EĞİTİM - 17 Mayıs 2016 Salı 09:10

Sağlık Bilimleri öğrencileri beyaz önlüklerini giydi

A
A
A
Sağlık Bilimleri öğrencileri beyaz önlüklerini giydi

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü ile Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğrencileri beyaz önlüklerini giydi.

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Azmi Ofluoğlu, fakülte dekanları, akademisyenler, öğrenciler ve öğrenci velilerinin katılımıyla Alev Ofluoğlu Konferans Salonu’nda gerçekleşen etkinlikte, açılış konuşmasını Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cüneyt Ulutin yaptı. Daha sonra kürsüyü, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü adına Prof. Dr. Mehmet Ünal, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Adına ise Yrd. Doç. Dr. Angelos Sikalidis devraldı. 

“ÖNLÜK GİYME TÖRENİ, GELECEĞE DAİR SAĞLAM ADIMLARININ BİRER İFADESİ”

Öğrencilerin meslekte farklı bir basamağa adım attıklarını belirten Prof. Dr. Ulutin, “Biliyorsunuz ki çocuklarımızın Mürvetlerini görmek hepimiz için çok değerli. Bu Mürvetlerden biri de mezuniyet. Biz öğrencilerimize, mezuniyet aşamasına gelmeden de meslekilerinin ciddiyetlerini anlayabilsinler ve mesleklerine daha fazla sahip çıkabilsinler diye onları aday meslektaşı olarak görüp önlük giyme töreni düzenliyoruz. Bu sayede onların motivasyonunu arttırıp ailelerin de desteklerini arttırarak mezuniyete yolunda daha hızlı ilerlemelerini sağlayacağımızı düşünüyoruz. Bugüne kadar yaptığımız bu törenlerde de görmüş olduk ki, hem öğrencilerimiz hem de aileleri çok mutlu oluyorlar. İnşallah bu önlük giyme töreni her iki branş için de geleceğe dair sağlam adımlarının birer ifadesi olacaktır” şeklinde sözlerini tamamladı.

“BUNLAR, TÜRKİYE’DE HALA EKSİKLİĞİNİ ÇEKTİĞİMİZ BRANŞLAR”

Prof. Dr. Ulutin, bugün önlük töreni olan branşların, Türkiye’de hala eksikliğini çektiğimiz branşlar olduğunu belirterek sözlerini şu şekilde tamamladı, “Bugün önlük giyme töreni olan iki önemli branşımız var. Bunlardan biri beslenme ve diyetetik. Bu bölümün zayıflamaya yönelik olduğu sanılıyor ancak bu branş sadece bunu kapsamıyor. Hastanelerde yeme düzeni bozuk olan çocukların, yaşlı insanların ve kanser olan hastaların beslenme düzenini, ameliyat öncesi ve sonrası beslenme şekillerini belirleyen ve bunların uygulama şekillerini öğreten bir bölüm. Bu bölüm İngilizce olduğunu için uluslararası mutfakta da oldukça başarılı deneyimler kazanabiliyorlar. Bu sayede hem Türk mutfağını hem de dünya mutfağını iyi bilen diyetisyenler olarak mezun oluyorlar. Diğer bölüm ise fizyoterapi ve rehabilitasyon. Bu branş, iş garantisi olan ve rağbetin de fazla olduğu bir branş. Bu bölümün mezunları ise, hastaneler, özel merkezler ve takım antrenörlükleri gibi çeşitli işyerlerinde çalışabiliyorlar. Öğrencilerimiz burada okurken, spor yaralanmalarından tutun da kronik hastalıklara kadar, insanların iskelet sistemlerindeki sorunları giderme ve onların ağrılarını dindirmeye yönelik çeşitli egzersizleri ya da manipülasyonları geliştirme konusunda uzmanlıklarını arttırabiliyorlar. Öğrencilerin bu bölüme girmek için üniversite sınavlarında aldıkları puanlar tıp fakültesi puanlarına denk. Bu bölümü tercih etmelerindeki sebeplerden bazıları ise hem iş bulma kolaylığı hem de eğitim sürecinin daha kısa olması.”

“BEYAZ ÖNLÜK GİYMEK HAYALİM”

Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü 2. sınıf öğrencisi Özge Ofluoğlu, beyaz önlük giymenin hayali olduğundan bahsederek, “Ben önlüğü sağlığa ilk adım olarak görüyorum. Bu nedenle önlük benim için mutluluk demek. Sağlık sektörünü insanlara hizmet sektörü olduğu için seçtim. İnsanlara yardım etmek isteyen ve sağlık alanında çalışabileceği düşünenler kesinlikle bu bölümü tercih etmeliler. Mezun olduktan sonra bu bölümden öğrendiklerimi insanlara aktarıp sağlıklı olmalarına yardımcı olmak istiyorum. Lisans eğitimimi tamamlayınca da yüksek lisans ile eğitimime devam edeceğim” dedi.

“SAĞLIK ORDUSUNA KATILMAYA BİR ADIM DAHA YAKLAŞTIM”

Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü 2. sınıf öğrencisi Merve Çepni de, önlük giyme töreninin kendi için çok büyük bir önemi olduğundan bahsederek ifadelerine şunları ekledi, “Bu sayede sağlık ordusuna katılmaya bir adım daha yaklaştığımı anladım. Bu bölümü seçmemdeki en büyük etken milli takımda sporcu olmam. Bu sayede sporculara daha yakın olabileceğim ve fizik tedaviyi de sporla birlikte götürebileceğim.”

 

NURHAYAT CEVAHİR-HÜSEYİN ÇAKMAK

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yıldız Holding’in hedefi değişimi sorumlu liderlikle yöneterek iş dünyasına öncülük etmek Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve CEO’su Mehmet Tütüncü ve Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Dönüşüm ve Teknoloji Lideri Yahya Ülker, Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuştu. Tütüncü, "Değişimden etkilenen değil, değişimi yöneten bir şirket olarak iş dünyasına öncülük etmeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullanırken Ülker ise, “Sorumlu iş modellerine yatırım yaparak sadece bugün için değil gelecekte de anlamlı olacak çalışma modelleri geliştiriyoruz” dedi. Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve CEO’su Mehmet Tütüncü ve Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Dönüşüm ve Teknoloji Lideri Yahya Ülker, Capital ve Ekonomist dergileri tarafından bu yıl “Sorumlu ve Duyarlı Liderlik” ana temasıyla Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuştu. Ekonomi Zirvesi’nin ikinci günü gerçekleşen “Liderlerin Gelecek Vizyonu: Yarının Şirketi için Yenilikçi Yaklaşımlar, Yatırımlar ve Hedefler” başlıklı panelde konuşan Mehmet Tütüncü, Yıldız Holding’in 80 yılının arkasındaki sürdürülebilir başarı stratejisini katılımcılarla paylaştı. Değişimin sürekli ve mutlak olduğu günümüzde, belirsizliği yönetmenin şirketler için en kritik yetkinliklerden biri olarak belirten Tütüncü, "Belirsizliği genellikle olumsuz bir durum olarak görüyoruz. Diğer yandan belirsizlik, riskler kadar fırsatları da içinde barındırıyor. Burada önemli olan bakış açımızı, düşünce sistemimizi değiştirerek yalnızca risklere odaklanmak yerine fırsatları da görebilmek. Ben bu dönemi yönetirken ‘temkinli iyimserlik’ ile hareket etmemiz gerektiğine inanıyorum. Bir yandan hızlı değişen şartlarda, stratejinin de dinamik olması lazım. Bir başka deyişle akışkan stratejiler üretmeliyiz. Gıda ve perakende gibi iki önemli sektörde faaliyet gösteren bir Holding olarak, ekosistemdeki dönüştürücü rolümüzün bilinciyle; tüm paydaşlarımızın güven ortamında hareket ettiği, inovasyona ve verimliliğe katkı sağlayan bir kurum kültürüyle sürdürülebilir başarıyı hedefliyoruz. Değişimden etkilenen değil, değişimi yöneten bir şirket olarak iş dünyasına öncülük etmeyi amaçlıyoruz. Gelecek, varılan bir nokta değil, gelecek bir süreç. Dolayısıyla geleceği inşa edebilmek için değişimi kucaklamamız lazım. Bunu da ekosistemdeki sorumluluğumuzun bilinciyle paydaşlarımızla birlikte gerçekleştirmemiz gerekiyor. Biz 80 yıldır olduğu gibi, tüm paydaşlarımız için, onlarla birlikte değer üretmeye, ‘Mutlu Et Mutlu Ol’ felsefemiz ışığında toplumsal faydayı artırmayı sürdürürken, yeni coğrafyalara yapacağımız yatırımlarla da pozitif etkimizi büyütmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Aynı gün “Girişimcilik: Yeni İşler, Trendler ve Teknolojiler” panelinde konuşan Yıldız Holding Dönüşüm ve Teknoloji Lideri Yahya Ülker ise, Yıldız Holding’in gıda ve perakende sektörlerinin geleceğini dönüştürmedeki etkisinin altını çizerek, "Ana iş kollarımız olan gıda ve perakende sektörlerinin geleceğini inşa ederken, ekosistemde değer oluşturma sorumluluğumuzu ön planda tutuyoruz. Pozitif etki yapan ve sürdürülebilir bir geleceğe ilham veren yenilikçi fikirleri destekliyor, paydaşlarımızla birlikte ekosistemi dönüştürmeyi önceliklendiriyoruz. Sorumlu iş modellerine yatırım yaparak sadece bugün için değil gelecekte de anlamlı olacak çalışma modelleri geliştiriyoruz. Sürdürülebilir bir gelecek için inovasyona daha fazla kaynak ayırarak, amaç odaklı ürün ve iş modelleri tasarlıyoruz. 2030 yılına kadar sürdürülebilirlik odaklı inovasyon yatırımlarımızı iki katına çıkarmayı hedefliyoruz. Diğer taraftan ‘değer oluşturma hedefi’ doğrultusunda, kadın girişimciliğini güçlendirme konusunda önemli adımlar atmaya devam ediyoruz. Yıldız Ventures’ın kuruluşundan bu yana dünya genelinde 85’ten fazla kadın girişimciye 5 milyon doları aşan finansal destek sağlayarak, Girişim Sermayesi Fonları aracılığıyla önemli katkı sunuyoruz” dedi.
Mersin Çağdaş Atan: "Avrupa’ya gidebilmek için ipler bizim elimizde" RAMS Başakşehir Teknik Direktörü Çağdaş Atan, Hatayspor galibiyeti sonrası yaptığı açıklamada, çok iyi bir takıma karşı kazandıklarını belirterek, "Şu an 4. sıraya yükselmiş vaziyetteyiz. Bütün ipler bizim elimizde Avrupa’ya gidebilmek için, 4 tane final maçımız kaldı. Kendi maçlarımızı kazanırsak, kayıtsız şartsız Avrupa’ya gidebileceğiz" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Başakşehir, Mersin Stadyumu’nda oynanan karşılaşmada Hatayspor’u 2-1 mağlup etti. Mücadele sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Başakşehir Teknik Direktörü Çağdaş Atan, yaklaşık 20 maçtır final maçları oynadıklarını söyledi. Bugünkü maçın da hem kendileri hem de Hatayspor için çok önemli olduğunu kaydeden Atan, "Çok zor olacağını biliyorduk. Çünkü Hatayspor için kırılma maçlarından bir tanesi. Çok iyi bir takıma karşı kazandığımızı söyleyebilirim. Oyunu son dakikaya kadar bırakmadılar. Forse etmeye çalıştılar. Uzun topla bizi ceza sahamıza ittirmeye çalıştılar. Oyuncularımla gurur duyuyorum gerçekten. Şu an 4. sıraya yükselmiş vaziyetteyiz. Bütün ipler bizim elimizde Avrupa’ya gidebilmek için, 4 tane final maçımız kaldı. Kendi maçlarımızı kazanırsak, kayıtsız şartsız Avrupa’ya gidebileceğiz. Bu bizim için büyük bir heyecan. Bunu geçen hafta da söyledim. Çünkü başlangıç noktasından bugüne gelinen noktaya bakarsak eğer, çok büyük mesafe kaydettik. Oyuncularıma da söyledim, ben onlarla gurur duyuyorum ama onların kendileriyle gurur duyması gerekiyor. Çünkü çok çok uzun ve zorlu yoldan bir dönüş yaptılar. Çok büyük irade koydular, pes etmediler, kırılmadılar. Bize inandılar, sadık kaldılar planlara ve ikna oldular" diye konuştu. Çok önemli bir maçı kazanmanın mutluluğunu yaşadıklarını vurgulayan Atan, "Ama onun yanında da Hatayspor’a ve Volkan Hocaya, bu iyi takıma başarılar diliyorum. Bundan sonraki maçlarında çok zorlu bir süreç, umarım istediklerini alırlar. Diğer bütün düşme potasındaki takımlara da başarılar diliyorum. Çok zorlu maçlar, bizde 2-3 haftadır sürekli aşağıdaki takımlarla da oynuyoruz. Gerçekten oynaması zor, rekabetçi maçlar oluyor. O yüzden bütün takımlara başarılar diliyorum" şeklinde konuştu.
İstanbul Türkiye’de konser verecek olan Kızılordu Korosu’na protesto Çoğulcu Demokrasi Partisi, önümüzdeki günlerde Türkiye’de konserler verecek olan Kızılordu Korosu’nu protesto etti. Çeşitli pankart ve dövizlerin açıldığı eylemde konuşan partinin Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" dedi. Çoğulcu Demokrasi Partisi, Mayıs ayında Türkiye’de konserler verecek olan Rus Kızılordu Korosu’nu, Kırım Tatar ve Çerkez halklarının sürgün ve soykırım kurbanlarını andığı günlerde konser vereceği gerekçesiyle protesto eylemi düzenledi. Beyoğlu’nda düzenlenen eylemde ’Kanımızı içtiniz, hiç olmazsa yasımıza saygı gösterin’, ’Kafkasya ve Kırım Yas Tutarken Kızılordu Baykuşları Çatımızda Ötemez’ gibi yazıların olduğu dövizler ve pankartlar açılarak koro için tepki gösterildi. "Soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" Konuya ilişkin açıklama yapan Çoğulcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Faruk Arslandok, "Çerkes’ler ve Kırım tatarları Rus çarlığı tarafından anayurtları işgal edilmiş, Rus çarlığı ve Sovyet Rusya tarafından farklı zamanlarda soykırıma ve sürgüne uğratılmış iki halktır. Çerkes’ler Rus Çarlığı’nın anavatanlarını işgal girişimine karşı 101 yıl yurtlarını ve özgürlüklerini korumak için, bu orantısız güce karşı destansı bir özgürlük mücadelesi vermişlerdir. Bu mücadele sırasında Rus Çarlığı’nın devasa imparatorluk ordusu orantısız bir güçle, yurdunu ve özgürlüğünü savunan Çerkes halkına acımasız bir soykırım uygulamıştır. Bu yıl da, Çerkes’ler ve Kırım Tatarları, önceki yıllarda olduğu gibi Soykırım ve sürgün anmalarına hazırlanırken çok talihsiz bir gelişme gündeme gelmiştir. Rus Kızıl Ordu Korosu’nun tam da bu anma tarihlerine denk gelen bir organizasyonla, 14 - 25 Mayıs tarihleri arasında, ülkemizde bir dizi konser vereceği duyurulmuştur. Çerkes ve Kırım Tatarları için çok büyük anlamı olan bu yas ve anma günlerine denk gelen tarihlerde, soykırım ve sürgünlerin uygulayıcısı Rus ordusunun korosuna böyle bir organizasyonun yapılmış olması utanç vericidir" ifadelerini kullandı.
Mersin Volkan Demirel: "İstifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı" Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel, Başakşehir mağlubiyeti sonrası yaptığı açıklamada, bütün sorumluluğun kendisine ait olduğunu belirterek, ""İstifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı"" dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Hatayspor, Mersin Stadyumun’da oynan karşılaşmada Başakşehirspor’a 2-1 mağlup oldu. Karşılama sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel, alınan sonuca rağmen oyuncularının hem bugünkü maçta hem de geçen haftaki Antalyaspor maçında ellerinden gelen mücadeleyi yaptıklarını vurguladı. Demirel, "Bu hafta pozisyona dahi girmeden iki farklı üstünlük kurdular. Son yaptığımız değişikliklerle Dadashov’un golü ve sonra yine hem maçın başındaki pozisyonlar hem de gollerden sonraki pozisyonlarda alabileceğimiz maçı ne yazık ki mağlup olarak yine hanemize sıfır puanla bir sonraki haftaya taşıyoruz" diye konuştu. "Bu takımı kuran benim, sorumluluk bana ait" Antalyaspor maçının da aynı şekilde, Antalyaspor’un herhangi bir pozisyonu olmadan yine iki şutla bittiğini kaydeden Demirel, "Bu hafta da aynı şekilde. Yani şunu demek istiyorum. Oyuncular ellerinden gelen mücadeleyi yapıyor. Biz genç bir takımız. Türkiye ligini bilmeyen oyunculardan kurulu bir takımız. Bunları neden söylüyorum? Son dakika 2-1, bütün herkes gitmiş. Orada bile pas yapmaları aslında ne kadar bu lige yabancı olduklarını ya da ne kadar genç olduklarını gösteriyor. Tecrübeli olmadıklarını gösteriyor. Bunu da söylüyorum hep. Bu takımı kuran benim, sorumluluk bana ait. Ama elimizden geldiği kadar bu sene sezon başından beri ettiğimiz bir çok mücadele var. Bu 4 maçta da saha içinde yine elimizden gelen mücadeleyi vermek istiyoruz, vereceğiz de. Kimsenin şüphesi olmasın. Ama sonucunda inşallah hakkımızda, tüm herkes için bunun altını çizerek söylüyorum. Tüm herkes için inşallah en hayırlısı olur. Ama biz elimizden geldiği kadar 4 hafta boyunca ligde kalmak için mücadele edeceğiz" ifadelerini kullandı. "Bu takım düşecekse, bütün sorumluluk bende" Volkan Demirel, ilk gol öncesi yaşanan pozisyondaki penaltı itirazıyla ilgili bir soruya ise şu şekilde yanıt verdi: "Bu da bizim tecrübesizliğimizi gösteriyor. Çünkü mesela evet penaltı pozisyonunda biz itiraz ediyoruz ama takım o ara yine bir durdu. Sonrasında atılan bir uzun top, indirilen top ya da şut attıklarından sonra direğe çarparak gol olan bir pozisyon. Yani aslında futbol detaylarda gizli. Ama tabii ki bunu kimseye anlatamıyorsunuz. Futbol biraz ülkemizde at gözlüğü ile izlendiği için herkes olan duruma veya olan skora göre, her şey sonuç odaklı olduğu için ülkemizde, o yüzden diğer detayları görmekten, düşünmekten, konuşmaktan çekiniyoruz. Ben yine söylüyorum. Ben bunların arkasına sığınmıyorum. Eğer bir pasta varsa ve bu takım düşecekse bütün sorumluluk bende. El kaldırıyorum. Ama bu takım düşmeyecekse, ligde kalacaksa da pasta ortada isteyen istediğini yiyebilir. Ne olduğunu, ne bittiğini biz biliyoruz, oyuncular biliyor, çalışanlar biliyor, personel biliyor. Evet, bu takım burayı hak etmiyor ama dediğim gibi tecrübesizliğimiz, gençliğimiz, yeni kurulmamız ve birçok engele rağmen mücadele etmemiz bizi ne yazık ki buralara getirdi." "İstifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı" Mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Demirel, "Belki istifa eder misin, etmez misin, tribünler bağırıyor, haklılar, saygı duyuyorum. Yazıyorlar, haklılar saygı duyuyorum. Ama dediğim gibi bundan sonra, benden sonra buraya 4 maçlık birisi de gelse, belki istifa etmek istedim, etmem de gerekiyordu ama olmadı. Neden olmadığını da yeri gelince konuşuruz. Ama 4 hafta boyunca şimdi ben buradayken takımı bırakmak, tabii ki ’git derlerse’ yine giderim hiç başımın üstünde yerleri var. Hiç öyle bir derdim de yok ama 4 hafta boyunca burada nasıl bir sene bütün mücadeleleri biz verdiysek, bu ekiple çalışanlarla, futbolcularla nasıl bir mücadeleyi verdiysek, bundan sonra da 4 maç vereceğiz. Ondan sonra da oluyorsa olacak, olmuyorsa olmayacak. Oluyorsa da yine dimdik duracağım buraya çıkıp olmuyorsa da yine buraya dimdik çıkacağım. Çünkü bu çocuklar her şarta ve koşula rağmen mücadele ediyorlar. O yüzden saygıyla hak ediyorlar" şeklinde konuştu.