DÜNYA - 20 Şubat 2024 Salı 13:24 | Son Güncelleme : 20 Şubat 2024 Salı 13:30

Rus muhalifler, Navalny’nin cenazesinin konvoyla taşındığı anların görüntüsünü paylaştı

A
A
A

Rus muhalif medya kuruluşları, muhalif lider Alexei Navalny’nin cansız bedeninin cezaevinden çıkarıldıktan sonra konvoy halinde morga götürüldüğü anların görüntüsünü paylaştı.

Rusya'da 16 Şubat yerel saatle 14.19'da tutuklu bulunduğu cezaevinde hayatını kaybettiği duyurulan Rus muhalif lider Alexei Navalny’nin kesin ölüm nedenine yönelik başlatılan soruşturma devam ediyor. Rus muhalif medya kuruluşları, Nalvany'nin cenazesinin Yamalo-Nenets Özerk Bölgesi'ndeki cezaevinden morga götürüldüğü anlara ait olduğu iddia edilen görüntüleri paylaştı. Güvenlik kamerası görüntülerine göre 16 Şubat'ı 17 Şubat'a bağlayan gece kamera açısına konvoy halinde önce bir polis aracı, daha sonra sedan bir araç giriyor. İki araçtan sonra içinde Navany'nin cansız bedeni olduğu iddia edilen cezaevi minibüsü geçiş yapıyor ve arkasından yine bir polis aracı ilerliyor.

Nobel ödüllü Rus muhalif gazeteci Dmitry Muratov’a ait olan Novaya Gazeta, Navalny’nin cansız bedeninin Labytnangi'deki cezaevinden çıkarıldıktan sonra otopsi için Salekhard kentindeki Bölge Klinik Hastanesinin morguna götürüldüğünü belirtti.

Cenaze en az 14 gün teslim edilmeyecek

Rusya Soruşturma Komitesi, Navalny’nin avukatları ve ailesiyle iletişime geçti. Navalny'nin basın sözcüsü Kira Yarmysh sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Müfettişler aileye ve avukatlara kimyasal incelemeler yapılacağını ve en az 14 gün daha cenazeyi teslim etmeyeceklerini söyledi” ifadelerini kullandı. Navalny’nin destekçileri cenazenin aileye teslim edilmesi için internetten imza kampanyası başlatırken, şu ana kadar 60 binden fazla kişinin imzası toplandı.

"Navalny'nin çalışmalarına devam edeceğim"

Muhalif lider Alexei Navalny’nin eşi Yulia Navalnaya ise sosyal medya hesabından paylaştığı videolu mesajında, "Alexei Navalny'nin çalışmalarına devam edeceğim. Vatanımız için mücadeleye devam" ifadelerini kullandı. Navalny destekçilerinden yanında durmalarını isteyen Navalnaya, eşinin zehirlendiğine inandığını söyleyerek ölümünden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i sorumlu tuttu. Navalnaya ayrıca eşinin cansız bedeninin, "zehirlenme izleri silininceye kadar" kendilerine teslim edilmeyeceğini iddia etti.

Uçakta zehirlenmişti

Rus muhalefet lideri, yolsuzlukla mücadele aktivisti ve avukat olan Alexei Navalny, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve yakın çevresinin yolsuzluk vakalarını araştırıyordu. Rusya’da 2020 yılında uçaktayken zehirlenen ve 2021'de tedavi gördüğü Almanya'dan Rusya'ya dönüşünde tutuklanan Navalny, 4 Ağustos 2023’te Rusya'daki muhaliflerin protestolarını organize etme, Rusya'da yasaklanan Yolsuzlukla Mücadele Vakfı üzerinden yasadışı eylemler düzenleme, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kremlin aleyhine sözler kullanma ve “aşırılık” yanlısı eylemleri finanse etme suçlamalarıyla 19 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Mart 2022’de dolandırıcılık ve mahkemeye itaatsizlik suçlamalarıyla 9 yıl hapis ve 1 milyon 200 bin ruble para cezasına çarptırılan Navalny için tutuklu bulunduğu süre içinde toplamda 5 farklı suçlamadan dava açılmıştı.

Erhan Altıparmak 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Uğur Nuri Akın: “Eczacı varsa hayat var” Kayseri’de 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günü çeşitli etkinliklerle kutlanırken; Kayseri Eczacılar Odası Başkanı Uğur Nuri Akın, “Eczacı varsa hayat var” dedi. Kayseri’de 14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günü nedeniyle Eczacılar Odası tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıldı. Törene, Kayseri Eczacılar Odası Başkanı Uğur Nuri Akın, Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Orhan Püsküllü ve eczacılar katıldı. Burada konuşan Kayseri Eczacılar Odası Başkanı Uğur Nuri Akın; "İlacın üretiminden hastaya ulaştırılmasına kadar geçen her aşamada, yetkinlik sahibi 50 bini aşkın meslektaşımızla, 185 yıldır aklın ve bilimin yolundan şaşmadan halkımızın en yakın sağlık danışmanı olmaya devam ediyoruz. Kamuda, akademide, ilaç sanayiinde ve eczanelerimizde güvenilir, ucuz ve kolay erişilebilir ilaç hakkını savunuyoruz. Sağlığı ve sağlıklı hayat hakkını savunuyoruz. O nedenle bu yılki Eczacılık Haftamızın temasını ‘Eczacı varsa hayat var’ olarak belirledik. Meslektaşlarımızın üstlendiği kritik roller, önce pandemide ardından büyük deprem felaketinde hem ulusal hem de uluslararası platformlarda çok daha net biçimde görüldü. Çünkü eczacı varsa ilaç ve sağlığa ilişkin diğer ürünlere güvenli erişim var. Çünkü eczacı varsa etkili sağlık danışmanlığı var. Çünkü eczacı varsa sağlık kuruluşlarında etkin ve kaliteli hizmet var. Güvence var, emek var, dayanışma var” dedi. Sağlık bütçesi içerisinde ilaca uygun oranda pay ayrılmasının zaruri olduğunu aktaran Akın; “TÜİK’in Sağlık Harcamaları İstatistikleri 2022 yılı verilerine göre ülkemiz toplam cari sağlık harcamalarına Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’da ayırdığı yüzde 3,7’lik oran ile OECD ülkelerine göre en düşük pay ayıran ülkedir. Toplam sağlık harcamalarının GSYH oranı 2021 yılında yüzde 4,6 iken 2022 yılında daha da düşerek yüzde 3,7 olmuştur. Bu durum; geri ödeme kapsamında yer alan ilaçlarda kısıtlamalara gidilmesi, hastalarımızın cebinden çıkacak ilaç fiyat farklarının daha da artmasıdır. İlaç yoklukları ve ilaca kısıtlı erişim sorunları, yeni keşif, yeni nesil ilaçların ülkemizde erişime açılamaması ve hastalarımızın yeni tedavi imkanlarından faydalanamamaları, şeklinde özetlenebilecek pek çok istenmeyen sonucu da zincirleme bir şekilde beraberinde getirmektedir. Bu nedenle hastalarımızın tedavileri ihtiyaç duydukları ilaçlara erişimi, ödemek durumunda kaldıkları ek tedavi maliyetlerinin azaltılması, zamanında ve doğru müdahalelerle hastalıkların tedavisi ve oluşabilecek ek komplikasyonların engellemesi adına Ulusal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içerisinde sağlığa ayrılan payın artırılması, sağlık bütçesi içerisinde ilaca uygun oranlarda pay ayrılması zaruridir” şeklinde konuştu. Başkan Akın sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Bizler hastalarımızın sağlık sistemi ile ilk temas noktası olan ve en kolay erişim sağlanan sağlık danışmanlarıyız. Ancak bundan çok daha fazlası olan sağlık hizmetlerini de sunabileceğimizi özellikle pandemi döneminde yaptığımız uygulamalarla gösterdik. Gerek eczanelerimizde gerek evde bakım sağlık hizmet ekipleri içerisinde meslektaşlarımızın sunacağı ‘ilaç kullanımı inceleme hizmeti’ ve ‘kronik hastalık takibi hizmeti’ gibi gelişmiş eczacılık hizmetleri ile hem ilaç kullanımı kaynaklı risklerin en aza indirilmesi hem de kamu kaynaklarının etkin kullanımı adına sağlık sistemimize önemli katkı sağlayabileceğimizi biliyoruz. Bahsettiğimiz bu hizmetlerin birçoğu şu anda Avrupa’da ve gelişmiş başka ülkelerde hızla yaygınlaşmaktadır. Bu uygulamalar sosyal güvenlik harcamalarını kontrol altında tutacağı gibi ilaç kullanımının eczacı eliyle akılcı bir temele yerleştirilmesi ile kamu ekonomisinin güçlenmesinde ve kaynak israfının engellenmesinde etkin rol oynayacaktır.” Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Orhan Püsküllü ise fakülte olarak bu yıl 15’inci mezunlarını vereceklerini söyleyerek; "Bugün 14 Mayıs Eczacılık Günü. Türkiye’de eczacılık mesleğine yönelik ile bağımsız eğitimi vermek üzere 14 Mayıs 1839 tarihinde Mektebi Tıbbiye-i Adliye-i Şahane’ye bağlı bir eczacılık sınıfı açılmıştır. Bu nedenle eczacılık öğretimine başlanmasının yıl dönümü olan 14 Mayıs, 1968 yılından bu yana Eczacılık Günü olarak kutlanmaktadır. Mustafa Kılıçer Eczacılık Fakültesi 2005-2006 eğitim öğretim döneminde eğitime başlamış ve ilk mezununu 2010 yılında vermiştir. Bu yıl ise 15’inci mezunlarımızı verecek olmanın gururunu yaşıyoruz. Ülkemizde 46 Eczacılık Fakültesi eğitim-öğretim yürütmektedir. Bunlardan 14 fakülte tam akreditedir. Fakültemiz ise bu 14 akredite fakülte içerisinde yer almakta olup, 2’inci kez tam akredite olmuştur” ifadelerini kullandı. Toplu fotoğraf çekiminin ardından tören sona erdi.