DÜNYA - 22 Aralık 2014 Pazartesi 11:30

Rumların sondaj kuyusu 'kör kuyu' çıktı

A
A
A
Rumların sondaj kuyusu 'kör kuyu' çıktı

Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’de tek yanlı ilan ederek parsellediği “Münhasır Ekonomik Bölge” içerisindeki 9 numaralı parseldeki “Onasagora” olarak adlandırılan yatakta Eni-KoGas konsorsiyumu tarafından yapılan sondajın boş olduğu ortaya çıktı.

Rum gazeteleri, Onasagora yatağında ticari anlamda işlemeye değer miktarda doğalgaz bulunmadığı haberini manşetten aktarırken ENI-KoGas konsorsiyumunun aynı parselde bulunan Amathusa yatağında sondaja hazırlandığı bildirildi. Rum yönetiminin de 12’nci parseldeki Afrodit yatağında keşfedilen doğalgazı değerlendirmek için Mısır’la anlaşma yapmaya yönelmekte olduğu kaydedildi. Politis gazetesi manşet haberine “Onasagora Kuru, Şimdi Ümitler Amathusa’da. Suda Delik Ama Eni Devam Ediyor. 9’uncu Parseldeki Yeni Sondaj Ocağın İlk Haftasında Başlıyor. Afrodit Yatağından Mısır’a Satış Hızlandırılıyor” başlık ve spotlarını attı. Onasagora yatağının doğalgaz açısından “kuru” olduğu değerlendirmesini yapan gazete, Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’in bu durumu New York’ta tedavi görmekte olan Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e ve siyasi parti temsilcilerine de bildirdiğini yazdı. Gazete “İyi Ki Afrodit var. Onasagora Kör Kuyu. Sıra Amathusa’da. Başkan Pazartesi Günü Öğrendi. Bazı Siyasiler İnanmadı!” başlığıyla verdi. Haberde, “Gazetemizin edindiği bilgilere göre Enerji Bakanlığı sondajla ilgili hayal kırıcı haberi, 5 bin 500 metre derinlikte yüksek basınçla karşılaşılmasından kaynaklanan sorun nedeniyle kısa süreliğine duran sondaj çalışmalarının yeniden başlamasından 48 saat sonra yani geçen Pazartesi aldı. Doğalgaz bulunmadığı haberi derhal Başkan Nikos Anastasiadis’e bildirildi ve Enerji Bakanı’nın ENI-KoGas konsorsiyumu ile bir sonraki sondajı kesinleştirmesine, ardından da haberin basına sızmadan önce partilere ve halka resmi ağızdan verilmesi kararlaştırıldı” denildi. 

BAZI SİYASİLER İNANAMADI

Onasagora’da doğalgaz olmadığı haberini alan bazı milletvekilleri bu açıklamanın Türk tepkileri nedeniyle yanıltma taktiği olup olmadığını öğrenmeye çalıştığı bildirildi. Bakan Lakkotripis’in gazetecilere açıklama yaptığı sırada, bir gazetecinin halkın bir bölümünün İtalyan-Kore konsorsiyumunun tek başına veya Kıbrıs Cumhuriyeti işbirliğinde, Türk tepkileri alınmaması ve müzakerelerin yeniden başlaması için gazın ‘saklanıldığını’ düşüneceği gözlemini ilgiyle dinlediği belirtildi. Onasagora yatağında doğalgaz olmadığı haberinin doğru olduğunu ifade eden Lakkotripis, “‘Kuru kuyu, hazırlandığımız üç senaryodan biriydi’ dedi.
Bu sonucun ardından Hükümetin, Afrodit yatağındaki doğalgazın British Gas’ın Mısır’daki doğalgaz sıvılaştırma terminaline yapılacak satışını hızlandırma ve Ocak ayının ilk haftasında 9. Parselde bulunan Amathusa yatağında yeni sondaja başlama yönünde hareket edeceği kaydedildi. Hükümet, Onasagora’da işlemeye değer miktarda doğalgaz olmadığı haberini verirken, Saipem 10000’in birkaç gün içerisinde Onasagora’nın biraz güneybatısında yeni sondaja başlayacağını da açıkladı. Halen, batıdaki Amathusa yatağından itibaren 500 metre yarıçapındaki deniz bölgesinde sondaj için bağlama emri çıkarılarak yürürlüğe konulduğu ifade edildi. 

Amathusa’da yapılacak sondaj için geri kazanılabilir miktarda doğalgaz olasılığı açısından Amathusa’nın Onasagora’dan çok daha çekici olduğu ancak başarılı bir sondaj ihtimalinin yüzde 25’in biraz üzerinde olduğu belirtildi. Amathusa’daki jeolojik yapının Onasagora’dakinden bağımsız ve Nil nehri ağzına Onasagoru’dan çok daha yakın olduğu vurgulanarak, önemli bir hidrokarbon keşfi açısından belirleyici olabilecek bir unsur olduğu ifade edildi. Saipem 10000’in, on gün içerisinde Amathusa’ya doğru hareket edeceği ve yeni yılda hem sondaj hem de sonuçlar için beklenmesi gereken 3 ay başlayacağı belirtildi.
Bakan, ENI-KoGas’a 100 milyon Euro’ya mal olan sondajdan çıkan sonucun Kıbrıs’ın 2, 3 ve 9 numaralı parsellerdeki diğer hedeflerde önemli miktarda hidrokarbon bulunması ümitlerini kırmadığını da söyledi. Bakan, “İtalyan-Kore konsorsiyumu dün hiçbir resmi tepki vermedi. Şirketler, deniz yüzeyinde 5 bin 800 metre derinden topladıkları çok değerli verileri işlemeyi bekliyor ve üç parselle ilgili bundan sonraki önceliklerini açıklayabilirler. Kıbrıs ile yaptığı sözleşme uyarınca ENI en az 4 sondaj yapmak zorunda, aksi halde yatırdığı teminatı kaybeder” dedi.

Fileleftheros ise, manşet haberine “Sondaj Matkabı Boşluğa Düştü. Onasagora’da Hayal Kırıklığı.

Hidrokarbon Yerine Kömür. ENI Sondaj Matkabının Yerini Değiştirip Yeniden Deliyor” başlığını attı ve ilk sondajdan hayal kırıklığı sonucu çıkan 9’uncu parselde hidrokarbon bulunması ümitlerinin 3 ay ertelendiğini belirtti.

Gazete ikinci sondajın yine 9 numaralı parselde ve Onasagora yatağının 55 kilometre güneybatısında, 12’nci parsel sınırına 6 kilometre ve Afrodit’teki ikinci sondaj noktasından 30 kilometre mesafedeki Amathusa yatağında gerçekleştirileceğini, yeni sondajın Mart veya Nisan başlarında tamamlanacağını belirtti. Habere göre Lakkotripis dün, çok önemli ve bölgesel doğalgaz dağıtımı açısından kullanılabilecek görülen “Afrodit” yatağının ticari açıdan işletilmesinin hızlandırılacağını açıkladı. Rum Enerji Bakanı özellikle Mısır ile görüşmelerin ileri aşamada bulunduğunu açıkladı. Lakkotripis önümüzdeki üç ay içerisinde dikkatlerini, büyük bir yatak olmasa da doğalgazın bölgesel dağıtımı hedefiyle önemli bir ekonomik ve siyasi gelir kaynağı olabilecek Afrodit’in olabildiğince süratle değerlendirilmesine verileceklerini açıkladı.

VASİLİKO’YA TERMİNAL PROJESİ BİRAZ DAHA BEKLEYECEK

Ana hedeflerinin Mısır olduğunu söyleyen Lakkotripis, Ürdün’le ilgili projelerini de geride bırakmadıklarını ancak Vasiliko’da doğalgaz sıvılaştırma terminali kurma planının biraz daha, en azından önümüzdeki Mart ayına kadar gecikeceğini söyledi.

Simerini’nin manşet haberi “‘Onasagora’ Kör Kuyu. ENI-KoGas 9’uncu Parselde Doğalgaz Bulmadı. İlgi, ‘Amathusa’ Yatağına Çevriliyor. Mısır’la Ticari Anlaşma 2015 İçinde” başlığını taşıyor. Gazete Onasagora” yatağındaki sondajdan çıkan sonucun şok etkisi yaptığını, bu hayal kırıklığının Rum yönetiminin planlarını, özellikle de doğalgaz sıvılaştırma terminali planına darbeleyecek çok düzeyli olumsuz etkiler yapmasının beklendiğine dikkat çekti. Gazete, edindiği bilgilere dayanarak 12’nci parselin ruhsat sahibi Amerikan Noble Energy şirketinin bu aşamada 12’nci parsel içerisinde sondaj yapmak istemediğini, Fransız Total’in ise ruhsat sahibi olduğu 10 ve 11’inci parsellerle ilgili bazı kaygılar dile getirdiğini kaydederek şunları aktardı:
“Teyit edilmiş bilgilerimize göre bir süredir bakanlıklar arasında, üçüncü tur ruhsatlandırma ihalesine çıkılması ihtimali düşünülüyordu ancak dün çıkan sonuçların baştaki ilgiye darbe vurması bekleniyor. Ticaret Bakanlığı’ndan teyit edilmiş bilgilere göre TOTAL şirketi de sürekli irtibat halindedir ve jeolojik verilere dayanarak 10 ve 11 numaralı parsellerde araştırma programına başlamada sorunlar çıkarıyor. Bu da kolayca, şirketin yatak bulma olasılığıyla ilgili inançsızlığının güçlendiği şeklinde yorumlanabilir”

MISIR’LA 2015’TE ANLAŞMA 2016’DA NİHAİ YATIRIM KARARI UMUDU

Gazete, Anastasiadis hükümetinden üst düzeyli bir yetkiliyi kaynak göstererek Mısır ile görüşmelerin önümüzdeki günlerde teknik düzeyden ticari düzeye geçeceğini yazdı ve Rum yönetiminin 2015 içerisinde bu ülke ile ticari anlaşmaya varmayı, 2016’da da nihai yatırım kararının verilmesini umduğunu belirtti.Açıklamaların, beklendiği gibi Türkiye’nin baskıları nedeniyle Onasagora’daki olası bir yatağın gizlenmeye çalışıldığı şeklindeki komplo teorilerini tetiklediğine işaret eden gazete konuyla ilgili resmi ağızdan yapılan (Lakkotripis) açıklamanın, böyle bir iddiayı kesin bir dille yalanladığını kaydetti. Gazete doğalgaz saptanmamasının, öngörülen 3 senaryodan biri olduğuna işaret edilerek, sondaja başlanırken başarı olasılığının yüzde 50’nin çok altına olduğunun hatırlatıldığını kaydetti.

Alithia da haberi manşetten “Onasagora Kuru Kuyu. Sonraki İstasyon Amathusa. Güvenlik Bölgesi İçin Emir Yayınlandı (Navtex). Afrodit Yatakları Değerlendirilecek” başlığıyla verdi. Haravgi ise, “Afrodit Doğalgazı Mısır’ın Terminallerine. Onasagora’daki Doğalgazın Değerlendirilebilir Miktarda Olmaması Şaşırttı” başlığıyla aktardı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri açıklandı Akdeniz Üniversitesi tarafından geleneksel olarak düzenlenen çevre alanında Türkiye’nin en uzun soluklu organizasyonlarından olan Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri-2023’ün kazananları belli oldu. Ödüller Haziran ayındaki törenle 26’ıncı kez sahiplerini bulacak. Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından, 26 yıldır düzenlenen Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri-2023 açıklandı. Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülleri her yıl, Akdeniz Üniversitesi, Antalya ve Türkiye ölçeklerinde ve ayrıca Bilim Onur, Bilim Hizmet, Bilim Teşvik ve Özel Ödül kategorilerinde; doğal kaynakların ekolojik ilkelere uygun olarak kullanılmasının sağlanmasına, çevre kirliliğinin önlenmesi için stratejiler geliştirilmesine, projeler üretilmesine ve uygulanmasına, politikalar geliştirilmesine, çevre bilinci kapsamında ekolojik düşünme alışkanlığının geliştirilmesi ve yaşama biçimine dönüştürülmesine hizmet etmiş kişi, kurum ve kuruluşlara veriliyor. 2023 yılı Çevre Hizmet Ödüllerinin sahiplerine takdimi için ödül töreni 2024 Haziran ayında gerçekleştirilecek. Her yıl ilgi artıyor Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, çevrenin korunması ve sürdürülebilir bir gelecek için çevresel bilincin artırılmasının son derece önemli olduğunu ifade ederek, Akdeniz Üniversitesi olarak Çevre Hizmet Ödülleri ile Türkiye çapında 26 yıldır bu bilincinin yaygınlaştırılması ve çevresel duyarlılığın artırılmasına katkı sağlamanın gururunu yaşadıklarını belirtti. Rektör Özkan, “Çevre Hizmet Ödüllerine her yıl artan ilgi de bu çabanın karşılık bulduğunu gösteriyor. Anaokulundan üniversite düzeyine katılım olması bu bilincin yediden yetmişe toplumun geneline yayılmasına vesile olması anlamında ayrıca sevindirici.” dedi. Çevrenin korunmasının toplumun tamamının ortak sorumluluğu olduğunu belirten Rektör Özkan, “Bulunduğu konumda herkes elinden geldiğince çevreyi korumanın ve hatta iyileştirmenin bir yolunu bulmalı. Bu ödül töreni ile de sadece bu alana hizmet etmiş kişileri ödüllendirmiş olmuyoruz aynı zamanda örnek projeleri de yaygınlaştırmış oluyoruz. Bu anlamda çok yönlü bir kazanım sağlanmış oluyor.” diye konuştu. Rektör Özkan, ödül almaya hak kazananları tebrik ederek çevre için yapmış oldukları çalışmalardan dolayı da teşekkür etti. Herkesin sorumluluğu var Akdeniz Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. İ. Ethem Karadirek de, tüm vatandaşların sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu vurgulayarak, çevrenin geliştirilmesi, çevre sağlığının korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesinin aynı zamanda tüm vatandaşların da ödevleri arasında olduğunu belirtti. Son yıllarda özellikle iklim değişikliğinin çevre üzerindeki baskıyı artırdığını ifade eden Doç. Dr. İ. Ethem Karadirek, iklim değişikliğine uyum, çevrenin korunması ve geliştirilmesi ile sürdürülebilirliğin hayatımızın vazgeçilmez unsurları arasında yer alması gerektiğine vurgu yaptı. Çevrenin insan sağlığı, ekonomi ve sosyal yaşam üzerinde derin bir etkiye sahip olduğunu, gelecek nesillere sağlıklı ve dengeli bir çevre bırakmanın tüm herkesin vazifesi olduğunun altını çizen Doç. Dr. İ. Ethem Karadirek, 26’ıncısı düzenlenen 2023 Çevre Hizmet Ödülleri kapsamında iklim değişikliğine uyum ve çevrenin korunması kapsamında yapmış oldukları çalışmalarından dolayı ödül almaya hak kazananları tebrik ettiğini bildirdi.
Bursa Otomotiv ihracatı Nisan ayında yüzde 2 arttı Türkiye otomotiv endüstrisinin nisan ayı ihracatı yüzde 2 artışla 2,75 milyar dolar oldu. Türkiye otomotiv endüstrisinin nisan ayı ihracatı, geçen senenin aynı dönemine kıyasla yüzde 2,1 artışla 2 milyar 746 milyon dolar oldu. Türkiye ihracatında yine birinci sırada yer alan otomotiv sektörü, ülke ihracatından aldığı pay yüzde 16,8 olarak gerçekleşti. Yılın ilk dört ayında otomotiv endüstrisi ihracatı ise yüzde 5 artışla 11 milyar 876 milyon dolara ulaştı. En fazla ihracat ise yüzde 20 artışla Fransa’ya gerçekleşti. Binek otomobillerde en fazla ihracat yapılan ülke olan Fransa’ya yüzde 47 ihracat artışı yaşanırken, önemli pazarlardan İspanya’ya yüzde 17, Almanya’ya yüzde 82, Hollanda’ya yüzde 90, İsveç’e yüzde 52, Fas’a yüzde 349 ihracat artışı, İtalya’ya yüzde 46, İsrail’e yüzde 13, Polonya’ya yüzde 22, Slovenya’ya yüzde 63 ihracat düşüşü yaşandı. Nisanda Fransa 400 milyon dolar ihracatla en fazla ihracat yapılan ülke oldu. Almanya 366 milyon dolarlık ihracatla ikinci büyük pazar olurken, bu ülkeye yönelik otomotiv ihracatı geçen yıla göre yüzde 5 arttı. Birleşik Krallık’a ihracat yüzde 7 artışla 260 milyon dolar oldu. Geçen ay önemli pazarlardan ABD’ye yüzde 51, Romanya’ya yüzde 50, Hollanda’ya yüzde 29, Fas’a yüzde 90 ihracat artışı yaşanırken İtalya’ya yüzde 34, Polonya’ya yüzde 19, Belçika’ya yüzde 17, Slovenya’ya yüzde 48 ve Rusya’ya yüzde 11 ihracat düşüşü yaşandı. Geçen nisan ayında ülke grubunda yüzde 66 pay ile ilk sırada yer alan Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yüzde 3 azalışla 1 milyar 822 milyon dolar oldu. Diğer Avrupa Ülkeleri yüzde 12 pay ile ülke grupları arasında ikinci sırada yer alırken, bu ülke grubuna yönelik ihracat yüzde 11 arttı. Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesine yüzde 45 ve Afrika Ülkelerine yüzde 19 ihracat artışı kaydedildi.
Gaziantep 2 çocuğun öldüğü ATV kazasının davasında karar çıktı Gaziantep’te, Hüseyin Akın ile Kerim Gündoğan’ın ölümüyle sonuçlanan ve otomobil sürücüsü tutuklu sanık Prof. Dr. Volkan Kılınçoğlu’nun yargılandığı ATV kazasına ilişkin davada karar duruşması görüldü. Karar duruşmasında sanık otomobil sürücüsü 3 yıl 7 ay 10 cezaya çarptırılarak tahliye edildi. Gaziantep’te Hüseyin Akın (14) ile Kerim Gündoğan’ın (14) ölümüyle sonuçlanan ATV kazasına ilişkin otomobil sürücüsü tutuklu sanık Prof. Dr. Volkan Kılınçoğlu’nun yargılandığı davada karar duruşması görüldü. Tutuklu sanık Volkan Kılınçoğlu, Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesinde "Taksirle birden çok kişinin ölümüne sebep olmak" suçundan 18 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı duruşmaya da SEGBİS’le bağlandı. Duruşmada, sanık Av. H. Mehmet Balcı ve Av. Mehmet Sait Bozhüyük ile Hüseyin Akın’ın aile avukatları Av. Mutlu Can Dağlı, Av. Doğan Canbolat, Av. Mustafa Edip İzol ve Av. Gizem Kaleoğlu, Av. Suat Genç yanı sıra tanıklar da hazır bulundu. "Kazaya sebep olan kişinin ben olmadığım 5 raporla ortaya çıktı" Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Volkan Kılınçoğlu, "Kazaya sebep olan kişinin ben olmadığım 5 raporla ortaya çıktı. Hala tutuklu yargılanıyorum. Keşke bu kaza olmasaydı. Keşke ben oradan geçmeseydim. Bir önceki duruşmada bu ateş 3 eve düştü demiştim. Bunu burada tutuklu olduğum için söylemedim.2 çocuğunun ölmesine üzüldüğüm için söyledim. 7 aydır tutukluyum. İtiraz etmedim fakat raporlarda kusursuz olduğum belli olduğu için 9 Mart günü itiraz dilekçesi yazdım. Nitekim bu kazanın kusurlu tarafı ben olsaydım söylerdim. Ben bir profesörüm yalan söylemem. Alkol almadım alsaydım söylerdim. Sabah ameliyata girdim ve dezenfektan kullandım. Kana kaç saat sonra girer. Buradakilere tıp öğretecek değilim. Telefonla konuşmadım. Konuşsaydım zaten söylerdim. Kaza olduktan sonra gelen ambulanslar 2 çocukla ilgilendi. Daha sonra gelen ambulansı 10 dakika bekledik. Ambulans geldikten sonra hastaneye gitmemiz ise 10 dakika sürdü. Çocuklar üniversiteye götürüldüğü için beni başka bir hastaneye götürdüler. Doktorları çocuklara yardım etmek amacıyla aradım. Ben bir hekimim ve insanı yaşatmaya yemin etmiş bir doktorum. Benim tutuklu kalmama alkış çalan insanlar sizin buraya topladığınız insanlar. Görgü tanıkları önce çocukların yarış yaptığı konusunda ifade verdi. Daha sonra mahkemede ifadeler değişti. Hüseyin, ters yönden geliyordu. Ben bu videoyu ilk defa izledim ve görüyorum ki bana roket gibi çarpmış. Ters yönden gelen bir sürücüyü nasıl öngörebilirim. Keşke onların hızı daha yavaş olsaydı. Hüseyin Akın’ın çok fazla asli kusuru vardır. Kazanın oluşunda etkim yok" ifadelerini kullandı. Aileler en ağır cezayı istedi Sanığın savunmasına karşı savunma yapan maktul ailelerinin avukatı ve aileler ise sanığın asli kusurlu olduğunu iddia ederek en ağır cezayı alması gerektiğini ifade etti. Sanık, 3 yıl 7 ay 10 gün cezaya çarptırılarak tahliye edildi Savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık otomobil sürücüsü Volkan Kılınçoğlu’na 3 yıl 7 ay 10 gün ceza vererek tahliye edilmesine karar verdi. Karar sonrası maktullerin aileleri mahkeme salonunda göz yaşı dökerken, bazı yakınları ise sinir krizi geçirdi. Olayın geçmişi Kaza, 12 Ekim 2023’te Şehitkamil ilçesi 15 Temmuz Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, üzerinde Kerim Gündoğan (14) ile Hüseyin Akın’ın (14) bulunduğu 27 MST 04 plakalı ATV’ye, Volkan Kılınçoğlu idaresindeki 27 ARB 190 plakalı lüks araç çarpıktan sonra ATV savrularak devrildi. Feci kazada ATV’nin üzerinde bulunan 2 çocuk ağır yaralandı. Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Uygulama ve Araştırma Hastanesine kaldırılan 2 çocuk, tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Olay sonrası lüks otomobil sürücüsü Prof. Dr. Volkan Kılınçoğlu tutuklandı.
Ankara 28 Şubat davasının görülmesine devam edildi Yargıtay’ın bozma kararı sonrası, emekli orgeneraller Orhan Yöney ile dönemin YÖK Başkanı Halil Kemal Gürüz’ün de içerisinde bulunduğu 16 sanığın yargılandığı 28 Şubat davasına devam edildi. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklardan bazıları ile avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından tanık dinleneceğini söyledi. Duruşmada tanık olarak dinlenen dönemin Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek, 28 Şubat’ı ‘darbe’ olarak değerlendirmediğini söyledi. İdamla yargılandığını söyleyen Zeybek şunları söyledi: “12 Eylül’de hükümeti devirmek suçundan idamla yargılandım ve aklandım. 28 Şubat süreci diye adlandırılan bu süreçte bütün inancımla söylüyorum hiçbir şekilde darbe söz konusu değildir." “Tankların yürütülmesinin bir mantığı yok, gülünç geliyor” Zeybek, generallerin hükümet üzerinde bir baskısının mümkün olmadığını savunarak, "Sincan’dan tankların yürütülmesinin bir mantığı yok. Bu iddia bana gülünç geliyor. Sonradan tankların sıradan geçişi olduğunu öğrendik. O gün tankların Sincan’da yürümesiyle devletin değişmesinin hiçbir ilişkisi yok. O dönemin şartlarında eğer bir darbe düşüncesi olsaydı yapılırdı. Bunu kimse engelleyemezdi" ifadelerini kullandı. Söz alan sanık avukatları, Adli Tıp Kurumundan (ATK) gelen raporu inceledikten sonra beyanda bulunmak için mahkeme heyetinden süre talep etti. Ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık avukatlarına dosyaya sunulan ATK raporuna karşı yazılı beyanda bulunmaları için bir sonraki celseye kadar süre verdi. Duruşma 9 Eylül’de devam etmek üzere ertelendi. Olayın geçmişi Yargıtay 3. Ceza Dairesi, eski orgeneraller Çevik Bir, Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Ahmet Çörekçi, İlhan Kılıç, emekli korgeneraller Çetin Saner, Yıldırım Türker, Vural Avar ve Hakkı Kılınç, emekli koramiral Aydan Erol, emekli tümgeneraller Erol Özkasnak, Cevat Temel Özkaynak, Kenan Deniz ve emekli tuğgeneral İdris Koralp hakkında "hükümeti cebren vazife görmekten men" suçundan verilen müebbet hapis cezasını onamıştı. Aynı cezaya çarptırılan sanıklar Halil Kemal Gürüz, Erdoğan Öznal, Hayri Bülent Alpkaya ve Muhittin Erdal Şenel’in ise "yardım eden" sıfatıyla cezalandırılmaları gerektiği gerekçesiyle haklarındaki mahkumiyet kararını bozan Daire, haklarında "zaman aşımı" nedeniyle düşme kararı verilen sanıklar Orhan Yöney, Şükrü Sarıışık, İzzettin İyigün, Kamuran Orhon, Köksal Karabay, Altaç Atılan, Ersin Yılmaz, Şevket Turan, Yücel Özsır, Metin Yaşar Yükselen, Refik Zeytinci ve İbrahim Selman Yazıcı’nın ise diğer sanıklarla "gizli ittifakları"nın olduğu gerekçesiyle cezalandırılmalarını istemişti. Haklarında bozma kararı verilen 16 sanık, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yargılanmaya başlanmıştı.