SAĞLIK - 24 Nisan 2023 Pazartesi 11:11

Ramazan ayı sonrası 6 adımda sağlıklı beslenme rutini oluşturun

A
A
A
Ramazan ayı sonrası 6 adımda sağlıklı beslenme rutini oluşturun

Ramazan ayında değişen beslenme alışkanlıkları, bayram sürecinde artan tatlı tüketiminden sonra metabolizmanın eski hızına ulaşması için dengeli beslenme ve fiziksel aktivitenin şart olduğunu belirten Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, 6 adımda yapılması gerekenleri anlattı.

Ramazan ayında beslenme alışkanlıklarının değişmesi ile birlikte beslenme, 2 ana öğüne hatta bazen 1 ana öğüne düşüyor ve bununla birlikte metabolizma hızı da yavaşlıyor. Oruç süresince azalan öğün sıklığı ve yavaşlayan metabolizmanın Ramazan Bayramı’nda da yanlış beslenme alışkanlıkları ile birleşmesinin kişilerde kilo alımına neden olabileceğini belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, “Yanlış beslenme, kilo alımıyla beraber sağlığı bozmasının yanı sıra; özellikle diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalığı olan bireylerde sağlığın daha da bozulmasına yol açıyor.” dedi

Bayram, sağlıklı bir rutin oluşturmak için yapılması gerekenleri 6 adımı şu ifadelerle anlattı;

1- “Kızartmadan uzak durun

Kişilerin, oruç bitiminden sonra ağır yemek tüketmeleri sonucunda sindirim problemleriyle karşılaşabiliyor. Yağda kızartmalar ve hamur işleri midede hazımsızlık, reflü, bulantı, çarpıntı ve kabızlık gibi sorunlara yol açabilir. Kızartma yerine fırında pişirme ya da artık popüler hale gelen Airfryer’da pişirme tercih edilebilir. Salçalı ve baharatlı yemekler de mideye ağır gelebileceği için dikkat edilmelidir.

2- “Tatlı yerine meyve tüketin. İlla tatlı yemek istiyorsanız, sütlü ya da meyveli tatlıları tercih edin”

Artan tatlı isteğine karşı, taze ve kuru meyveler tercih edilmeli. Taze meyvelerin üzerine tarçın eklenebilir ve meyvelerin yanında kuruyemiş tüketilebilir. İlla tatlı yemek istiyorsanız daha masum olan sütlü ya da meyveli hafif ve az kalorili tatlılar tüketin.

3- Günde 2.5-3 litre su tüketin

Oruç sürecinde günlük sıvı tüketimi 1 litreye kadar düşebiliyor. Bu nedenle vücudun sıvı dengesini sağlamak adına günde 2-5-3 litre su tüketimi, Ramazan ayı boyunca kaybedilen sıvı miktarını kısa sürede düzenleyerek metabolizmayı hızlandırır.

4- Akşam yemeği, uyku saatinden 5-6 saat kadar önce olmalı!

Akşam yemeklerinin, uyku saatinden 5-6 saat kadar önce olmalı. Besinlerin sindirimi uzun sürüyor. Hem hazımsızlık yaşanmaması hem de uyku kalitesini etkilememesi adına yemek saatine dikkat etmek gerekiyor. Ana öğünlerde doygunluk hissi sağlamak; posa alımını artırmak ve bağırsak hareketlerini düzenlemek için bol yeşillikli salataların da sofralardan eksik olmaması önemli.

5- Haftada 3-4 gün yürüyüş yapmak hem bedene hem ruha iyi gelir

Fiziksel aktiviteyi artırmak, metabolizmayı hızlandırmanın bir diğer yoludur. Günümüzde hareketsiz bir yaşam sürmekten kaynaklı fiziksel aktivite yapmak zor gelse de havaların güzelleşmesi ile birlikte haftada 3-4 gün yarım saat ile 1 saat arası yürüyüş yapmak hem bedene hem de ruha iyi gelir.

6- İnternette gezen yanlış bilgilere dikkat

Ramazan ayında oruçla birlikte kilo alımı gözlenebiliyor. Kilo alan bireyler oruç sonrası hızlıca kilo vermek isteyebilir. Bu noktada; internette gezen yanlış bilgilere, detoks diyetlere ya da detoks sularına ilgi artıyor. Detoks, toksinlerden arınma anlamına gelir. Detoks için doğal beslenme temel prensiptir. Detoks suları vücutta yağdan değil, sıvıdan kayıp sağlar. Bu tarz detoks suları ya da diyetleri ile zayıflamayı tercih etmek yerine dengeli ve sağlıklı diyet programı ve fiziksel aktivitede artışla, kiloda kayıp sağlanmalıdır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Özel çocuklar uçurtma şenliğinde eğlendi Özel ihtiyaçlı çocuklar, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinde (NEVÜ) festival havasında düzenlenen uçurtma şenliğinde doyasıyla eğlendi. ‘10-16 Mayıs Engelliler Haftası’ dolayısıyla Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Rektörlüğü, Eğitim Fakültesi, Nevşehir Engelsiz Üniversite Birimi Koordinatörlüğü ve Kapadokya Engelli Yetenekler Derneği (KEYDER) iş birliğinde özel ihtiyaçlı öğrenciler için uçurtma şenliği düzenlendi. NEVÜ Damat İbrahim Paşa Yerleşkesi Açık Alan Futbol Sahası’nda düzenlenen etkinliğe; İstiklal Ortaokulu, 19 Mayıs İlkokulu, Kapadokya Engelli Yetenekler Derneğinde (KEYDER) eğitim gören özel ihtiyaçlı öğrenciler, NEVÜ akademik-idari personeli ve öğrenciler ile veliler katıldı. NEVÜ’lü öğrenciler ve katılımcılar eşliğinde uçurtmalarını gökyüzüyle buluşturan 60 özel ihtiyaçlı öğrenciye, NEVÜ’de eğitim gören 120 gönüllü öğrenci de eşlik etti. KEYDER Genel Koordinatörü Esmanur Uçarsu yaptığı açıklamada, "Bugün KEYDER olarak, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinde düzenlenen uçurtma şenliğindeyiz. 10-16 Mayıs Engelliler Haftası nedeniyle düzenlenen uçurtma şenliğini gerçekleştiriyoruz. 60 özel ihtiyaçlı öğrenciye, NEVÜ’de farklı bölümlerde eğitim gören 120 öğrencimiz eşlik ediyor" şeklinde konuştu. Özel öğrencilere gönüllü olarak rehberlik eden üniversite öğrencileri de yaşadıkları coşkuyu, "Özel öğrencilerle birlikte olmak çok güzel" diye anlattı.
Bursa Başkan Uğurdağ: "İnegöl’ün il olması siyaset üstü bir konudur" İnegöl İl Olma Platformu, hazırladığı raporu siyasi partilerle paylaşıp İnegöl’ün il olma hedefi için yoğun şekilde çalışmalara başladı. İTSO Başkanı Yavuz Uğurdağ, “İnegöl’ün il olması siyaset üstü bir konudur ve tüm İnegöllülerin ortak derdidir. Bu sebeple, sürdürdüğümüz çalışmalara İnegöl’deki tüm siyasi partilerin desteğini bekliyoruz“ diye konuştu. Yılda yaklaşık 2 milyar Dolar dış ticaret gerçekleşen ve 2023 yılında 1 milyar 170 milyon Dolarlık dış ticaret fazlası veren, mobilya başkenti İnegöl, 500 bine yaklaşan nüfusu ile İl olmak istiyor. Geçen yıl ekim ayında 93 STK tarafından oluşturulan ’İnegöl İl Olma Platformu’ akademisyenlerin desteğiyle İnegöl’ün ihtiyaçlarının, potansiyelini ve hedefleri belirleyip bunu bir kitapçık haline getirdi. Hazırlanan kitapçığı bir süre önce AK Parti, CHP ve MHP’ye sunan platform üyeleri, önceki gün de İYİ Parti ve Saadet Partisi’ni ziyaret etti. İl Olma Platformu’nun çalışmaları hakkında bilgi veren İTSO Başkanı Yavuz Uğurdağ, yola geçen yıl ekim çıktıklarını hatırlattı. Uğurdağ, komiteye İTSO Başkanı sıfatı ile başkanlık yaptığını belirterek, “İşe İnegöl’ün ihtiyaçlarını, potansiyelini ve hedeflerini belirleyerek başladık. Akademik bir kadro ile bu konuda kapsamlı bir rapor hazırlayıp, verileri basılı bir kitapçık haline getirdik. Ardından heyet halinde bu kitapçığı AK Parti, CHP ve MHP’ İYİ Parti ve Saadet Partisi ilçe teşkilatlarını ziyaret ederek sunduk ve karşılıklı istişareler yaptık” dedi. İnegöl’ün çok güçlü bir ekonomiye sahip olduğunu söyleyen Yavuz Uğurdağ, 3 tane organize sanayi bölgesinde farklı sektörlerde faaliyet gösteren 400 dolayınsa sanayi tesisine ev sahipliği yaptıklarını, ayrıca İnegöl’ün Türkiye’nin mobilya başkenti olarak bilindiğini söyledi. Güçlü ekonomisine ilave olarak, 500 bine yaklaşan nüfusu ile de kabına sığmayan İnegöl’ün il olma kriterlerini fazlası ile sağladığına vurgu yapan Yavuz Uğurdağ, “İnegöl’ün il olması siyaset üstü bir konudur ve tüm İnegöllülerin ortak derdidir. Bu sebeple, sürdürdüğümüz çalışmalara İnegöl’deki tüm siyasi partilerin desteğini bekliyoruz“ diye konuştu. İnegöl’ün yası sıra, Ankara’da da yoğun kulis faaliyetleri yürüttüklerine dikkat çeken Yavuz Uğurdağ, çalışmaları hem iktidar hem de muhalefet partileri nezdinde yürüttüklerini söyledi. Başkan Uğurdağ, “Tüm farklılıkları bir kenara bırakarak ‘Önce İnegöllüyüm’ demeli ve İnegöl’ün il olma çalışmalarını sahiplenerek bu doğrultuda elimizi taşın altına koyup sorumluluk almalıyız. İnegöl olarak bir an önce olmalı. Bunu başarmak için, beraber olmalı ve şehrimizin il olmasını öncelikli konumuz olarak ele almalıyız” ifadelerini kullandı.
Kayseri "Çocuklarda grip ile alerjiyi karıştırmayın" Kayseri Şehir Hastanesi Çocuk Alerjisi İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Doç Dr. Murat Cansever; çocuklarda özellikle bahar aylarında grip ile alerjinin karıştırılmaması gerektiğini söyleyerek; "Gereksiz ve yanlış ilaç kullanımı ve yanlış tedaviler ile bu süreci uzatıp çocuğun yaşam kalitesini olumsuz etkileyebiliriz" dedi Kayseri Şehir Hastanesi Çocuk Alerjisi İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Murat Cansever, bahar aylarında sıklıkla görülen alerjiye karşı ailelere uyarılarda bulundu. Alerjinin soğuk algınlığı gibi belirtiler gösterdiğini kaydeden Cansever, bu durumun ayırt edilmesinin önemli olduğunu kaydetti. "Gereksiz ve yanlış ilaç kullanımı ve yanlış tedaviler ile bu süreci uzatıp çocuğun yaşam kalitesini çok daha etkileyebiliriz" diyen Cansever; "Çünkü mevsimsel dediğimiz bu polen alerjisi hastanın yaşam kalitesini düşürür. Sürekli burnu akar, hapşırır ve burnu kızarır. Bunlarda bulaş olduğunu düşünerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırdığı gibi çocukların hem oyun saatlerini hem ders çalışma saatlerini hem de uyku saatlerini ciddi derecede etkiler. O yüzden bu tanıyı doğru koyup, tedavinin doğru yapılması bu hastalarda dramatik olarak iyi sonuçlar elde etmemizi sağlıyor. Birinci tedavi korunmadır. Polen önlemlerine dikkat etmek gerekiyor. Polen alanlarına girerken koruyucu ekipman kullanmak, evimizi polenler daha az olduğu saatlerde havalandırmak, bal yememek, polen olduğu sezonlarda alerjisi olan kişilerin uzak durması gerekiyor. Diğer tedavi ise semptomların tedavisidir. Hastanın yaşam kalitesini artırmak adına o hastanın tedavisini kılavuza uygun şekilde vermektir. Tedaviden yanıt alamazsak, hasta hangi alerjene duyarlıysa o alerjinin solüsyonu ile aşı tedavisini başlatıyoruz. Etkin tedavisi 5 yıl olarak bilimsel kanıtlarda söyleniyor. Bunları yaparak hastanın konforlu hayata kavuşmasını sağlıyoruz" ifadelerini kullandı. Alerjinin önceden öngörülebileceğinin altını çizen Doç. Dr. Murat Cansever; "Bu hastalık önceden öngörülebilir. Bir çocuk hastada polen alerjisi varsa ailedeki bireylerde veya bu çocuğun bebeklik döneminde egzaması ve besin alerjisi olması aslında ilerleyen dönemlerde bu çocuğun alerjik burun iltihabı veya alerjik astımı olması için bir ışık tutuyor olabilir. O yüzden bir bebeğin egzaması veya besin alerjisi varsa bu çocuk ilerdeki dönemlerde muhakkak alerjik burun iltihabı veya astım açısından takip edilmelidir. Bu şikayetlerde bu şekilde uygun tanı aldıktan sonra uygun kılavuzdaki yanıtlara göre değerlendirilmelidir. Buradaki olay aslında polen mevsiminde veya ülkemizdeki 7 bölgede herkes atmosferik polene karşı duyarlanabilir. Bölgesel ve hasta bazlı davranmak çok önemlidir. Her hasta illa her polene alerjik olacak değildir. Bazı hastalar sadece çayır polenine, bazen de görüyoruz ki bazı hastalar hem çayır polenine hem de ot polenine duyarlıdır. Bu hastalık tespit edilir ve tedavi edilebilirse gerçekten hastanın yaşam kalitesi ciddi manada düzelebiliyor. O yüzden bunu gribal enfeksiyonlar ile karıştırmamak ve düzenli bir tedavi ile insanların yaşam kalitesini artırmak lazım" şeklinde konuştu.