SAĞLIK - 18 Ekim 2022 Salı 10:59

Prof. Dr. Ercan Kocakoç: 'Safra yolu kanserinin ameliyatsız tedavisi mümkün'

A
A
A
Prof. Dr. Ercan Kocakoç: 'Safra yolu kanserinin ameliyatsız tedavisi mümkün'

Modern Tıp, özellikle kanser gibi çağımızın amansız hastalıklarına çözüm bulmak için yöntemler geliştirmeye devam ediyor. Safra yolu kanserleri, teşhis esnasında çoğunlukla ameliyat edilemeyecek kadar ilerlemiş ve tedavisi oldukça zor olan kanser çeşidi olarak biliniyor. Prof. Dr. Ercan Kocakoç, RF (radyofrekans) ablasyon yöntemi ile safra yolu kanserlerinin artık ameliyata gerek kalmadan tedavi edilebildiğini açıkladı.

Son dönemde yaygınlaşmaya başlayan bu tedavi yöntemi hakkında bilgi veren Altınbaş Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ercan Kocakoç, hastaların 1 hafta içinde normal hayatlarına dönebildiklerini dile getirdi. Safra yolu kanseri vakasında hastaların safra kanallarının tıkanmasına bağlı genellikle kaşıntı ve sarılık şikâyeti ile doktora başvurduklarını anlattı. Ameliyat olamayacak nitelikteki hastalarda tıkanıklığı gidermek ve sarılığı ortadan kaldırmak için önce ciltten bir iğne ile safra kanallarına girildiğini söyledi.

“Endobiliyer Radyofrekans (RF) ablasyon ile tümörler, yakılarak tedavi ediliyor”
Prof. Dr. Ercan Kocakoç, bu yeni yöntemin tıp literatürüne Radyofrekans (RF) ablasyon olarak geçtiğini belirtti. Başta karaciğer olmak üzere vücudun birçok bölgesindeki tümörlerin ultrason, tomografi gibi görüntüleme yöntemlerinin kılavuzluğunda yakılarak tedavi edebilen, girişimsel radyolojik bir yöntem olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ercan Kocakoç, önce safra kanalı içerisine basitçe ince plastik bir hortum yerleştirilerek, biriken safra sıvısının dışarıya alındığını dile getirerek, “Tümörün olduğu bölgedeki darlık, bir tel yardımıyla geçilebilirse önce balon ile bu bölge genişletilmeye çalışılır. Sonrasında ise stent denilen ince tellerden örülü metalik bir küçük borucuk yerleştirilerek dışarıda hortum olmadan safranın on iki parmak barsağına akması sağlanır” dedi.

Prof. Dr. Ercan Kocakoç: 'Safra yolu kanserinin ameliyatsız tedavisi mümkün'

Prof. Dr. Ercan Kocakoç ayrıca safra yolu kanserlerinin tedavisinde Endobiliyer RF ablasyon yöntemi ile de safra kanalı içerisindeki tümörün RF ablasyon ile yakıldığını kaydederek, “Bu yöntemde safra kanalındaki darlığın balon ile açılması, safra kanalı içerisinden RF (radyofrekans) ablasyon ile tümörün yakılması ve safra kanalına metalik stent yerleştirilmesi aşamaları vardır. Bu işlem safranın on iki parmak bağırsağına akmasını sağlayarak sarılıksız daha uzun bir ömür geçirilmesine katkı sağlar” şeklinde konuştu.

“75 yaşındaki hastamız, 1 hafta içinde normale döndü”
Prof. Dr. Ercan Kocakoç en son, 75 yaşında yurtdışından sarılık şikâyeti ile gelen, ana safra kanalında tümör bulunan ve ciddi kalp yetmezliği nedeniyle ameliyatı riskli olan bir hastasına bu yöntemi başarıyla uyguladıklarını dile getirdi. Yaklaşık 11 ay önce genel anestezi verilmeden sedasyon ile endobiliyer RF ablasyon tedavisi ve stent yerleştirilmesi işleminin gerçekleştirildiğini açıkladı. Sarılığı yaklaşık 1 hafta içerisinde normale dönen hastamız halen sarılık şikâyeti olmaksızın hayatına devam etmektedir.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Batman Batmanlı iş adamı Ekremoğlu, Anneler Günü’nü kutladı Batmanlı iş adamı Esat Ekremoğlu, yayımladığı mesajla Anneler Günü’nü kutladı. Dünyanın neresinde olursa olsun hayatın en ağır yükünü omuzlarında taşıyan annelerin evlatlarına en iyi yaşamı sağlayabilmek için büyü çaba sarf ettiğine dikkat çeken iş adamı Esat Ekremoğlu, son nefeslerine kadar çocuklarının her türlü sorumluluğunu üstlenen, iyi ve kötü günlerinde yanlarında olan, çocuklarını canından bir parça olarak gören annelerin haklarını asla ödeyemeyeceklerini söyledi. "Anneler sadece evlatlarını dünyaya getirmekle kalmazlar, aynı zamanda bir toplumu oluştururlar" diyen Ekremoğlu, şöyle konuştu: "Milletleri millet yapan, bizleri birbirimize kenetleyen değerlerin yaşatılmasında, kültürümüzün, gelenek ve göreneklerimizin yaşatılmasında en büyük pay annelerimize aittir. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi sosyal statüde yaşarsa yaşasın tüm anneler yüreklerinde taşıdıkları merhamet, iyilik, güzellik, sabır, adalet ve eşitlik gibi erdemlerle hayatlarımıza ışık tutmaktadır. Sevginin en büyük kaynağı, sınırsız hoşgörü karşılıksız emek ve inanılmaz özveriyle bizleri dünyaya getiren ve en iyi biçimde yetiştirilmemizi sağlayan hakları hiçbir zaman ödenemeyen annelerimizdir. Ben bu vesile ile başta şehitlerimizin anneleri olmak üzere tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyorum.”
Bursa Çilek köyünde hasat başladı Bursa’nın İnegöl ilçesinde üretilen ’kırmızı elmas’ olarak bilinen Kurşunlu çileğinde hasat başladı. Yılda 7 kez toplanan yediveren cinsi çileğin aralık ayına kadar hasadı sürecek. 13 bin dekar alanda 35 bin ton rekolteye ulaşılması beklenen çilek tarlada 35-40 liradan alıcı buluyor. Mahallenin tek geçim kaynağı olan çilek, Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. Günlüğü 700 liraya çalışan kadın işçiler tarafından toplanan çilek, tarlada ise 35-40 liradan alıcı buluyor. İlk hasadına mayıs ayının başında başlanan ve 7 kez hasat edilen çileğin son hasadı aralık ayında yapılacak. Çilek tarlalarında incelemede bulunan İnegöl Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, "Kurşunlu Mahallesi’nde çilek hasadı başladı. Yakınımızda Eymir, Çitli, Hasanpaşa, Kınık, Özlüce gibi köylerimizde çilek üretimi yapıyor. Fakat bunun yüzde 70’i Kurşunlu Mahallesi’nde yapılıyor. Dolayısıyla bunun başlangıcı da burası olduğu için merkezi de burası olduğu için burayı söylüyoruz" dedi. Bugünün şartlarda çilek üreticilerinin memnun olmadığını belirten Çelik, "Çilek hasadı mayıs ayında başlar, kasım ayı sonuna kadar devam ediyor. Bu süreç içinde fiyatlar ilk çıktığı zaman 40-50 TL civarında oluyor. Çilek bollaştığı zaman 25 TL civarlarını görüyor. Geçen senede aynı banttaydı. Bizim çiftçimiz parayı ağustos ayından sonra daha çok kazanıyor. Eylül, ekim, kasım aylarında çilek daha yüksek fiyatlarda insan daha çok para kazanıyor. Bugünkü şartlarda çilek üreticimiz memnun değil. Geçen senede çilek aynı bu parayı yapıyordu. Burada halimiz var. Ülkenin her yerine arabalar kalkıyor buradan. Bugünde aynı parayı yapıyor geçen seneki fiyatla. Mazot, ilaç, işçi yevmiyelerini özellikle çiftçinin belini çok bükmeye başladı. Bugün burada 750 TL’den aşağı işçi yok. İşte bunların yemeği ve ek gelirleri de var. Dolayısıyla artık geçmişteki gibi değil. Biraz sıkıntılı süreçte üretim yapmaktayız" şeklinde konuştu. Bölgede yaklaşık 13 bin dekar alanda çilek üretimi yapıldığını söyleyen Sezai Çelik, "Bunun 11 bin dekar civarı Kurşunlu Mahallesi’nde yapılmakta. Çiftçilerimiz iyi bakmaları halinde toplamda 35-40 bin ton civarında çilek üretiyoruz. Bölgede yaklaşık 1 milyar 100 milyon TL civarında bir gelir elde ediliyor. Kurşunlu Mahallesi’nde 500 çiftçi bu işle uğraşırken etrafımızdaki köylerle birlikte toplam 800 civarında çiftçimiz çilek üretimi yapıyor. Yediveren cinsi çilek mayıs ayında başlar, kasım ayının sonuna kadar tünel dediğimiz naylonların içinde 7 aya yetişiyor" diye konuştu. "Avrupa, Rusya ve Gürcistan’a çilek ihracatı yapıldığını belirten İnegöl Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, "Hedefimiz daha fazla ülkelere ihracat yapmak. Bu konuda da sıkıntımız yok. Tek sıkıntımız soğutma sistemleri. Tıra yüklemeden önce soğutup yüklemeniz gerekiyor. O anlamda bölge olarak ihtiyacımız var. Ayrıca halimiz yetmemeye başladı" diye konuştu.
Muğla Muğla sokaklarında oryantiring eğitimi gençlere yön veriyor Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Muğla Uluslararası Gençlik Merkezi, "Biz Bir Takımız" Projesi kapsamında öğrencilere 14 haftalık bir oryantiring eğitimi sundu. Eski Muğla sokaklarında gerçekleştirilen eğitimler, gençlerin doğa sporlarına ilgisini artırırken, takım ruhunu da güçlendirdi. Muğla’nın zengin iklimi, coğrafyası ve doğal güzellikleriyle ön plana çıktığını belirten Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürü Musa Kazım Açıkbaş, projeye katılan öğrencilerin potansiyelini keşfetmelerine yardımcı olacak faaliyetlerin önemine vurgu yaptı. Açıkbaş, "Ülkenin değerlerine ve çocuklarına bu ortamı hazırlayan eğitmenlerimize ve gençlik çalışanlarımıza çok teşekkür ediyorum. Oryantiring, genç bir branş olmakla birlikte son yıllarda popülerliği artan bir spor. Eğlenceli, heyecanlı ve zeka gerektiren bu spor, gençlerin akademik başarılarına da olumlu katkı sağlıyor" diye konuştu. Projeye katılan öğrencilerden Elif Arslan ise "Biz Bir Takımız" Projesi kapsamında her hafta basketbol ve oryantiring gibi farklı spor dallarında etkinliklere katıldıklarını belirtti. Arslan, "Arkadaşlarımızla birlikte takım halinde çalışmak, iletişimi güçlendiriyor ve birbirimize destek olmayı öğretiyor. Bu projede yer almaktan dolayı çok mutluyum. Eğitmenlerimize ve gençlik çalışanlarımıza teşekkür ediyorum" dedi.
Şanlıurfa TİGEM’den bölge çiftçisini umutlandıran proje Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı dünyanın tek parça halindeki en büyük arazisine sahip olan Ceylanpınar Tarım İşletmeleri Müdürlüğünde deneme ekimi yapılan yeni ürünlerden olumlu sonuçlar elde edildi. Tohumlarının da değerlendirileceği ürünler bölge çiftçisinin umudu oldu. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı Ceylanpınar Tarım İşletmeleri Müdürlüğünde tarafından çeşit tanıtım ve tarla günü etkinliği düzenlendi. Etkinliğe TİGEM Genel Müdürü Hasan İzginç, bölge İllerin Tarım ve Orman İl Müdürleri, TMO’nun bölgedeki müdürleri, Ziraat Odası Başkanları, Araştırma Enstitüsü Müdürleri, TİGEM bayileri, Ziraat Fakültesi akademisyenleri, öğrencileri ve bölge çiftçileri katıldı. Programda Ceylanpınar Tarım İşletmeleri Müdürlüğünde denemesi yapılan ürünlerin ekim alanı ziyaret edilerek inceleme yapıldı. Ürünlerin bölgenin iklim ve arazi yapısına uyumluluğu analiz edildi. Deneme alanında TİGEM’e ait çeşitlerle birlikte 11 kuruluşa ait çeşitler, 29 adet ekmeklik, 20 adet makarnalık olmak üzere 49 çeşit buğday, 12 çeşit arpa, 4 çeşit tritikale, 6 çeşit nohut, 1 fiğ, 1 mürdümük ve 1 bezelye olmak üzere toplam 84 çeşit yer alıyor. Bunlara 33 yeni ürün ekleyen TİGEM, ekiminden büyümesine kadar çeşitli testlerle adaptasyonlarını gözlüyor. Şu ana kadar olumlu sonuçların alındığı ürünler, bölge tarımına önemli katkılar sunacak. Türk tohumculuğuna yeni çeşitlerin kazandırılması için adımlar atılıyor Denemesi yapılan ürünleri paydaşlarıyla birlikte incelediklerini söyleyen TİGEM Genel Müdürü Hasan İzginç, ” Bu gün burada tüm bölge çiftçileri, çiftçi temsilcileri, tohum bayilerimiz, Ziraat Fakültesi dekanımız ve öğrencileri, bununla birlikte Tarım İl Müdürlerimiz, TMO Müdürlerimiz ve Araştırma Enstitüsü Müdürlerimizle bir araya geldik. Bilindiği gibi bizim ülkemizin tohumculukta lider kuruluşu olan Tarım İşletmeleri genel Müdürlüğü (TİGEM) Türkiye genelinde hububat anlamında ekilen her 4 tohumdan bir tanesini üreten bir kuruluştur. Yüzde 25’lik payımızla ülkemizde tohumculuğun lideri konumundayız. Bu çeşitlerimizi ve bundan sonra üretime dahil edeceğimiz çeşitlerimizi burada tarım paydaşlarımızın, sektör temsilcilerimizin beğenisine sunduk. Tek tek çeşitlerimizi gezerek olumlu ve olumsuz yönlerini, onların beğenilerine göre sınıflandırdık. İnşallah bundan sonraki dönemde biz de tercihlere göre daha çok istenen, tercih edilen, benimsenen çeşitleri üretip Türkiye, Türk tohumculuğunda yeni bir takım çeşitlerin kazandırılması anlamında, gelişme anlamında bir takım adımlar atacağız” dedi. Osmanlıdan gelen geleneksel anlayış teknoloji ile birleşiyor Ceylanpınar Tarım İşletmesi Müdürlüğünün dünyanın en büyük tek parça arazisine sahip olduğunu belirten İzginç, “Bilindiği üzere TİGEM dünya kamu anlamındaki işletmelerinden bir tanesidir. Şu anda içerisinde bulunduğumuz Ceylanpınar Tarım İşletmesi dünyada tek parça en büyük tarım işletmesi konumundadır ve Osmanlıdan bu güne gelenekçi bir tarım anlayışını günümüzün teknolojisiyle birleştirerek ülkemize tohumluk ve damızlık anlamındaki hizmetlerini devam ettirerek devam ettirmektedir” diye konuştu. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde yer alan işletmenin 1 milyon 635 bin 928 dekar arazisi bulunuyor. İşletmede buğday, arpa, mercimek, yonca, ayçiçeği, mısır ve Antepfıstığı gibi ürünler yetiştiriliyor. Ayrıca koyunculuk ve sığırcılık faaliyetleri de yapılıyor.