GÜNDEM - 20 Eylül 2021 Pazartesi 22:40

Rekor sayıda başvuru alan Teknofest İstanbul'da başlıyor

A
A
A
Rekor sayıda başvuru alan Teknofest İstanbul'da başlıyor

Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen törenle Teknofest 2021’in tanıtımı gerçekleştirildi. Tanıtım toplantısında konuşan Teknofest Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, "Rekor şekilde başvuru aldık. Halka açık bir şekilde gerçekleştirilecek. İlk defa insansız hava araçları ile insanlı hava araçlarının birlikte kombine yaptığı bir görsel göreceğiz” dedi.

Dünyanın en büyük ikinci havacılık festivali olan Teknofest Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'ne ev sahipliği yapacak olan İstanbul’da Teknofest için tanıtım toplantısı düzenlendi. T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Teknofest Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Teknofest’in dördüncü yılında ilkler yaşanacağını söyledi.

“Teknofest’in 4’üncü yılında ilkleri göreceğiz”

Teknofest’in korona virüs salgını önlemleri kapsamında yapılacağına dikkat çeken Bayraktar, “Teknofest dördüncü yılında, İstanbul’da ilk başladığı yerde pandemi nedeniyle Sağlık Bakanlığımızın tedbirleri kapsamında yapılarak kutlanacak. 200 binden fazla öğrencimiz başvurdu yarışmalara. İlk yıl bu 20 bindi, ikinci yıl 50 bin, üçüncü yıl 100 bin ve artık dördüncü yılında dünyada açık alanda rekor şekilde bir başvuru aldık. Halka açık bir şekilde gerçekleştirilecek. İlk defa insansız hava araçları ve insanlı hava araçlarının birlikte kombine yaptığı bir görsel göreceğiz” açıklamasında bulundu.

Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen tanıtım toplantısı T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Teknofest Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı ve Teknosfet İcra Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Kacır ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar’ın ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Deniz Zeybek - Armağan Yılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.