SAĞLIK - 17 Eylül 2020 Perşembe 12:54

Semra Çapar: 'Grip aşısının gebeliğe zararı yok'

A
A
A
Semra Çapar: 'Grip aşısının gebeliğe zararı yok'

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Semra Çapar, gebelik döneminde grip aşısının önemine değinerek, "2020-2021 döneminde girip aşısına çok önem veriyoruz. Türkiye’de grip aşısı yaptırmak için Ekim-Kasım ayları uygundur. Yapılan çalışmalarda grip aşının gebelik döneminde herhangi bir zararı olmadığı görülmektedir" dedi.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Semra Çapar, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine gebelik döneminde yaşanan enfeksiyonlar ve bu dönemde grip aşının önemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Gebelik sırasında geçirilen bazı enfeksiyonların hem bebek hem anne için sorunlar oluşturabileceğini ifade eden Çapar, "Enfeksiyon bebek ile anne arasında kan alışverişini sağlayan plasentayı etkileyerek bebeğinin gelişiminin bozulmasına neden olabilir. Erken doğum, düşük, ölüm doğum ve bebekte bazı sakatlıklarına neden olabilir. Doğum sırasında enfeksiyonlar eğer anneden bebeğe bulaşırsa enfeksiyonlar uzun süre devam edebilir. Gebelik sırasında bizim en sık rastladığımız enfeksiyonlar vajinal enfeksiyonlardır. Normalde gebelerde fizyolojik akıntı vardır. Her akıntı enfeksiyon değildir. Gebelikte mantar enfeksiyonları da rastlamaktayız. Bunlarında teşhisi ve tedavisi kolaydır. Tedavi edilmedikleri zaman erken doğuma ve doğum sırasında bazı sıkıntılara yol açabilirler" diye konuştu.

"Gebelik boyunca gıda hijyenine çok önem verilmesi gerekir"

Gebelikte hormonal ve mekanik nedenlerle idrar yolları enfeksiyonlarının arttığını ifade eden Semra Çapar, "Sık idrara çıkma, idrara çıkarken yanma gibi belirtiler gösterebilirken, hiç belirti göstermeden böbreklere kadar ciddi enfeksiyonlara yol açabilirler. Bu nedenle gebelerin, gebelik süresi boyunca idrar yolu tahlilleri yaptırması gerektirmektedir. Geçirilen enfeksiyonların cinsine, şiddetine, geçirildiği zamana göre bebekte ve annedeki etkileri değişebilmektedir. Parazit hastalığı gebeliğin ilk 4 ayında geçirildiğinde bebekte ciddi hastalıklara yol açabilmektedir. Tam pişirilmemiş et ve et ürünlerinin tüketilmesi ve kedi dışkısı ile bulaşabilen bir parazittir. Tedavisi mümkündür. Teşhis edildiğinde ilaç tedavisi yapılır. Ancak eğer tedavi edilmezse erken doğum, ölü doğum ve bebekte ciddi sakatlıklar yol açabilmektedir. Yine bir bakteri enfeksiyonu olan listeriyoz ise süt ve süt ürünleri ile genellikle bulaşan bir bakteridir. Ciddi sıkıntılara yol açabilir. Bu nedenle gebelik boyunca gıda hijyenine çok önem verilmesi gerekir. Gebelikte çocukluk çağında geçirilen suçiçeği, kızamıkçık enfeksiyonları da ciddi sıkıntılara yol açabilir. Suçiçeği ve kızamıkçık genellikle erken çocukluk döneminde geçirilmektedir. Geçirilmesi bile aşıları vardır. Bu nedenle gebelik düşünen kadınların en az 3 ay öncesinden doktor başvurup, tetkiklerini yaptırıp, gerekirse aşılarının yaptırılmasında fayda vardır" şeklinde konuştu.

"Enfeksiyondan korunmanın en önemli yolu el yıkma"

Enfeksiyondan korunmanın en önemli yolunun el yıkma olduğunu vurgulayan Çapar, "Özellikle tuvaletten sonra, çiğ et ürünleri, yumurtaya dokunduktan sonra, hayvanlara, toprağa dokunduktan sonra, hasta insan ile temastan sonra mutlaka eller bol su ve sabun ile yıkanmalıdır. Gebelerin hasta insanların olduğu yerde bulunmaması gerekir. Gebe kadınlarda grip, gebe olmayan üreme çağındaki kadınlarına göre daha ağır geçirilebilmektedir. Bunun nedeni gebelikte bağışıklık sistemin zayıflaması, akciğer kapasitesinin azalması, kan volümünün değişmesi gibi sebeplerdir. Grip anne karnındaki bebeğe de etki etmektedir. Yüksek ateş olduğu zaman bebekte bazı sakatlıklara yol açabilmektedir. Bu nedenle gripten korunmak gebelik döneminde önemlidir" ifadelerini kullandı.

"Grip aşının gebelik döneminde herhangi bir zararı olmadığı görülmektedir"

Gebelik döneminde grip aşısının yapılmasını öneren Semra Çapar, "Özellikle bu sene Covid-19 salgını da bulunduğu için ikisinin de karışma ihtimali çok yüksektir. Çünkü korona virüs ile grip belirtileri birbirine çok benzerdir. Bu nedenle sağlık çalışanların da yükü artmaktadır. Bunu azaltmak için özellikle 2020-2021 döneminde girip aşısına çok önem veriyoruz. Türkiye’de grip aşısı yaptırmak için ekim-kasım ayları uygundur. Grip virüsünün dolaşımda bulunduğu süre boyunca da yapılabilir. Gebelik düşünen kadınların gebelik öncesinde de yaptırması faydalıdır. Yapılan çalışmalarda grip aşının gebelik döneminde herhangi bir zararı olmadığı görülmektedir. Hamile kadınlar grip aşısının yan etkileri diğer insanlardan farklı değildir. Enjeksiyonun yapıldığı yerde ağrı, kızarıklık, şişkinlik, baygınlık hissi, baş ağrısı ve ateş gibi yan etkiler yapabilmektedir. Bunlar aşı yapıldıktan hemen sonra bağlayıp, 1-2 gün boyunca sürebilir. Yumurta alerjisi olan kadınlar grip aşısı yaptırabilir. Emziren anneler de grip aşısı yaptırabilir. Annede oluşan antikorlar, anne sütü yoluyla bebeğe geçerek aynı zamanda bebekte de koruma sağlar" diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Işıkhan açıkladı: 2026 yılı asgari ücret belli oldu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere net asgari ücret 28 bin 75 lira, brüt asgari ücret tutarı ise 33 bin 30 lira olarak belirlenmiştir" dedi. Çalışanları ve dolaylı olarak toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücretin belirlenmesine yönelik süreç sona erdi. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2026’da geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında üçüncü toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı, Bakan Işıkhan’ın başkanlığında saat 18.00’de başladı. Toplantının ardından Işıkhan, 2026 yılı için geçerli olacak asgari ücreti açıkladı. "Talep ve tekliflere kulaklarımızı kapatma lüksümüz bulunmamaktadır" Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 12 Aralık’ta başlattığı müzakerenin tamamlandığını ve yeni Asgari Ücret miktarının tespit edildiğini belirten Işıkhan, "Bakanlık olarak çalışma hayatımızda, sosyal diyaloğun bir gereği olarak, tüm istişare mekanizmalarını aktif bir şekilde işlettik. Tabii bu süreçte, sizin de çok yakından takip ettiğiniz gibi, bakanlık olarak biz, her iki taraf arasındaki hakemlik rolümüzün gerektirdiği şekilde, hem işçi temsilcilerimizle hem de işveren temsilcilerimizle görüşmelerimizi kararlılıkla sürdürdük. Bu süreçte işçi konfederasyonlarımızla da, işveren temsilcileriyle de görüşmelerimizi yaparak, fikirlerini aldık ve onları, karar alma sürecine dahil ettik. Şartlar ne olursa olsun, nihai karar nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bizim devlet olarak; sosyal paydaşlarımızla iletişimi kesme, talep ve tekliflere kulaklarımızı kapatma lüksümüz bulunmamaktadır. Ortak hareket, uzlaşı ve istişare kültürü oluşturan sosyal diyalogun çalışma hayatımızın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesinin, ön şartı olduğuna inanıyoruz" diye konuştu. "Satın alma gücünün korunması ve yaşam kalitesinin geliştirmesini hedeflemekteyiz" İşçilerin de işverenlerin de çalışma hayatının asli unsurlar olduğunu ifade eden Bakan Işıkhan, "Bugüne kadar ülkemizin ve milletimizin istikbali için, nasıl birlikte çalışıp birlikte alın teri döktüysek Türkiye’yi, nasıl el ele verip birlikte büyüttüysek; bundan sonra da aynı birlik ve beraberlik ruhuyla aynı hedeflere yürümeye devam edeceğiz. Bu ülke çok kısa süreler içinde ekonomik saldırılar, büyük depremler yaşadı, dünya çapında pandemi yaşadı, küresel krizler yaşadı, bölgemizdeki savaşların, enerji krizlerinin ve tedarik zinciri kırılmalarının tam ortasında kaldı. Geçmişte nasıl olduysa, bundan sonra da her iyileşme, her ilerleme, her büyüme ve kalkınma, vatandaşımıza refah artışı olarak dönmeye devam edecektir. Bu bizim en temel anlayışımız, en temel yaklaşımımızdır. Asgari ücrette de, diğer meselelerde de esas olan, yapılan artışların; çarşıda, pazarda, market raflarında, etiketlerde eriyip gitmemesidir. Yapılan artışlarla; vatandaşımızın satın alma gücünün korunması ve yaşam kalitesinin geliştirmesini hedeflemekteyiz" şeklinde konuştu. "Hiçbir zaman muhalefetin popülist yaklaşımlarını da ciddiye almadık" Popülist olmadıklarını dile getiren Işıkhan, "Hiçbir zaman muhalefetin popülist yaklaşımlarını da ciddiye almadık. Biz işimize baktık, çalıştık, ve projelerimizle, eserlerimizle vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına en uygun, en reel politikaları geliştirdik ve hayata geçirdik. Biz 23 yıldır, AK Parti olarak, günü kurtaran değil, geleceği inşa eden bir anlayışla hareket ediyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı; emeğin kıymet gördüğü, çalışanın hakkının korunduğu, büyümenin tabana yayıldığı bir yüzyıl yapmakta da kararlıyız. Bakanlık olarak gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalarımızda, hedef ve önceliklerimizde Türkiye’nin küresel dönüşümde; güçlü, rekabetçi, üretim odaklı ve aynı zamanda ’kimseyi dışarıda bırakmayan’ bir çalışma hayatı vizyonu inşa etme çabamız vardır" ifadelerini kullandı. "Temel hedefimiz işçilerimizi de, işverenlerimizi de memnun edecek, bir denge seviyesinin tespit edilmesidir" Türkiye’nin yarınlarının, bugünün emek ve üretim gücünü daha nitelikli hale getirerek güvence altına alınabileceğini vurgulayan Işıkhan, "Bu anlayışla, asgari ücrette de çalışanlarımızın hakkını ve emeğini enflasyona ezdirmeyecek, işverenlerimizi mağdur etmeyecek; en doğru ve en makul, ortak noktada fikir birliğine varmak, sadece mali kazanımlar için değil aynı zamanda toplumsal barış ve dayanışma şuurumuz bakımından da hayati bir öneme sahiptir. Burada temel hedefimiz işçilerimizi de işverenlerimizi de memnun edecek, bir denge seviyesinin tespit edilmesidir. Bu sebeple bugün açıklayacağımız kararın bu dengeyi gözetecek nitelikte olması için yoğun çaba harcadığımızı özellikle vurgulamak isterim. Bu süreçte olumlu yaklaşımları dolayısıyla tüm sosyal paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. "1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; net asgari ücret 28 bin 75 lira olarak belirlenmiştir" Son olarak asgari ücreti açıklayan Bakan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: "1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere net asgari ücret 28 bin 75 lira, brüt asgari ücret tutarı ise 33 bin 30 lira olarak belirlenmiştir. Yaptığımız bu artışla asgari ücreti; geçtiğimiz yıla göre yüzde 27 oranında artırmış oluyoruz. Asgari ücrette 2002 yılına göre nominal olarak 171 kat, reel olarak ise yüzde 251’lik bir artış sağlamış bulunuyoruz. Ayrıca geçtiğimiz yıl bin lira olarak uyguladığımız asgari ücret desteğini önümüzdeki yıl bin 270 lira olarak uygulamaya devam edeceğiz. Yeni ücret ile birlikte çalışanlarımızı; enflasyona ezdirmeme sözümüzün arkasında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim. Devletimiz; tüm kurum ve kuruluşlarıyla işçimizin, işverenimizin ve vatandaşımızın yanında olmaya devam edecektir."