SAĞLIK - 15 Ocak 2021 Cuma 09:39

Parmak bebek ayaksız olarak dünyaya geldi

A
A
A
Parmak bebek ayaksız olarak dünyaya geldi

Tokat’ta, ayaksız olarak dünyaya gelen prematüre bebek hayata tutunmayı başardı.

Afganistan’da düzenlenen bombalı saldırıda 4 yaşındakini kızını kaybeden Sarvari ailesi 2 yıl önce Türkiye’ye sığındı. Tokat’a yerleşen Muhammed ile Şerife Sarvari çifti 4.’cü bebeklerini kucaklarına alma hayali kurarken beklemedikleri bir durumla karşılaştı. Aniden rahatsızlanan kadın Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesine kaldırıldı. Sezeryanla doğum yapan annenin bebeği 6. ayında 680 gram olarak dünyaya geldi. 72 gündür kuvözde bakılan parmak bebek 1 kilo 200 gram ağırlığa ulaştı. Doğuştan sol ayağı olmayan, ayak ve el parmaklarında anomali olan bebeğin tedavisi yeni doğan servisinde devam ediyor.
Dördüncü çocuğunu Türkiye’de dünyaya getirdiğini ifade eden anne Sarvari, yaşama şansı az olan bebeğinin hayata tutunmasının sevincini yaşadığını söyledi. Bebeğinin engelli olarak doğması nedeni ile zorlu bir süreç geçirdiklerini belirten Sarvari, kendilerine uzanacak yardım elini bekliyor. Yaşanan terör olayları nedeniyle Afganistan’dan Türkiye’ye geldiklerini belirten Sarvari, “Rabbim razı olsun Türkiye’den, Cumhurbaşkanımızdan. Ben 2 yıldır Türkiye’deyim yabancılık çekmedim. Eşimin işi yok yardıma ihtiyacımız var. 2 bebeğim daha var biri 1,5 diğeri 3,5 yaşında. Bez ihtiyacımız oluyor” diye konuştu.

Bebeğini ilk defa kucağına aldı

İbrahim adı verilen bebeği annesi 72 gün sonra kucağına alan anne Sarvari, yaşadığı duyguları dile getirerek, “Ben bebeğimi kucağıma ne zaman alırım diye sürekli gelip bakıyordum. Biraz büyüdü artık kucağıma alabiliyorum. Çok mutluyum, Rabbim razı olsun doktorlardan, hemşirelerden. Bebeğime iyi baktılar” ifadelerini kullandı.

Parmak bebek ayaksız olarak dünyaya geldi

Kaybetme riski yüksekti, yaşama tutundu

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Pediatri Asistan Hekimi Dr. Kazım Darka, erken dünyaya gelmesi nedeni ile kaybetme riski yüksek olan bebeğin yaşama tutunmayı başardığını söyledi. Bebeğin sol ayağı ve sol ellenin parmaklarında anomali olduğunu belirten Darka, “Şuan için yapabilecek bir şey yok ama ilerleyen aylarda bebek uygun kiloya geldiği zaman cerrahi işlemlerle protez ayak ve ellerinde uygun işlemler yapılabilir. Bu konuda ailenin yabancı uyruklu olması nedeni ile yardıma ihtiyacı olacaktır” dedi.

Kordon dolanması sonucu ayağını kaybetti

Darka, bebeğin anne karnında kordon dolanmasın bağlı olarak engelli olarak dünyaya geldiğini ifade ederek, "Kadın doğumcuların aldığımız bilgiye göre anne karnında ile kordon dolanmasına bağlı ayakta ampütasyon dediğimiz süreç gelişmiş. Ona bağlı olarak o bölgenin kanlanma dokusu bozulduğu için yapılsak olarak ince bir deri bandı ile ayak bacağa bağlı idi. İki gün sonra kentliğinden düştü. Kurtarma şansımız yoktu. Ellerinde anomalilerin ise daha farklı mekanizma ile geliştiği söyleniyor. Çok nadir karşılaşılan bir durum. Hem anomalili olup ta hem de yaşama tutunan bebek maalesef az sayıda var. Bu bebeğimizde onlardan biri başardı” diye konuştu.


Nurhan İçmez - Ozan Odabaşoğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Alerjik reaksiyonlar gün geçtikçe artıyor Özel Ümit Batıkent Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Yüzüak, göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyonların nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Alerjik reaksiyonlar ile göğüs hastalıklarının sağlık alanında oldukça önemli ve birbiriyle sık sık ilişkilendirilen konular olduğunu belirten Dr. Yüzüak, “Günümüzde alerjik reaksiyonlar, insanların yaşamlarını derinden etkileyen yaygın sağlık sorunlarından biridir. Alerjiler, bazen yaşamı tehdit eden ciddi durumlara yol açabilirken, bazen de günlük yaşamı rahatsız eden belirtilerle kendini gösterebilir” diye konuştu. "Bu reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır" Alerjiyi bağışıklık sisteminin, zararsız maddelere karşı normalde tepki vermemesi gereken bir şekilde tepki vermesi durumu olarak tanımlayan Dr. Murat Yüzüak, “Bu tepki, alerjik reaksiyon olarak adlandırılır ve vücutta çeşitli semptomlara yol açabilir. Alerjik reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır. Özellikle besin alerjileri ve alerjik astım gibi durumlar sık görülmektedir. Bunun arkasında yatan nedenler arasında genetik yatkınlık, çevresel faktörlerin etkisi ve modern yaşam tarzı yer almaktadır” dedi. Göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyon ilişkisi Dr. Yüzüak, göğüs hastalıkları ile alerjik reaksiyonlar arasında sıklıkla bir ilişki olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Alerjik astım, solunum yollarını etkileyen ve astım semptomlarına neden olan bir durumdur. Alerjenlere maruz kalmak, astım ataklarına yol açabilir. Ayrıca, alerjik rinit (saman nezlesi) ve bronşit gibi durumlar da göğüs hastalıklarıyla ilişkilendirilmiştir. Alerjik reaksiyonlarla en sık ilişkilendirilen göğüs hastalıkları arasında alerjik astım, alerjik rinit, kronik bronşit ve KOAH gibi solunum yolu hastalıkları yer alır. Bu hastalıkların çoğu alerjenlere maruz kalmanın tetiklediği semptomlara sahiptir. Alerjik reaksiyonlar, göğüs hastalıklarının semptomlarını şiddetlendirebilir ve kontrol altına alınmasını zorlaştırabilir. Örneğin, alerjik astımı olan bir kişi, alerjenlere maruz kaldığında solunum problemleri yaşayabilir ve astım atağı riski artabilir. Alerjik rinit ise burun tıkanıklığı, hapşırma ve burun akıntısı gibi semptomlara neden olarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir." Nasıl mücadele edilir? Alerjik reaksiyonlarla mücadele etmek için hangi tedavi seçeneklerinin kullanıldığına ilişkin konuşan Yüzüak, konuşmasının devamında, "Alerjilerle başa çıkmak için ilk adım, alerjenlerden kaçınmaktır. Alerjik reaksiyonların tedavisinde birkaç farklı yöntem kullanılabilir. İlaçlar, semptomları hafifletmek ve kontrol altına almak için kullanılır. Ayrıca, immünoterapi (alerji aşıları) alerjik reaksiyonların altında yatan immünolojik mekanizmaları hedefleyerek uzun vadeli tedavi seçeneği sunar" ifadeleri kullanıldı. Yanlış bilinen doğrular Alerjilerle ilgili yanlış bilinen birçok şeyin olduğuna dikkat çeken Dr. Yüzüak, sözlerini şöyle sürdürdü: "En yaygın yanlışlardan biri, bir alerji testinin mutlaka gerekliliği üzerinedir. Ancak alerji testleri, semptomlara neden olan belirli alerjenleri belirlemekte yardımcı olabilir, ancak her zaman kesin bir tanı koymak için tek başına yeterli değildir. Bu nedenle, bir uzmana danışmadan önce kapsamlı bir değerlendirme yapılması önemlidir. Alerjiler, günümüzde yaygın ve ciddi sağlık sorunlarından biridir. Ancak doğru bilgi ve uygun tedavilerle, alerjik reaksiyonlarla başa çıkmak mümkündür.”
Adıyaman İsias Otel duruşmasına ara verildi Adıyaman Adliyesinde görülen İsias Otel davasının ikinci duruşmasına ara verildi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasında 3’ü tutuklu 11 sanığın yargılaması sürüyor. Birleşik dosya kapsamında sanıklar, müştekiler, sanık ve müşteki avukatlarına söz veren mahkeme heyeti daha sonra müşteki avukatlarının özel olarak hazırlattığı ve mahkemeye sunulan uzman raporlarıyla ilgili raporu hazırlayan uzmanları dinledi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yonca Hürol, “40 yıldır mimarlık öğrencilerine taşıyıcı sistemlerin nasıl tasarlanması gerektiğini öğretiyorum. İsias Otel binasının ilk projesi, mimarı projede öncelikle yönetmeliklere uyulmadığını düşünüyorum. 1975 yönetmenliğine göre daha fazla perde duvar kullanılmalıydı. İnşaat mühendisinin otel sahibini uyarması gerekiyordu. İlk projede mal sahibi, belediye görevlileri, mühendislerin sorumluluğu var. İkinci projede ise 5 yılı bittiği için tekrar inşaat projesi yapılması gerekirdi. Karkas yapı 1998 yönetmeliğine uymamıştır. Projede çok duvar yükü bindirilmiştir. Zaten zayıf olan kirişleri ve döşemelere çok fazla yük bindirilmiş. Özellikle inşaat projesine uyulmadığını düşünüyorum. Sonuç olarak bütün ekibin hatalı kusurlu olduğu kanısındayım” dedi. Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhan Şensoy, “Ortada 1993 yılında yapılmış ve bununla ilgili statik hesapların olduğunu, ancak 2001 yılında yapılan projede sadece mimari proje olduğunu gördük. Biz projede tartışma konusu olabilecek hiçbir kusuru dikkate almadık. Kolon etriyelerinde sıklaştırma yapılmadığı, tadilat mimari projesinde mevcut asansörün arkasına iki asansör eklendiğini gördük. O bölgede kiriş olduğunu, ancak bununla ilgili sabit mi değil mi bilmiyoruz. Otele çevrilirken ek duvarlar yapıldığı, binanın kendi ağırlığında bir artış var. 2016 yılındaki ek bir kat yüklendiği biliyoruz. Buraya kat ekliyorsanız, ek yüklerde koymak zorundasınız" ifadelerini kullandı. İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Haluk Suçuoğlu rapora ilişkin, “Deprem yönetmenliğinin hazırlanmasında görev yaptım. 1993 yılında yapılan İsias Otel 1975 deprem yönetmenliğine göre yapılmış. Binanın uygulaması projeye uygun olmamış. 2003 yılında otele dönüştürüldüğünde deprem yönetmenliği değişmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış. Bu binanın sıkılaştırmasında ana ve tali unsurlar var. Ana unsur, ilk yapılan projeye göre inşa edilmemiştir. 1998 yönetmenliğinde daha ilave hükümler gelmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Savcısı, tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk halinin devamı, adli kontrol olanların adli kontrolünün devamı şeklinde mütalaa verdi. Ardından müşteki yakınlarına söz verildi. Müşteki avukatlarından biri, tutuksuz sanık Efe Bozkurt’un, mahkemeye mazeretsiz gelmemesinden dolayı tutuklanması için yakalanmasını talep etti. Sanık avukatlarının mütalaasına geçilmeden mahkeme heyeti duruşmaya 45 dakika ara verdi.