SPOR - 09 Haziran 2024 Pazar 10:46 | Son Güncelleme : 09 Haziran 2024 Pazar 11:45

Salih Özcan: "Sarı duvar, kırmızı-beyaz olacak"

A
A
A

Milli futbolcu Salih Özcan, "Sarı duvar, kırmızı-beyaz olacak. Almanya'da ev sahibi gibi olacağız. Bu bizim için bir avantaj" dedi.

Almanya'nın ev sahipliğinde 14 Haziran - 14 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek olan 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda (EURO 2024) mücadele edecek A Milli Futbol Takımı'nın başarılı orta saha oyuncusu Salih Özcan, kamp yaptıkları Polonya'nın Poznan şehrinde İhlas Haber Ajansı'na (İHA) açıklamalarda bulundu.

Milli takımda beraber top koşturduğu Arda Güler'in formasını giydiği İspanyol ekibi Real Madrid ile kendi takımı Borussia Dortmund arasında oynanan Şampiyonlar Ligi finali sebebiyle kampa 10 gün geç geldiğini anımsatarak sözlerine başlayan Özcan, bu süreçte arkadaşlarının yoğun bir tempoyla çalıştığını aktardı.

"Macaristan ve Avusturya yenilgileri bizi hırslandırdı"

26 yaşındaki futbolcu, mart ayında Macaristan ve Avusturya ile oynanan hazırlık maçlarında alınan yenilgilerin kendilerini daha fazla hırslandırdığını da belirtti. Salih Özcan, "Yenilmemiz bizim için de çok kötü oldu. Takımın ruhu için de iyi olmadı. Ama bunlar hazırlık maçlarıydı. Onlardan kötü ve iyi yaptıklarımızı almamız lazım. Gelecek maçlarda da bunu daha iyi göstermemiz lazım" ifadelerini kullandı.

"Fiziksel ve mental olarak iyi durumdayım"

Yoğun bir sezonun ardından hem kendisinin hem de takımın fiziksel ve mental durumunun sorulması üzerine ise Özcan, "Ben gayet iyi durumdayım. Takım olarak da iyi bir kamp geçireceğimizi düşünüyorum. İtalya maçı da fena değildi, 0-0 berabere bitti. Tabii alsaydık daha güzel olurdu ama şimdi Polonya'ya karşı da en iyisini vermek istiyoruz. Ondan sonra da turnuva başlasın inşallah" şeklinde konuştu.

"Ozan için takım olarak çok üzüldük"

Milli futbolcu, İtalya ile oynanan özel karşılaşmada sakatlanan ve sağ diz ön çapraz bağlarında yırtık tespit edilen savunma oyuncusu Ozan Kabak hakkında da konuştu. Salih, "Ozan için takım olarak çok üzüldük. Ozan'ı bizim için en önemli stoper oyuncularımızdan biri olarak görüyordum. Maçtan sonra da otelde görüştük. Çok üzgündü ama yapacak bir şey yok. Futbol böyle, her saniye bir şey olabilir. Tekrar ona da geçmiş olsun" değerlendirmesinde bulundu.

Kırmızı-beyazlı takımda arkadaşlık ortamının iyi olduğundan bahseden Özcan, "Herkes herkese gayet iyi davranıyor. Beraber oyunlar oynuyoruz, zaman geçiriyoruz ama antrenmanlar da hırslı geçiyor. Herkes motive" dedi.

"Sarı duvar, kırmızı-beyaz olacak"

Avrupa Futbol Şampiyonası'nda kendilerinden beklentinin fazla olmasının baskı oluşturup, oluşmadığıyla alakalı ise 26 yaşındaki futbolcu şunları söyledi:

"Bence daha çok hırslandırıyor. Baskı var bir yandan ama bir yandan da dört gözle şampiyonanın başlamasını bekliyoruz. Almanya'da ev sahibi gibi olacağız. Hele ki Dortmund'daki maçlar. Sarı duvar, kırmızı-beyaz olacak. Bu bizim için bir avantaj."

"Genç takım olmamız bir avantaj"

A Milli Takım'ın, EURO 2024'ün en genç takımlarından biri olacağının hatırlatılması üzerine ise Salih Özcan, "Genç takım olmamız bir avantaj olur. Bence yaş ilerledikçe insanlar daha çok düşünüyor maçın içinde, daha çok kendisine baskı yapıyor. Genç takımda bence o yok. İyi ve kaliteli bir takımız. İyi bir turnuva olacağını düşünüyorum" dedi.

"Hedefim Dortmund'da Gürcistan ve Portekiz'e karşı kazanmak"

Özcan, şampiyonada oynanacak ilk maçları kazanmanın öncelikli ve en önemli hedefleri olduğunu aktararak, "Hele ilk iki maçta hedefim Dortmund'da Gürcistan ve Portekiz'e karşı kazanmak. Sonra maçtan maça bakmamız ve en iyi performansları göstermemiz lazım" diye konuştu.

"Gürcistan maçının en zor maç olacağını düşünüyorum

"Milli takımın, EURO 2024'te Gürcistan, Portekiz ve Çekya ile birlikte yer aldığı F Grubu'nu değerlendiren ay-yıldızlı futbolcu, "Gürcistan ilk maç ve en zor maç olacağını düşünüyorum. Çünkü onlar da turnuvaya hırslı girecek. Dikkat etmemiz lazım. Kendi performansımıza bakmamız lazım. Analiz yapıyoruz zaten antrenörlerle. İnşallah iyi gireriz turnuvaya. Portekiz'de de kaliteli oyuncular var. Ama son zamanlarda gördük ki Hırvatistan'a karşı, Almanya'ya karşı da çok iyi oynadık. Kendimizi öyle göstermemiz lazım" açıklamasında bulundu.

Salih Özcan, 'A Milli Takım grup aşamasını geçtiği takdirde ilerleyen turlarda karşılaşmak istediğin rakip ya da rakipler var mı?' sorusuna da, "Öncelikle 3 maçı kazanmamız lazım. İngiltere veya Fransa gelse bizim için herhalde biraz dezavantaj olur ama yine de ilk hedefimiz grubu geçmek" şeklinde cevap verdi.

"Eskiden Türkiye'de maç olunca rakipler korkmaya başlıyordu"

Dortmund'da oynanacak Gürcistan ve Portekiz müsabakalarında çok sayıda Türk taraftarın kendilerini destekleyeceğine inandığını yineleyen 26 yaşındaki futbolcu, "Bizim için bir avantaj. Eskiden Türkiye'de maç olunca alkışlar, ıslık çalınınca rakipler bile korkmaya başlıyordu. Evimizde gibi olacak. O yüzden bunu da değerlendirmemiz lazım" ifadelerini kullandı.

"Takım olarak Montella'yı çok seviyoruz"

Teknik Direktör Vincenzo Montella'yla ilgili görüşlerini dile getiren Salih Özcan, İtalyan çalıştırıcının taktik çalışmalara ve analizlere önem verdiğine vurgu yaparak, sözlerine şöyle devam etti:

"Neyi iyi ve kötü yaptığımızı gösteriyor. Açık ve net koşuyor; bunu iyi yaptık, bunu kötü yaptık şeklinde. Oyuncularla arası çok iyi. İster oynasın ister oynamasın herkesle konuşuyor. Bazen şakalaşıyoruz bazen daha ciddi oluyor. Ama ilişkisi herkesle iyi. Takım olarak antrenörümüzü çok seviyoruz."

"Orta sahada çok kaliteli, tecrübeli oyuncular var"

A Milli Futbol Takımı'nda özellikle kendi bölgesi de olan orta sahadaki forma rekabetine yönelik ise başarılı oyuncu, "Takımda böyle bir rekabet olması çok iyi. Orta sahada çok kaliteli, tecrübeli oyuncular var. Bunun iyi bir takımda mecburen olması lazım. Birbirimizi motive ediyoruz. Takım içinde avantaj oluyor bu. O yüzden rekabet gerçekten iyi" dedi.

"Şampiyonlar Ligi'ni kazansaydık daha güzel olurdu"

Salih Özcan, Bundesliga ekibi Borussia Dortmund'da geride kalan sezonda hem güzel hem de kötü günler yaşadığını söyleyerek, "Genellikle yoğun ama iyi geçti. Şampiyonlar Ligi finaline kaldık. Bundesliga o kadar iyi gitmedi ama genellikle çok mutluyuz takım olarak. Şampiyonlar Ligi'ni kazansaydık daha güzel olurdu. Ama o günleri gördüğümüz için şükrediyoruz. Güzel bir andı benim için de. Mutluyum ama şimdi tek düşündüğüm milli takım" açıklamasında bulundu.

"Güreş yapmam büyük avantaj"

Ailecek güreşle ilgilendiklerini ve kendisinin de küçük yaşlardan beri güreş yaptığını sözlerine ekleyen milli futbolcu, bunun performansına büyük katkı sağladığına dikkat çekti. 26 yaşındaki orta saha, "Babam güreşe götürdüğü için çok şükrediyorum. 5 yaşından beri yapıyorum. Benim için sakatlık, kuvvet anlamında büyük bir avantaj güreş yapmam" şeklinde konuştu.

"Borussia Dortmund'la 2 sene daha sözleşmem var"

Transfer döneminde Süper Lig de dahil olmak üzere adı birçok kulüple anılan Özcan, geleceğiyle alakalı İHA'ya şu açıklamayı yaptı:

"Borussia Dortmund ile daha 2 sene sözleşmem var. 2 seneyi de oynayacağımı düşünüyorum. Gelecek yıllarda ne olacağını bilmiyorum. Onu tek Allah bilir. Ama dediğim gibi daha 2 sene sözleşmem var, ondan sonrasına bakalım."
Son olarak herkesi Avrupa Futbol Şampiyonası'nda, A Milli Takım'ı desteklemeye davet eden Salih, Türk vatandaşların Almanya'da kendilerini evlerinde gibi hissedeceğini belirtti.

Uygar Aydın - Oğuzhan Ort

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Taşan ve Aykut’tan Sosyal yardım ve dayanışma ziyaretleri Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Yardımlar Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Taşan ve Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Hasan Aykut, Erzurum’da bir dizi ziyaret ve inceleme gerçekleştirdi. Programa, Sosyal Yardımlaşma İl Müdürü Haluk İlhan ve diğer yetkililer de eşlik etti. Pasta yapımı ve tenis etkinliği Taşan ve Aykut, Erzurum Çocuk Destek Merkezi’nde çocuklarla bir araya gelerek pasta yapımı ve tenis etkinliklerine katıldı. Çocuklarla keyifli anlar geçiren ikili, sosyal aktivitelerin önemine vurgu yaparak çocukların mutluluğuna ortak oldu. Etkinlikler sırasında çocuklarla birebir ilgilenen Hasan Aykut, merkezin çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Mutfak ve yangın tüpü denetimi Taşan ve Aykut, Çocuk Destek Merkezi ve Engelsiz Yaşam Merkezi’nde mutfakları, yangın tüplerini ve hijyen koşullarını denetleyerek yetkililerden bilgi aldı. Engelsiz Yaşam Merkezi’nde engellilerle el sanatları etkinliklerine katılan ikili, burada yapılan çalışmaları yerinde inceledi. Kurum ziyaretleri ve bilgi alışverişi Taşan ve Aykut, Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nde Genel Müdür Yardımcısı Ünal İnci ile bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede, eşi vefat etmiş kadınlara yönelik konut destek programı kapsamında yapımı devam eden 75 konut projesi ele alındı. Ayrıca, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) yetkililerinden Yakutiye SYDV yeni hizmet binası, kurslar ve Aile Destek Merkezi hakkında bilgi alındı. Hasan Aykut, kadın kursiyerlerle bir araya gelerek el sanatları çalışmaları hakkında bilgi edindi. Saha incelemeleri Program kapsamında Taşan ve Aykut, 2025 Aile Yılı kapsamında ebeveyn kaybı yaşayan aileleri ziyaret etti. Bayram öncesinde ailelerin mutluluklarına ortak olundu ve çocuklara hediye verildi. Şehit Nurettin Tokyürek’in ailesi de Aziziye’de bulunan evinde ziyaret edildi. Evde Kur’an okundu, dua edildi ve aileyle sohbet gerçekleştirildi. Taşan, şehit ailesinin misafirperverliği ve aziz hatıralarına duyduğu saygıyı dile getirirken; Aykut, böyle anlamlı ziyaretlerin sosyal yardımlaşmanın önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirterek duyduğu memnuniyeti ifade etti. Ayrıca, Taşan ve Aykut, Gazi Abdurrakip Karagöl’ü Palandöken’deki evinde ziyaret etti. Gazi Karagöl ile sohbet eden ikili, gazilerin ülke için taşıdığı kıymetli anlamı vurguladı. Destek vurgusu Ziyaretlerin ardından Ahmet Taşan, Erzurum’daki sosyal yardım projelerinin güçlendirilmesi için gereken her türlü desteğin devam edeceğini belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Hasan Aykut ise, gerçekleştirilen ziyaretlerin toplumun her kesimine dokunma adına büyük önem taşıdığını ifade ederek, bu tür sosyal destek çalışmalarının artarak süreceğini söyledi. Aykut, Erzurum’daki sosyal projelerin başarıyla yürütülmesi için bakanlık ve yerel yönetimlerle iş birliğine devam edeceklerini sözlerine ekledi.
İstanbul Adalet Bakanı Tunç: "Soruşturma tamamen bağımsız adli makamlar tarafından yürütülmektedir" İBB’ye yönelik başlatılan ‘yolsuzluk’ ve ‘terör’ soruşturmaları hakkında açıklama yapan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Soruşturma tamamen bağımsız adli makamlar tarafından yürütülmektedir. Hukuk devletinde, suç işlendiğine dair bir iddia varsa, savunmanın yapılacağı yer sokaklar değil yargı makamlarıdır. Uluslararası toplumda yapılan bazı son açıklamalarda hukukun üstünlüğü ilkesinin göz ardı edildiğini üzülerek görüyoruz" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde yabancı basın mensuplarıyla bir araya geldi. Bakan Tunç, toplantıda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik başlatılan yolsuzluk ve terör soruşturmalarını anlattı. Yapılan basın açıklamasında Bakan Tunç, "Geçen hafta, bilindiği üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının da bulunduğu, 106 şüpheliyi kapsayan 2 ayrı soruşturma başlatılmıştır. Terör suçları soruşturma bürosu tarafından devam eden soruşturma kapsamında; 7 şüpheli bulunmakta olup, bu kişiler hakkında terör örgütüne iştirak halinde yardım etme suçunu işledikleri iddiası yer almaktadır. Bu soruşturmada; 3 şüpheli tutuklu, 1 şüpheli hakkında adli kontrol kararı, 2 şüpheli hakkında da yakalama kararı verilmiş ve 1 şüpheli de gözaltında bulunmaktadır. Örgütlü suçlar soruşturma bürosunca yürütülmekte olan diğer soruşturmada ise, çıkar amaçlı suç örgütü kapsamında, rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme suçlarının işlendiği iddiası yer almaktadır. Bu soruşturma kapsamında da 48 şüpheli tutuklanmıştır. Böylece her iki soruşturmada haklarında gözaltı kararı verilen 106 kişiden, 51’i tutuklanmış, 41 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verilmiş, 14 şüphelinin ise yakalama işlemleri devam etmektedir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmaya ilişkin yaptığı açıklamadan anlaşılacağı üzere, soruşturma dosyaları içerisinde Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporları, vergi uzmanı incelemeleri, mülkiye müfettişleri tevdi raporu, tanık beyanları ile diğer delillerin mevcut olduğu belirtilmektedir" ifadelerini kullandı. "Adli soruşturmayı Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirmeye çalışmışlardır" Soruşturmanın başlatılmasındaki suç iddialarını anlatan Bakan Tunç, "Bu kapsamda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştirakleri, reklam gelirleri ve diğer bazı birimlerinden sorumlu genel müdür ya da başkan nezdinde yetkisi bulunan yöneticileri üzerinden bazı özel kişi ve şirketler aracılığıyla ihalelerde usulsüzlük yapıldığı iddiası, ihaleyi alan firmaların farklı iş ve işlemlere zorlanarak maddi menfaat elde edildiği, bu şekilde elde edilen ya da kaynağı belli olmayan paraları şüphelilerin şirketlerine aktararak haksız kazanç sağladıkları iddiası, şüpheli bazı belediye yetkililerinin ruhsata ilişkin yetkilerini kötüye kullanarak ilgili kişilerden yasa dışı menfaat talep edildiği, vermeyen kişilere yüksek miktarlarda cezai işlem uyguladıkları iddiası, belediyenin medyadan sorumlu birimleri aracılığıyla geliştirdikleri uygulama programları üzerinden kişisel verileri ele geçirdikleri iddiası, İhaleyi alan firmaların farklı iş ve işlemlere zorlanarak maddi menfaat elde edildiği, bu şekilde elde edilen ya da kaynağı belli olmayan paraları şüphelilerin şirketlerine aktararak haksız kazanç sağladıkları iddiası, şüpheli bazı belediye yetkililerinin ruhsata ilişkin yetkilerini kötüye kullanarak ilgili kişilerden yasa dışı menfaat talep edildiği, vermeyen kişilere yüksek miktarlarda cezai işlem uyguladıkları iddiası, belediyenin medyadan sorumlu birimleri aracılığıyla geliştirdikleri uygulama programları üzerinden kişisel verileri ele geçirdikleri iddiası, İBB İştiraki şirketlerine ait ihale edilen açık hava reklam mecralarından elde edilen gelirden, şüphelilere aktarılan miktarların, ihaleyi alan firmalar tarafından paravan şirketlere iş yapmış gibi sözleşme imzalayıp sahte faturalar karşılığı transfer edildiği iddiası, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınması sırasında kamuoyuna para sayma görüntüleri olarak yansıyan soruşturmada bazı iş adamlarıyla hukuka aykırı olarak hareket ederek haksız kazanç sağlandığı iddiası, şüphelilerin hem kendi üzerlerine hem de SGK’lı çalışanlarının üzerlerine kurdukları şirketlerle Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinin hizmet alımı nitelikli işlerine yüksek fiyatlı teklifler vererek sonuç fiyatı kendilerinin belirlemesi suretiyle ederlerinin çok üzerinde işler aldıkları, aldıkları işlerin bir kısmını yerine getirmedikleri, bir kısmını ise yerine getirmiş gibi sahte fatura düzenleyerek elde ettikleri suç gelirini akladıkları iddiasına ilişkin hususlar, 19 Mart tarihinde soruşturmanın başlangıcında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca kamuoyuyla paylaşılmıştır. Soruşturma kapsamında gözaltı işlemleri başladığı andan itibaren, kamuoyunda bazı çevreler, soruşturmanın içeriğini bilmeden, iddia ve savunmaları görmeden, dosyaların detayına vakıf olmadan, deliller hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadan, soruşturma makamını baskı altına almaya çalışarak adli soruşturmayı siyasi saiklerle yapılan bir soruşturma gibi göstermeye çalışmışlardır. Bu çerçevede soruşturmayla ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza haksız, hukuksuz, mesnetsiz ve saygı sınırlarını aşan ithamlarda bulunmuşlardır. Adli soruşturmayı Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkilendirmeye çalışmışlardır. Sorumsuzca yapılan bu açıklamaları kesin bir dille reddediyoruz" şeklinde konuştu. "Soruşturma makamının, iddialara vakıf olduktan sonra bir soruşturma başlatmaması düşünülemez" Soruşturmanın bağımsız adli makamlar tarafından yürütüldüğünün altını çizen Bakan Tunç, "Şu hususun altını bir kez daha özellikle çizmek isterim. Soruşturma tamamen bağımsız adli makamlar tarafından yürütülmektedir. Söz konusu iddialara vakıf olan soruşturma makamının, bu iddialara vakıf olduktan sonra bir soruşturma başlatmaması düşünülemez. Nitekim, Ceza Muhakemesi Kanunumuzun ‘Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi’ başlıklı 160. Maddesinde, Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddi, gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da kanunun bu amir hükmü doğrultusunda da görevini yapmakta olup, soruşturmayı tüm yönleriyle büyük bir hassasiyet ve titizlikle yürütmektedir. Herkes bilmelidir ki, hukuk devletinde, suç işlendiğine dair bir iddia varsa, savunmanın yapılacağı yer sokaklar değil yargı makamlarıdır. Suç işlendiğine dair bir delil varsa bununla ilgili olarak gerekli soruşturmanın yapılmamasını yetkili yargı makamlarından beklemek hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Yargı huzurunda hesap vermek ve savunma yapmak herkes için bir haktır, aynı zamanda bir zorunluluktur" diye konuştu. "Tarafsız ve bağımsız Türk yargısına güvenmek gerekmektir" Soruşturmalar üzerinden dezenformasyon yapılmasını, kamuoyunu yanıltmaya yönelik söylemlerde bulunulmasını doğru bulmadıklarını ifade eden Bakan Tunç, "Soruşturma aşamasında iddialar, savunma ve deliller değerlendirilecek ve soruşturmanın gizliliği ortadan kalktığında, maddi gerçek lehte ya da aleyhte tüm delilleriyle açıklığa kavuşacak ve sonuç kamuoyu tarafından şeffaf bir şekilde görülecektir. Tarafsız ve bağımsız Türk yargısına güvenmek gerekmektir. Yargının kendi içerisinde hak arama yolları sonuna kadar açıktır. Ve adlî işlemler kendi içinde denetime tabidir. Adaletin tam ve eksiksiz tecellisi için süreci sükunetle takip etmek, verilecek kararı saygıyla karşılamak hepimizin ortak sorumluluğudur. Devam eden yargılama sürecinin soruşturma aşamasının tamamlanması herhangi bir müdahale veya spekülatif yorum yapılmadan herkes tarafından beklenmelidir. Yargılama süreçlerine müdahale, demokrasinin temel değerlerinden olan hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Maalesef, uluslararası toplumda yapılan bazı son açıklamalarda bu temel ilkenin göz ardı edildiğini üzülerek görüyoruz. Türkiye’ye yönelik bu tür ön yargılı ve çifte standartlı tutumları kesinlikle reddediyoruz. Kaldı ki, bu açıklamaların yapıldığı ülkelerde, birçok siyasetçinin ve devlet yöneticisinin adli soruşturmalara ve kovuşturmalara tabi tutuldukları da bilinmektedir. Bu nedenle Avrupalı dostlarımızın bu konuda sağduyulu yaklaşım göstermeleri ülkemizin iç hukukuna saygının bir gereği olduğu gibi, devam eden soruşturmanın sonucunun sorumlu bir tavırla beklenmesi en büyük temennimizdir" dedi.
Muğla BGC yönetimi başkan yardımcısı Özsert’tle görüştü Bodrum Gazeteciler Cemiyeti (BGC) yönetimi, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci tarafından Bodrum Belediye Başkan Yardımcılığı görevine atanan Kanat Hasan Özsert’e nezaket ziyaretinde bulundu. Bodrum Belediyesi’nde gerçekleşen ziyarete BGC Başkanı Eren Ayhan, Başkan Yardımcıları Ali Ballı, Selim Turan ve Fırat Akay ile üyeler Fikret Hıdır, Toyga İçözü ve Selçuk Şimşek katıldı. Görüşmede, Özsert’in sorumluluğundaki Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, Bilgi İşlem Müdürlüğü ile İşletme ve İştirakler Müdürlüğü hakkında bilgi alındı. "Basın ile güçlü diyaloglar kurmaya devam edeceğiz" BGC Başkanı Eren Ayhan, Bodrum Belediyesi ile basın arasındaki iletişimin önemine dikkat çekerek, "Basınla kurulan güçlü diyaloglar, halkın doğru ve hızlı bilgilendirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü Selçuk Şimşek, bu noktada önemli bir köprü görevi görüyor. Özsert’in de bu iletişimi daha da güçlendireceğine inanıyoruz" dedi. "Bodrum’un marka değerini birlikte yükselteceğiz" Bodrum Belediye Başkan Yardımcısı Kanat Hasan Özsert ise basının demokrasideki önemine vurgu yaparak, "Bodrum’daki basın mensuplarıyla adeta bir aile gibiyiz. Göreve geldikten sonra tüm müdürlüklerimizi detaylıca inceledik, eksikleri tespit edip hızlıca müdahalede bulunduk. Önümüzde uzun bir yol var ve bu süreçte sizlerin de katkılarıyla Bodrum’un marka değerini daha da yukarılara taşıyacağımıza inanıyorum" ifadelerini kullandı.