bozukluğu olan Esansiyel tremorun tedavisi çok zor değil.Bazen cerrahi girişimi olacak kadar zorlandığımız hastalar çok çok nadir Ancak genel olarak ağızdan alınacak ilaçlarla büyük oranda hastalar rahatlayabilmektedir" şeklinde konuştu.
Yiğiter, yakınında parkinson görünen kişilerin normal insanlardan 3 kat daha fazla bu hastalığa yakalanma riski olduğunu vurgulayarak, "Yakını parkinson hastası ise senin de olma ihtimali normal insanlardan 3 kat daha fazla denilebilir. Daha çok genetik mutasyon olan ailelerde parkinson görülüyor ama çokta sık değil" ifadelerine yer verdi.

İlaç önerisi
Yiğiter, "Hastaların doktorun söylediği düzende ve şekilde kullanmaları, mümkünse ilaçlarını hiç bırakmamalarını öneririm. Bazı ilaçların belli bir süre sonra yan etkileri olabileceğini bilmelerini istiyoruz. Bu yan etkiler ortaya çıktığında tekrar doktora başvurmaları çok önemli” diye konuştu.

Murat Ulus

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa CBÜ’den Filistin için haykıran Amerikalı öğrencilere destek İsrail’in Filistin’e karşı saldırılarına tepki gösteren ABD’li öğrenci ve akademisyenlerin gözaltına alınmasını kınayan Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) yönetimi, öğrenci ve akademisyenlere destek vermek amacıyla basın açıklaması düzenledi. Manisa CBÜ yönetimi, İsrail’in Filistin’e uyguladığı insanlık dışı saldırılara ve ABD’li akademisyen ve öğrencilerin İsrail’in saldırılarına karşı gösteri düzenlerken gözaltına alınmalarına tepki göstererek, basın açıklaması yaptı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğünce Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Yerleşkesi alanında saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunduğu basın açıklamasına ellerinde Türk bayrağı ve Filistin bayrağı taşıyan çok sayıda öğrenci ve akademisyen destek verdi. “Bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemiyorlar” Basın açıklamasında konuşan Manisa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, “Maalesef ki içinde yaşadığımız 21. yüzyılda inşa edilen ortak insani değerlere, ilkelere ve normlara rağmen tüm dünyanın gözü önünde yine bir insanlık dramının yaşandığına tanıklık ediyoruz. Ekim ayında başlayan ve 7 aydır devam eden İsrail saldırılarında 15 bini çocuk, 10 bini kadın olmak üzere 35 binden fazla sivil vatandaşın katledilmesi karşısında vicdan sahibi her insan gibi kahroluyoruz ve ah ediyoruz. Dünya devletlerinin İsrail’in zulmü karşısında sessiz kalmaları, dahası katliamları destekleyen politikalar benimsemeleri birer akıl tutulmasına dönüşmüştür. Şüphesiz batının bu iki yüzlü tutumu bizler için yeni değildir. Akan kan Müslüman kanı olduğunda Doğu Türkistan’da, Arakan’da, Hocalı’da, Bosna’da, Kıbrıs’ta sözde medeni Batı’nın bu iki yüzlülüğünü biz hep gördük, hep yaşadık. Ancak İsrail’in saldırılarının sergilediği vahşet ve ortaya çıkan soykırım tablosu öyle ağır olmuştur ki; Batı toplumlarında farklı din, dil, ırka sahip olsa da benzer vicdana sahip her kesimden vatandaşın tepkisini çekmiştir. Kendi yönetimlerinden umudunu kesen Batılılar, insan olmanın ve vicdan taşımanın gereğini yaparak hem İsrail’e hem kendi ülkelerine tepkilerini bireysel eylemlerle dile getirmeye başlamıştır. Yıllarca bize medeniyet nutukları atan batı ülkelerinin çıkarları için bir soykırım karşısında sessiz kalmaları yetmezmiş gibi bireysel tepkilerini gösteren kendi vatandaşlarına dahi tahammül edemedikleri de görülmüştür. Siyonizm odaklı vahşet karşısında tepki gösteren Amerikalı öğrencilere yönelik baskı ve şiddet de bu durumun tüm dünya halkları tarafından görülmesini sağlamıştır” dedi. Filistin’e destek gösterileri düzenleyen öğrencilere karşı ABD polisinin üniversiteleri işgal ettiğini dile getiren Rektör Kibar, “ABD’de çok sayıda kampüs polisler tarafından işgal edilmeye başlamıştır. Son 3 haftadır yaşanan süreçte 2 binden fazla akademisyen ve öğrenci orantısız güç kullanılarak şiddete maruz kalmış ve ağır ceza suçluları gibi ters kelepçe ile göz altına alınmıştır. Manisa CBÜ ailesi olarak yaşanan bu süreci kabul edemiyor, tüm inancımızla reddediyor ve ABD ile İsrail yönetimlerine sesleniyoruz; sadece Gazze’deki masum sivilleri değil, aynı zamanda insanlık vicdanını, onurunu, evrensel hukuku, insan haklarını, medeniyet değerlerini ve normlarını da katlettiğinizi görün ve bu zulmü durdurun artık. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır şiarını benimseyerek tüm gücümüz ve kararlılığımızla ABD ve İsrail yönetimleri tarafından sürdürülen bu zulmün karşısında olduğumuzu çok net bir şekilde bir kez daha haykırıyoruz” diye konuştu. Manisa Valisi Enver Ünlü ise yaptığı açıklamada, “Filistin yarım asırdan fazla bir süredir vahşetin en şiddetlisini yaşandığı bir yer haline geldi. Biz bu coğrafyadan çekildikten sonra bu başladı. O tarihten beri de gözyaşı dinmedi. Siyonist İsrail ve gözü dönmüş eli kanlı cani Netanyahu, Refah kentine de saldırıların da çok yakında başlayacağını açıkladı. Dünyanın gözü önünde çok büyük bir katliam, çok büyük bir acı yaşanıyor. Bütün dünya buna sessiz. Ancak başta Amerikalı öğrenciler, Avrupa’da sivil toplum kuruluşları çok büyük bir mücadele veriyorlar. 2 bin 500 Amerikalı öğrencinin gözaltına alındığını, baskıya ve zulme uğratıldığını, çok sayıda akademisyenin görevden el çektirildiğini üzüntüyle öğrendik. İnsanoğlunun hayal gücünü zorlayan, merhamet duvarlarını tarumar eden bu vahşet karşısında maalesef dünya kamuoyu görmez, duymaz, konuşmaz olmuştur. Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere, bu insanlık dramına gerek yurtiçinde gerek yurtdışında en şiddetli tepkiyi veren yine aziz milletimiz ve devletimiz olmuştur. Dini farklılıklar sebebiyle zulme maruz kalan ve en çok da savunmasız kadınların ve çocukların hayatını kaybettiği bu vahim hadiseler, insan olma şuuruna erişmiş her vicdanı derinden yaralamıştır” dedi. Basın açıklamasına Manisa Valisi Enver Ünlü ve eşi Sema Ünlü, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rana Kibar, Manisa Vali Yardımcısı Erhan Günay, Manisa İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Uğurelli, protokol üyeleri, akademisyenler, öğrenciler katıldı.