GENEL - 08 Aralık 2018 Cumartesi 09:49

Prof. Dr. Erbay: "Karabağ’ın Azerbaycan’a dönüşü en büyük hedefimizdir”

A
A
A
Prof. Dr. Erbay: "Karabağ’ın Azerbaycan’a dönüşü en büyük hedefimizdir”

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Karabağ’ın yalnızca Azerbaycan’ın sorunu olmadığını belirterek, “Karabağ’ın özgürlüğü, işgal edilen toprakların bizim can kardeşlerimize dönüşü en büyük hedefimizdir” dedi.

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde düzenlenen "Karabağ Mobil Uygulaması Örneğinde Türk Dünyası Gençlerinin Enformasyon Savaşındaki Rolü" başlıklı konferansta, Ermenistan tarafından işgal edilen Karabağ ve Hocalı katliamı masaya yatırıldı. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Azerbaycan ve Türkiye’nin birlikteliğinin çok eskiye dayandığını ifade ederek, bu birlikteliği bozmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini söyledi. Bugüne dek iki ülkeyi ayırmak için pek çok planın devreye sokulduğunu hatırlatan Prof. Dr. Celal Erbay şöyle konuştu: “Doğunun blokları, batının blokları Uzakdoğu’nun blokları, uzak batının blokları, bizim dışımızdaki bloklar hangi formülü devreye sokarsalar soksunlar asla ve asla bizim kardeşliğimize halel gelmemelidir. Biz gönülde, ruhta ve hedefte bir ve beraber olmalıyız. Karabağ yalnız siz Azerilerin değil, Karabağ benim derdimdir. Karabağ’ın özgürlüğü, işgal edilen toprakların benim can kardeşime dönüşü benim hedefimdir, idealimdir, sevdamdır, aşkımdır. “

"Karabağ zorla gasp edildi"

Karabağ’ın Azerbaycan’dan zorla gasp edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Celal Erbay, ”Bizim tarihimize ve ecdadımıza borcumuz vardır. Bizden pay istiyorlar. Gasp ettiler Karabağ’ımızı. Bizden zorla aldılar Karabağ’ı, onu geri alacağız. Biz bir ve beraber olacağız. Biz bir ananın iki oğlu, dinimiz bir dilimiz bir sevdamız bir, hedefimiz bir, biz aynı derenin suyuyuz, bir aynı denizin balıklarıyız. İstiklal marşımızın dizelerindeki o derin manaya gönül verelim” dedi.

"Enformasyon savaşında birlikte hareket etmeliyiz"

Konferansta konuşan Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yanında Gençler Vakfı yetkilisi Mubariz Gadirov ise vakıf olarak Karabağ ile ilgili bütün projeleri desteklediklerinin altını çizerek, Vakfın ayrıca Türk ve Azerbaycan gençliğini birbirine bağlayacak olan bütün projeleri desteklemeye hazır olduğunu ifade etti. Ermenilerin Türk ve Azeri topraklarında zaman zaman gözlerinin olduğunu anlatan Gadirov şunları söyledi: “Ermeniler Karabağ’ı işgal ettikleri gibi Ermeni soykırımı iddialarıyla bunun karşılığında Türkiye’den toprak talebinde bile bulundular. Ama şükürler olsun ki Türkiye ve Azerbaycan bunun karşısında durmayı bildi. Ermenistan Hocalı’da bir soykırım yapmıştır. Bu soykırım hepimizin gözleri önünde oldu. Hocalı soykırımını Azerbaycan bütün dünyaya göstermek istedi. Bugün bu kapsamda bu soykırımın görüntüleri tüm dünyaya gösteriliyor. Ama Ermenistan’da boş durmuyor ve bunun karşısında Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını iddia ediyor. Biz gençler olarak bilimsel açıdan bir olmalıyız. Bu kapsamda soykırım iddialarının karşısında ortaya çıkan enformasyon savaşında elimizden geleni fazlasıyla yapmalıyız. Türk ve Azeri gençleri bu enformasyon savaşında bir olmalıdır.”

Azerbaycan Islahatçı Gençler Birliği Başkanı Ferit Şahbazlı ise Azerbaycan’ın işgaldeki Karabağ topraklarını geri almak için hem insan gücü hem de askeri teçhizat olarak yeterli olduğunu belirterek, “Ancak Azerbaycan, daha fazla kan dökülmemesi adına bir savaşı tercih etmemekte ve sabır göstermektedir. Lakin Azerbaycan gençliği, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in yanındadır ve ben inanıyorum ki bu işgale yakın zamanda bir son verecektir” diye konuştu.
    

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Ölümle sonuçlanabilen kuduzla ilgili veterinerden aşı uyarısı HATAY (İHA) – Hatay’ın Defne ilçesinde görülen ve bölge halkında tedirginliğe neden olan kuduz hastalığının ölümcül ve tedavisinin olmadığını dile getiren veteriner Şerif Güneş, hastalığın direkt temas yoluyla bulaştığını söyledi. Defne’nin Meydancık Mahallesi’nde geçtiğimiz günlerde bir köpekte kuduz vakası tespit edilmişti. Kuduz vakasının görüldüğü Meydancık ve Güneysöğüt mahallelerinde hayvan giriş çıkışının yasaklanması bölge halkında tedirginliğe neden oldu. Defne Belediyesi ekipleri tarafından köpeklerin tedbir amaçlı toplanarak gözetim altına alması vatandaşları bir nebze de olsa rahatlattı. Defne Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Şerif Güneş, ‘kuduz hastalığı’ konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Kuduz hastalığının ölümcül ve tedavisinin olmadığını dile getiren veteriner Güneş, hastalığın direkt temasla bulaştığını belirterek, hastalıktan korunmanın en önemli yolunun panik olmadan aşı yaptırmak olduğunu belirtti. “Kuduz hastalığı, bulaştıktan itibaren en fazla 10-15 gün içerisinde ölüm gerçekleşiyor” Kuduz hastalığının ölümcül bir hastalık olduğunu ifade eden Güneş, hastalığın direkt temasla bulaştığını belirterek, “Kuduz hastalığı, hayvana veya insana bulaştıktan itibaren en fazla 10-15 gün içerisinde ölüm gerçekleşiyor. Tedavi şansı da çok düşük olan bir hastalıktır. İnsanlar ve hayvanlar için tek korunma yöntemi aşılamadır. Kuduz olan hayvan direkt temas etmezse hiçbir şekilde size bulaşma durumu kolay kolay görülmez. Onun için paniklemeye gerek yok” dedi. “Bu evrede hayvan gördüğü bütün çevredeki canlılara saldırganlık eğilimi gösterebilir” Kuduz hastalığının görüldüğü hayvanlarda aşırı saldırganlaşmanın görüldüğünü dile getiren veteriner Güneş, “Yarasa diğer hayvanlara bulaştırabiliyor. Mikrop, özellikle kuduz olan hayvanın tükürük bezlerinde yerleşiyor. Virüs şeklinde olan bir mikroptur. Bu mikrop hayvan kuduz hastalığına yakalandığı anda belli evreleri var. Bunun üç evre şeklinde görülüyor. Özellikle saldırganlık evresi var. Tam kuduz belirtilerinin görüldüğü bir evredir. Bu evrede hayvan gördüğü bütün çevredeki canlılara saldırganlık eğilimi gösterebilir. Bir sonraki evrede, özellikle hayvan hiç yapmadığı hareketleri yapabiliyor. Mesela sakin olan bir hayvan aniden saldırganlaşabiliyor. Üçüncü ve son evrede artık felç evresi, hayvan tamamen felçler geçirir ve hareketsiz kalır. Bu felç özellikle solunum felciyle sonuçlanıp ölüme sebep olabiliyor” ifadelerini kullandı.
Hatay Enkaz kentin bereketli topraklarında buğday hasadı HATAY (İHA) – Depremin vurduğu Hatay’ın bereketli topraklarında buğday hasadı başladı. Türkiye’nin en bereketli topraklarına ev sahipliği yapan Hatay’da onlarca ürün yetişiyor. Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte hasat edilen ürün çeşitliliği de her geçen gün artıyor. Depremin vurduğu kentin yeniden ayağa kalkması için önemli bir role sahip olan tarım, bölge halkına umut olmuş durumda. Arsuz ilçesi Pirinçlik Mahallesi’nde de geçtiğimiz son baharda ekimi yapılan buğdayda hasat başladı. Asrın felaketi sonrası üreterek hayata tutunmaya başlayan Pirinçlik Mahallesi sakinlerinden Bodur ailesi de 100 dönümlük tarlada buğday üretimine devam ediyor. Çocukluğundan beridir çiftçilik ile uğraştığını dile getiren 51 yaşındaki İrfan Bodur, “Tarlada doğduk, tarlada büyüdük ama aklımızın yettiği yaştan bu tarafa tarımla uğraşıyoruz. Çocukluk dönemlerimizde karapatoz dediğimiz patozla hani önceleri daha ilk başlarında orakla biçerdik desteleri toplayıp buğdayları deste halinde bir yere yığardık patozla çektiğimiz zaman buğdayın samanı bir tarafa ve çıkan buğdayı tenekelerle alıp çuvallama yapardık. Daha sonra da satışlarını ilgilenirdik daha sonralarında, biçer bağlar çıktı yani buğdayı biçiyor bağlıyor çok sevinmiştik, ne güzel bir teknoloji demiştik o zamanlar daha sonraları işte biçerdöverler, tarlalara girdiğinde işte rahatlık bu günlermiş dedik. Birkaç saatin içerisinde buğdayımızı hasat ediyoruz buğdayı hemen kamyonlara yüklenip, satışını gerçekleştirmiş oluyoruz. Ortalama 100 dönüm civarında buğday ekmiş olduğumuz tarlalarımız var ortalama 150 dönüm civarında zeytin üretimimiz var, ortalama 100 dönüm civarında narenciye ile uğraşıyoruz. Son durumda buğday fiyatlarını 7 TL üzerinden satmıştık bu yıl henüz bir açıklama hala gerçekleştirilmiş durumda değil zaten buğdayın alıcıları da genelde tüccarlar alıyor” ifadelerini kullandı. Tarım işlerinde ailesine yardım ettiğini söyleyen 11 yaşındaki Rana Bodur ise, “Babamgil öncelikle buğdayı biçmeye gidiyor, motorlarla buraya getiriyorlar buradan çuvallıyoruz. Çoğunlukla hafta sonları gidiyorum okuldan geldikten sonra akşam üzeri bazen gidiyoruz. Buğdayı toplarken, böyle üstümden koca bir yük gidiyormuş gibi hissediyorum, kendi tarlamızdan topladığımız buğdayları öğüterek un haline getiriyoruz ardından da ekmeklerimizi yapıp afiyetle yiyoruz” şeklinde konuştu.
Erzincan Kemaliyeli çiftçilere eğitim verildi Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nün işbirliği ile Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde çiftçi eğitim toplantısı düzenlendi. Düzenlenen toplantıda çiftçilere yöreye uygun olarak dut yetiştiriciliği, ceviz yetiştiriciliği, bağcılık ve bitki sağlığı konusunda bilgilendirme yapıldı. Sezonun başlamasıyla birlikte eğitim ve yayım çalışmalarını hızlandıran tarım teşkilatı köy köy, ilçe ilçe gezerek hem çiftçileri bilinçlendiriyor hem de eğitim ve yayım hizmetini çiftçinin ayağına götürüyor. Son olarak Kemaliye ilçesinde yapılan eğitim toplantısında genel olarak meyvecilik eğitimi verildi. 2021 yılında coğrafi işaret tescili alan Kemaliye (Eğin) dutu ile meşhur ilçede çiftçilere dut yetiştiriciliği konusunda da ayrıntılı bilgi sunuldu. Konuyla ilgili bilgi aldığımız Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin, tarım teşkilatının her zaman çiftçilerin yanında olduğunu belirterek, verimli ve kaliteli üretimin bilgi ile mümkün olacağını söyledi. Bu kadim topraklarda çiftçilerin her daim üretime devam ettiğini kaydeden İl Müdürü Şahin, eğitimlerin düzenlendiği ilçelerin ürün desenine göre ekiplerin oluşturulduğunu ve çiftçilerin maksimum faydalanabileceği biçimde eğitimlerin şekillendirildiğini söyledi. İl Müdürü Şahin, “Tarım ve hayvancılıkla uğraşan değerli çiftçilerimizin çalışma alanlarında birebir yüz yüze görüşerek çiftçilerimizin tarımla ilgili sorunlarını dinleyip ortak bir noktada karşılıklı görüş ve önerileri dinleyip çözüme ulaştırmayı hedefliyoruz. Basın, internet ve sosyal medya aracılığı ile çiftçilerimize her türlü bilgilendirmeyi yapıyoruz ancak bunu asla yeterli görmüyoruz. Ekiplerimiz her daim çiftçimizin yanında olmaya devam edecek” dedi.