GÜNDEM - 18 Haziran 2019 Salı 09:48

Sayıştay'dan rapor açıklaması

A
A
A
Sayıştay'dan rapor açıklaması

Sayıştay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu'nun bir televizyon programında ve sosyal medya üzerinden Sayıştay Raporlarını dayanak göstermek ve gerçeklerle bağdaşmayacak şekilde usulsüzlük yapıldığı iddiasında bulunarak kamunun zarara uğratıldığı değerlendirmelerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yapılan açıklamada, "Sayıştay kamu idarelerinin hesaplarını denetlemekle görevli olup, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin denetim raporlarını TBMM’ye ve belediyelere ilişkin denetim raporları ise belediye meclislerinde görüşülmek üzere belediyelere gönderilmektedir. Bu çerçevede 2017 yılı hesaplarının denetimine ilişkin Denetim Raporları TBMM’ye ve ilgili idarelere gönderilmiştir.

TBMM’ye, belediyelere ve ilgili kamu idarelerine gönderilen raporlar yıllık hesap ve işlemlerin denetimi sonucunda hazırlanan mali denetim raporları olup, söz konusu raporlarda yer verilen bilgiler esas alınarak kurumlar hakkında kamu zararına neden olunduğuna ilişkin değerlendirme yapılması söz konusu olamaz. Her şeyden önce Sayıştay raporlarında, iddia edildiği gibi, İBB tarafından bazı sivil toplum kuruluşlarına yardım yapıldığına ilişkin herhangi bir değerlendirme bulunmamaktadır" ifadeleri kullanıldı.

İBB'nin, İSKİ ve İETT 2017 yılı hesap ve işlemlerine ilişkin yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İSKİ ve İETT’nin 2017 yılı hesap ve işlemlerine ilişkin denetim raporunda, tespit ve öneriler çerçevesinde olumlu görüş verildiği açıkça belirtilmiş olup, muhasebe ve kayıt sistemine ilişkin bazı bulgular ile bunlara ilişkin önerilerde bulunulmuştur. Gerek yapılan konuşmada geçen, gerekse Twitter hesabında ifade edilen hususların hiçbirisi ifade edildiği gibi 'usulsüzlük' veya 'kamu zararı' sonucunu doğrudan işlemler değildir. Sayıştay Kanunu çerçevesinde bir idare denetimi sırasında 'usulsüzlük' ve 'kamu zararı' doğuran bir husus tespit edildiğinde bu husus ayrı bir rapor düzenlenmek suretiyle Sayıştay yargılamasına konu edilmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerine ilişkin iddialara konu olan Raporlarda yer alan hususların hiçbirisi mevzuatta öngörülen 'kamu zararı' veya 'usulsüzlük' unsurlarını taşımadığı için yargılamaya esas ayrı bir rapor düzenlenmemiştir.

Bu bilinen bir husus olduğu halde, gelir, gider, hasılat, kar ve kar payı gibi teknik kavramları ve bunlara ilişkin tutarları birbirine karıştırmak ve bir takım farazi hesaplamalar da yapmak suretiyle kamunun zarara uğratıldığı yönünde algı oluşturacak şekilde açıklama yapılması maksatlı ve iyi niyetli olmayan bir yaklaşımın sonucudur. Diğer bütün kamu idarelerinde olduğu gibi kamu zararı doğurmayan ikmal edilebilir bulgular Mali denetim raporuna konu edilerek, kamu idarelerine rehberlik edilmekte ve kamu yönetiminin geliştirilmesine katkı sağlanması amaçlanmaktadır.

Söz konusu raporlarda yer alan iddia konusu işlemlerin mevzuata uygun olarak ikmali istenerek aynı hatalı işlemlere tekrar yer verilmemesi istenilmiş, idare söz konusu eksiklikleri gidermek ve gerekli tedbirleri almak suretiyle bulgulara cevap oluşturmuş, verilen cevaplar yeterli görüldüğünden konuların takibi ön görülmüştür. Bu usul bütün kamu idare raporlarında uygulanan bir usul olup, burada amaç idarelerin süratle işlemleri ikmal etmeleri ve gerekli önlemleri almalarının sağlanmasıdır.

İddia konusuna ilişkin hususların bazıları şunlar, 'İBB’nin yüzde 99,7 oranında hissesine sahip olduğu KİPTAŞ’ın geçmiş yıllara ilişkin karının dağıtılması konusunda önceki yıllarda kar dağıtımı kararı alınmadığı için her hangi bir değerlendirme yapılmamıştır. 2017 yılında ise kar dağıtımı kararı verilmiş ancak 2017 yılı sonunda kar dağıtımı yapılmadığı görülerek bulgu konusu edilmiş, kar dağıtımının gerçekleştirilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Nitekim, raporda yer verilen bulgu çerçevesinde kar dağıtımı 2018 yılında yapılmış olup her hangi bir kamu zararı tespiti söz konusu değildir. İki kamu idaresi (Milli Savunma Bakanlığı ve İBB) arasında Milli Savunma Bakanlığına ait bazı tesislerin onarılması karşılığında kimi gayrimenkullerin İBB’ye devredilmesi konusunda protokol yapılmıştır.

Bu protokol kapsamındaki tesislerin onarım işlemleri İBB tarafından gerçekleştirilmiştir. Buna karşılık olarak bazı gayrimenkullerin İBB’ye devir işlemi gerçekleştirilmiş, ancak İBB dışındaki bazı idari süreçler nedeniyle iki kamu kurumu arasındaki devir işlemlerinden bir kısmı tamamlanamamıştır. Raporda gayrimenkul devirlerine ilişkin süreçlerin hızlandırılması tavsiye edilmiş olup,her hangi bir kamu zararı tespiti söz konusu değildir. 'Belediyeye ait gayrimenkullerden alınan ecrimisiller düşük tahsil edilmiştir' iddiasına bağlı olarak, kamu idaresi cevabında Belediyeye ait gayrimenkullerin fuzuli şagiller tarafından kullanılmasının karşılığı olan ecrimisil tahsilatı yapıldığı, ancak bazı gayrimenkullere ilişkin olarak mahkeme süreçleri ve mevzuattan kaynaklanan (idarenin inisiyatifi dışındaki) sebeplerle aksamalar olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.

Söz konusu raporda, ecrimisil tahsilatına ilişkin süreçlerin daha etkin takip edilmesi gerektiği tavsiyesinde bulunulduğu ancak herhangi bir kamu zararı tespiti söz konusu olmadığı söylenildi" ifadeleri aktarıldı.
“Kesilen asgari ücret destek tutarları Hazineye gönderilmemiştir” iddiasına ilişkin olarak ise, "Mevzuat uyarınca belediyelerin, hizmet aldıkları yüklencilere yaptıkları ödemelerden kesmeleri gereken 'asgari ücret destek tutarlarını' Hazineye aktarmaması eleştirilmiş, belediye ise kesintinin Hazineye aktarılmasına ilişkin açık bir hüküm bulunmamasını gerekçe göstererek emanet hesaplarına almıştır. Emanet hesaplarında tutulan söz konusu tutarların Hazineye aktarılması tavsiye edilmiş olup, her hangi bir kamu zararı tespiti söz konusu değildir" denildi.

Sayıştay'ın açıklamasında söz konusu raporda geçen iddia hususlarının bazıları şöyle kaydedildi:
"İBB, İstanbulkart ile muhtaç ailelere, zincir marketler aracılığıyla uygun fiyatlı alışveriş imkanı sağlamak suretiyle sosyal yardım yapmaktadır. Kaynakların daha etkin ve verimli kullanılabilmesi amacıyla yardım sisteminin yeniden değerlendirilmesi tavsiyesinde bulunulmuştur. Raporda yardım sisteminin gözden geçirilerek daha etkin hale getirilmesi tavsiye edilmiş olup, her hangi bir kamu zararı tespiti söz konusu değildir. Personel taşıma hizmet alımı ihalesinin kapsamında olmayan işlerin, bu kapsama dahil edilmesine ilişkin tespit ise ihalenin ve işin gerçekleştirilmesi süreçlerinde hata yapılması ile ilgili olmayıp, ihaleye çıkılan işin kapsamının olması gerekenden daha geniş belirlenmesine ilişkindir.

Raporda ihale işlemlerinin gerçekleştirilmesine ilişkin mevzuata aykırılık tespiti bulunmamakta olup, kapsam belirlemesinde daha dikkatli davranılması tavsiye edilmiştir. Bu tespitten ihale süreçlerinde mevzuata aykırı işlemler yapıldığı sonucuna varılması gerçekle bağdaşmamaktadır. İhalede herhangi bir usulsüzlük yada her hangi bir kamu zararı tespiti söz konusu değildir. 'Taşınmazların bedelsiz kullandırılması' iddiasına ilişkin olarak, 1982 yılında yürürlüğe giren 2705 sayılı Kanun uyarınca İETT bünyesinde yürütülen elektrik hizmetleri Türkiye Elektrik Kurumuna (TEK) devredilmiştir. Söz konusu hizmetlerde kullanılan gayrimenkullerden bir kısmının TEK’e devredilmesine rağmen, bir kısmının ise yargı süreçleri devam ettiğinden devir işlemlerinin tamamlanamadığı tespit edilmiştir. Söz konusu taşınmazlara ilişkin yargı süreçleri devam ettiğinden, bir takım varsayımlara dayalı olarak gelir kaybı yapılamaz.

Bu bakımdan, raporda herhangi bir gelir kaybı hesabına yer verilmemiştir. Raporda, söz konusu gayrimenkullere ilişkin yargı süreçlerinin daha etkin takip edilerek sonuçlandırılması tavsiye edilmiş olup, her hangi bir kamu zararı tespiti söz konusu değildir. 'Elektrik enerjisi alımlarında mevzuata aykırı olarak Elektrik Tüketim Vergisi ödenmiştir' iddiasına ilişkin olarak, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca elektrik ve hava gazı tüketenler elektrik ve hava gazı Tüketim Vergisi ödemektedir. İSKİ de elektrik tüketim tutarı üzerinden söz konusu vergiyi ödemektedir. Ancak, mevzuat gereği İSKİ’nin bu vergiden muaf olması gerektiği değerlendirilmiştir. Raporda İSKİ’nin elektrik ve hava gazı Tüketim Vergisinden muaf olduğuna ilişkin hususun açıklığa kavuşturularak İSKİ’nin elektrik ve hava gazı Tüketim Vergisinin ödememesi gerektiği belirtilmiştir. Herhangi bir kamu zararı tespiti söz konusu değildir. 'İndirimli su tarifesi uygulanmasına ilişkin olarak, İSKİ'nin 'Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği' hükümleri uyarınca uyguladığı tarifeden kaynaklı olarak bazı tesis ve binalara indirimli tarife uygulamaktadır. Söz konusu işlemler yürürlükteki mevzuat çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.

Raporda söz konusu yönetmeliğin 2560 sayılı İSKİ’nin Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun hükümlerine uygun olarak yeniden düzenlenmesi tavsiye edilmiştir. Herhangi bir kamu zararı tespiti söz konusu değildir. 'İSKİ’ye ait içme suyu arıtma tesislerinden bazılarında kullanılan elektrik bedelinin sanayi tarifesi yerine ticarethane tarifesi üzerinden ödendiği tespit edilmiş olup, İSKİ tarafından bu tesislerin sanayi tesisi olduğuna ilişkin diğer kuruluşlar nezdinde idari süreçler başlatılmış ancak sonuçlandırılamamıştır.' Raporda diğer idareler nezdinde söz konusu süreçlerin sonuçlandırılarak ticarethane tarifesi yerine sanayi tarifesi üzerinden elektrik bedeli ödenmesi tavsiye edilmiştir. Her hangi bir kamu zararı tespiti söz konusu değildir" 'Bağımsız ihale edilmesi gereken işlerin iş artışı yoluyla aynı yükleniciye yaptırılması usulü eleştirilmiştir. Açıklamalarda kamu zararı olduğu iddia edilen 2 milyon lira, mevcut sözleşme hükümleri çerçevesinde yapılan iş karşılığında yükleniciye ödenen bedeldir, kamu zararına ilişkin bir tutar değildir.' Raporda, kullanılan satın alma usulüne ilişkin eleştiri ve öneriye yer verilmiş olup, her hangi bir kamu zararı tespiti söz konusu değildir. 'Söz konusu raporlarda yer alan diğer hususlar da yukarıda yer verilen açıklamalara benzer şekilde her hangi bir kamu zararı tespiti bulunmayan hususlardır. Diğer Kamu İdareleri Raporlarında olduğu gibi söz konusu raporlarda da İdare daha dikkatli davranması hususunda uyarılmakta ve tavsiyelerde bulunulmaktadır."

Öte yandan Sayıştay tarafından yapılan açıklamada, "Sayıştay raporlarında yer verilen söz konusu tespit ve öneriler kamuda iyi yönetişimin güçlendirilmesi çerçevesinde yapılmaktadır. Bunlardan hareketle kamu zararına neden olunduğu algısı doğuracak şekilde usulsüzlük veya yolsuzluk değerlendirmesi yapılması maksatlı ve gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Bu tür değerlendirmeler kanunla verilen görev ve yetkiler çerçevesinde Sayıştay’ın 'kamu yönetiminde hesap verebilirliğin artırılması ve kamu yönetiminin geliştirilmesine katkı sağlama' fonksiyonuna zarar vermektedir" denildi.  

Mevlüt Hasgül

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Başkan Dönmez: “15 gün içerisinde İskenderun’da 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizliği yapıldı” Hatay’ın İskenderun ilçesinde alt yapı sorununu çözmek için çalışmalarını yürüten İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, 15 gün içerisinde kentte 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizlendiğini söyledi. Depremin yaralarının sarıldığı Hatay’ın İskenderun ilçesinde 31 Mart Yerel Seçimleri’nden sandıktan Cumhur İttifakı adayı Mehmet Dönmez zaferle çıkmıştı. Yerel seçimlerin ardından göreve başlayan Başkan Dönmez, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Konya Büyükşehir Belediyesi’nden destek alarak alt yapı sorununu çözmek için çalışma başlatmıştı. Başkan Dönmez, yürütülen çalışmalar hakkında basın mensuplarına bilgi verdi. 10 yıllık süreçte Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin İskenderun’da alt yapıya yönelik yeteri kadar çalışma yapmadığını ifade eden Dönmez, “Yerel seçimler sonrası Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Öntürk ile toplantı yaptık. İskenderun’un alt yapı sorununa çözebilmek için hızlı bir başlangıç yaptık. Yaptığımız saha çalışmalarında Hatay Büyükşehir Belediyesini geçtiğimiz 10 yıl boyunca yönetenlerin İskenderun’un alt yapısının bakımına dair hiçbir çalışma yapmadığını ve atık su kanallarının tamamen tıkalı olduğunu gördük. Bu bir iddia değil, Gaziantep, Kayseri ve Konya Büyükşehir Belediyesi ekiplerinin ve İskenderun Belediyesi ekiplerinin tespitidir. Şehir merkezindeki pek çok noktada 10 yıl boyunca bakım yapılmadığı için tıkanan kanalizasyon şebekesi nedeniyle lağım suları evlerin bodrumlarını doldurup, yollara sızmaya başlamıştı. Üç büyükşehir belediyesi ekipleri, günde 17-18 saat çalışarak tıkalı olan kanalları açıp, gerekli onarımları yaptılar. İskenderun Belediyesinden işi bilen arkadaşlarımız da aynı gayretle bu çalışmalara katıldılar ve bu kahramanlara huzurlarınızda teşekkür ediyorum. 15 gün içerisinde 13 kilometre uzunluğunda kanalizasyon şebekesinin temizliği yapıldı. Eğer her yıl periyodik olarak bu kanalların temizliği yapılmış olsaydı, bu sorunları hiç yaşamazdık” dedi. HATSU’ya ait depolarda atıl vaziyette duran 75 adet pompanın kullanılmadığını ve vatandaşların mağduriyete mahkum edildiğini ifade eden Başkan Dönmez, “HATSU deprem sonrası elimizde pompa yok açıklaması yapmıştı, 75 tane pompa olduğunu tespit ettik. Bunların bazılarının kablosu kopmuş, bazılarının bilyesinde arıza var. Biz 15 bin TL masrafla 6 tane pompayı tamir ettik, 6 pompanın değeri yaklaşık 10 milyon TL ve biz 15 bin TL masrafla bunları çalışır hale getirdik. Bugün canla başla canları pahasına bu çalışmaları yapan, ailelerinden uzak çalışan 18-24-36 saat çalışan Gaziantep, Kayseri, Konya Büyükşehir ekiplerine teşekkür ediyorum. Bu ekipler buraya gelmek için bizi mi beklediler? Hayır, depremde bu ekipler buradaydılar ama HATSU tarafından muhatap bulamadılar. ’Yapılacak bir şey yok, alt yapı çöktü’ cevabını aldılar. Mehmet Öntürk başkanımız HATSU’da yeniden kadro kuruyor. Kısa sürede Hatay’ın her köşesinde güçlü adımlar atılacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
İstanbul Esenyurt’ta escort ile pazarlık kavgasında kaza ile kardeşini öldürdü Esenyurt’ta iddiaya göre eve eskort çağıran ve fiyat konusunda anlaşamayan ağabey kardeş, kadının arkadaşları ile kavga etti. Ağabey, kavga ettiği kişilere karşı bıçağını kullanmak isterken yanlışlıkla kardeşini şah damarından yaralayarak ölümüne neden oldu. Olay, bugün sabah saatlerinde Esenyurt Sultaniye Mahallesi’ndeki lüks bir rezidansta meydana geldi. İddiaya göre, Uğur Ş. ile kardeşi Engin Ş., eve internet üzerinden para karşılığı eskort çağırdı. Ağabey kardeş ile eve gelen kadın arasında ilerleyen dakikalarda para nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine eskort kadın, kendisini eve getiren korsan taksi şoförüne haber verdi. Aşağıda bekleyen korsan taksi şoförü, bunun üzerine yukarı çıkarak iki kardeş ile tartışmaya başladı. Kadın, ardından yaşanan tartışmayı arkadaşlarına da haber verdi. Lüks rezidansa gelen bir grup, ağabey kardeşin bulunduğu evi bastı. Bu esnada Uğur Ş., eline aldığı bıçakla gelen şahısları rezidansın koridorunda kovaladı. Uğur Ş.’nin arkasından kardeşi Engin Ş. koşarak kavgayı ayırmaya çalıştı. Uğur Ş., arbede esnasında yanlışlıkla kardeşi Engin Ş’yi şah damarından bıçaklayarak ölümüne neden oldu. Uğur Ş.’nin de aralarında bulunduğu 5 kişi gözaltına alınırken, olaya ilişkin soruşturma sürüyor.
Bolu Bolu Belediye Başkanı Özcan: "Konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" BOLU (İHA) – Bolu’da çam ormanlarıyla dikkat çeken Pirahmetler köyü ve At Yaylası’nda maden aranması için ruhsat verildiği iddiasına ilişkin açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Tanju Özcan, "Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" dedi. Uydu fotoğrafları üzerinden ruhsat verildiği öne sürülen alanları göstererek süreci anlatan Özcan, "Pirahmetler köyü bölgesinde 2021 yılında bir firmaya altın arama ruhsatı verilmiş. Daha sonra da ’Altın aranacağı henüz belli değil’ gibi söylemler oldu. ’Bu işin peşini bırakmayacağım’ demiştim. Bizi çok şaşırtan ve üzen bazı gelişmeler oldu" dedi. "Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam" Başkan Tanju Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda At Yaylası bölgesinde çok kıymetli bir torf madeni var. Türkiye’nin en kıymetli torfu olduğu söyleniyor. Hatta bununla ilgili Bolu’ya daha önce gelenler olmuştu. Köylüler sadece bu konu hakkındaki duyumları üzerine ayaklanmışlardı. Birbirine çok yakın iki alana maden arama ruhsatı verilmiş. Pirahmetler bölgesinde altın var mı bilmiyorum ama At Yaylası’nda Türkiye’nin en değerli torfu olduğu noktasında bilgim var. Değeri belki de 100 milyonlarca doları bulan torf madeni var. Pirahmetler bölgesinde siyanürle asla altın aratmam. Buraya her gün zabıta ekibi gönderiyordum. Orada yaşayan vatandaşlar lütfen dikkat etsinler. At Yaylası ve Pirahmetler bölgesinde herhangi bir sondaj çalışması olursa bizim haberimiz olsun." "Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım" Konunun takipçisi olacağını dile getiren Başkan Özcan, "At Yaylası’nda torf madeni var diye bu alanı talan etmelerine izin vermememiz lazım. Bu konuyu TBMM’ye de taşıyacağım. Cevap gelmezse çevreci örgütleri Bolu’ya davet edeceğim" şeklinde konuştu.