GÜNDEM - 24 Aralık 2020 Perşembe 18:24

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

A
A
A
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin'den gelecek aşının pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkacağını belirterek, "Artık aşının Türk insanında etkili ve güvenilir olduğundan eminiz" dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısı basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Korona virüsle ilgili verileri paylaşan Koca, “Tarih bu yılları hastalığa adını veren 2019’dan başlayarak, büyük salgın yılları olarak anacaktır. Bugüne kadar Almanya’da her 1 milyon nüfus başına 325 kişi bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetti. Sürü bağışıklığını uygulamaya çalışan İsveç’te 789, en çok vaka ve vefat sayısına ulaşan ABD’de 984, virüste mutasyon görüldüğü iddiasıyla gündeme gelen İngiltere’de 994 kişi öldü.

Türkiye’de ise milyon nüfus başına vefat sayımız 216’ya ulaştı. Günlük vaka sayıları dünyada nisan ayındaki ilk pik döneminde 80 binlerdeydi. Şu an ise neredeyse 9 kat artışla 700 binlere ulaştı. Bununla birlikte nisan ortasındaki ilk pik döneminde 8 bin 500 civarındaki günlük vefat sayılarının şu an yüzde 70 artışla 14 binlere ulaştığını üzüntüyle görüyoruz” diye konuştu.

“İstanbul’da vaka sayılarında önemli düşüş sağlandı”

Türkiye’nin ekim ayının ikinci yarısından itibaren hızlı bir vaka artışı gösterdiği bilgisini veren Bakan Koca, “Birçok ilimizde yüzde 100’leri aşan artışlar oldu. Hastanelerimiz, yoğun bakımlarımız yükü kaldırmada zorlanmaya başladı. İl ziyaretleri ile yerinde değerlendirme, HES kodunun tüm kamu kurumlarında, ulaşımda ve konaklama tesislerinde kullanımının yaygınlaştırılması, toplu etkinliklerin ertelenmesi, düğün, nişan gibi törenlere kısıtlama getirilmesi, kademeli mesai uygulaması çeşitli iş yerlerinin çalışma saatleri ve hizmet sunum şeklinin sınırlandırılması, kalabalık meydan ve sokaklar için getirilen kısıtlama ve kontroller, açıkta sigara içme yasağı, okulların tekrar uzaktan eğitime geçmesi, hafta içi geceleri ve hafta sonu dışarı çıkma yasağı gibi yaygın tedbirler hayata geçirildi.

Sıkı tedbirlerin uygulanması sayesinde günlük vaka sayımızda Gaziantep’te yüzde 66, Tekirdağ, Bursa ve İzmir’de yüzde 60, Ankara ve Samsun’da yüzde 55, Trabzon ve Adana’da yüzde 50, Diyarbakır ve Hatay’da yüzde 48, Kayseri ve Kocaeli’nde yüzde 45, Şanlıurfa’da yüzde 40, Antalya’da yüzde 30 ve Mersin’de yüzde 30’a varan düşüşler sağlandı. İstanbul’da vaka sayılarında önemli düşüş sağlanırken, poliklinik başvurularında yüzde 50, hastane yatışlarına ve yoğun bakım doluluk oranlarına ise yüzde 25 olarak yansıdı” şeklinde konuştu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

"Türkiye salgının başından beri tedbirleri en erken alan ülkelerin başında gelmektedir"

İngiltere’nin virüsün mutasyonuyla ilgili açıklamada bulunduğunu kaydeden Sağlık Bakanı Koca, şu ifadelere yer verdi:

“Bilinmelidir ki bu mutasyon eylül ayından beridir mevcut. Korona virüs zaten damlacık enfeksiyonu ile bulaşan bir hastalıktır ve yayılma hızı çok yüksektir. Mutasyonun yayılma hızını arttırması çarpan etkisi yapabilir. Ancak mutasyon ve varyasyonlar, düzenli olarak taranmaktadır. Ülkemizde Halk Sağlığı Laboratuvarlarımız bu işi düzenli olarak yapmakta ve gelişmeleri Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirmektedir. Anlaşılan o ki İngiltere’deki kontrolsüz vaka artışının nedeni araştırılırken, eylül ayından beri var olan mutasyon ilgililerin dikkatini çekmiştir.

Türkiye salgının başından beri tüm gelişmeleri dikkate alarak hastalığı önemseyerek tedbirleri en erken alan ülkelerin başında gelmektedir. Bu sayede virüsün Türkiye’ye girişini 3 ay geciktirdik. Mutasyonlar konusunda da düzenli incelemelerimiz hep devam etti. Virüs daha hızlı bulaşsa da tedbirler yine en etkili silahımız. Ayrıca DSÖ de bu durumun aşı çalışmalarını olumsuz etkilemeyeceğini açıkladı.”

“İnaktif aşının ülkemizdeki Faz-3 klinik çalışması başarıyla sürmektedir”

Türkiye’de adenovirüs temelli iki aşı adayının insan deneyleri safhasına ulaştığının bilgisini veren Koca, “Benzer şekilde virüs benzeri parçacıklar temelli bir aşımız da insan deneyleri safhasındadır. En çok merak edilen konulardan biri de aşının ne zaman geleceği zannediyorum. Başından beri Türkiye’de klinik çalışması olan kendi inşamızda etkisi olduğunu bildiğimiz bir aşıyı kullanmak istediğimizi beyan ettik. Tercih ettiğimiz aşının da klinik deneylerini bekleyip ona göre harekete geçmek için uğraş verdik. İnaktif aşının ülkemizdeki Faz-3 klinik çalışması başarıyla sürmektedir. Vaka sayılarının yüksek olduğu günlerde çalışmada çok hızla ilerlemekteydi. Aşılanan gönüllülerin ister gerçek aşıyla, ister plasebo aşıyla aşılansın hastalığa yakalanıp yakalanmayacağı izlenmektedir. Bu durumda ülkede çok vaka varken çalışma daha hızlı ilerlemektedir” dedi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

"Aşılarımız bir aksilik olmazsa, pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor"

Aşının Türkiye’ye Pazar’ı pazartesiye bağlandığı gece yola çıkacağının müjdesini veren Koca, “Bilim Kurulu’nun değerlendirmeleriyle aşının ülkemizde kullanılması konusunda kendi insanımızda gösterdiği etkiden emin olduk. Artık aşının Türk insanında etkili ve güvenilir olduğunda eminiz. Çin makamları da Türkiye’ye gönderilecek aşı dozları için onay işlemlerini tamamladı. Üreticinin depolarında hazır olarak bizden gelecek haberleri bekleyen aşılarımız bir aksilik olmazsa, pazarı pazartesiye bağlayan gece yola çıkıyor” açıklamasında bulundu.

"En sık görülen yan etkiler yorgunluk yüzde 4,7, baş ağrısı yüzde 3,9 ve aşının yapıldığı bölgede ağrı yüzde 1,9"

Aşı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Serhat Ünal ise, “Çin Sinovac tarafından üretilen inaktif aşı, çalışmaları 14 Eylül’de ülkemizde başlatıldı. Dün yapılan değerlendirilmeye göre 23 Aralık 2020 itibariyle 24 merkezde 9 bin 150 gönüllü taranmış, bunlardan 7 bin 371’i gönüllü çalışmaya alınmıştır. 4 bin 759 gönüllü aşı kolunda yüzde 64’ünü yapıyor, 2 bin 612’si de plasebo kolunda yüzde 35’ini yapıyor. Bine yakın sayıda sağlık personeli bire bir randomize edilmek üzere çalışıldı. 18 Kasım’dan itibaren de sağlık personelinden başlamamızın nedeni güvenlik datasını iyi takip edebilmekti.

İlk 900’dan fazla çalışmaya alınan kişinin güvenlik datası incelenip güvenliğine karar verildikten sonra ikinci kısımda vatandaşlarımıza yapmaya başladık. O da 18 Kasım tarihidir. Birincisinde bir aşı bir plasebo yapılırken, ikincisinde aşıya ulaşımı arttırmak amacıyla iki aşı bir plasebo şeklinde yapıldı. O nedenle iki kolda yüzde 64, yüzde 35 şeklinde bir fark var.

Tamamı değerlendirildiğinde bu çalışma kapsamında 7 bin 371 gönüllüye 10 bin 828 doz şu anda uygulanmış durumda. 752 aşı yapılmış kişide sadece 3 hastalık oluşurken, 570 plasebo yapılmış kolda 26 hastalık meydana geldi. Bunun özel istatistiki yöntemlerle hesaplanması var. DSÖ güven aralığı diye gördüğünüz, yüzde 95 güven aralığı bu tür çalışmalarda kullanılan standart bir yöntemdir. Alt sınırı yüzde 71 üst sınırı yüzde 97 olmak üzere, yani bu çalışmayı yüzlerce binlerce kez tekrar etseniz, en kötü ihtimalle yüzde 71 etkinlik ki DSÖ bunun yüzde 50 olmasını yeterli görüyor. Üst sınırda da en iyi ihtimalle yüzde 97 oranla başarılı bulacağını gösteriyor. Bu güvenlik aralığı içinde toplam aşı etkinliği yüzde 91,25 olarak hesaplanmıştır. Önümüzdeki günlerde daha da artacaktır.

İkinci değerlendirdiğimiz aşı güvenilirliği analizleri 2 bin 964 kişi verisiyle yapıldı. En sık görülen yan etkiler yorgunluk yüzde 4,7, baş ağrısı yüzde 3,9 ve aşının yapıldığı bölgede ağrı yüzde 1,9. İkinci aşıda bunlar biraz daha şiddetlenebilir. İkinci aşıda aynı etkiler yorgunluk yüzde 2,5, baş ağrısı 2,3 çok daha düşük ki iki bulgu da plasebo kolunda da gözlenen, deneklerin hissettiği duygular ve lokal aşı bölgesinde ağrı da yüzde 0,5 olarak tespit edilmiştir. Aşıla ilgili bir tana ciddi diyebileceğimiz yan etki, bir arkadaşımızda hafif alerjik reaksiyon meydana geldi. O da anında tedavi edildi. Güvenlik datası açısından güvenli görünüyor aşımız ve etkinlik açısından da yüzde 91,2.”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

“Aşının koruyuculuğu yüzde 91.25”

Aşının koruyuculuğu yüzde 91.25 olduğunu belirten Koca şu ifadelere yer verdi:

“Bu sonuçlar bu aşıyla ilgili dünya açıklanan ilk veriler. Dolayısıyla dünya hatta Çin muhtemelen devlet olarak bu datalarımızı kullanacak. Aşının koruyuculuğu yüzde 91,25 oranında. Bu erken dönem ve bu giderek artacak. Çünkü biz normalde 40 enfekte olan kişi olduğunda açıklamayı düşündüğümüz bir durumdu. Şu an 29 kişi söz konusu, o nedenle 40 kişi enfekte olduğu döneme kadar bu çalışma devam ediyor olacak. Ve giderek bu oranın daha da yukarı doğru çıkacağını söyleyebiliriz. Aşı yapılan bütün gönüllüler, kimisine plaseba, kimisine aşı yapılmış oldu.

Yapılan kişilerde 29 kişide enfeksiyon görülmüş oldu. 29 kişinin 26’sı aşı yapılmayandı. 3 kişi aşı yapılandı. Bu 3 kişi de sağlık çalışanıydı. Yani riskli gruptu. Dünyada riskli gurubu bu çalışmaların içine alan diğer aşıların da olmadığını bilelim. Bu riskli olmasına rağmen 3 kişinin PCR’si pozitif, ateş ve solunum problemi, akciğer tutumumu olmayan çok hafif geçiren bir tablo olduğunu biliyoruz. Özetle o 3 kişinin çok hafif geçirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.”

“Aşılamada ilk aşamada 9 milyon kişinin olduğunu söyleyebilirim”

Aşılama programının nasıl gerçekleştirileceğinin sorulması üzerine Bakan Koca, “Pazartesi günü itibariyle aşıların Türkiye’de olacağını söyledim. Özellikle Bilim Kurulu bu konu ile ilgili geniş bir çalışma yaptı ve bir strateji hazırladı. 4 Aşamalı bir stratejiydi ve bu strateji de özellikle ilk planda sağlık çalışanları olmak üzere yapılmıştı. Öncelikle de sağlık çalışanlarımızdan başlamış olacağız. Özellikle birinci aşamada 9 milyona yakın kişinin olduğunu söyleyebilirim. Bizim Şubat sonuna kadar elimizde olmasını sözleşme gereği düşündüğümüz 50 milyon doz aşı olduğunu daha önce de söylemiştim.

Ocak, Şubat, Mart gibi yaygın olarak ilk 2 hatta 3’üncü aşamada olan kişileri aşılamak istiyoruz. Çünkü kitlesel bağışıklamada ne kadar dar bir zaman diliminde yoğun bir aşılama yaparsak o kadar başarılı olacağımızı biliyoruz. Buna özellikle odaklanmaya gayret ediyoruz. Bu aşılamayı yaparken de, yine daha önce ifade ettiğim şekliyle, özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerimizin çok güçlü olduğunu biliyoruz. Aile Sağlığı Merkezleri ve hastaneler, kamu, üniversite hatta özel hastanelerimiz bu aşılama için kullanılmış olacak. Günde yaklaşık 1 buçuk hatta 2 milyona kadar aşıyı yapma imkanımızın olduğunu söyleyebilirim” şeklinde konuştu.

“Ön incelemelere göre Türkiye’de İngiltere’dekine benzer bir mutasyon görülmüyor”

İngiltere kaynaklı mutasyon sonrası ek tedbirler gelip gelmemesi ve bu mutasyona uğramış virüse Türkiye’de rastlanılıp rastlanılmadığının sorulması üzerine Bakan Koca, “İngiltere’de olan, birden fazla mutasyonun bir arada görüldüğü ve bulaştırıcılığın özellikle daha fazla olduğu şeklinde. Bizim şuana kadar yaptığımız analiz ve ön incelemelerde buna benzer bir mutasyona rastlamadığımızı, ama gelecek hafta özellikle daha çok, tam bir genom analizi yaparak bununla ilgili daha net bir şeyi söylemek mümkün. Ama ön incelemelerimizde benzer bir mutasyon olmadığını, genel olarak dünyada mutasyonun bulaştırıcılığını artırması yönünde olduğunu biliyoruz. Bildiğiniz gibi İngiltere, Danimarka ve Güney Afrika için bir kısıtlama söz konusu oldu. Şuan yeni bir kısıtlamayı düşünmüyoruz” diye konuştu.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca: 'Çin’den aşı Pazar gecesi yola çıkıyor'

“Yerli aşı çalışmalarında 5 ilave aşı insan çalışması safhasına geldi”

Yerli aşı çalışmalarının sorulması üzerine Bakan Koca, “Yerli aşı ile ilgili özellikle yoğun bir gayret içerisindeyiz. Yerli aşıda 5 tane ilave aşının, Faz safhasına, insanla çalışma safhasına geldiğini, bunlardan 3 tanesinin inaktif aşı olduğunu söylemiştim. Adenovirüs çalışması da ayrıca söz konusu. Zannediyorum gelecek ay, Ocak ayı içerisinde bunlardan 1 veya 2 tanesi daha Faz çalışmalarına geçmiş olur. Bunun dışında inaktif olan ve Faz-1 çalışmasını tamamlamış olan aşımız ile ilgili, Faz-2 de 200 kişi ile yapılmış olacak. Faz-1 biliyorsunuz 44 kişi ile yapılmıştı. Bununla ilgili gönüllülerin sağlık taramalarına başlandı” ifadelerini kullandı.

“Uğur hoca ile 5-6 kez görüştüm ve bu sorunu kısmen aştığımızı söyleyebilirim”

Pfizer/BioNTech ortaklığında üretilen Covid-19 aşısında ne durumda olunduğunun sorulması üzerine cevap veren Bakan Koca şu ifadeleri kullandı:

“Biz tabi ki inaktif aşıyı önemsemiştik. Ama başından itibaren bu aşıyı geliştiren 2 Türk bilim insanımızın olması nedeniyle, bilim insanlarımız ile yakın işbirliği içerisinde bu aşının Türkiye’de uygulanmasını istedik başından beri. Bununla ilgili bize başından beri söylenen 25 milyon gibi bir aşının söz konusu olabileceğini, 2020 yılı için yılsonuna kadar belki 1 milyon kadar bir aşının olabileceği söylenmişti. Fiyat boyutuyla herhangi bir sorunumuz olmadı.

O konuda dünya ölçeğinden daha uygun bir rakam olduğunu söyleyebilirim. Ama bizim bu dönemde yaşamış olduğumuz sorun şu oldu; bu dönemde aşının üretimi ile ilgili sorumluluk taşınmaması durumunun sözleşmeye yazılması istendi. Acil kullanım izni olduğu için, bu üretim ile ilgili bir sorun olma durumunda, sorumluluk taşımama ibaresi sözleşmeye konmak istendi. Bununla ilgili biz burada doğrusu bundan yana olmak istemedik. Son birkaç gündür Uğur hoca ile 5-6 kez görüştüm ve bu sorunu kısmen aştığımızı söyleyebilirim. Gelinen bu noktada ben toplantı öncesi tekrar görüştüm.

Sözleşmenin miktarı ile üretimle ilgili bir sorun olduğunda sorumluluk taşıyabileceklerini belirten bir maddeyi koymaya karşılıklı razı olduk. Mart ayı sonuna kadar 4 buçuk milyon ve opsiyonel olarak 30 milyona kadar aşının sözleşmesinin detayları netleşmiş oldu. Bu gece veya en geç yarın imzalanmış olur. ”

Mehmet Kalay - Utku Şimşek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TDV’nin “İlk Kurbanım İlk İyiliğim” kampanyası bu yıl da devam ediyor Türkiye Diyanet Vakfı (TDV), yardımlaşma ve dayanışma bilincinin gelişmesine katkı sağlayan kurban ibadetini gençlere aşılamak amacıyla “İlk Kurbanım İlk İyiliğim” sloganıyla yürüttüğü kampanyayı bu yıl da devam ettiriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” temasıyla gerçekleştirilen vekaletle kurban kesim programı kapsamında kurban vekaletlerini almaya başlayan Türkiye Diyanet Vakfı, Kurban Bayramı’nda yardımları ihtiyaç sahiplerine görevli ve gönüllüler nezaretinde ulaştıracak. Gençlere kurban bilincini aşılamak amacıyla yürütülen kampanyaya ilişkin bilgi veren Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Genel Müdürü İzani Turan, "İlk Kurbanım İlk İyiliğim" kampanyasının gençleri kurban ibadetine teşvik ettiğini ve toplum arasında sevgi ve saygının pekişmesine katkı sağladığını belirtti. Turan, kurban ibadetinin kardeşlik duygusunu güçlendirdiğini belirterek, toplumda paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma bilincini artırdığını vurguladı. Gençlerin milli ve manevi değerlere sahip çıkmasının sevindirici olduğunu ifade eden Turan, kurban bağışlarının başta Filistin ve deprem bölgesi olmak üzere 77 ülkedeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağını söyledi. Turan, kurban kesebilir durumda olan tüm vatandaşların bu müstesna ibadeti en doğru usulle ve en güvenli şekilde yerine getirebilmeleri için tüm imkanlarıyla çalıştıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Bağışların teslim alınmasından kurbanların kesimine ve dağıtımına kadar organizasyonun her aşamasını titizlikle takip etmektedir. Kurban kesimleri, vekalet sahiplerinin isimleri tek tek okunarak bizzat Diyanet İşleri Başkanlığımızda görev yapan hocalarımız ve Vakfımızın gönüllüleri nezaretinde yapılmaktadır.” Bu yıl vekaletle kurban kesim hisse bedelinin yurt içi için 11 bin 750 TL, yurt dışı için 4 bin 750 TL olarak belirlendiğini hatırlatan Turan, bağış kanallarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Hayırseverlerimiz, ‘tdv.org’ ve ‘bagis.tdv.org’ adreslerinden online bağış ve TDV mobil bağış uygulamamızdan kurban bağışında bulunabilecekleri gibi il ve ilçe müftülükleri, TDV şubeleri, din görevlileri, tüm bankalar aracılığıyla da bağışta bulunabilirler. Yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız da Din Hizmetleri Müşavirlikleri, Ataşelikleri, koordinatörlükler ve bu ülkelerdeki cami dernekleri ile din görevlileri vasıtasıyla kurban vekaletlerini güvenle emanet edebilirler.”
Niğde Karaca: "Her yıl yaklaşık 11 milyon kişi hipertansiyon nedeniyle hayatını kaybediyor" Niğde İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Bahadır Karaca 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü nedeniyle yaptığı açıklamada toplumda hipertansiyon farkındalığının yetersiz olduğuna dikkati çekti. Dünya Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu çalışmalara göre dünya genelinde 1,3 milyar kişinin hipertansiyon ile yaşamını sürdürdüğünü belirten Karaca; her yıl 30-70 yaş arasındaki yaklaşık 11 milyon kişinin hipertansiyon nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi. Ülkemizde, 2023 yılında yapılan bir çalışmada 15 yaş üzerindeki nüfustaki hipertansiyon sıklığının yüzde 18,3 olduğu ve sıklığın yaşla birlikte arttığı söyleyen Karaca; Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan 2022 yılı ölüm ve ölüm nedeni istatistiklerine göre de ülkemizde gerçekleşen ölümlerin yüzde 3,5’inden hipertansiyonun sorumlu olduğunu vurguladı. Karaca; "Hipertansiyon; inme, kalp krizi, kalp yetmezliği ve böbrek hasarı gibi ölümcül durumlara yol açması nedeniyle dünya genelindeki hastalık ve ölümlerin en önde gelen risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Kan basıncının olması gereken değerin üzerinde olmasıyla karakterize, tedavi edilmediği taktirde ciddi sağlık sorunlarına yol açan kronik bir hastalıktır. Vakaların yüzde 95’inde hipertansiyona yol açan asıl neden tam olarak belirlenememiş olmakla birlikte altta yatan en sık nedenler arasında yüksek tuz ve yağ tüketimi, meyve ve sebzeden fakir diyet, aşırı kilo, yetersiz fiziksel aktivite, zararlı alkol kullanımı, tütün ve tütün ürünleri tüketimi ile stresin yer aldığı görülmektedir" şeklinde konuştu. Olumlu yaşam tarzı değişikliklerini içeren birincil koruma yönteminin hipertansiyondan kaynaklanan ilave hastalık ve ölümleri önlemede etkili olduğunu söyleyen Karaca; önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına ve ölümcül sonuçlarına rağmen toplumun hipertansiyon farkındalığının istenilen düzeyde olmadığını belirtti. Karaca; "Hipertansiyondan veya hipertansiyon nedeniyle ortaya çıkabilecek olumsuz durumlardan korunmak için aile hekiminize başvurup düzenli aralıklarla risk değerlendirmenizi yaptırarak, hipertansiyonunuz yoksa yılda bir kez, hipertansiyonunuz varsa düzenli olarak tansiyonunuzu ölçtürün, sağlıklı beslenin, yeterli miktarda su için, tuz tüketimini azaltın, tütün, tütün ürünleri ve alkolden uzak durun, hareket edin ve hepsinden önemlisi de tanı konulduğunda size reçete edilen ilaçlarınızı düzenli olarak ve önerilen şekilde kullanın. Kan basıncınızı ve hayatınızın değerini bildiğiniz uzun ve sağlıklı bir yaşam dileriz" ifadelerine yer verdi.
Şırnak Şırnak’ta "Kudüs’e uyanmak" konferansı düzenlendi Şırnak Üniversitesinde "Kudüs’e uyanmak" konferansı düzenledi. Genç Memur-Sen ve Şırnak Üniversitesinin katkısıyla 15 Temmuz Konferans Salonu’nda "Kudüs’e Uyanmak" adlı konferans düzenlendi. Kudüs’e Uyanmak adlı kitabın yazarı Halis Mutlu’nun katılım gösterdiği konferansa öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Konferansta katılımcılara hitap eden Eğitimci Yazar Halis Mutlu, Kudüs’ü bilmedikleri için bereket ve kurtuluştan uzak olduklarını söyledi. Mutlu, "Peygamberlerin kurtuluşu ve ferahlığı Kudüs ile olmuştur. Kur’an’a ve sünnete tekrar dönersek Kudüs’ün anlamını tekrar kavrayacağız. Bütün algıları yıkacağız ve ayetlerin işaret ettiği gibi kurtuluşun adresi olarak Kudüs’e döneceğiz. Güneşin bile fethi için selama durduğu bir yerde biz bir uzağız. Bu yüzden Allah, bizden bereketi aldı. Bütün peygamberlerin yeryüzünde aynı anda bulunduğu tek mekân mescidi aksadır. Böylesi bir yere biz türlü bahanelerle amali cümlelerle sırtımızı döndük. İşte bu yüzden selamete, kurtuluşa eremiyoruz. Allah Teâlâ Kudüs’ü bize kurtuluşun adresi olarak gösterirken biz Kudüs’te sıkıntılar var diye gitmeye dahi imtina ediyoruz. Hadislerde oraya yani Mescidi Aksa ya gidin namaz kılın diyor. 3 Mescid için ibadet maksadıyla sefere çıkılır Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa. Bu kadar kıymetli bir mekan. Sahabelerden sormuşlar ya Resulullah darlandım ne yapayım, ’Beytul Makdis’e hicret et diyor. Darlandık, ümmet olarak ama Beytul Makdis’in neresi olduğunu bilmiyoruz" dedi. Program sonunda Mutlu’ya Şırnak’a özgü kilim hediye edildi.
Düzce Bakan Tunç’tan 28 Şubat açıklaması: "Bugün tahliyeler gerçekleşir" 28 Şubat davasının 14 hükümlüsünün hastalık ve kocama hali nedeniyle tahliye edilmesine ilişkin açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Sayın Cumhurbaşkanımız Anayasa’nın 104. maddesinin 16. fıkrası gereğince bu konuda af yetkisini kullandı. Bu yetki çerçevesi içerisinde bugün tahliyeler gerçekleşir" dedi.Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Düzce’ye gelen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Valilik ziyaretinde gazetecilere açıklamalarda bulunarak, gündemi değerlendirdi."Bugün itibariyle tahliyeleri gerçekleştirilecektir"28 Şubat davasının 14 hükümlüsünün kalan cezalarının sürekli hastalık ve kocama hali nedeniyle kaldırılmasına ilişkin kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasına ilişkin Bakan Tunç, "Sayın Cumhurbaşkanımız Anayasa’nın 104. maddesinin 16. fıkrası gereğince bu konuda af yetkisini kullandı. Bu yetki çerçevesi içerisinde bugün tahliyeler gerçekleşir. Ülkemiz, demokrasi tarihimiz darbelerin, kara lekeleriyle dolu. 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat demokrasiye kara bir leke olarak tarihe geçti. Bundan sonra bu ülkede darbeler olmasın diye demokrasinin standartlarını yükselttik. Darbecilerin yargılanması anayasa değişikleriyle sağlanmış oldu. Darbeciler yargı huzuruna çıktı. İşledikleri suçlar karşılığında da bağımsız ve tarafsız yargı cezalarını verdi. Büyük mağduriyetlerin yaşandığı 28 Şubat sürecini yaşatan kişiler de yargı önüne çıkıp, yargımız tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına çarptırılmıştı. 12 Eylül darbecilerinin de anayasa değişikliğiyle yargılanmaları sağlanmıştı. Ülkemizde demokrasinin standartlarının yükselmesi noktasındaki mücadelemizi hız kesmeden sürdüreceğiz. Demokratik, yeni anayasaya kavuşuncaya kadar bu mücadelemiz Türkiye Büyük Millet Meclisimizin öncülüğünde sürecek. 28 Şubat sanıkları tabii yaşları ilerlemişti, yaşlılık, hastalık ve sürekli sakatlık halleri nedeniyle Anayasa’nın 104. maddesinde Cumhurbaşkanımıza verilen yetki çerçevesinde af yetkisi kullanılmış oldu ve bugün itibariyle de tahliyeleri gerçekleştirilecektir" dedi.Bakan Tunç’tan Kobani davası açıklamasıKobani davası kararlarıyla ilgili soruları da yanıtlayan Bakan Tunç, "Orada tahliye olacak olanlar var, mahkumiyetler var, beraat edenler var. 6-7-8 Ekim olayları biliyorsunuz 35 il, 96 ilçe ve 131 yerleşim yerinde büyük bir tahribata neden oldu. 37 vatandaşımız, Yasin Börü ve onun arkadaşları kurban eti dağıtırken maalesef katledildiler. Suriye’deki iç karışıklıklar bahane edilerek sokak hareketleri, şiddet hareketleri başlatılmıştı. Bu süre içerisinde 37 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, okulların, iş yerlerinin, evlerin taşlandığı ve saldırılarla karşı karşıya kaldığı bir ortamı hep birlikte hatırlıyoruz. Sonrasında Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince 41 sanığın yargılanmasına başlanmıştı. Bunlardan 25’i çeşitli sürelerde hapis cezalarına çarptırıldı, 15’i de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası çarptırılmıştı. Dün karara bağlanan davayla ilgili olarak da Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi kararı açıkladı. HDP’nin o dönemde halkı sokağa çağırmasıyla ilgili olarak başlatılan adli soruşturma ve sonrasında açılan davada da 108 sanık yargılandı. Bunlardan 72 tanesi firari. Dosyaları tefrik edildi. 36 sanıktan 18’i tutuklu, 18’i de adli kontrollü olarak yargılanıyordu. Dün açıklanan kararla beraber 24 kişi hakkında TCK’nın 302. maddesindeki devletin birliğini, bütünlüğünü bozmak suçuna yardım etmeden cezaları açıklanmış oldu. 12 sanık hakkında da beraat kararı verildi. Beraat eden sanıklarla ilgili olarak da dün akşam itibariyle tahliyeler gerçekleşmiş oldu. Tabii bu tür terör olaylarının, şiddet olaylarının bir daha meydana gelmemesi için ülke olarak birlik, beraberliğimizi korumamız en önemli unsur" şeklinde konuştu."Operasyonlar devam ediyor"Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen Ayhan Bora Kaplan soruşturmasına ilişkin ise "Operasyonlar devam ediyor. Bu konuda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın başlattığı bir soruşturma var. O soruşturmada gözaltına alınan sivil ya da resmi görevliler var. Hep beraber bekleyeceğiz. Soruşturmanın sonucunu hep birlikte göreceğiz" ifadelerini kullandı.