EKONOMİ - 06 Ağustos 2020 Perşembe 12:30

Sağlık sektörü salgında görev başından ayrılmadı

A
A
A
Sağlık sektörü salgında görev başından ayrılmadı

Sağlık sektöründe koronavirüs tedbirleri elden bırakılmadığı gibi, iş akışının da yoğunlukla devam ettiği gözlendi. KOVID-19 Salgını Sağlık Sektörü Etki Anketi’ne göre salgında görev başından ayrılmayanların oranı yüzde 78 olarak gerçekleşti.

Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını, pek çok sektörde dengeleri değiştirirken kamuyla daima yakın temasta olan ve salgınla mücadelede en ön safta yer alan sağlık sektörünün dinamikleri de yeniden şekillenmeye başladı. Econix Araştırma, salgının sağlık sektörüne etkilerini mercek altına almak için kamu kurumu, ilaç, sağlık hizmeti, tıbbi malzeme ve cihaz firması, akademik kurum, sivil toplum örgütü ve danışmanlık, klinik araştırma vb. hizmetler veren şirketlerden yöneticilerin katılımıyla ‘COVID-19 Salgını Sağlık Sektörü Etki Anketi’ başlıklı bir çalışma gerçekleştirdi.

Sağlık sektörünün yüzde 46’sı yıl sonuna kadar kongre istemiyor
Sağlık sektöründen yöneticilerin katıldığı anketin sonuçlarına göre, katılımcıların yüzde 46’sı 2020 yılı sonuna kadar geniş katılımlı, yüz yüze klinik ve bilimsel kongrelerin kesinlikle yapılmaması gerektiğini belirtti. Yüzde 65’lik bir kesim ise 2020 yılı içinde gerçekleşebilecek olası toplantıların çevrimiçi yapılmasından yana olduklarını ifade etti.

Sektörün yüzde 75’i yüz yüze toplantı yapmıyor
COVID-19 Salgını Sağlık Sektörü Etki Anketi, salgın sürecinde sağlık sektörünün yüzde 48’inin kısmen, yüzde 47’sinin ise tamamen evden çalışmaya geçtiğini ortaya koydu. Evden çalışmaya geçenlerin yüzde 52’si 3 ay sonra, yüzde 30’u ise 6 ay sonra ofisten çalışmaya devam edeceğini söyledi. Tedbirli yaklaşımlar, toplantı tercihlerine de yansıdı. Yüzde 75’lik bir kesim kurum içinde veya dışında yüz yüze toplantı yapmadıklarını belirtirken yüzde 68’lik bir kesim de kurumlarının 2020 yılı içinde geniş kapsamlı herhangi bir toplantı yapmayı planlamadığını söyledi.

“Sağlıkçıların beklentisini dijitalleşme karşılayacak”
Araştırma ekibinin başında yer alan Dr. Güvenç Koçkaya, anketin ortaya koyduğu tabloda temel ihtiyacın, çağa entegre çözümler geliştirmek olduğuna dikkat çekti. Koçkaya, “Faaliyet alanı ister ilaç veya tıbbi cihaz ister danışmanlık olsun, odağına insan sağlığını alan bir sektörün insanlarla olan temasını kesmek elbette imkansız. Ancak sektör, salgın sürecinin yükünü bu denli sırtlamışken ve durumun ciddiyetini deyim yerindeyse teninde hissetmişken, kendi içinde aldığı tedbirleri gevşetmesi de bir o kadar zor. Bu noktada, artık tüm dünya için elzem hale gelen dijital dönüşümü sağlık sektöründe de ayakları yere basan projelerle hayata geçirmek ve çevrimiçi bir atmosferi işleyebilir olduğu kadar sürdürülebilir bir hale getirmek gerekiyor” dedi.

Salgında görev başından ayrılmayanların oranı yüzde 78
Sağlık sektöründe koronavirüs tedbirleri elden bırakılmadığı gibi, iş akışının da yoğunlukla devam ettiği gözlendi. Anket sonuçları, katılımcıların yüzde 78’inin kurumlarının kamu tarafından getirilen ücretsiz izin desteğine başvurmadığını gösterdi. Benzer şekilde kısa çalışma ödeneğine başvuruların da sağlık sektöründe az olduğu gözlendi.

Covid-19 aşısının fiyatlandırılması konusunda fikir ayrılıkları var
Anketin ortaya koyduğu bir diğer dikkat çekici nokta ise COVID-19 aşısının bulunması durumunda fiyatlandırmanın nasıl olması gerektiğine yönelik görüşlerin çeşitliliği oldu. Katılımcıların yüzde 38’i üretici firmanın AR&GE ve üretim maliyetleri ile fiyatlandırma yapması gerektiğini belirtirken, yüzde 22’si üreticinin sadece üretim maliyetini fiyatlandırması, yüzde 21’i değer bazlı fiyatlandırma yapılması ve yüzde 19’u bulunacak aşının ücretsiz verilmesi yönünde görüş bildirdi. Dr. Güvenç Koçkaya “Her ne kadar farklı görüşler olsa da aslında sağlık sektörünün sadece yüzde 21`i Ar-Ge ve üretim maliyetleri dışında firmaların karlılığının olmasını düşünüyor. Geri kalan yüzde 79’luk kesim, aşı fiyatlandırmasında ücretsiz veya ARGE ve/veya üretim maliyetleri kadar bir bedel olması gerektiğini belirtiyor. Bunun temel nedeni, pandemi bitmedikçe Dünya'nın eskisi gibi olmayacağı, Dünya eskisi gibi olmadıkça sağlık sektörü dahil kimsenin iyi olamayacağıdır. Bu noktada aşının bir sosyal sorumluluk tarafı olduğu aşikar.” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM Genel Kurulu’nda Maden Kanunu Değişikliği Teklifi kabul edildi Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Kabul edilen maddelere göre, Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) koduna göre raporlama zorunluluğu sadece IV. Grup maden işletme ruhsatları açısından devam edecek. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, arama ruhsatı alarak bulduğu madenler için UMREK Koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın MTA tarafından hazırlanan raporlar ile buluculuk hakkını kazanacak. İçme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile Kıyı Kanunu kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilecek. Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na "doğal gazın sıvılaştırılması" tanımı eklenecek. Yüzen LNG tesislerinin işletilmesi ve yer değişikliği kapsamında sağlanacak istisnalar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından bu düzenleme uyarınca yayımlanan usul ve esaslara göre belirlenecek. Mevcut depolama tesisleri, mevcut tesislerdeki kapasite artışları veya yeni yapılacak tesisler, kullanım oranları veya rekabet koşulları dikkate alınarak düzenlemenin sisteme erişime ilişkin hükümlerinden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınarak Kurul kararı ile belirli süre muaf tutulabilecek. Depolama şirketleri verecekleri hizmetlere ilişkin birim bedelleri ve tesis kapasitelerini yayımlamak zorunda olacak. Yurt içinde üretilen veya ithal edilen doğal gazın sıvılaştırılarak yurt dışına ihraç edilmesi ya da yurt içinde yeniden satışı amacıyla kurulacak sıvılaştırma tesislerini işletecek tüzel kişilerin Kuruldan lisans almaları gerekecek. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da yapılan değişiklikle, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmalarına ilişkin usul ve esaslar, ilgili yarışma şartnamesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirlenecek. Yarışma sonucunda oluşan fiyat veya bedel, yarışma şartnamesinde belirlenecek süre boyunca YEK Destekleme Mekanizması kapsamında değerlendirilecek. 10 yıllık süresini bitiren lisanssız üretim faaliyeti kapsamındaki tesisler, talep halinde ve lisans alma bedeli ile lisans süresi boyunca elektrik piyasasında oluşan saatlik piyasa takas fiyatını, tesis tipi bazında uygulanan güncel YEK Destekleme Mekanizması fiyatından fazla olması halinde aradaki fiyat farkının YEK Destekleme Mekanizmasına katkı bedeli olarak ödeyerek lisanslı üretim faaliyetine geçebilecek.
İstanbul Turkcell’in Yeni Yönetim Kurulu belli oldu Olağan Genel Kurulu tamamlanan Turkcell’de yeni yönetim kurulu belirlendi. Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı görevine devam ederken, yönetim kuruluna Arda Ermut, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ve Prof. Dr. İdris Sarısoy atandı. Turkcell’in 2 Mayıs 2024’te gerçekleştirilen Olağan Genel Kurul toplantısının ardından yeni yönetim kurulu belirlendi. Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi Sir Julian Horn-Smith ile Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeleri Afif Demirkıran ve Hüseyin Arslan görevinden ayrıldı. Bu isimlerin yerlerine Arda Ermut Turkcell Yönetim Kurulu Üyesi olurken, Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ve Prof. Dr. İdris Sarısoy Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi olarak atandı. Turkcell’in yeni yönetim kuruluyla ilgili açıklamalarda bulunan Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Kazancı, “Türkiye’nin Turkcell’i olarak 30 yıldır en yeni teknolojileri vatandaşlarımızla buluşturmanın ve ülkemiz için çalışmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı Dijitalin Yüzyılı yapma hedefimizi gerçekleştirmek için yeni yönetim kurulumuzla çalışacağız. Bu vesileyle, görev süreleri sona eren yönetim kurulu üyelerimize özverili çalışmaları ve emekleri için teşekkürlerimi sunuyorum. Yönetim kurulumuza yeni katılan üyelerimize görevlerinin hayırlar getirmesini diliyorum. Daha da güçlü bir takım olarak, üretmeye ve ülkemiz için yatırım yapmaya devam edeceğiz” dedi. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi eski Başkanı olan Ermut, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra 2005 yılında Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri olarak göreve başladı. 2005’te Uzman olarak katıldığı Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nda çeşitli yöneticilik görevlerinin ardından 2015’te Kurum Başkanlığına atanmıştır. Bu görevlerinde Türkiye’ye çeşitli uluslararası doğrudan yatırımların kazandırılmasında rol oynayan Ermut, 2015-2019 yılları arasında Viyana Ekonomik Forumu ve SunExpress Yönetim Kurulu Üyeliği, 2019-2021 yılları arasında Türkiye Basketbol Federasyonu Asbaşkanlığı ve dört yıl boyunca Dünya Yatırım Ajansları Birliği’nde (WAIPA) Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerinde bulunmuştur. 2019-2021 yılları arasında Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyesi ve Türk Hava Yolları İcra Kurulu’nda da üç üyeden biri olarak görev yapmıştır. Arda Ermut, 2018-2020 yılları arasında Türkiye Varlık Fonu (TVF) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapmış olup, Mart 2021 itibariyle Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanmıştır. Ermut, çoğunluk hisselerinin Türkiye Varlık Fonu tarafından satın alınması sonrasında Türk Telekom’da 2022-2024 yılları arasında Yönetim Kurulu Üyeliği yapmıştır. Yeni Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Naci İnci, lisans eğitimini 1987 yılında Marmara Üniversitesi Fizik Bölümü’nde, doktora eğitimini ise 1992 yılında fiber optik sensörler alanında İngiltere’deki Heriot-Watt Üniversitesi’de tamamladı. Stanford Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nde 1993-1994 yılları arasında optik haberleşme alanında doktora sonrası çalışmalar yapan İnci; 1994 senesinde Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde yardımcı doçent, 1996’da ise doçent oldu. 1999-2005 yılları arasında Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapan Mehmet Naci İnci, üniversitenin diğer lisans ve lisansüstü programlarının kurulmasında çeşitli görevler üstlendi. 2005 yılında Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde profesör olan İnci, 2013-2020 yılları arasında Bölüm Başkanlığı yaptı. Prof. Dr. Mehmet Naci İnci 2021 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Rektörü olarak görev yapmaktadır. Araştırma alanları arasında endüstriye yönelik uygulamalı optik, quantum optiği, doğrusal olmayan optik, kuantum bilişimi, optoelektronik, fiber optik sensörler, fiber optik telekomünikasyon, katıhal fiziği, optik profilometri, fotonik kristaller ve nano-yapıların fotoniği öne çıkmaktadır. Yeni Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi İdris Sarısoy ise, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nden 1998 yılında mezun oldu. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı’nda başladığı yüksek lisans eğitimini “Türkiye`de Kamu Kesimi Açıkları ve Finansman Politikaları” başlıklı teziyle 2000 yılında tamamladı. 2001’de Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Anabilim Dalı’nda başladığı doktora eğitimini hazırladığı “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere Sağlanan Vergi Teşvikleri ve Türkiye Uygulaması” adlı doktora tezi ile 2006 yılında bitirdi. 2002’de Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde başladığı akademik kariyerine 2003’te Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde devam etti. 2007-2014 yılları arasında Bülent Ecevit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde Doktor Öğretim Üyesi olarak çalıştı. 2014’ten itibaren Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde Doçent Doktor olarak çalışmaya başlayan Sarısoy, 2020’den bu yana Profesör Doktor olarak aynı bölümde görevine devam etmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Konseyi Üyesi de olan Sarısoy, ağırlıklı olarak vergi konularında olmak üzere, yoksulluk, yabancı sermaye yatırımları, seçim beyannameleri ve sağlık ekonomisi alanlarında akademik araştırmalar yürütmektedir.