GÜNDEM - 02 Eylül 2010 Perşembe 09:08

"Recai Yıldırım Apo'nun emir subayıdır"

A
A
A
"Recai Yıldırım Apo'nun emir subayıdır"

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ) Genel Başkanı Yardımcısı Ömer Çelik, Başbakan'a "omurgasız" diyen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Recai Yıldırım'ın dağdaki teröristen hiçbir farkı olmadığını söyleyerek, "Yıldırım Apo'nun emir subayıdır" dedi.

FATİH KEÇE-HASAN METİN
ADANA

 

Çelik, AK Parti İl Başkanlığı tarafından Seyhan Oteli'nde düzenlenen iftar yemeğinden sonra yaptığı konuşmada muhalefetin bu pakete yaklaşımın partilerin siyasi okur yazarlığı olmadığını gösterdiğini belirterek, "Hem siyaset cahilleri, hem Türkiye konusunda cahiller, hem de demokratikleşme konsunda büyük bir cahalet içindeler. O zaman bu cehaletlerini nasıl kapatmaya çalışıyorlar? İftira ve hakaretle" diye konuştu.


Çelik, mümkün olduğu kadar siyasi rakipleriyle centilmen bir dil kullanarak siyasi yarış yaptıklarına dikat çekerek şunları kaydetti:


"Ancak maalesef bugün bu konuşmada bunun dışına çıkmak zorundayım. Bakınız MHP milletvekili Genel Başkan Yardımcısı Recai Yıldırım denen şahıs, Başbakaınımızla ilgili bir ifade kullanıyor. Sayın Başbakan Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmeye çalışıyor diyor. Emniyeti de Fetullah Gülen ele geçirmek istiyor diyor. Siz bu ifadeyi bir yerden hatırlıyorsunuz biryerlerde okudunuz bunu. Türkiye'de darbe tertip etmek isteyenlerin hazırladığı andıçta bunların aynısı yazıyor. Bir muhafelet partisi milletvekili çıkıyor bu andıçın sözcülüğünü yapıpor. İkincisi bu törer olayları sonucunda şehitlerin ortaya çıkmasından bazılarının adeta sevinç duyar gibi konuşmalarından yola çıkarak, sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,'a hakaret ediyor. Gerçekten bu katagoriye girmiyorsa bu şahıs Türkiye Cumhuruiyeti topraklarında MHP yönetimi içerisinde de Dörtyol'daki provakatörü Recai Yıldrırım'dan başka savunun olmuş mudur?. MHP yönetimi son derece sağduyulu davranmıştır o provakötürü partisinden atmıştır.

 

Bu provakatöre sahip çıkan TBMM'deki tek milletvekili budur. Ve tutuyor bunu söylemekten hicap ediyorum. Ama bu cümleyi söylemek zorundayım. Bunu basına açık yaptığı için söylemek zorundayım. Türkiye Cumhuriyeti Başkabanı'na Başbabakan'ımıza 'omurgasız' diyor. Bu kelimeyi söyleyen kişi 'terörist başının emir subayıdır'. Başbakan'a kişiliksizlik atfeden bu yalanı bu iftirayı yapan kişinin dağdaki teröristten hiçbir farkı yoktur."


Adana"da ve bu böglede olan olaylara dikkat çeken Çelik, "Bugün sabrımızı taşırdılar. Bu süreç başladığında beri her türlü provakasyonu yapıyorlar. Ama bugün sabrmızı taşırdılar. İftira ve yalan söylüyorlar. Bütün Türkiye'de şehit cenazelerinde provakasyonlar yapılıyor. Şehit cenazelerindeki provakötleri engellemek isteyen emniyet güçlerinin önüne dikelen tek MHP'li Adana'dan çıkmıştır. MHP milletvekili ve genel başkan yardımcısıdır. MHP yönetiminin bu tobloyu çok iyi okumamız lazım. Çünkü bu tablo göründüğünden başka şeylere işaret ediyor. Ben söylemiştem biz son derece centilmeniz son derecce centilmen yarışırız. Bizim fikri müktesabatımız doludur. Bizim bu ülkeye söyleceyek şeylerimiz vardır. Ama birisi bizim AK Parti olarak varlığımıza, hükümetimizin saygınlığına, sayın Başbakan'ın saygınlığına, AK Partiye gönül verenlere dil uzatırsa o provakatör bizden ne sert cevabı alır. Ve bu cevabı da alnında ömür boyu taşır. Mübarek Ramazan gecesini bununla daha fazla kirletmeye gerek yoktur" diye konuştu.


Özellikle Ülkücü kardeşlerinin ve CHP tabanındaki kardeşlerinini partileri tarafından hakaret gördüklerini ileri süren Çelik şöyle devam etti:


"Halbuki MHP'lilerin MHP yönetcilerinin bugün Adana'da olduğu gibi ihale milliyetçilerinin, dava sahibi ülkücülere ülkücülük dersi öğretmeye hakkı yoktur. İhale milliyetçileri o koltuklarda oturuyorlarsa öbür kenarda oturan meşakkat çekmiş o ülkücüler yüzünden oturuyorlar. Başbakan'ımız onlara kardeşimiz dediği zaman MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli neden rahatsız oluyor?. Başbakan bu ülkedeki herkese kardeşim der. Ama mesele nedir biliyor musunuz? Mesel şudur, milletin iradesini ipotek koyma meselesidir. Bunlara en güzel cevabı merhum şehit Başbakan Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes verdi. Dedi ki bu refarandum sürecinde sandığa atılacak her oyun babamın ruhuna gönderilmiş bir Fatiha'dır dedi."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırklareli Kırklareli’nde yılbaşında alınacak tedbirler masaya yatırıldı Kırklareli’nde uygulanacak yılbaşı güvenlik tedbirleri çerçevesinde, asayiş, trafik, kamu düzeni, sağlık, itfaiye ve acil müdahale hizmetlerine yönelik alınacak önlemler değerlendirildi. Kırklarelililerin yeni yıla sağlık, huzur ve güven içerisinde girmelerini sağlamak, yılbaşı tatilinin il genelinde sorunsuz ve emniyetli bir şekilde geçirilmesi amacıyla alınacak tedbirlerin ele alındığı Yılbaşı Tedbirleri Toplantısı, Vali Uğur Turan başkanlığında Valilik Atatürk Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda, İçişleri Bakanlığı’nın talimatları doğrultusunda ülke genelinde uygulanan yılbaşı güvenlik tedbirleri çerçevesinde, asayiş, trafik, kamu düzeni, sağlık, itfaiye ve acil müdahale hizmetlerine yönelik alınacak önlemler detaylı şekilde değerlendirildi. Toplantıda ayrıca, emniyet ve jandarma birimleri başta olmak üzere tüm ilgili kurumların, yılbaşı süresince 7/24 esasına göre görev yapacağı, denetimlerin ve uygulamaların artırılacağı vurgulandı. Kırklareli Valisi Uğur Turan, vatandaşların huzur ve güvenliğinin her zaman öncelikli olduğunu belirterek, İçişleri Bakanlığı’nın ’tedbir, denetim ve koordinasyon’ anlayışı çerçevesinde, kurumlar arası iş birliği ve koordinasyonun en üst seviyede sürdürüleceğini ifade etti. Vali Turan, kamu düzenini bozabilecek her türlü olumsuzluğa karşı gerekli tüm önlemlerin kararlılıkla uygulanacağını dile getirdi.
İstanbul Yusuf Güney’den uyuşturucu soruşturması sonrası açıklama İstanbul’da ünlü isimlere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesinin ardından saç ve kan örnekleri veren şarkıcı Yusuf Güney serbest bırakıldı. Güney, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "On gündür hastalıklarla mücadele ediyorum. Telefonlarımı kapattım, kendimi iyileştirmek için istirahate çekildim, yer yerinden oynamış" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ünlü isimlere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında sanatçı Yusuf Güney ifadeye çağrıldı. İfadesinin ardından Güney, sevk edildiği Adli Tıp Kurumu’nda saç ve kan örnekleri verdikten sonra serbest bırakıldı. Yaşananların ardından Yusuf Güney, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Dört beş gündür yoktum. Niye yoktum biliyor musunuz? On gündür hastalıklarla mücadele ediyorum. O kadar ağır sendromlar yaşadım ki. Telefonlarımı kapattım, kendimi iyileştirmek için istirahate çekildim, yer yerinden oynamış. Elemanın bir tanesi adımı vermiş, olay sadece bu. ’O da içiyor’ demiş. Bundan dolayı aramam çıkmış. Öyle gözaltına alınmak, yakalama kararları yok. Benim haberim olduktan sonra da telefonu açtım, ’geliyorum’ dedim, özür dilerim sizi beklettiğim için ve gittim ifademi verdim. Kan tahlili, idrar tahlili ve saç tahlili verdim, sonuçları bekliyorum" ifadelerini kullandı.
Karabük Kuyumcu soygununda karar açıklandı Karabük’ün Safranbolu ilçesinde bir kuyumcuya silahlı ve maskeli şekilde düzenlenen soyguna ilişkin davada mahkeme karar vererek, sanıklar hakkında ’nitelikli yağma’, ’mala zarar verme’ ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından ayrı ayrı cezalandırıldı. Karabük 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 4. celsede karar duruşması görüldü. Mahkemeye tutuklu sanıklar Cemal Çelikay (21), Emre Ünlük (21), Rıza Çelikay (19), Ramazan Karakaş (33) ve Eyüp Emir Eper (20), avukatları ile sanık yakınları katıldı. Mahkeme başkanı soygunu gerçekleştirdikleri iddia edilen sanıklara tek tek son sözlerini sordu. Sanıklardan Cemal Çelikay, "Kendim için değil ailem için bir şans istiyorum. Kimseye zarar vermek istemedim ve silahı bir kez ateşledim. Pişmanım ve beraatimi istiyorum" derken, kardeşi Rıza Çelikay ise "Kimseye zarar vermek istemedim, sadece kaçarken kendi elimdeki silah ateş aldı ve yaralandım" diyerek beraatini istedi. Tutuklu sanıklardan Emre Ünlük, nitelikli yağmayı kabul ederek, öldürmeye teşebbüs suçunu kabul etmediğini ve bir anlık gafletle bu suçu işlediklerini, bunu da fakirlikten yaptıklarını ifade ederken, Ramazan Karakaş ise yardım ve yataklık ile gözcülük yapmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatini istedi. Soygun girişimine silah temin eden Eyüp Emir Eper ise silahı satın aldığı için çok pişman olduğunu, askerlik görevini yaparak topluma kazandırılmak istediğinden beraatini talep etti. Sanıkların son sözlerini dinleyen mahkeme heyeti, Cemal Çelikay, Rıza Çelikay ve Emre Enlük’e "Nitelikli Yağma Suçu"ndan 149/1 maddesinin A- B- C ve D bendinden 13 yıl hapis cezası ve ayrıca mala zarar vermeden de 1’er yıl hapis cezası verdi. Ramazan Karakaş ve Eyüp Emir Eper’e de aynı suçtan 13 yıl hapis cezası verirken, iki sanığa indirim uygulayarak 6 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti ayrıca, öldürmeye teşebbüs suçundan ise 3 sanığa ayrı ayrı berat verdi.
Karabük Kuyumcu soygununda karar açıklandı Karabük’ün Safranbolu ilçesinde bir kuyumcuya silahlı ve maskeli şekilde düzenlenen soyguna ilişkin davada mahkeme karar vererek, sanıklar hakkında ’nitelikli yağma’, ’mala zarar verme’ ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından ayrı ayrı cezalandırıldı. Karabük 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 4. celsede karar duruşması görüldü. Mahkemeye tutuklu sanıklar Cemal Çelikay (21), Emre Ünlük (21), Rıza Çelikay (19), Ramazan Karakaş (33) ve Eyüp Emir Eper (20), avukatları ile sanık yakınları katıldı. Mahkeme başkanı soygunu gerçekleştirdikleri iddia edilen sanıklara tek tek son sözlerini sordu. Sanıklardan Cemal Çelikay, "Kendim için değil ailem için bir şans istiyorum. kimseye zarar vermek istemedim ve silahı bir kez ateşledim. Pişmanım ve beraatımı istiyorum" derken, kardeşi Rıza Çelikay ise "Kimseye zarar vermek istemedim, sadece kaçarken kendi elimdeki silah ateş aldı ve yaralandım" diyerek beratını istedi. Tutuklu sanıklardan Emre Ünlük, nitelikli yağmayı kabul ederek, öldürmeye teşebbüs suçunu kabul etmediğini ve bir anlık gafletle bu suçu işlediklerini, bununda yoksulluk ve fakirlikten yaptıklarını ifade ederken, Ramazan Karakaş ise, yardım ve yataklık ile gözcülük yapmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatını istedi. Soygun girişimine silah temin eden Eyüp Emir Eper ise, silahı satın aldığı için çok pişman olduğunu, askerlik görevini yaparak topluma kazandırılmak istediğinden beraatını talep etti. Son sözlerini dinleyene mahkeme heyeti sanıklardan Cemal Çelikay, Rıza Çelikay ve Emre Enlük’e " Nitelikli Yağma Suçu"ndan 149/1 maddesinin A- B- C ve D bendinden 13 yıl hapis cezası ve ayrıca mala zarar vermeden de 1’er yıl hapis cezası verdi. Ramazan Karakaş ve Eyüp Emir Eper’e de aynı suçtan 13 yıl hapis cezası verirken, iki sanığa indirim uygulayarak 6 yıl 6 ay hapis cezasına çaptırıldı. Mahkeme heyeti ayrıca, öldürmeye teşebbüs suçundan ise 3 sanığa ayrı ayrı berat verdi.