SAĞLIK - 09 Ekim 2019 Çarşamba 16:30

Prof. Dr. Marsel Mesulam’a Eczacıbaşı Tıp Onur Ödülü

A
A
A
Prof. Dr. Marsel Mesulam’a Eczacıbaşı Tıp Onur Ödülü

Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri'nin 60'ıncı yılında 'tıp bilim', 'tıp teşvik', 'bilimsel araştırma destek ve tıp öğrencileri proje' ödülleri de sahiplerini buldu. Bu seneki Tıp Onur Ödülü’nün sahibi Prof. Dr. Marsel Mesulam oldu.

Eczacıbaşı Topluluğu’nun 1959 yılında tıp alanında başlattığı ödüllendirme ve destek geleneğinin 60'ıncı yılı tamamlandı. İstanbul’da düzenlenen ödül töreninde konuşan Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Türkiye’nin çağdaş geleceğine duydukları umut ve güven ile yola devam ettiklerini belirterek, "Sanayi alanındaki girişimlerimiz, sosyal alandaki yatırımlarımız ile bir ağacın birbirini besleyen dalları gibi, birbirine karışarak hep göğe yükseldi. Başarısını, oluşturduğu toplumsal değer ile ölçen kurucumuz Nejat Eczacıbaşı’nın inanç ve heyecanı, bugün hepimizin ruhuna canlılık vermeye devam ediyor" diye konuştu.

Türkiye'de sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürmesi, refah düzeyinin yükselmesi ve yaşam kalitesinin artması için, kamu yönetimi, endüstri, üniversiteler, hastalar ve diğer bireylerin oluşturduğu bütün arasındaki yapıcı iletişim ve iş birliğinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Bülent Eczacıbaşı, "Nejat Eczacıbaşı’nın da aralarında bulunduğu Cumhuriyetimizin kurucu kuşağı bugün aramızda olsalar, ortak sorunlarımıza, ortak çareler aramaya devam etmemizden muhtemelen büyük mutluluk duyarlardı. Cumhuriyetimizin kurucu iradesinin de en temel özelliği, çağın gereklerini yerine getiren bir bilim ve eğitim sistemine özel bir önem vermesiydi. Çağdaşlık konusundaki bu duyarlılığı sürdürmenin bugün de ortak sorumluluğumuz olduğuna yürekten inanıyorum... Çünkü, ülkemizin geleceğini hiç kuşkusuz eğitim düzeyimiz ve bilimle oluşturduğumuz değer belirleyecek. Ne mutlu ki bu yolda çalışan sizler gibi bilim insanlarımız var" dedi.

Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri, Bilimsel Değerlendirme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turgay Dalkara da "Birkaç yüz yıl öncesinin aksine bugün bilimin gerekliliği ve başarısı konusunda artık tereddütümüz yok. Ancak, dünyada gittikçe yaygınlaşan bilim karşıtlığı ve maalesef bunun bilim kisvesi altında yapılıyor olması bizleri kaygılandırıyor” dedi.

Prof. Dalkara, verilen ödüllerin sadece bilim insanlarımızın başarılarını onurlandırmakla kalmadığını aynı zamanda onlara, düşüncelerini bilimsel bilgiye dönüştüren uzun ve zorlu süreçteki sabır ve emekleri için de teşekkür etmemize vesile olduğunu vurguladı.

Tıp Onur Ödülü Prof. Dr. Marsel Mesulam'a
Bu seneki Tıp Onur Ödülü’nün sahibi Prof. Dr. Marsel Mesulam oldu. Evrensel bilime en üst düzeydeki katkıları ve Türkiye'deki pek çok akademisyen ve bilimsel etkinliğe verdiği yakın destek nedeniyle Tıp Onur Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. Mesulam, davranış nörolojisi ve demans (bunama) biyolojisi alanlarında yaptığı çığır açıcı buluşlarıyla tüm dünyada tanınan başarılı bilim insanları arasında yer alıyor. İlk kez Prof. Dr. Mesulam tarafından tanımlanan demans hastalığının bağımsız bir formu olan 'primer progresif afazi sendromu' tıp bilim tarihinde 'Mesulam hastalığı' olarak anılıyor.

Prof. Dr. Marsel Mesulam kimdir?
Robert Kolej’i bitirdikten sonra Harvard Tıp Fakültesi’nden mezun olan ve akademik kariyerini Chicago’da Northwestern Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sürdüren Prof. Dr. Mesulam, hâlen kendi adıyla anılan Mesulam Kognitif Nöroloji ve Alzheimer Hastalığı Merkezi’nin direktörü ve Nöroloji Bölümü Davranışsal Nöroloji biriminin başkanı olarak görev yapıyor.

Bilimsel Kurul’un değerlendirmeleri sonucunda 2019 Tıp Bilim Ödülü ise çalışmalarını periferik nöropatilerdeki akson dejenerasyonu ile periferik sinir sistemindeki Schwann hücreleri ve sinir yenilenmesi üzerine yoğunlaştıran Prof. Dr. Ahmet Höke’ye verilirken, Tıp Teşvik Ödülü’nü Doç. Dr. Uğur Canpolat, Bilimsel Araştırma Destek Ödülü’nü Doç. Dr. Ceyda Açılan Ayhan, Tıp Öğrencileri Proje Ödülü’nü de Sena Alptekin kazandı.

Ödüller
Bilimsel Kurul’un 2019 ödüllerine yapılan başvuruları değerlendirmeleri sonucunda, Hacettepe Tıp Fakültesi mezunu, Johns Hopkins Üniversitesi Nöromusküler Bölümü Direktörü, American Neurological Association ve Peripheral Nerve Society yönetim kurulları üyesi ve Toxic Neuropathy Consortium’da başkan yardımcısı olarak görev yapan Prof. Dr. Ahmet Höke Tıp Bilim Ödülü’nü kazanırken, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’nda çalışmalarını sürdüren Doç. Dr. Uğur Canpolat Tıp Teşvik Ödülü’nün, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Doç. Dr. Ceyda Açılan Ayhan da Bilimsel Araştırma Destek Ödülü’nün sahibi oldu. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi mezuniyetinin ardından Almanya Heidelberg Üniversitesi’nde intern olarak görev yapan Sena Alptekin ise, Tıp Öğrencileri Proje Ödülü’ne değer bulundu.

'Bilime katkı, başarıya ödül' geleneğinde 60 yıl
Türkiye'de tıp ve eczacılık bilimlerinin gelişimine katkıda bulunmak amacıyla, 1959’da Dr. Nejat F. Eczacıbaşı tarafından dönemin çok değerli tıp hocaları Ord. Prof. Dr. Ekrem Şerif Egeli, Ord. Prof. Dr. Arif İsmet Çetingil, Ord. Prof. Dr. Muhiddin Erel, Prof. Dr. Reşat Garan, Prof. Dr. Sabih Oktay, Prof. Dr. Behiç Onul, Prof. Dr. Zafer Paykoç, Prof. Dr. Necmeddin Polvan’ın öncülüğünde bilimsel araştırmaları destekleme, başarılı bilim insanlarını ödüllendirme geleneği başlatılmıştı.

2019 Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Tıp Ödülleri Bilimsel Değerlendirme Kurulu Prof. Dr. Turgay Dalkara başkanlığında, Prof. Dr. Murat Akova, Prof. Dr. Şermin Genç, Prof. Dr. Ahmet Gül, Prof. Dr. Arzum Erdem Gürsan, Prof. Dr. Hakan S. Orer ve Prof. Dr. Lale Tokgözoğlu’ndan oluşuyor.

Altmış yıla ulaşan bu girişim kapsamında, dünya tıp çevrelerinde evrensel ölçütte başarı gösteren Türk hekimlerine 2002 yılından itibaren Eczacıbaşı Tıp Onur Ödülü verilmesi benimsendi. Eczacıbaşı Tıp Onur Ödülü’nün ilki Prof. Dr. Münci Kalayoğlu’na, ikincisi Prof. Dr. Olcay Neyzi’ye verilirken, Prof. Dr. Masel Mesulam da Eczacıbaşı Tıp Onur Ödülü alan üçüncü bilim insanı oldu.

2002 öncesinde, 'Cumhuriyet Dönemi Tıp Ödülü' adıyla verilen ödülü, 1982 yılında Ord. Prof. Dr. Hulusi Behcet, Dr. Refik Saydam, Ord. Prof. Dr. Tevfik Saglam, Ord. Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman ve Ord. Prof. Dr. Akil Muhtar Ozden, 1988 yılında Prof. Dr. Muzaffer Aksoy, 1992 yılında ise Prof. Dr. Gazi Yasargil almıştı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Arnavutköy’ün bu mahallesinde, yoldan geçenler gözlerine inanamıyor Arnavutköy’un Sazlıbosna Mahallesi her sene göç yolundaki leyleklerin uğrak noktası oluyor. Köylüler tarafından kış sezonunda hazırlanan yuvalar, leyleklerin konaklama noktası haline geliyor. Mahalle içerisinden geçen yolların kenarlarındaki direklerin ve evlerin tepelerindeki leylekler, vatandaşları şaşırtıyor. Her yıl düzenli olarak göç eden leylekler İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde bulunan Sazlıbosna Mahallesi’ni mesken tuttu. Göç eden leylekler Sazlıbosna Mahallesi’ndeki belli alanlarda bir süre konaklıyor. Arnavutköy Merkez ile Hadımköy Mahallesi arasında bulunan Sazlıbosna Gölü kıyısındaki Sazlıbosna Mahallesi’nde yol kenarlarındaki elektrik direkleri ve evlerin çatıları leylek yuvalarıyla doldu. Mahalleden geçen vatandaşların da gözlerine inanamadığı görsel şölen havadan görüntülendi. “Eylül ayında giderler. Burada veda uçuşu yaparlar“ Leyleklerin mahalle ile ilişkisine uzun yıllardır şahitlik eden mahalle sakinlerinden Saip İlkbaş, “Leylekler köyleri seçerler başka mahallelere gelmezler bize gelirler. Yuvalarını yapıyorlar. Ben 75 yaşındayım kendimi bildim bileli var. Dedemler buraya Kırım’dan gelmiş. Onlarla beraber leylekler de buraya gelmiş. Eylül ayında giderler. Burada veda uçuşu yaparlar. Biz anlıyoruz gidecekler mi ne yapacaklar hepsini biliyoruz. Leylekler için buraya çok gelen oluyor. Fark edenler duruyorlar ve fotoğraf çekiyorlar. Biz elimizden geldiğince yardımcı oluyoruz" ifadelerini kullandı. “Mart ayında gelip, Ağustos ayında giderler” Leylekler ile ilgili konuşan Sazlıbosna Mahalle Muhtarı Oktay Teke, “Leylekli köy denir buraya. Her sene Mart ayının başında buraya gelerek yuvalarını yaparlar. Ağustos sonu gibi de geldikleri yer olan Afrika’ya göç ederler. Biz onlar geldiklerinde baharın geldiğini anlıyoruz. Baharın müjdeleyicisiler. Leylekler her yere yuva yapmazlar sevdikleri yere yuva yaparlar. Biz de onları seviyoruz. Biz sahip çıkıyoruz hatta daha fazla gelmeleri için projeler üretiyoruz. Bilinmeyenler çok şaşırıyor ve bize soruyorlar. Bilenler de görmek için geliyorlar bizden konum istiyorlar” diye konuştu.
Bursa Bursa merkezli 7 ilde düzenlenen suç örgütü operasyonunda 24 kişi yakalandı Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde düzenlenen eş zamanlı “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 24 şüpheli yakalandı. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütünün çökertildiğini açıkladı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamaya göre, düzenlenen operasyonlarda organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları, Bursa’ya il dışından getirdikleri tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin işyerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri, Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyonlarda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 24 şüpheli yakalandı. Operasyonlar sonucu, 15 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda çek ve senet ile çok miktarda nakit paraya el konuldu. 10 ayda 454 organize suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, organize suç örgütlerine yönelik düzenlenen operasyonlar hakkında bilgi verdiği paylaşımında, “10 aylık süre içinde; 454 organize suç örgütünü çökerttik. Bu suç örgütlerini isim isim kamuoyu ile paylaştık. Organize suç örgütlerine yönelik toplam bin 201 operasyon düzenledik. 8 bin 260 şüpheli yakalandık. Bunlardan; 3 bin 58’i tutuklandı. Bin 740’ı hakkında adli kontrol kararı verildi" ifadelerine yer verdi. Öte yandan, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı açıklamada soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü ifade etti.
Rize Taşkın Güngör: “Pazarspor’u bu zor şartlardan ayağa kaldırmayı başardık” Pazarspor’un başarılı teknik direktörü Taşkın Güngör, “Pazarspor’u bu zor şartlardan ayağa kaldırmayı başardık” dedi. Bu yıl TFF 3. Lig’de mücadele eden Pazarspor, sezon başında kötü bir başlangıç yaptı. Oynadığı maçlarda galibiyet sıkıntısı çeken Pazarspor ekibi, sürekli olarak teknik direktör değişimi yaptı. Son olarak takımın başına geçen Tolga Kerimoğlu’yla da istediği sonucu alamayan mavi-beyazlılar teknik direktörleri ile tekrardan yolunu ayırdı. Boşalan teknik direktörlük koltuğunu bu sefer Taşkın Güngör devir aldı. Bulvarspor maçıyla ilk maçına çıkan teknik adam 1 puan ile deplasmandan geri döndü. Güngör, ligin bitimine az kalmasına rağmen takımına güvenerek iyi işler çıkarmaya çalıştı. Pazarspor’u bir alt lige düşürmemek için elinden geleni yaparak 7 maçtan 10 puan topladı ve takımını ligde tutmayı başardı. Pazarspor’u ligde tutmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını ifade eden Taşkın Güngör, “Son lig maçımızı oynayacağız. Geldiğimizde çok zor şartlarda bir Pazarspor vardı. Kaosta olan 4 maçta sıfır çeken bir takım vardı. Zor bir görev olduğunu biliyoruz. Bu görevi alırken de daha önceki deneyimlerimize dayanarak sorumluluğu aldık. En azından bizleri bu göreve layık görmeleri bile bizim için bir şerefti. Biz de buna kayıtsız kalmadık. Zor bir sorumluluğun altına girdik ama lige bir hafta kala en azından hedeflediğimiz ana ulaştık. Bir taraftan baktığımızda kümede kalma ligde kalmanın mutluluğunu yaşarken, bir taraftan da son haftaya belki play-off’a girebilirdik. İyi 12 ay geçirdiğimizi düşünüyorum. Bize güvenenleri mahcup etmediğimizi düşünüyorum. Biz de elimizdekiyle bütün katkıyı kendi toprağımızı kendi memleketimize yapmaya çalıştık. Burada 3 puan almak istiyoruz. Lig bitince buradaki görevimiz sona eriyor. Ondan sonrası tabii bize bağlı şeyler değil. Bizim ana hedefimiz 3 aylık bu süreçte Pazarspor’u bu zor şartlardan ayağa kaldırmayı başardık. Altyapıdan 34 tane çocuğu aramıza katmaya çalıştık, hepsini bir arada yaptık. Ligde kalmak birinci önceliğimiz ve çok önemliydi. Evdeki mazimle en iyisini yapmaya çalıştık. Peki çok göze hoş gelen bir futbol oynatmadık. Yani daha çok skoru oynayan ve çok acil kaostan çıkmamızı sağlayacak sonuç almak istiyorduk. Onu da başardık ama hafta sonu daha keyifli, daha güzel bir karşılaşma seyrettireceğiz” şeklinde konuştu.