SAĞLIK - 07 Aralık 2018 Cuma 17:35

Prof. Dr. Şuayib Yalçın: 'Sindirim sistemleri kanseri, kanserlerin yüzde 50'sini oluşturuyor'

A
A
A
Prof. Dr. Şuayib Yalçın: 'Sindirim sistemleri kanseri, kanserlerin yüzde 50'sini oluşturuyor'

Uluslararası Gastrointestinal Kanserler Konferansı'nın basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Şuayib Yalçın, ''Sindirim sistemleri kanseri, kanserlerin yaklaşık yüzde 50'sini oluşturuyor'' dedi.

Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü’nün desteği (UICC); Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği, Onkoloji Araştırmaları Derneği ve Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü işbirliği ile düzenlenen, Prof. Dr. Şuayib Yalçın’ın başkanlığındaki 8'inci Uluslararası Gastrointestinal Kanserler (sindirim sistemi kanserleri) Konferansı İstanbul'da başladı. 9 Aralık tarihine kadar sürecek olan konferansta sindirim sistemi kanseri ile ilgili her türlü bilimsel gelişmelerin ele alınacağı, en yeni tanı ve tedavi yöntemlerinin tartışılacağı bildirildi. Bilimsel programda 26 oturum, 3 uydu sempozyum, 3 sözel bildiri oturumu ve 1 kursun yer aldığı aktarıldı. Prof. Dr. Şuayib Yalçın, Prof. Dr. Tezer Kutluk, Prof. Dr. Philip Agop Philip ve Prof. Dr. Ilias Athanasiadis kongre ve kanser ile mücadele hakkında bilgiler verdi. 

''Sindirim sistemleri kanseri, kanserlerin yaklaşık yüzde 50'sini oluşturuyor''
Sindirim sistemleri kanserlerinin tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 50'sini oluşturduğunu aktaran Prof. Dr. Şuayib Yalçın, ''Bu nedenle sindirim sistemi kanserleri önemli bir kanser gurubu. Kolon, kalın barsak, mide, yemek borusu, pankreas ve karaciğer kanserlerini birlikte düşünürsek diğer kanserlerden daha fazla ediyor. Bu kanserle aynı zamanda sindirim sistemiyle alakalı olduğu için oluştukları zaman ve ileri evrede insanın yaşam konforunu bozabilen kanserler. O nedenle bu kanserlerin erken tanınması, tedavi edilmesi ve korunulması önemli bir durum. Bu kanserler konusunda, son yıllarda sadece tıbbi alanlarda değil, cerrahisi, görüntülenmesi, radyoterapisi, biyolojisi ve tanısıyla ilgili monoküler testlerin gelişmesiyle birlikte neredeyse bilgi patlaması yaşadık. Bu önemli gelişmeleri, bu tür toplantılarla bir araya gelerek ve yorumlayarak tecrübelerimizi paylaşmış olduk'' dedi.

Toplumdaki kanser korkusuna değinen Prof. Dr. Yalçın, ''Maalesef birkaç yıl öncesine kadar kanserden ölümler açıklamıyordu. Kullanılan kelime ise 'amansız hastalıktı'. Şu anda toplumda hasta ve hasta yakınlarında kanser kelimesinin bir mit gibi algılayıp, ölümle eş değer tutup ve bu kelimeleri kullanmamayı tercih ediyor. Hastaları ve hasta yakınları duygusal açıdan korumak için destek olmak lazım. Baş etmek için inkar etmemek lazım. Baş etmek için durumu kabullenmek ve bu kabul ile birlikte neler yapılmaması gerekiyorsa doğru kararlar alarak yürünmesi lazım''şeklinde konuştu.

''Ülkemiz tedavide iyi durumda''
Ülkemizde kanser tedavisi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yalçın, ''Ülkemiz hem bölgede hem de Avrupa'da hekim düzeyi, bilgi düzeyi ve çağdaş tedavileri adapte etme açısından çok iyi bir yerde. Ülkemizde her türlü kanser tedavisi yapılabiliyor. Türkiye'de ve dünyada aynı sorun var; hem bu testlerin maliyeti hem de ilaç maliyeti artmaya başlıyor. Ülkemize bu gerçekten ekonomik bir yük getirecek. Ancak sadece tüketiciysen sana yük getirebilir. Eğer bizler, tüketicilikten üreticiliğe geçebilirsek bunlarla ilgili planlamalar yaparsak maliyetler düşer. Bu sektörde gerçekten de herşey hazır, başlangıç vermek gerekiyor. Bilim insanları bunun için de hem toplumdan hem de devletten destek bekliyor'' diye konuştu.

''Dünyada 6 milyondan fazla sindirim sistemi kanserleri olan insan var
Kanser rakamlarına değinen Prof. Dr. Tezer Kutluk, ''Bütün dünyaya baktığımız zaman 18 milyon civarında kanser görünüyor. Bu rakamın 6 milyondan fazlası sindirim sistemi kanserleri. Dünyanın bütün ülkelerinde kalın barsak ve rektum kanserleri 18 milyon kanserin 1,5 milyon kadarını oluşturuyor. Buna 1 milyon kadar mide kanseri eklerseniz 18 milyon kanserin 2,5 milyonu sindirim sistemi kanseri olarak ortaya çıkıyor. O nedenle sindirim sistemi kanserlerine karşı korunabilecek strateji varsa korunun, erken tanı yorsanız tanıyın ve tedavi edebiliyorsa tedavi edin stratejisi üzerinde dünya bu savaşı yürütüyor'' ifadeleri kullandı.

''Ülkemizde yaklaşık 100 bine yakın sindirim sistemi kanseri olan insan var''
Prof. Dr. Kutluk sözlerini şöyle sonlandırdı: ''Ülkemize baktığımız zaman çocuk ve erişkin olmak üzere yaklaşık 200 bin kanser görülüyor. Bu rakam içinde sindirim sistemi kanseri yarısına yakının kapsıyor. Kalın barsak kanserine baktığımız zaman tarama yöntemleriyle erken tanısı mümkün. 50 yaşını aşan kandın ve erkeklerde tarama yöntemleri erken tanı ile hayat kurtarıyor. Beslenme ve yaşam tarzında yapılan düzenlemeler, karın barsak kanserinden bir miktarda korunmak mümkün''.

Prof. Dr. Philip Agop Philip ise şöyle konuştu: ''Kanserlerden korunmak mümkün. Toplumun ve bireylerin bu konuda eğitilmesi gerekiyor. Sigara, alkol, hareketsizlik kansere neden olan başlıca unsunlar. Bunlardan uzak durmak gerekiyor''.

Toplumda olan kanser savaşına destek çıkılmasını gerektiğini belirten Prof. Dr. Ilias Athanasiadis, ''Genç nesilleri korumak gerekiyor. Çünkü zararlı hayat alışkanlıklarına daha yatkın oluyorlar. Gençleri sağlıklı yaşam tarzı konusunda desteklemek gerekiyor'' dedi.  

Adem Gürer - Fırat Aksoy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu HÜRJET’in Test Pilotu Orhan Boran Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Boran, “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” dedi. Türkiye’nin ilk jet motorlu uçağı olan HÜRJET’in test pilotlarından Orhan Boran, 26 Nisan Dünya Pilotlar günü kapsamında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. HÜRJET’in ilk uçuş anlarında neler yaşadığını aktaran Boran, test pilotluğunun önemine de dikkati çekti. “Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz” Test pilotluğuna geçiş sürecini anlatan Orhan Boran 2021 yılından bu yana TUSAŞ’ta test pilotu olarak görev yaptığını belirterek, “Pilotluk mesleği genel olarak disiplin isteyen bir meslek. Sürekli konsantre olmak zorundasınız, dikkatli olmak zorundasınız. Hata yapma şansınız çok fazla olmayabiliyor. Test pilotluğu özelinde ayrı bir eğitim gerektiriyor. Yıllarca operasyonel pilot olarak görev yaptık. Fakat TUSAŞ’ta ilk test pilotu olarak görev yapmaya başladığımızda ön şartlardan bir tanesi test pilotluğu eğitimi almamızdı. Bunun için şirketimiz 1 yıl süren kategori 1 test pilotluğu kursuna gönderdi. Oradaki eğitimimizi tamamladıktan sonra 2022 yılında tekrar döndükten sonra HÜRJET’e geliştirme safhasında yerdeki işlerinde, simülatörlerinde, motor çalıştırma ve taksi faaliyetlerinde görev aldım. Test pilotu olarak aslında daha önce hiç uçmamış bir uçağın, neler yapacağını bilmediğiniz bir uçağın, farklı dinamikleri olan bir uçağı test ediyorsunuz. Biz yıllarca bize hangi uçak geldiyse, hangi uçakla uçmamız istendiyse o uçaklarla uçtuk. Bunların hepsinin testleri yapılmıştı, sonuçları biliniyordu. Şimdi bu sonuçları biz yazıyoruz. İnşallah Hava Kuvvetleri envanterine de sonuçlarından emin olarak vermeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı. “HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum” HÜRJET’in ile gerçekleştirdiği ilk uçuştan bahseden Boran, “HÜRJET’i takip uçağındayken gördüm. Tabi ayrı bir gurur. Şirketteki herkesin gözleri doldu. Çünkü Türkiye’nin ilk milli jet uçağıydı. Onun bu denli stabil uçması görmek, yer testleriyle birebir örtüştüğünü görmek çok güzeldi. Daha sonra kendim ilk uçuşu yaptığımda o bambaşka bir heyecan. 2000 yılında ilk yaptığım uçuşu hatırlarım. Bir de HÜRJET’in ilk uçuşunu yaptığım zaman bacaklarımın heyecandan titrediğini hatırlıyorum. Büyük bir sorumluluğun üzerimizde olduğunu biliyorum. Gerçekten Türkiye’nin ürettiği ilk milli jetle uçmanın apayrı bir gurur olduğunu söyleyebilirim. Bununla alakalı söylenecek en güzel söz ‘İstikbal göklerdedir’ sözü” diye konuştu.
Ankara GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, Dünya Pilotlar Günü dolayısıyla konuştu. Ateş, “Helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir” dedi. Türkiye’nin pek çok alanda helikopter ihtiyacını karşılamak amacıyla üretilen GÖKBEY’in test pilotu Arif Ateş, 26 Nisan Dünya Pilotlar günü kapsamında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. Helikopter pilotluğunun detaylarını aktaran Bayram, helikopterle uçmanın uçağa göre daha keyif verdiğini söyledi. “Tasarıma uygun şekilde oldukça iyi bir platform olduğunu gördük” TUSAŞ’da Döner Kanat Uçuş Test ve Eğitim Müdürü olarak görev yapan test pilot Arif Ateş, GÖKBEY’in ilk uçuşunu 6 Eylül 2018’de gerçekleştirdiğini belirterek, “Bütün dünyada hava araçlarının ilk uçuşları çok önemlidir, çok kritiktir. Çünkü tasarlanan ve üretilen hava aracının gerçek çevresel koşullarda tasarlandırıldığı ve üretildiği gibi uçuyor mu, uçabiliyor mu, uçamıyor mu? Bunun testini gerçekleştiriyoruz. Oldukça heyecan vericiydi ve çok başarılı, son derece beklendiği gibi tasarıma uygun şekilde oldukça iyi bir platform olduğunu gördük” ifadelerini kullandı. “Yakın zamanda teslimatlara başlayacağız” İlk uçuşun öncesinde simülatör üzerinde testler gerçekleştirildiğini belirten GÖKBEY’in Test Pilotu Arif Ateş, “Çok çeşitli bölgelerde 4 tane helikopterimizle; Adana, Erzurum en Kocaeli’nde ve TUSAŞ’ta burada olmak üzere testler gerçekleştirdik. En kritik testleri tamamladık. Şu ana kadar bin saatin üzerine bir uçuş gerçekleştirdik. Yakın zamanda da kısmetse ilk olarak Jandarma Genel Komutanlığımız olmak üzere teslimatlara başlayacağız” diye konuştu. “Benim hayalim helikopter pilotu olmaktı” Helikopter pilotluğuna nasıl başladığını anlatan GÖKBEY test pilotu Arif Ateş, “Benim hayalim helikopter pilotu olmaktı. Gerçi pilot ve hava aracı denince uçak akla geliyor ama ben 1991 yılında Kara Harp okulundan mezun olduktan sonra Kara Havacılık okulunda ilk sınıf okuluna başladığımda normalde kura ile yapılan uçak ve helikopter ayrımı o dönem isteğe göre yapılmıştı ve ben de helikopteri tercih etmiştim. Bu isteğim ve bu arzum doğrultusunda olacak ki kursu da birinci bitirmiştim. Dolayısıyla helikopteri olan sevgim beni bu noktalara getirdi” açıklamasında bulundu “Helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir” Ateş konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla helikopter uçaktan çok farklı, size çok daha fazla keyif verir. Alçak uçarsınız, arazinin yükseltilerine uyarak uçarsınız. Kendince farklı teknikleri vardır. Uzun yıllar silahlı kuvvetlerde de görev yapmış olmamdan dolayı hem genel maksat helikopterlerimiz hem de taarruz helikopterimiz halen de silahlı kuvvetlerimizin en önemli unsurlarıdır. Uçaklar nispeten çok daha yüksek irtifalarda uçarlar. Uçakların öncelikli görevi düşman uçaklarına, tehditlerine karşı veya uzak diğer sınır dışı daha uzak hedeflere angajman olurlarken helikopter çok daha yer birliklerinin yakınında onlara destek sağlamak maksadıyla kullanılır. Dolayısıyla bizler çok daha kara unsurlarımızla birlikte operasyon yaptığımız için onlarla birlikte daha iş birliği çerçevesinde görevlerimizi icra ediyoruz.” “Dünya Pilotlar Günü’nü kutluyorum” Tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutlayan Arif Ateş, “26 Nisan Dünya Pilotlar Günü bu çerçevede öncelikle Silahlı Kuvvetlerde vatan görevlerini icra eden pilotlarımız, hem helikopter hem uçak pilotlarımız aynı zamanda sivil camiada uçan, gerek özel uçan pilotlarımız ya da ticari olarak Airline’da, ulaştırmada, kargoda bir çok alanda havada görev yapan tüm pilotların Dünya Pilotlar Günü’nü kutluyorum" diye konuştu.
Aydın Öğrencilerin bilim projeleri sergilendi Aydın’ın Nazilli ilçesinde Nazilli Anadolu Lisesi Bilim Fuarı’nda 13 projeyi sergiledi. Nazilli’de 2023-2024 eğitim öğretim sezonunun ilk Bilim Fuarı Nazilli Anadolu Lisesi’nde açıldı. Okul karşısındaki kapalı pazar yerinde Okul Müdürü Zakir Tali’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen fuarın açılış törenine Nazilli Kaymakamı Sedat Sırrı Arısoy, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mehmet Atay, İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmail Şimşek, okul müdürleri, veliler ve öğrenciler katıldı. 13 proje sergilendi Nazilli Anadolu Lisesi danışman öğretmen ve öğrenciler tarafından bu yılın teması olan; Kültürel Miras, Çevre ve Çevreyi Koruma ve Sürdürülebilir Şehirler ve Toplumlar konuları içeren 5’i tasarım ve 3 tanesi inceleme olmak üzere toplam 13 proje yer aldı. Proje koordinatörlüğünü İngilizce Öğretmeni Aydın İmrak’ın yaptığı bilim fuarında 13 öğretmen ve 45 öğrenci görev aldı. Ziyaretçilere projeler anlatıldı Açılışta konuşan Okul Müdürü Zakir Tali, fuarda emeği geçen öğretmen ve öğrencilere ve açılışta kendilerini yalnız bırakmayan protokol üyelerine teşekkür etti. Açılış kurdelesi kesimi öncesi de Kaymakam Sedat Sırrı Arısoy, bilim fuarlarının çok önemli olduğuna dikkat çekerek hayırlı olması dilekleriyle kurdeleyi kesti. Ardından stantları gezen Kaymakam Arısoy ve beraberindekiler sorumlu öğretmenler ve öğrencilerden bilgi aldılar. Fuarda sergilenen halk oyunları ve yakın döğüş tekniklerinin sergilendiği gösteriler ise heyecanla izlendi.
Ankara ANKA-III Test pilotu İbrahim Bayram: “Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor” ANKA-III’ün test pilotu İbrahim Bayram, testlerin başarılı olduğunu belirterek, "Yakın zamanda inşallah hem Türkiye’deki silahlı kuvvetlerimize hem yurt dışına büyük oranda satacağımızı düşünüyoruz” dedi. Türkiye’nin savunma sanayii alanında önemli projelerinden birisi olan ANKA-III’ün test pilotu İbrahim Bayram, 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü’nde İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. İnsansız hava aracı pilotluğunun detaylarını anlatan Bayram, adeta ANKA-III’ün içindeymiş gibi uçtuklarını dile getirdi. “Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor” Pilot İbrahim Bayram, “ANKA-III aslında TUSAŞ’ın uzun yıllardır üzerinde çalıştığı ANKA, daha sonrasında Aksungur ve takibinde de ANKA-III olarak ortaya çıkardığı yeni bir ürün. Bütün diğer ürünlerde kazandığı tecrübenin üzerine katarak koyduğu son gelişmiş ürünümüz ve semalarda yerini almaya hazırlanıyor. Testlerine devam ediyoruz, başarılı gidiyor testler. Yakın zamanda inşallah hem Türkiye’deki silahlı kuvvetlerimize hem yurt dışına büyük oranda satacağımızı düşünüyoruz” dedi. “ANKA, Aksungur ve ANKA-III her üçü de sadece tek pilotla uçuşa müsait durumda” ANKA-III’ün ilk uçuşunda güvenlik önlemlerinin hat safhada olduğuna dikkati çeken Bayram, “Normal şartlar altında uçaklarımız ANKA, Aksungur ve ANKA-III her üçü de sadece tek pilotla uçuşa müsait durumda. Ancak biz buradaki test uçuşlarını da emniyet gerekçelerinden dolayı genelde iki test pilotuyla birlikte yapıyoruz. ANKA-III’ün ilk uçuşunda ise yine emniyeti arttırmak amaçlı ve çeşitli görevlerden dolayı da 4 tane test pilotuyla birlikte yaptık. İlk uçuşu olduğu için, çok önem verdiğimiz bir uçuş olduğu için 4 test pilotuyla birlikte yaptık. Hedefimiz şöyle; test uçuşlarında yavaş yavaş zarf açarak gidiyoruz. Dolayısıyla daha işin çok başındayız. Ama hızlı bir şekilde ilerleyerek kısa sürede ülkemizin güvenliğine katkı sağlayacak şekilde, semalarımızda görecek şekilde testlerimize devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. “Uçağın içindeymişiz gibi uçağı kullanıyoruz” Adeta yerde uçtuklarını söyleyen Bayram, “Biz İHA pilotu olarak buradaki test pilotlarımızın tamamı insanlı uçaklarda da görev almış pilotlarız. Dolayısıyla hem insanlı hem de insansız uçaklarda tecrübemiz var. İnsansız hava aracı pilotunu da şöyle tarif edebilirim; aslında uçağın içindeymişiz gibi uçağı kullanıyoruz ama içinde değiliz. Sadece kokpitimiz yerde. Uçuşun fiziksel koşullarını yaşamıyoruz. Bunun dışındaki her şey hemen hemen normal pilotlukla aynı” diye konuştu. “Bütün pilotlarımızın Dünya Pilotlar Günü’nü kutlarım” Pilotlar Günü dolayısıyla bir mesaj da veren Bayram, “Bütün Türkiye’de ve dünyada havacılığa gönül vermiş bütün pilotlarımızın Dünya Pilotlar Günü’nü kutlarım. Umarım burada yaptığımız çalışmalar ülkemizin güvenliği, Türk milletinin bekası açısından istenilen noktalara gelir” dedi.