GÜNDEM - 08 Mart 2016 Salı 16:36

Peygamber Efendimizin katibinin mezarı Türkiye'de bulundu

A
A
A
Peygamber Efendimizin katibinin mezarı Türkiye'de bulundu

İslam döneminin en önemli mühürleri Şanlıurfa’nın Beykapısı Mahallesin'deki bir evin bahçesinde bulundu. Yaklaşık bin 210 yıllık mezarın sahabe yakınlarına ait olduğu tahmin ediliyor.

Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Mimar Uğur Beyazgül ve Prof. Dr. Kasım Şulul’un birlikte yürüttüğü çalışmada, bin 210 yıllık olduğu tahmin edilen mezar taşının üzerinde “Korunmuş Ruha şehrinde hicri 190 yılının Cemaziyelahir ayında Allah ona Kur’an okuyan ve rahmet duasında bulunana rahmet etsin” Arapça yazısının bulunduğu belirtildi.

Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı Mimar Uğur Beyazgül ve Prof. Dr. Kasım Şulul, konuyu Kültür Bakanlığına bildirdiklerini ve Şanlıurfa Müzesinin konuyla ilgili çalışmalar başlattığını ifade etti.
Konunun bilim adamları tarafından daha detaylı incelenerek ulusal ve uluslararası bir nitelik kazanması bekleniyor. Mezar taşı ve kitabenin bulunduğu yerde Peygamber Efendimizin (S.A.V.) vahiy katiplerinden Hanzala El-Katib’in de burada defnedildiği tahmin ediliyor.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Prof. Dr. Kasım Şulul, “Korunmuş Ruha şehrinde hicri 190 yılının Cemaziyelahir ayında Allah ona (Kur’an) okuyan ve rahmet duasında bulunana rahmet etsin” yazdığını ifade ederek, “Kitabeye konu olan zatın erkek olduğu ve hicretin 190. yılının Cemaziyelahir ayında vefat ettiği bildirilmektedir ki miladi karşılığı Nisan 806’dır. Danıştığımız hattalar Mustafa Kaçar, Mehmet Memiş, Ömer Sabuncu ve diğerleri kitabenin özelliklerini inceledikten sonra şu sonucu tarafımıza iletmişlerdir. Kitabenin konusu olan zatın vefat tarihi ile kitabenin yazılış tarihi farklıdır. Kitabesi yazılan kişi Cemaziyelahir 190 yani Nisan 806’da vefat etmiş, kabri 11. veya 12. yüzyılda restore edilirken bu kitabe yazılmıştır. Kitabe celi sülüs, yazı Rumi tezyin.

Bu tarz yazılar da miladi 11. ve 12. yüzyıla tarihleniyor. Şöyle ki Kur’an-ı Kerim’e ilk hareke konulması Ebü’l-Esved Ed-Düeli tarafından, harflerin noktalanması işi Ed-Düeli’nin talebesi Nasr B. Asım ya da Yahya B. Ya‘mer tarafından, hemze ve teşdid gibi diğer noktalamalar Halil B. Ahmed tarafından yapılmıştır. Sülüs yazının en erken örnekleri İbn Bevvab tarafından yazılmıştı. Abbasilerin ilk dönemlerinde sülüs yazı çeşidi gelişmiş değildi ve noktalama böyle değildi. En erken Mushaf sayfalarında Kufi yazı çeşidine rastlamaktayız. Kitabedeki celi sülüs harf karakterleri ve Rumi tezyin Selçuklu dönemini çağrıştırmaktadır. Rumi motif Selçuklu dönemi ile Osmanlı’nın ilk döneminde var. Yazının 11 ya da 12. yüzyıl Selçuklu dönemine ait olması kuvvetle muhtemeldir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara AK Parti Milletvekili Ensarioğlu: "Söz konusu açıklamalarım, Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" Çevre Komisyonu Başkanı ve AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, "Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi" dedi. Ensarioğlu, bir yabancı yayın kuruluşuna verdiği röportajla ilgili yazılı açıklama yaptı. Ensarioğlu şunları kaydetti: "Yabancı bir yayın kuruluşuna Terörsüz Türkiye süreci ve Meclis Komisyon çalışmalarıyla alakalı verdiğim bir mülakatta, sürece dair yaptığım değerlendirme sonunda, sunucunun ısrarlı Suriye politikası konusunda, sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanı sayın Hakan Fidan’ın politikalarında çelişkiler olduğuna dair verdiğim cevapta, böyle bir şeyin olmayacağını söyledim. Sözlerimin sonunda partimizin ve hükümetimizin politikalarını belirleyen iradenin sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi olduğunu, buna karşı bir irade ortaya koyanın ya görevi bırakması gerekir, ya da görevden alınır şeklindeki ifademin amacı ve maksadı gayet net olduğu halde üç gündür, bağlamı ve maksadı dışında, bazı art niyetli çevrelerin çeşitli sosyal medya mecralarında çarpıtarak yorumladıklarını üzüntüyle müşahede ettim. Benim düşünce ve açıklamalarım açık ve nettir. Söz konusu açıklamalarım, parti politikalarımızda sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi dışında, kimsenin çelişkili irade ortaya koyamayacağı ve AK Parti’de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını kesin cümlelerle hatırlatmak adınaydı. Sayın Dışişleri Bakanının özelde şahsına yönelik değildi."