TEKNOLOJİ - 23 Haziran 2020 Salı 14:58

Savunma teknolojilerinin sivil kullanım alanları tartışılacak

A
A
A
Savunma teknolojilerinin sivil kullanım alanları tartışılacak

Türkiye’nin ilk teknoloji odaklı düşünce merkezi STM ThinkTech’in online ve canlı olarak gerçekleştireceği toplantı; savunma teknolojilerinin farklı sektörlerde de yaygınlaştırılmasıyla doğacak çift kullanım (dual-use) fırsatlarına dikkat çekecek.

Savunma sanayiinin teknolojik kabiliyetleri ve bilgi birikiminin sivil alanda da kullanılması veya ters yönlü olarak sivil teknolojilerin savunma sanayiinde kullanılması teknolojinin çift kullanımı (dual use) olarak nitelendiriliyor. Çift kullanımın yaygınlaşması Türkiye’de teknolojinin ivmelenmesinin önünü açacak bir devrim niteliği taşıyor. COVID-19 ile mücadele sürecinde sağlık sektörüne yönelik solunum cihazının savunma sanayii ve teknoloji şirketleri tarafından birlikte üretilmesi, teknolojinin çift kullanımına yönelik başarılı bir örnek oldu.

Türkiye’de teknolojinin çift kullanımı ve bu konseptin farklı sektörlere katkısını tartışmak üzere alanında yetkin isimler STM ThinkTechOnline|Focus toplantısında bir araya gelecek. STM ThinkTech Koordinatörü Emekli Korgeneral Alpaslan Erdoğan moderatörlüğünde gerçekleşecek Savunma Sanayiinde Adaptasyon: Çift Kullanım (Dual-Use) Konsepti” başlıklı STM ThinkTechOnline|Focus Toplantısı’nda; T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı AR-GE ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanı Dr. Şaduman Aziz, ASELSAN Strateji Yönetimi Direktörü Sami Duman, ODTÜ Elektrik & Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Beşikci ve Response Ortho CEO’su Şehmuz Işın görüş ve öngörülerini paylaşacak.

“Teknolojinin çift kullanımında yapay zeka önemli rol oynuyor”

Yenilikçi teknolojilerin çift yönlü kullanımının özellikle sağlık, ulaşım, haberleşme, güvenlik, elektronik, havacılık, otomotiv, görüntü işleme, yapay zekâ gibi sektör ve alanlarda giderek daha fazla önem kazandığını vurgulayan STM ThinkTech Koordinatörü Emekli Korgeneral Alpaslan Erdoğan şöyle devam etti: “COVID-19 pandemi süreci; optik/elektrooptik görüntüleme, robotik, mekatronik, bilgi ve iletişim, simülasyon gibi özellikle sağlık ve savunma alanlarında çift amaçlı kullanılabilecek teknolojilerin geliştiği, ortak mühendislik çalışmalarının gerçekleştirildiği, teknoloji transferinin yapılabildiği, üniversite-sanayi işbirliklerinin güçlendiği, uluslararası yeni pazar fırsatlarının hızla arttığı bir sürece dönüşüyor.”

Özellikle yapay zekâ uygulamalarının kullanımı başta savunma sanayii olmak üzere, farklı sektörlerde yaygınlaşıyor. Savunma sektöründe olgunlaşmış bazı yapay zeka uygulamalarının, pandemi sürecinde MR tarama yöntemi ile hastalardaki anomali tespitinde de başarılı bir şekilde kullanılabildiğini gördük. STM ThinkTech ev sahipliğinde gerçekleşecek online odak grup toplantısında başta yapay zeka olmak üzere teknolojilerin çift kullanımının getireceği fırsatlara ilişkin öngörüleri değerli uzmanlarla birlikte ele alacağız.”

STM ThinkTechOnline | Focus sosyal medyada canlı yayınlanacak

24 Haziran Çarşamba günü 15:00-16:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek olan online odak grup toplantısı STM ThinkTech’in Youtube ve Twitter hesaplarından canlı olarak izlenebilecek.

STM ThinkTech Hakkında

Savunma–güvenlik ve mühendislik-teknoloji alanlarında var olan bilgi birikimi ve insan kaynağıyla bölgesel ve küresel stratejiler, teknolojik öngörüler, olası senaryolar ve karar destek sistemleri geliştiriyor. Türkiye’nin gelecek vizyonuna uygulanabilir, düşünsel ve pratik katkılar sunan ThinkTech, başta savunma olmak üzere havacılık, enerji, ulaştırma, eğitim ve sağlık alanlarında objektif bir yaklaşımla teknoloji odaklı analizler ile özgün çözümler geliştiriyor ve veri işleme yeteneğiyle raporlar yayımlıyor. STM ThinkTech, geliştirmekte olduğu öngörüler ve stratejik çözümler için akademisyenler, diğer düşünce kuruluşları, üniversiteler, yüksek teknoloji üreten firmalar, kamu kurumları ve karar vericilerle iş birliği içerisinde.

STM Hakkında;

Savunma sanayiine mühendislik, teknoloji ve danışmanlık alanlarında çeyrek asırdan uzun bir süredir hizmet veren STM, bugün sahip olduğu temel kabiliyet ve teknolojilerini askeri deniz platformlarından uydu çalışmalarına, siber güvenlikten büyük veri analitiği ve yapay zekâ uygulamalarına varan stratejik alanlarda kullanarak ülkemizin ihtiyacı olan kritik alanlarda çalışmalar yürütmektedir.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’de çocukların yüzde 30’u toksik ebeveyn ile karşı karşıya Son zamanlarda sıklıkla duyulan toksik ebeveynlik kavramı hakkında bilgilendiren İstanbul Arel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Su Kocayörük, Türkiye’de yüzde 20-30 oranda çocuğun toksik ebeveyne maruz kaldığını söyledi. Bunun sonucunda depresyonun en fazla görülen hastalık olduğuna işaret eden Kocayörük, “Depresyon hastalarının yüzde 50’sinde travmatik çocukluk yaşantıları söz konusudur. Ülkemiz için de aynı şey geçerli. Genelde depresyon görüntüsü altında olan kişilerin de toksik ebeveynlere maruz kaldıklarını biliyoruz” dedi. Son dönemlerde oldukça yaygınlaşan ‘toksik’ kavramı birçok alanda karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri de ‘toksik ebeveynlik’ kavramıdır. Bu kavram; ebeveynlerin çocukları için en iyisini istese de bazen onları fazlaca sıkmaları ya da özgür bir birey olmalarını kısıtlamaları anlamına geliyor. Anne babaların da aslında toksik ailelerden geldiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Su Kocayörük, “Bu yüzden ilişki ve bağlanma şekilleri aslında çocuklarını da etkiliyor. Hatta çocuklarının da ilerde kuracakları ilişki yine toksik şekilde devam edebiliyor. Nesilden nesle aktarılıyor. Burada suçlu aramak yerine çözüme odaklanmalı” açıklaması yaptı. “Küçümseyici, aşağılayıcı tavır takınmaları, negatif geri bildirimler vermeleri toksik ebeveynliktir” Toksik ebeveyn davranışlarını sıralayan Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük, “Küçümseyici, aşağılayıcı tavır takınmaları, negatif geri bildirimler vermeleri, sürekli çocuğu didiklemeleri, sınırları aşmaları, çocuğun birey olduğunu kabul etmekten ziyade kendilerinin bir uzantısı olduğunu görmeleri toksik ebeveynliktir. Örneğin bu ebeveynler; çocuğu sınavda 99 notu aldığında ‘neden 100 almadın’ diye eleştirirler, çünkü hiçbir şeyle yetinmezler. Sürekli çocuk üstünde baskı, otoriter kurarlar. Bunun en büyük nedenleri arasında ise ailelerin çocuklarına empati yapamaması, çocuğun ihtiyaçlarını göremeyip anlayamaması yer almaktadır. Tabii bunu bile isteye yapmıyorlar. Çünkü onların da kendi ihtiyaçları zamanında görülmeyerek onlara da bu şekilde davranıldı” dedi. “Değerlilik ihtiyacı karşılanmayan çocukların kendini geliştirmesi zordur” Tedavisinde ise terapistlere büyük iş düştüğünü belirten Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük şunları söyledi: “İnsanlar kendilerinin farkında da olmalıdır. Ama genellikle bu durumun farkında olmazlar. Sevilmeyip sayılmayan, biricilik ve değerlilik ihtiyacı karşılanmamış çocukların kendilerini geliştirmesi oldukça zordur. Bu yüzden kendilerinden beklentileri de düşüktür. Dünyaya genellikle olumsuz bakarlar. En önemlisi de öğrendikleri bağlanma biçimini, hayatlarında benzer bağlamda gösterecekler. Örneğin; sevgili, eş, arkadaşlık ilişkilerinde bu tarz bağlanma ilişkisi olacak. Mesela aşağılayıcı bir bağlanma stili gördüyse etrafındakileri aşağılayacak. Toksik ebeveynler genellikle klinik tanı almamış olsa da çoğunlukla ruhsal bozukluğu ya da kişilik bozukluğu olan kişilerdir. Narsist bir ebeveynle birlikteyseniz narsist olma ihtimaliniz çok yüksek. Kaygılı bir ebeveynle büyüyorsanız kaygılı olma ihtimaliniz çok yüksek.” “Ailelerini olduğu gibi kabul edip sınır çizerek hayatlarına devam etsinler” Ailelere ve özellikle de çocuklarına önerilerde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Kocayörük son olarak şunları söyledi: “Aileler açık iletişimde olmalı. Çocuğunu dinlemeyi öğrenen her aile, bu anlamda yol katedecektir. Çünkü çocukların ihtiyaçlarını öğrenebildiklerinde, hissedebildiklerinde zaten tutumlarını değiştirecekler. Anne babalar kendilerine şunu sorsunlar; ‘ben çocuğumdan ne istiyorum, o benim bir uzantım mı, ona gücümü mü göstereyim, o benim her dediğimi yapsın mı?’ Yoksa sadece o benim çocuğum ve o ayrı birey. ‘O da kendi başına bir birey olarak kendi hayatını ve kendi yolunu bulacak’ şeklinde mi düşünüyorlar? Bu tür ailelere maruz kalan çocukların tutunacak dala ihtiyacı vardır. Öğretmen ya da başka akrabadan özdeşim kuracağı birilerini bulabilirler. Bu onlara iyi gelecektir. Aileler çoğunlukla toksik olduğunu kabul etmez. Çocuklar toksik bir aileye sahipse onları olduğu gibi kabul edip kendi sınırlarını çizebilir. Ebeveyniyle kuracağı empatik ilişkide çocuk, öfkelenmeyi ve kızmayı bırakabilir. Öfke ve kızmayı bıraktığında da onları olduğu gibi kabul edebilir. Olduğu gibi kabul ettikten sonra da kendi yolunu çizebilir. Diğer türlü anne babasına tepkili hayat yaşamak onları; madde bağımlılığına, kötü arkadaşlar edinmeye, kendine zarar verici davranışlarda bulunmaya kadar götürür. Çünkü kızgınlık ve öfke buna iter. Ailelerini anlayabilirlerse ailesinin onu anlamasını beklemeden hayatlarına devam edebilirler.”
Samsun Ormanda çöp toplama etkinliği Samsun’un Vezirköprü ilçesinde “Orman Benim” sloganı ile ormanda çöp toplama etkinliği yapıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü tarafından “Orman Benim” sloganı ile 81 ilde ve bütün ilçelerde, orman yangınlarına karşı farkındalık oluşturmak için bir program düzenlendi. Vezirköprü’deki farkındalık etkinliği ise Çaputlu mevkisinde gerçekleştirildi. Amaçlarının orman yangınları çıkmadan önlem almak olduğunu belirten Vezirköprü Orman İşletme Müdürü Mecit Koçak, “Orman Benim” yangınlara karşı farkındalık programı ile ilgili yapığı açıklamada, amaçlarının yangın çıkmadan önlem almak olduğunu belirterek, “Benim Ormanım’ etkinliği kapsamında Türkiye’nin bütün illerinde ve tüm ilçelerinde bu etkinlik düzenlendi. Bizler de Kaymakamlık, İlçe Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, İlçe Jandarma Komutanlığı ve bazı sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile Çaputlu mevkisinde etkinliğimizi gerçekleştirdik. Amacımız, çevremizin daha temiz olması, özellikle küresel ısınmadan kaynaklı son yıllardaki orman yangınlarına karşı dikkat çekmek ve yangın çıkmadan tedbir almak. Çıkan yangınlarının yüzde 90’ı insan kaynaklı, yanan alanların da yüzde 99’u insan kaynaklıdır. Yangını çıkmadan önlemek için bu proje başlatıldı" dedi. Programa İlçe Kaymakamı Özgür Kaya, Cumhuriyet Başsavcısı Emre Kaya, Vezirköprü Meslek Yüksekokul Müdürü Prof. Dr. Necati Tomal, İlçe Jandarma Komutanı J. Binbaşı Ümit Çetinkaya, İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik, kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
İstanbul Esenyurt’ta uyuşturucu serasına çevrilen eve operasyon: 15 kilogram esrar ele geçirildi Esenyurt’ta Güven Timleri tarafından uyuşturucu serasına çevrilen eve operasyon düzenlendi. Operasyonda özel düzenekle saksılara ekilmiş 15 kilogram esrar ele geçirilirken 1 kişi yakalandı. Alınan bilgiye göre, dün Esenyurt Mehterçeşme Mahallesi Hacı Bayram Veli Caddesi’nde yayılan kokudan şüphelenen polis ekipleri bölgeyi incelemeye aldı. Yapılan incelemenin ardından polis ekipleri cadde üzerindeki binada bir daireyi gözlem altına aldı. Yapılan takibin ardından 5 katlı apartmanın 5. Katındaki daireye gelen ekipler şüphelilerin kapısını çaldı. Polislerin geldiğini fark eden S.T isimli şüpheli, dairenin terasından çatıya çıkarak karşı binaya geçti. Çatı girişinden yandaki binaya girmeye çalışan S.T aradaki kapının kilitli olması sebebiyle apartman boşluğunda kilitli kaldı. Yan binaya geçtiğini fark eden polis ekipleri, şüpheli S.T’nin kilitli kaldığı kapıyı açarak şahsı gözaltına aldı. Baskın yapılan evde uyuşturucu imalatında kullanılan kimyasallar, özel aydınlatma ve ısıtma sistemleri kurulduğu görüldü. Dairedeki 2 odanın duvarları ve camların alüminyum folyolarla kaplandığı görüldü. Daire içerisinde kokuyu önlemek için havalandırma sistemi kurulduğu belirlendi. Yapılan baskında, toplamda 15 kilogram esrar maddesi ele geçirildi. Polis olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı.