GÜNDEM - 09 Aralık 2019 Pazartesi 16:27

Prof. Dr. Recep Şentürk: 'Evrensel İslâm ve insan hakları anlayışı tüm dünyaya hatırlatılmalı'

A
A
A
Prof. Dr. Recep Şentürk: 'Evrensel İslâm ve insan hakları anlayışı tüm dünyaya hatırlatılmalı'

‘İnsan Hakları’ kavramının Batı dünyasına ait bir kavram olduğu düşüncesini eleştiren İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, klasik fıkıh eserlerinin bunun tam tersini ortaya koyduğunu belirterek, “Bugün yaşadığımız birçok zulüm, ayrımcılık, ırkçılık ve adaletsizliğin temelinde ‘İsmet Âdemiyetledir’ ilkesinin unutulmuş olması yatmaktadır. ‘Evrensel İslâm ve İnsan Hakları Anlayışı’ hem Müslümanlara hem de tüm dünya insanlarına yeniden hatırlatılmalıdır” dedi.

İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, ‘İsmet Âdemiyetledir: Haklarımız Varoluşumuzdandır’ adlı son kitabında ‘İslam İnancı ve İnsan Hakları’ arasındaki ilişkiyi inceledi. Pek çok insanın ‘insan hakları’ kavramının ilk defa Batı’da ortaya çıktığına inandığını belirten Prof. Dr. Recep Şentürk, İslâm’da böyle bir kavramın olmadığı önyargısını reddederek, günümüzde ‘İsmet Âdemiyetledir’ ilkesinde ‘Evrensel İslâm ve İnsan Hakları Anlayışı’ nın unutulduğunu söyledi. Bu anlayışın, hem Müslümanlara hem de tüm dünya insanlarına yeniden hatırlatılmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Prof. Şentürk, konuya şöyle açıklık getirdi:

“Bu anlayış, on dört asır geniş bir coğrafyada adalet, barış, huzur getirdi”
“‘Evrensel İslâm ve İnsan Hakları Anlayışı’nı yeniden diriltmeye, hem Müslümanlar’a hem de tüm dünya insanlarına yeniden anlatmaya acil ihtiyaç var. Maalesef on dört asır boyunca Hindistan’dan, Balkanlar’a ve Endülüs’e kadar geniş bir coğrafyada uygulanan ve oralarda yaşayan tüm insanlara mezhep, din, ırk ve cinsiyet ayrımı yapmadan, adalet, barış ve huzur içinde yaşamayı mümkün kılan bu anlayış, artık hiçbir grup veya kurum tarafından temsil edilmiyor. Bu durum sadece İslâm dünyası için değil tüm beşeriyet için büyük bir kayıptır. Günümüzde hem İslâm dünyasında hem de dünyanın tüm coğrafyalarında ‘İsmet Âdemiyetledir’ ilkesine son derece ihtiyaç var. Bugün yaşadığımız birçok zulüm, ayrımcılık, ırkçılık ve adaletsizliğin temelinde bu ilkenin unutulmuş olması yatıyor.”

“Varım öyleyse haklarım da vardır”
“İsmet Âdemiyetledir” ifadesine ilk kez Özbekistanlı Mergînânî’nin ünlü “el-Hidâye” isimli fıkıh kitabında rastladığını kaydeden Şentürk, “Bu ilkeyi günümüz Türkçesine ‘Varım öyleyse haklarım da vardır’ şeklinde de tercüme edebiliriz. Bu ilke tüm insanların, kadın ve erkek olarak, cinsiyetlerine, ırk, renk, din ve benzeri doğuştan getirilen, miras alınan veya sonradan kazanılan hiçbir özelliğine bakmaksızın sadece insan oldukları için temel insan hak ve dokunulmazlıklarına sahip olduklarını hiçbir şüpheye yer bırakmayacak bir açıklıkla ifade etmektedir. Dolayısıyla “İsmet Âdemiyetledir” ilkesi tüm insanları ilgilendiren, hem hukukî, hem siyasî ve hem de ekonomik sistemin temeli teşkil eden son derece geniş uygulama alanı olan kapsayıcı evrensel bir ilkedir” diye konuştu.

‘İsmet Âdemiyetledir: Haklarımız Varoluşumuzdandır’ adlı kitap, İbn Haldun Üniversitesi Yayınları’ndan çıktı. Prof. Dr. Recep Şentürk, insan hakları konusunu kitapta; İslâm’da İnsan Haklarına Dair Fıkhî Bir Bakış, Âdemiyet ve İsmet Bağlamında İnsan Hakları, Evrensel ve Devletçi Doktrinler Arasındaki Zıtlığın Pratiğe Yansıması, Hakların Evrenselliği Noktasında Fıkıhçılar Niçin Ayrıldı? , İslâm Hukuk Geleneğinde Azınlıklar ve Hakları, Osmanlı İmparatorluğu’nda Zımmîden Vatandaşa, Millet Sisteminden Ulus Devlete Geçiş, İslâm’da İnsan Haklarına Sosyolojik Bir Bakış olmak üzere 7 başlık altında inceledi.

Prof. Dr. Recep Şentürk kimdir?
Halen İbn Haldun Üniversitesi Rektörü olan Şentürk, Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde tamamladıktan sonra (1986), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde yüksek lisansını yaptı (1988) ve aynı bölümde asistan olarak çalıştı (1988-89). Amerika’da Columbia Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’ndeki doktora çalışmasını bitirdikten sonra (1998) Türkiye’ye dönen Şentürk, TDV İslâm Araştırmaları Merkezi’nde (İSAM) görev aldı. Şentürk, Atlanta’da Emory Üniversitesi Hukuk Fakültesinde misafir araştırmacı olarak insan hakları konusunda araştırmalarda bulundu (2002-03). 2005 yılında British Academy’nin davetlisi olarak Oxford Brookes Üniversitesi Sosyal Bilimler ve Hukuk Fakültesi’nde insan hakları konusunda çalışmalar yürüttü ve aynı konuda İngiltere’nin çeşitli üniversitelerinde konferanslar verdi. Şentürk’ün Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak kaleme alınmış (ve bu dillere tercüme edilmiş) pek çok telif eseri ve makalesi bulunmaktadır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Hitit’in “Anne Üniversitesi" başladı Hitit Üniversitesi Kadın ve Aile Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Hitit Anne Üniversitesi başladı. Bu yıl Çorum Valiliği ile Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin Kaymakamlıkları işbirliğinde hayata geçirilen Hitit Anne Üniversitesine 65 anne ve anne adayı katılıyor. Programa katılan kursiyerlere Hitit Üniversitesi kampüslerindeki derslikler ve laboratuvarlarda mikrobiyoloji, ev kazaları, ebru atölyesi, müzik atölyesi, bağımlılıkla mücadele, eşler arası iletişim, akılcı ilaç kullanımı, kültürümüzde kadın ve aile konularında eğitimler verilecek. Eğitimler sonrasında ise Hitit Anne Üniversitesi 2024 yılı öğrencileri için mezuniyet töreni düzenlenecek. İlk ders öncesi öğrencilerle bir araya gelen Hitit Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nurcan Baykam, Anne Üniversitesi ile kişisel gelişime katkı sağlamak, aile içi iletişim, ebeveynlik gibi konularda farkındalığı geliştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Önceki yıllardan farklı olarak Hitit Anne Üniversitesinin bu yıl Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin ilçelerinden 65 anne ve anne adayına yönelik gerçekleştirildiğini kaydeden Prof. Dr. Baykam, “Hitit Üniversitesi olarak topluma hizmet faaliyetleri çerçevesinde etkinlik ve programlarımızı gerçekleştiriyoruz. Bu noktada en önemli programlarımızın başında da Anne Üniversitesi programı geliyor. Hitit Anne Üniversitesini bu yıl Çorum Valiliğimiz ile işbirliği içinde farklı bir konseptte düzenliyoruz. Valilik ve üniversite olarak ilçelerimizdeki kadınlarımıza da bir dokunuş yapmak istedik. 4 ilçemizden 65 anne ve anne adayımızı misafir ediyoruz. Yine mikrobiyolojiden akılcı ilaç kullanımına, ebrudan müzik atölyesine kadar farklı alanlarda eğitimler düzenliyoruz. Amacımız, kursiyerlerimizin hem kişisel gelişimlerine katı sağlamak hem de hafızalarda yer edinecek güzel bir anı bırakmak. Bu çerçevede başta Çorum Valiliğimiz olmak üzere Alaca, Bayat, Boğazkale ve Laçin Kaymakamlığına desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. 2024 yılında aramıza katılan değerli anne ve anne adaylarımıza keyifli ve faydalı bir ders dönemi diliyorum.” şeklinde konuştu. Anne Üniversitesi’nde dersler 13 Mayıs’ta sona erecek. Hitit Anne Üniversitesinden mezun olacak kadınlar için 14 Mayıs günü de mezuniyet töreni düzenlenecek.
İstanbul İbadete açılan Kariye Camii’ne yerli ve yabancı turistler akın etti İbadete açılan Fatih’teki Kariye Camii’ne yerli ve yabancı turistler akın etti. Vatandaşlar 79 yıl sonra camide namaz kıldı. Tarihi yapı hakkında konuşan Sanat Tarihi Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Hayri Fehmi Yılmaz, “Bir bölümü ibadet, bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğümüz büyük bir emekle, olağanüstü bir bütçeyle bu yapının ömrünü uzatabilmek için böyle bir proje yaptı. Şimdi bu görkemli anıt İstanbul’a yeniden hediye edildi” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan ve 21 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile cami statüsüne çevrilen İstanbul’daki Kariye Camii düzenlenen törenin ardından ibadete açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’dan canlı bağlantıyla katıldığı törenle ibadete açılan camiye yerli ve yabancı turistler akın etti. Vatandaşlar, 79 yılın ardından Kariye Camii’nde namaz kıldı. Duvarlardaki bezemeleri inceleyen yabancı turistlerden bazıları ise dürbün kullandı. Tarihi camiye giren yerli ve yabancı turistler, göz kamaştırıcı yapıda bol bol fotoğraf çekti. “Theodore Metokhites, Hz. İsa ve Hz. Meryem’in hayatını anlatan çok zengin resim programları hazırlamış” Kariye Camii’nin tarihi ile restorasyon sürecini anlatan Sanat Tarihi Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Hayri Fehmi Yılmaz, “Kariye Camii, İstanbul’un en ilginç anıtlarından ve çok katmanlı yapılarımızdan biridir. Bizans devrinde, muhtemelen 6’ıncı yüzyıldan bu yana bu yapının varlığından haberdarız. Bu yapı, bütün Bizans döneminde 11’inci, 12’inci ve 14’üncü yüzyıllarda defalarca kez yenilenmiş. 1316-1321 yılları arasında Theodore Metokhites isimli bir devlet, bilim adamı ve edebiyatçı bu yapıyı büyük ölçüde yenilemiş. Çok etkileyici birçok ek ile genişletmiş. Bu yapının etrafına birtakım birimler de ilave edilmiş. İçinde bulunduğumuz bölümü kendisi için bir mezar anıtı olarak düzenlemiş. Yapının da içerisinde Hz. İsa’nın ve Hz. Meryem’in hayatını anlatan çok zengin resim programları hazırlamış. Bu anlamda Bizans dünyasının en ilginç anıtlarından biri. Fetihten sonra bir süre bakımsız kalan bu yapı 1509 yılında Atik Ali Paşa tarafından cami haline getirilmiş. Kendisi devşirme olan paşa, kendisinin kişisel dönüşümü gibi bu binayı da dönüştürmüş. Bizans manastırının kilisesi olan bu yapıyı cami haline getirmiş. Bu yapı Osmanlı Cihan Devleti dönemi boyunca cami olarak kullanılmış. Fakat yapının içindeki mozaikler ve freskolar yani eşsiz bezemelerinin bir kısmı Osmanlı Dönemi’nde de açık kalmış. Yapıyı ziyaret eden seyyahlar 16’ıncı ve 17’inci yüzyılda bu yapıda açıkta gördükleri bazı tasvirleri hep anlatmışlar. Uygarlık tarihi açısından önemlidir. Resimler nasıl Bizans kültürü açısından önemliyse bu yapının korunma süreci, eserlerin yaşayabilmesi de Osmanlı Devleti açısından enteresan” dedi. “Bir bölümü ibadet, bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor” Kariye Camii’nin bir bölümünün ziyaret, bir bölümünün de ibadet için kullanılacağını söyleyen Yılmaz, “1945’te bir yeni karar alınmış ve yapı içindeki bütün mozaik ve freskoların açığa çıkarılması için büyük projeler yapılmış. Yaklaşık 12 yıl boyunca burada bir restorasyon yapılmış. 12 yılın sonunda tamamlanan restorasyonda sonra yapı bir müze olarak ziyarete açılmış. Aşağı yukarı yine restorasyon 12 yıl sürdü. 2012’den itibaren başlayan bir sürecin sonunda bu yapının restorasyonu tamamlandı. Şimdi de yine iki fonksiyonlu. Bir bölümü ibadet bir bölümü de ziyaret için kullanılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğümüz büyük bir emekle, olağanüstü bir bütçeyle bu yapının ömrünü uzatabilmek için böyle bir proje yaptı. Şimdi bu görkemli anıt İstanbul’a yeniden hediye edildi. O yüzden çok şanslıyız” ifadelerini kullandı. “Rabbim buranın açılış konuşmasının duasına ‘amin’ demeyi nasip etti” Kariye Camii’ni ziyaret eden Şerafettin Şeker, “Daha evvel de gelmiştim. Restorasyonunu çok beğendim. Rahmetli eşimin mezarı için gelmiştim ama demek ki Rabbim bana nasip etti. Sur diplerinde bulunanlara Fatiha okudum. Sur dibinde bir çiçek açmış, ‘mutlaka bir şehit düştü galiba burada diye’ onun fotoğrafını çekmiştim. Şeker ailesine atacaktım. Buraya gelmem tesadüf olmaz, tabii ki tevafuk. Rabbim buranın açılış konuşmasının duasına amin demeyi nasip etti” şeklinde konuştu. “Türkiye’miz için Allah hayırlı etsin” Hatun Hafik ise, “Çok güzel. Türkiye’miz için Allah hayırlı etsin. Çok iyi bulduk. Yapandan ve açandan Allah razı olsun” diye konuştu. “Bence Ayasofya’nın açılması kadar değerli bir olay” Nadir Koçak ise, “Dört gözle, sabırsızlıkla bekliyorduk. Açılacağını duyar duymaz koşa koşa geldim. Bence Ayasofya’nın açılması kadar değerli bir olay. Burası sadece bir cami değil, ayrıca kültürlerin birleşmesi. Eminim Hristiyan dünyası da bundan mutlu olmuştur. Onlara da ziyarete açık olacak zaten. Çok sevindik, hayırlı olsun diyorum” ifadelerini kullandı.