GÜNDEM - 01 Eylül 2015 Salı 16:43

PKK'lıların korku ve paniği telsiz konuşmalarına yansıdı

A
A
A
PKK'lıların korku ve paniği telsiz konuşmalarına yansıdı

Terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonların ardından teröristlerin kod adlarıyla birbirleriyle iletişim sağladıkları telsiz konuşmalarında dikkat çeken diyaloglar ortaya çıktı. PKK'lıların korku ve paniğinin yansıdığı telsiz görüşmelerinde, doğu bölgelerinde terörle mücadeleye öncülük eden köy korucularının infaz edilmesi emri veriliyor.

Güvenlik birimlerinden alınan bilgiye göre, terör örgütü PKK'ya yönelik operasyonların ardından teröristlerin kod adlarıyla birbirleriyle iletişim sağladıkları telsiz görüşmelerinde dikkat çeken diyaloglar ortaya çıktı. Telsiz konuşmasında bir terörist diğerine “bölücü örgütün Kandil'deki yıkımdan sonra toparlanamayacağı ve tükeneceğini" söylerken, diğeri ise, "Bizi fareler gibi ortada bıraktılar. Doğrudan devletin gücünü ensemizde hissettik. Büyük başarı beklediğimiz noktada hezimete uğradık" ifadelerini kullanıyor.

Telsiz görüşmelerine göre terör örgütü PKK militanları tarafından yapılan eylemlerin teröristler tarafından kameraya her anının kaydedildiği ve görüntülerinin Irak'ın kuzeyine de gönderildiği ifade edildi. Kandil'den gelen eleştiri ve tavsiyelerin titizlikle uygulanmaya çalışıldığı ancak Türkiye'deki teröristlerin çoğunun beceriksiz olmaları nedeniyle istenilenin tam olarak yerine getirilemediği yönünde telsiz görüşmeleri yaşandığı kaydedildi.

Bölgedeki teröristlerin sürekli eylem arayışında oldukları, ancak bireysel olumsuz yaklaşımlardan ve bazılarının yeterli tepki vermemelerinden dolayı istenen sonuçların alınamadığı, zira son dönemde verdikleri kayıpların kendileri üzerinde, özellikle de yeni katılanlar üzerinde çok olumsuz bir etki ve korku yarattığı ifade edildi. Alandaki bir terörist Kandil'le görüşmesinde bölgedeki halkın olaylara çok tepkisiz ve isteksiz olduğunu, "uyuz halkın" tepki verebilmesi için toplumu harekete geçirecek önemli bir durumun veya şartların yaratılması gerektiğini, halkın çoğu yerde hala çok belli etmeseler de devletin yanında olduğu izlenimini elde ettiklerini ve bunun kendi mücadelelerine büyük bir sekte vurduğunu belirtiyor.

YABANCI BASINA HER TÜRLÜ KOLAYLIĞIN SAĞLANMASI TALEBİ

PKK'nın orta saha sorumlusu "Azad Siser" kod adlı Ekrem Güney'in telsiz konuşmasında ise halkın "sözde özerklik" ilan ettiği, bu durumu kabul etmeyen devletin halka ve terör örgütüne karşı topyekün bir savaş başlattığı algısını yaratmanın çok önemli olduğu ifadeleri telsiz görüşmelerinde yer aldı. PKK'lı Güney, "halkı sahaya çekmenin başarıları için olmazsa olmaz bir şart olduğunu", "bu dönemin terör örgütü açısından tarihi bir dönem ve final niteliğinde" olduğunu ilettiği kaydedildi. Görüşmede Güney, "başarılı olunmaması durumunda PKK'lılar için bitiş olacağını" ifade ediyor. Özellikle yabancı basının eylemler hakkında olumlu haberler yaptığını söyleyen Güney, telsiz görüşmelerinde bu nedenle bölgede "iç savaş" algısı yaratacak görüntülerin gerektiğini, çatışmalarda harap olmuş bina ve açılan hendek görüntülerinin bu kapsamda çok işe yaradığını, yabancı basına karşı her tür desteğin verilmesinin çok önemli olduğunu belirtiyor.

KANDİL DESTEĞİ "YOK" DENECEK SEVİYEYE GELDİ

PKK militanlarının konuşmalarında, "öz yönetim" ilan edilen yerlerdeki çatışmalarda "Türkiye Cumhuriyeti'nin sivilleri katlettiği" haberlerinin her ortamda, özellikle sosyal medyada dile getirilmesi gerektiği, bu sefer de başarılı olunamazsa örgütün Kandil'deki yıkımdan sonra toparlanamayacağı ve tükeneceği, Kandil'den eskisi gibi artık destek alamadıkları, Kandil ve civarına yapılan hava operasyonlarının Kuzey Irak'ta büyük bir tahribata ve kayba sebebiyet verdiği, bu durumun bölge halkı üzerinde kendi aleyhlerinde bir etki yarattığı ve halkın desteğinin neredeyse yok denecek seviyeye geldiği bilgisi de yer aldı. Yapılan başarılı ve başarısız bütün eylemlerin iyi değerlendirilmesi, başarısız eylemler nedeniyle moral motivasyonun bozulmaması, yapılan hataların gözden geçirilerek başarıya odaklanılması gerektiği belirtildi.

ÖNCÜLÜK EDEN KORUCULAR İÇİN İNFAZ EMRİ

“Şahan” kod adlı terörist ise telsiz konuşmasında güvenlik güçlerinin korucuların katılımıyla gerçekleştireceği operasyonel faaliyette "öncülük eden korucunun öldürülmesi" emrini ilettiği yer aldı. Korucu ve çobanların beş kuruş para için tavırlarını değiştirmemesi, kendilerini ve çocuklarını ateşe atmaması şeklinde uyarı mesajları hazırlanarak korucu ve yakınlarına gönderilmesi yönünde görüş bildiren PKK militanı, dikkate almayanların anında ölümle cezalandırılarak ciddi oldukları mesajının verilmesi gerektiği, Silahlı Kuvvetler'in her şeye rağmen halkın yanında yer almasının kendilerine büyük zarar verdiğinden yakınıyor. Bölücü örgüt militanı, telsiz görüşmesinde Türkiye Cumhuriyeti kuvvetlerinin halkın yanında yer almasının kendilerine büyük zarar verdiğini, Türk basınının terör örgütü kayıplarına yönelik yaptığı açıklamaların bölge halkını Türkiye Cumhuriyeti devletine yakınlaştırdığını ve kendilerinin basını yeterince kullanamadıklarını vurguluyor.

"KENDİ KENDİNİ VURAN SALAKLAR"

Rıza Koçer kod adlı Hamit Kara'nın ise telsiz konuşmasında, korucuların örgüt açısından birinci öncelikli tehdit olduğu ve koruculardan karşı gelenlerin bertaraf edilmesi ve bunun basında yer almasının sağlanmasının büyük önem arz ettiği bilgisi yer aldı. Bölücü terör örgütü mensupları kendi aralarındaki telsiz konuşmalarında sahada milis kuvvetlerince bir araştırma yapılması ve halkın neden eylemlere değil de devlete sessiz destek verdiğinin öğrenilmesi, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde büyük bir hayal kırıklığı yaşandığı vurgulayan teröristlerin ifadeleri ise şöyle:

"Bizi fareler gibi ortada bıraktılar. Doğrudan devletin gücünü ensemizde hissettik; büyük başarı beklediğimiz noktada hezimete uğradık. Halka çok güvenmeyin; şiddet ve korku onları tekrar kendilerine getirecektir. Gerektiğinde hedef gözetmeden indirin, gücümüzü görsünler, döneceklerdir, mecburdurlar. Amacımız her tür irtibatı kesmektir. Karayolları, TV vericileri, baz istasyonları ve demiryollarını tahrip ederek halkın dünya ile bütünleşmesini engelleyin. Ulaşımını engelleyin. Halk ne kadar güçlü olduğumuzu anlasın. Yokluk çekmeyen değerimizi bilemez. Okul binalarını hedef alın, yakın yıkın ama Eylül sonunda burada okulların açılmasını bir şekilde engelleyin. Diyarbakır Silvan ilçesindeki olayda yerleştirdiğimiz patlayıcıdan dolayı ölen çocuğun sorumluluğunu devlete yükleyin. 'Devlet tedbir almadı, çocuğun ölümüne sebep oldu' cümlesini halk içinde yaymaya çalışın. Türkiye Cumhuriyeti güçlerine saldırılarda aynı yöntemleri kullanmaktan kaçının, şaşırtın. Sahte ihbarlarla risk almadan güvenlik güçlerinin ayağınıza kadar getirtin, risk almayın. Yöntemler benzer olduğunda kayıplarımız artıyor. Bölgede çok kayıp vermeye başladık, kayıplara tahammülümüz yok. Yeni gelenlere uzak mesafelerden Türkiye Cumhuriyeti güçlerine yönelik atış yaptırarak eğitim verin. Birbirimizi vuruyoruz ve hatta kendi kendini vuran salaklar bile var. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eyüpsultan’da hatalı park kavgasında canından oluyordu: Sopayla ve bıçakla saldırdılar Eyüpsultan’da hatalı park nedeniyle tartıştığı şahsın ve yakınlarının bıçaklı ve sopalı saldırısına uğrayan minibüs sürücüsü, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkeli kalabalık taşla ve sopayla minibüse de zarar verirken, o anlar cep telefonu ve güvenlik kameralarına yansıdı. Olay, dün 16.30 sıralarında Eyüpsultan Girne Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Halil İbrahim Odabaşı minibüsünü evinin önüne park etmek istediği sırada başka bir ticari aracın hatalı park ederek, alanı kapattığını gördü. Bunun üzerine otomobilin üzerinde bulunan telefon numarasını arayan Odabaşı, hatalı park eden sürücüden aracını düzeltmesini istedi. Hatalı park eden kişi aracının park yerini değiştirdikten sonra iki sürücü arasında bir tartışma çıktı. Kısa süreli tartışmanın ardından şüpheli olay yerinden ayrıldı. Ancak şahıs, bir süre sonra aralarında kadınların da olduğu akrabalarından oluşan bir grupla olay yerine geri geldi. Bıçaklı saldırgandan tekme ile kurtuldu Sürücü ile birlikte gelen gruptakiler, Odabaşı’na bıçakla ve sopayla saldırdı. Odabaşı, gruptan bir kişinin bıçaklı saldırısından kurtulmak için tekme atıp ardından markete sığındı. Odabaşı, kendini markete kilitleyerek saldırganlardan korudu. Öfkesini atamayan grup, bu sefer de Odabaşı’nın minibüsüne taşlarla ve sopalarla saldırdı. Çevredeki vatandaşların araya girmesiyle sakinleşen gruptakiler dağıldı. Aracı zarar gören Halil İbrahim Odabaşı, emniyete giderek şikayetçi oldu. Şüphelilerin Odabaşı’nın minibüsüne saldırı anları ise cep telefonu ve güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. “Bu bildiğiniz canavarlık” Yaşanan olayın bir canavarlık olduğunu söyleyen Halil İbrahim Odabaşı, “Saat 4 buçuk 5 arası kapıma geldim. Arabayı park ettim. İsimlerini bilmiyorum, plakayı da tanımıyorum. Arabayı ortaya park ettiği için aradım ve arabayı biraz ileri almasını rica ettim. Ortaya park ettiği için iki tarafa da yanaşamıyordum. Sonra bu arkadaş, 20 dakika sonra geldi. Ani bir çıkış yaptı. Sonra geri geri gelip, yanımda durdu. Benimle tartışmaya girdi. ‘Ben 20 senedir burada oturuyorum. Sen beni arayamazsın’ dedi. Ben de bir ricada bulundum, ’Arabanı çek, ben de yanaşayım’ dedim. Kendi aramızda böyle bir tartışma oldu. ’2 dakika sonra görüşeceğiz seninle’ dedi. Bizde burada arkadaşla muhabbet ederken, arkadaşım bana ‘Koş geliyorlar’ dedi. Ellerinde bıçakla geliyorlardı. Zaten kamera kayıtlarında belli. Ben o anda zaten bakkala doğru koşmaya başladım. Genç arkadaşlardan biri ben o anda arabanın etrafında dönerken bıçakla saldıracaktı. O arada çelme taktı, yere düştüm ben. O anda bıçağı sallarken ben onun karnına vurdum. Kendini geri attı. Mahalledeki genç arkadaşlar bunu tutunca ben de can havliyle bakkalın içine kendimi attım. Kapısını kilitledim bir anda. O anda kapıya vurarak ‘Seni öldüreceğim’ dedi. Mahalledeki eş dost araya girince olay sakinleşti. Arabama geldiğimde çok hasar vardı. Kamera kayıtlarını izlediğimde, hanımı çoluğu çocuğu toplayıp katliama gelmiş resmen. Ben arabamın başına gelince şok oldum zaten. Bu bildiğiniz canavarlık. Ben belki orada ayağımla tepki vermeseydin bugün yaşamıyor olabilirdim” şeklinde konuştu.