EKONOMİ - 05 Temmuz 2022 Salı 10:09

'Sardalya' vatandaşın vazgeçilmezi oldu

A
A
A
'Sardalya' vatandaşın vazgeçilmezi oldu

Tüm Türkiye'de 12 mile kadar olan bölgede 15 Nisan'da başlayan avlanma yasağıyla birlikte balık tezgahları boş kalırken, Akdeniz'in hamsisi olarak adlandırılan sardalya vatandaşların taleplerini karşılıyor. Hem omega 3 açısından hem de fiyat anlamında ucuz olan balık en çok satılan balıklar arasında yer alıyor.

15 Nisan'da 12 mile kadar olan bölgede başlayan av yasağıyla birlikte barbun, gümüş, lagos, dil balığı gibi türler denizden çıkmazken, diğer balık türleri 12 milden sonra uluslararası avlanma sahasında balıkçılar tarafından avlanılıyor. 15 Temmuz'dan itibaren Akdeniz'de avlanma tamamen yasaklanacakken, vatandaşların vazgeçilmesi sardalya oldu. Akdeniz'in hamsisi olarak adlandırılan sardalya balığı en çok satılan balıklar arasında yer alırken, hem omega 3 açısından hem de fiyat anlamında ucuz olmasıyla da dikkat çekiyor.

"Günlük taze balık bulmada sıkıntımız yok"
Balık satışlarıyla ilgili İHA muhabirine konuşan Mersin Balıkçılar Derneği Başkan Yardımcısı Adnan Polat, 15 Nisan itibariyle 12 mile kadar av yasağının başladığını söyledi. 12 milden sonraki avcılığın 15 Temmuz’a kadar devam ettiğini kaydeden Polat, “Önümüzde 10 günlük bir süremiz var. 15 Temmuz’dan sonra tamamen yasak gelecek. Tabi bu yasak Akdeniz için geçerli olacak çünkü Ege’de avcılık başlıyor. Bu dönemde bir tek çeşitlilikte azalma oluyor. Yine de günlük taze balığı bulmada herhangi bir sıkıntımız yok” diye konuştu.

"Vatandaşın en çok ilgi duyduğu balık sardalya"
Şu anda genelde sardalya balığının çıktığının altını çizen Polat, “Sardalya yılın 12 ayı çıkan bir balık. Omega 3 açısında da çok zengin bir balık. Akdeniz’imizin de en çok ve verimli balığı sardalya. Bunun haricinde şu anda kefal, istavrit, somon balığı, kültür balıklarından çupra, levrek, karides, kalamar çıkıyor. Şu an vatandaşların en çok ilgi duyduğu balık sardalya. Halkımız artık sardalyayı tanıdı. Gerçekten balıklar içinde en faydalı balıklardan biri. Ayrıca fiyatları da çok uygun. Yaşanılan ekonomik sıkıntılar içinde diğer ürünlerle karşılaştırsanız bu fiyatlar çok iyi. Bir tavuğun kilosu 50-60 lira olmuşken, biz sardalyayı 25-30 liraya veriyoruz. İnsanlar 50 liraya 2 kilo balık alıyor ve faydalı, lezzetli balık yeme keyfini yaşıyor. Balık aslında lüks bir yiyecektir ama fiyatlarımız gayet uygun. Diğer balıklara baktığımız zaman da kefal 30 lira, istavrit 35 lira. Burada biz bir de sağlıklı, doğal bir şey satıyoruz. Her yaştan insanlar yiyebiliyor” şeklinde konuştu.

"Günlük 1 tondan 10 tona kadar sardalya verimi var"
Her gün farklı miktarda balıkların denizden çıktığına vurgu yapan Polat, “Bizim ağlara en çok sardalya takılıyor. Günlük 1 tondan, 10 tona kadar sardalya verimi var. Tabi bu havanın, denizin, ayın durumuna göre farklılık gösterebiliyor. Bazen az çıkabiliyor ama bir gün sonra çok miktarda çıkıyor. Şu an en pahalı balık kültür balıkları. Kültür balıkları genelde ihraç edildiği için, doların yükselmesinden kaynaklı iç piyasa da yükseldi. Bu tür balıklarda yüzde 100’e varan zamlar var. Biz 50-60 liraya aldığımız toptan balığı, şu an 100 liraya alıyoruz. Bunu da 120-130 liraya satmak zorunda kalıyoruz. Deniz balığını tutmak daha zor olmasına rağmen ucuz. Halkımız da bunun farkında. O yüzden de zaten kültür balıkları yerine, deniz balıklarına yönelmiş durumda” ifadelerini kullandı.

Koray Ünlü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Antalya’da "sineksiz yaz" için ekipler hem sahada hem eğitimde Antalya Büyükşehir Belediyesi, yıl boyu bin 600 personelle haşere ve sinekle mücadele çalışmalarını aralıksız yürütürken, uygulamaların daha verimli olması için 19 ilçede vektörel mücadele eden personele yönelik eğitimler veriyor. Eğitimde konuşan Prof. Dr. Hüseyin Çetin, iklim değişikliğinin etkisiyle daha önce Türkiye’de bulunmayan yeni ve istilacı sinek türlerinin görülmeye başlandığını söyledi. Antalya Büyükşehir Belediyesi halkın sineksiz bir yaz geçirmesi, vektörel mücadele çalışmalarını yaz-kış demeden aralıksız sürdürüyor. Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız hizmet veriliyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı Çevre Sağlığı Şube Müdürlüğü tarafından halk sağlığını ve çevre sağlığını korumak adına gerçekleştirilen ilaçlama çalışmalarında görev alan uygulayıcı personele yönelik düzenli olarak vektörle mücadele eğitimleri düzenleniyor. Bu kapsamda Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin tarafından Manavgat, Serik, Akseki ve İbradı’da görev yapan 400 personele vektörlerin larva ve erginleri ile mücadele yöntemleri, güncel teknolojik yenilikler ve oluşan uygulama yöntemleri ile biyosidal ürünler hakkında bilgi aktarıldı. En büyük ekip Antalya’da Büyükşehir Belediyesi Çevre Sağlığı Şube Müdürü Mesut Çınar, vatandaşların rahat bir yaz geçirmesi için bin 600 kişilik mücadele ordusu ile karada ve suda gece-gündüz çalışma yaptıklarını belirterek şunları söyledi: “Bin 600 personel, 195 araç ve yüzlerce ekipmanla yılın 12 ayı aralıksız mücadele ediyoruz. Belediyeler arasında nüfusumuza göre en büyük ekibe sahibiz. Ekiplerimizin uygulamalarını daha verimli ve bilinçli yapabilmeleri için bilimsel ve akademik eğitimlerimize düzenli olarak devam ediyoruz. Eğitimde ekiplere kullandıkları ilaçları, nerelere uygulama yapmaları gerektiğini, mücadele yöntemleri ve güncellenen uygulamaları anlatıyoruz. Vatandaşlarımızım içi rahat olsun. Huzurlu ve sağlıklı bir yaz için aralıksız çalışmalarımız sürüyor.” "İstilacı sinek türleri ülkemizde" Manavgat Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşen eğitimde son yıllarda Türkiye’de iklim değişikliğinin etkisini bariz bir şekilde görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, yağış rejiminde aşırı bir bozukluk olduğunu kaydetti. Çetin, “Son 90 yılın en sıcak Mart ve Nisan ayını yaşıyoruz. Bunun sonucu haşereler için üreme sebebi oluyor. Vektör kaynaklı hastalıklar ve farklı böcek türleri çıkmaya başladı. Ülkemizde de istilacı sivrisinek türlerini görüyoruz. Bu sineklerin de bölgemizde görülmemesi ve yayılmaması için yoğun bir çalışma yürütüyoruz” dedi. Yağış ve sıcaklık Türkiye’de 65 farklı sinek, Antalya’da da yaklaşık 20 farklı sinek türünün olduğunu kaydeden Çetin, “Değişen yağış rejimi ve sıcakların artmasıyla Türkiye’de görülmeyen türler ülkemize sıçradı. İzmir, Trakya ve Marmara gibi bölgelerde görülmeye başlayıp Muğla’ya kadar ulaştı. Buna tedbir olarak Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Üniversite tarafından düzenli taramalar yapılıyor ve kullanılan ilaçların düzenli testleri yapılıyor” ifadelerini kullandı. "Çevrede su birikintisi bırakılmamalı" Sivrisinek, karasinek gibi haşerelerle mücadelede özellikle konut ve bahçelerin etrafında su birikebilecek kapların düzenli olarak boşaltılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Çetin, ‘Vatandaşlarımızın koymuş oldukları boş kaplara dolan yağmur suyuyla beraber sivrisinek ve haşereler buralara yumurtluyor. Sonrasında kontrolsüz uçkun meydana geliyor. Ayrıca sahipsiz hayvanlara aşırı yem dökülmemeli, çünkü çevredeki fare ve sıçan gibi kemirgenler bunlardan besleniyor” ifadelerine yer verdi.
Kastamonu Devlet desteği ile kuruldu: Kadınlar modern serada üretime başladı Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Kaymakamlık tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle kurulan serada kadın kooperatiflerine üye kadınlar üretime başladı. Serada üretilen ürünler kadınların ekonomik kazanç elde etmelerini sağlayacak. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde, İnebolu Kaymakamlığı ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) iş birliğinde yürütülen “Serada Üreten Kadınlar” projesinde desteklenen kadın kooperatiflerine üye kadınlar, serada ekim yaptı. İnebolu Kaymakamlığı tarafından ilçede kurulumu gerçekleştirilen seralarda günlerde çilek fidesi dikildi. Akabinde kadın kooperatiflerine üye kadınlar, topraklı alanda da domates, fasulye, biber ve salatalık fidesini toprakla buluşturdu. Yetiştirilecek ürünlerin satışından elde edilecek gelirle, kadınların ekonomik gelir elde etmesi sağlanacak. Aynı zamanda verilecek modern tarım eğitimleri ile ilçedeki çiftçilerin üretim kapasitesini artırması sağlanacak. İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ile İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hülya Karaaslan, serada fide dikimi yapan kadınları ziyaret etti. Ziyarette kadınlarla bir süre sohbet eden Kaymakam Baycar, İnebolu’da üretim yapmak isteyen her kadını eğiterek üretime kazandırmayı hedeflediklerini söyledi. "Tarıma elverişli arazinin az olması seraya olan rağbeti artırıyor" Proje çerçevesinde ilk aşamada yaklaşık 2 dönümlük bir seranın kurulduğunu söyleyen Kaymakam Baycar, “İnebolu, Kastamonu’da sera potansiyeli en fazla olan ilçemizdir. İnebolu, 650’ye yakın sera ile iştigal eden ve 115 bin metrekare sera alanımız buluyor. Kastamonu’nun tarıma elverişli arazisinin az olması seraya olan rağbeti artırıyor. Çünkü başka hububat noktasında herhangi bir tarım yapacak alan kıtlığımız var. Dolayısıyla da serada da ciddi bir verimlilik var. Vatandaşlarımızın geleneksel olarak böyle bir eğilimi var ve serada pazarlama sıkıntısı yaşanmıyor. Gerekse İnebolu’da köylü pazarında gerekse yerel marketlerde gerek ise İstanbul’daki İnebolu pazarında satışları çok kolay oluyor” dedi. "Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik" KUZKA’nın destekleriyle İnebolu’da sera kurulumunu tamamladıklarını söyleyen Kaymakam Baycar, “Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen İnebolu Seracılık Projemizin son aşamasına geldik. İnebolu’da kurduğumuz kadın kooperatiflerimizle birlikte topraklı kesimdeki üretimde bugün son aşamasını da gerçekleştirdik. Topraklı kesime biber, domates, salatalık ve fasulye ekimlerimizi yaptık. Kadın kooperatifindeki üyelerimizle birlikte bu ekimleri gerçekleştirdik. Bundan yaklaşık 2 hafta öncesinde de topraksız kesime çileklerimizi ekmiştik. Çileklerimiz şu anda çiçek açtılar. İnşallah iki veya üç hafta içerisinde artık çilek toplama aşamasına geleceğiz. Artık iki yılın burada emekleri bulunuyor. Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın ve Sayın Valimizin Özel İdare’den destekleriyle bu seranın kuruluşunu gerçekleştirdik. Bugünkü bütçe ile 67-70 milyon liraya yapacağımız bir tesis var. Buradaki amacımız modern tesis yöntemlerini kullanmak. Toprak analizi olmak üzere, modern sulama, gübreleme yöntemlerini İnebolulu çiftçilerimize rehberlik niteliğinde bir uygulama kazandırıp, uygulama tarım serası alanına dönüştürmek. Çiftçilerimize aynı zamanda eğitim de veriyoruz. Burada da pratik eğitimi de gerçekleştireceğiz. Tarım Müdürlüğümüzden ziraat mühendislerimiz yaklaşık 2 aydır teorik eğitimler veriyorlar. Uygulamalı seracılık eğitimini de başlatacağız” diye konuştu. "Kadınların ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz" "Tarım İnebolu" adı altında bir marka oluşturmak için çalışma başlattıklarını ifade eden Kaymakam Baycar, "Aynı zamanda Tarım İnebolu diye bir marka oluşturuyoruz. Pazarlama stratejilerini de belirleyip kadınların biraz daha ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz. Buradaki konteynerlerde paketleme makineleri de olacak. Bu şekilde hem İnebolu pazarında hem de İstanbul’daki köy pazarında satışını sağlayacağız. Kadın kooperatiflerimize ve ilçemize seramızın hayırlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.