SPOR - 27 Kasım 2014 Perşembe 01:58

Prandelli'den istifa açıklaması

A
A
A
Prandelli'den istifa açıklaması

Galatasaray Teknik Direktörü Cesare Prandelli, 2-0 mağlup oldukları Anderlecht maçının ardından yaptığı açıklamada, istifa etmeyi düşünmediğini ve sarı-kırmızılı takımda yoluna devam edeceğini söyledi.

Galatasaray, UEFA Şampiyonlar Ligi D Grubu’nda deplasmanda Belçika ekibi Anderlecht’e Mbemba’nın golleriyle 2-0 mağlup oldu. Karşılaşma sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Cesare Pradenlli, ‘İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?’ sorusuna, “Yola devam etmeyi düşünüyorum. Avrupa’dan çıktığımız için üzgünüz ama profesyonel olduğumuz için yolumuza devam edeceğiz” dedi.

Kulübün yollarını ayırmak istemesi halinde tazminat talep edip, etmeyeceği yönündeki soruya ise Prandelli, “Hiçbir şekilde tazminat talep etmeyeceğim. Sözleşmemle ilgili çok fazla konuşmak istemiyorum. Maç ile ilgili konuşmak istiyorum. Ben bütün sorumluluğu üstüme alabilirim. Sözleşmem ile ilgili konuları yöneticilere sorabilirsiniz” açıklamasında bulundu.

“ŞANSSIZ BİR MAÇ OLDU”

Maçta iyi bir Galatasaray’ın olduğunu ifade eden İtalyan teknik adam, organize olmalarına rağmen şanssız bir maç olduğunu dile getirdi. Prandelli, oyuncularının saha içindeki tartışmalarının sorulması üzerine ise, “Maçta gerginlikler olabilir. Onlarda insan ve bu durumları yaşıyorlar. Zor durumda bu gibi durumlar olabilir. Biz hep beraber çalışıyoruz” sözlerini sarf etti.

“BÜYÜK BİR SKANDAL”

Spor Toto Süper Lig fikstür sıkışıklığının büyük bir skandal olduğunu ifade eden Prandelli, “İlk geldiğimizde de söylemiştik. Bu büyük bir skandal. Bir takımın Çarşamba günü oynayıp, Cumartesi maç oynamaması lazım. Bu skandalı önlememiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

BRUMA’YI NEDEN OYNATTIĞINI AÇIKLADI

'Haftalardır oynatmadığınız Bruma’yı neden kadroya aldınız? Yönetimin bu konuda size bir talebi oldu mu?' şeklindeki soruya ise Prandelli şöyle cevap verdi: 

“Bruma U-21 Portekiz Milli Takımı ile 2 hafta birlikte oldu ve Çarşamba günü döndü. Döndükten sonra da güç antrenmanları yaptırıyorduk. Bu Alex içinde geçerli. Birkaç gündür oynayacaklarını biliyorlardı.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.