SAĞLIK - 20 Kasım 2016 Pazar 11:56

Regl döneminde tatlı isteğine dikkat

A
A
A
Regl döneminde tatlı isteğine dikkat

Diyetisyen Elif Yıldız, bayanlarda regl döneminde tatlı isteğinde artış olduğunu söyleyerek, “Bu süreci rahat bir şekilde atlatabilmeniz için öğün atlamamak gerekir. Ara öğünlerde kuru meyve, tarçınlı süt, badem, fındık gibi kuruyemişler, ekşi ve sert taze meyve tercih edilebilir” dedi.

Dermaklinik Estetik ve Güzellik Merkezi'nden Diyetisyen Elif Yıldız, regl öncesi sendrom demek olan premenstruel sendrom (PMS) döneminde kadınların hormonal ve psikolojik olarak iniş çıkışlar yaşadığını belirterek, “Özellikle sıkça karşılaşılan şikayetler; ödem, baş ve karın ağrısı, iştah artması, şeker düşüklüğü, tatlı isteği, duygusal durum değişiklikleri, kabızlık vs'dir. Rahimin iç yüzeyinde her ay döllenmiş yumurtanın gelip yapışmasını ve buradan beslenmesini sağlayacak damarlı bir doku oluşur. Eğer döllenme yoksa bu doku görevini tamamlayıp yerini alttan gelen yeni dokuya bırakarak dökülür. Her ay bu işlem aynı şekilde tekrarlanır. Bu sürece menstürel siklus ya da regl düzeni denir. İşlevini yitirerek yerini yeni oluşan dokuya bırakıp dışarıya atılan bu dokuya da regl kanaması ya da menstrüasyon kanaması denir. Tüm bunlar vücutta oluşurken bazı hormonların değişikliği ve demir- magnezyum ve B6 vitamini azalmasına bağlı olarak regl öncesi ve regl dönemi şikayetleri ortaya çıkar" dedi.

Bayanların regl dönemlerinde vücutta dolaşan östrojen hormonunun azaldığını kaydeden Yıldız, "Östrojen azalmasına bağlı kan şekerinde düşme eğilimi olur, tatlı ve karbonhidrat yeme isteği artar. Bu süreci rahat bir şekilde atlatabilmeniz için öğün atlamamak gerekir. Ara öğünlerde kuru meyve, tarçınlı süt, badem- fındık gibi kuruyemişler, ekşi ve sert taze meyve tercih edilebilir. Ayrıca içtiğiniz bitki çaylarının içine tarçın kabuğu da atabilirsiniz" diye konuştu.

Yıldız, "Kanama ile beraber magnezyum ve demir kaybı da olur. Magnezyum kaybı kramplara sebep olabilir. Demir kaybı ise halsizliğe sebep olur. Bu durumla baş edebilmek için et, balık, fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişler, siyah kuru üzüm ve hurma gibi kuru meyveler (diğer kuru meyveler de olabilir tabii) tercih edilebilir. Bunların yanında sizi rahatlatacak melisa ve papatya çayı da içebilirsiniz. Çayınıza sıktığınız birkaç damla limon yani C vitamini demir içerikli gıdalardaki demirin kullanımını arttıracaktır. Magnezyum kaybı içinse tüm koyu yeşil yapraklı sebzeler (mdn salatası yapabilirsiniz), kurubaklagiller, fındık, ceviz, badem tüketilebilir. Bu dönemde masum bir kaçamak da yapılabilir. 2-3 küçük parça bitter çikolata, bir fincan kahvenin yanında fena olmaz değil mi? Çok yoğun kramp ve tatlı krizleri için uzmana danışarak magnezyum tabletler de kullanılabilir. Mdn salatası = 1 tabak dolusu (tepeleme) maydanoz+ dereotu+ taze nane+ üzerine 6-7 adet çiğ badem+ biraz kekik+ bol limon + 1 çay kaşığı pekmez. Bu salatanın yanına 2-3 köfte ya da üzerine 1-2 dilim beyaz peynir konularak rahatlıkla tüketilebilir. Bu salataya çiğ ıspanak, tere, az miktarda roka da eklenilebilir. Regl semptomlarına iyi gelecek bir tarif" ifadelerini kullandı.

"Ödeme dikkat"
Hormon değişikliklerine bağlı olarak vücutta ödem oluşabildiğini belirten Yıldız, "Bunu önlemek ya da en az indirmek için adet tarihinden yaklaşık bir hafta önce su tüketimini artırmak (2-2.5 litre) ve tuz tüketimini azaltmak gerekir. Yemekleri az tuzlu pişirmek ve sofrada ekstra tuz eklememek en güzeli. Ayrıca salamura ürünlerin de tuz içeriği olduğu için bunlar da ödeme sebep olabilir. Bu dönemde düzenli egzersiz ödeme çok iyi geliyor ve daha az şişkinlik hissediliyor. Potasyum alımı da tuzun atılmasını sağlar ve ödemin oluşmasını engeller. Bu nedenle sarı-turuncu meyveler tercih edilebilir. Potasyum içerikli gıdalar; muz, portakal, mandalina gıdalara örnek olabilir. Bu dönemde kafeinli içeceklerden de uzak durmak gerekir. Bu içecekler su yerine geçmez ve ödeminizin atımını kolaylaştırmayıp zorlaştırabilir. Ödemin atılması için sanılanın aksine yani suyu azaltmak yerine arttırmak gerekir. Sigara içmek de şikayetlerimizin artmasına sebep olur. Çok gergin oluyorum, bütün durumlara aşırı tepki veriyorum diyorsanız bu durumun çözümü de B6 vitamini. Bu vitamin sinir sistemine iyi geliyor. Aynı zamanda rahatlatıcı bitki çayları (papatya, melisa çayları) da içilebilir. B6 vitamini; fındık, ton balığı, sarımsak, kepekli pirinç, Antep fıstığı (bir ara öğünde 1 avuç yeterli), yumurta, brokoli gibi gıdalarda daha fazla bulunmaktadır" şeklinde konuştu.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Tapusuz köyde 57 yıl sonra gelen mülkiyet sevinci Denizli’nin Buldan ilçesinde 1967 yılında baraj yapılacağı gerekçesiyle taşınan 400 nüfuslu 90 haneli Derbent Mahallesi sakinleri, aradan geçen 57 yıl sonra tapularına kavuşmanın sevincini yaşadı. 1967 yılında dönemin Adalet Partisi (AP) iktidarında Derbent köyüne sulama barajı yapılması kararı alındı. Baraj yapılacak olmasından dolayı Derbent Mahallesi baraj alanı içerisinde yani su altında kaldı. Dönemin bakanlar kurulu kararı ile mahallenin baraj alanı dışına taşınması kararı alındı ve uygulandı. Mahalle alınan kararla birlikte baraj alanının yaklaşık 10 kilometre dışından yeniden kuruldu. Mahalle, Fatıma Bağcı isimli şahıstan alınan 46 dönüm arazi üzerine yeniden kuruldu. Fakat farklı gerekçelerden tapunun devir teslim işlemi gerçekleşmedi ve arazi sahibi Bağcı İzmir’e taşındı. Aradan geçen süre içerisinde Bağcı ve eşi vefat edince belli bir süre sonra da arazi hak sahibi olmadığı için hazine arazisi olarak tapulandırıldı. Aradan seneler geçmesine rağmen mahalledeki 90 yapı ve tarım arazilerinin tapuları çıkarılamadı. 2020 yılında yıllardır devam eden tapu sorununu kamuoyu gündemine getiren dönemin mahalle muhtarı Yaşar Öz, “Devir etmek isteyen vatandaşlarımız var. Devir teslim işlemlerini tapu olmadığı için yapamıyorlar. Bu mağduriyetin bir an evvel çözülmesini devlet büyüklerimizden talep ediyorum. Köyümüzde camimiz, sağlık ocağımız, okulumuz hepsi var. Devlet kurumu olarak kurumlarımız var ama bir türlü tapumuz yok. Köyün tapusunu bir an evvel alınmasını talep ediyorum” derken; köyün eski yerleşim yerinden bu yana olan süreci anlatan Mustafa Akten ise “Bu derbent köyümüz 1967 yılında inşaatı biten derbent barajı sonrasında köyümüz buraya geldi. Köyümüz buraya gelmeden önce köy muhtarlığı aracılığıyla üzerinde bulunduğumuz tarla köy muhtarlığı tarafından Buldan’da ki bir şahıstan alındı. Tarlanın tapu işlemleri çeşitli gerekçelerden alınamadı. Daha sonraki yıllar içerisinde diğer muhtarlarda bu sorunu çözemediler. Ancak köyümüzde gerekli olan tüm devlet hizmetleri müracaatlar sonucu olarak geld. Köyümüz var olduğu halde seçimlerde de oy kullandığımız, vergilerimizi de verdiğimiz halde bir türlü köyümüzün tapusu verilmedi. Şu anda da yeni muhtarımız tapuların alınması için gerekli müracaatlarını yapıyor. Bu işlemlerin bir an önce bitirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. 53 yıldır köyümüzdeki insanlar mağdur durumdadır. Tapular 53 yıldır alınamadı. Bir türlü köyümüzün tapuları verilmedi. Hazineye geçirildi. Geçmiş dönem muhtarlara kolaylık olur diye ‘hazineye geçsin’ demişler. Tüm ilgililerin bu konuyu göz önünde bulundurarak köyümüzün mağduriyetini gidermek için tapuları bir an öncesi vermeleri gerekmektedir diye düşünüyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Tapu sorunu 57 yıl sonra çözüldü Yaklaşık 400 kişinin yaşadığı, oy kullanılan, vergi verilen hatta okul, sağlık ocağı ve cami gibi devlet kurumlarının bulunduğu köydeki tapu sorunu nihayet mutlu sonla noktalandı. Yaklaşık 88 hak sahibi vatandaş, 57 yıldır yaşadıkları sorunun çözüme kavuşturulmasının ardından tapularını almaya hak kazandı. Buldan Belediye Başkanı Mehmet Ali Orpak, Buldan Tapu Müdürlüğünde hak sahibi vatandaşların tapularını almalarının sevincine ortak oldu. Yıllardan bu yana çekilen sıkıntıların sona ermesinden dolayı büyük sevinç yaşadığını dile getiren Başkan Orpak, “Yılların tapu sorunu artık çözüme kavuşmuştur. Bende vatandaşlarımız gibi bu sorununun çözülmesinden dolayı mutluyum. Artık vatandaşımız kendi evinde barkında, daha mutlu ve daha refah içinde yaşayacaktır. Tapularımız Buldan’ımıza ve Derbent Mahallemize hayırlı uğurlu olsun” dedi.
Siirt Siirt’te yapılıyor, İstanbul, İzmir, Mersin’de yoğun talep görüyor Siirt’te peynir sezonunun başlamasıyla birlikte yayla peynirine talep arttı. Vatandaşlar kilolarca koyun peynirini alarak kış hazırlığı yapmaya başladı. Siirt’te yapılan yayla peynirinin İstanbul, İzmir ve Mersin’de yoğun talep gördüğü belirtildi. Her yıl ilkbahar mevsimiyle birlikte göçerler tarafından yaylalarda üretilen Siirt’in yöresel peyniri, bu yıl da tezgahlardaki yerini aldı. Peynir sezonunun başlamasıyla birlikte satışların arttığını belirten peynirci Ahmet Toprakçı, "Peynir göçer peyniridir. Kışlık peyniri burada satıyoruz ve herkes kış için peynir alıyor. Kimi 50, 100, 150, 200 kilogram peynir alıyor. Bizim Siirt peyniri meşhurdur. Hepsi koyun peyniridir, göçerlerindir. Çemikari Pervari tarafından geliyor. Tabi şimdi havalar daha sıcak olmamış ama 20 gün 1 aya kadar bütün peynir satılıp biter" dedi. "İl dışından çok yoğun talep var" İl dışından da peynire yoğun talep olduğunu söyleyen Toprakçı, "İzmir’e, İstanbul’a, Ankara’ya, Mersin’e her yere gidiyor bu peynir. Bizim peynir bir numara çok kalitelidir. Kışlık herkes alıyor bunu. Biz de burada satıyoruz. Yayladan gelen peyniri biz buradan satıyoruz. Kışlık peyniri bazıları yer altına koyuyorlar, bazıları ise soğuk hava deposuna koyuyorlar. Şu anda kilosu 130 TL ama yaz ilerledikçe 200 TL’ye kadar da çıkabilir’’ şeklinde konuştu. Peynir almaya gelen Yasin Toprak, "Peyniri her sene alıyoruz. Market peyniri yenmiyor. Yazın alıp kışın yiyoruz. Fiyatı da 130 TL uygundur. Bu taze peynirdir. 20 veya 25 kilo alıyoruz. Yazın alıyoruz, kışın tüketiyoruz’’ diye konuştu.