SPOR - 10 Kasım 2017 Cuma 16:48

Şenol Güneş: 'Fenerbahçe maçında hakeme söylediklerimden dolayı üzgünüm'

A
A
A
Şenol Güneş: 'Fenerbahçe maçında hakeme söylediklerimden dolayı üzgünüm'

Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, Süper Lig'in 6. haftasında deplasmanda oynadıkları Fenerbahçe derbisinde hakeme söylediği sözlerden dolayı üzgün olduğunu belirtti.

Beşiktaş Teknik Direktörü şenol Güneş, Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde düzenlenen Marka ve Spor Zirvesi'ne katıldı. Oturuma, 'Avrupa'nın yeni tarih yazanı Şenol Güneş' sloganıyla çağrılan tecrübeli teknik adam, Fenerbahçe derbisinde hakeme gösterdiği tepkisini anlatarak, şunları kaydetti:

"Ne iş yaparsanız yapın sürekli gündemde kalmak kolay bir iş değil. Bazen emeklilik lafını kullanıyorum ama şu an öyle bir düşüncem yok. Zaman zaman hatalarım var, doğrudur. Bazen görüntülerim de gergin gözüküyor. Fenerbahçe maçında olan şeyi net olarak söylerim ama münasip dile getirmek lazım. Basit bir faulde hakemin niyetini okuyup yanlış yapıp sinirlendim. Artistlik yapılan bir hareket üzerine ne söylediğimi fark etmedim. Dediğim şeyi hatırlamıyorum. Sonra izleyince üzüldüm. Çok etkisi oldu bende. Kendime ceza veriyorum. Doğru bir şey yapmadım. Kötü bir sözdü. Çok da ceza almamı isteyenler oldu. 3-4 maç ceza almamı ve takımın kaybetmesini istediler. Bir maç ceza aldım ama takım kaybetti zaten üst üste. Ben de bu hareketimden rahatsız oldum. O duruma düştüğüm için üzgünüm."

Beşiktaş'ın Çin açılımı

Şenol Güneş, Beşiktaş'ın sezon başında Çin'de oynadığı hazırlık maçından memnun olmadığı iddialarına da açıklık getirdi. Kararları her zaman yönetim kurullarının ve başkanın verdiğini vurgulayan Güneş, "Beşiktaş, Trabzonspor bir marka. Beşiktaş benden önce büyük başarılı işler yaptı. Yokluktan varlığa gitmek için planlar yaptı, buralara geldi. Takımını oluşturdu, ekonomisini geçmişe göre düzeltti ancak hala borçlar var. Transferi yönetimler yapar. Bir iş yerinde kararı yönetim kurulu verir. Bizim görevimiz fikirlerimizi söylemek. Yönetim fikirlerimi söyleyecek. Karşılıklı fikir alış verişi yapılır ama sonunda yönetim karar verir. Sonuçta benim beğendiğim oyuncunun parasını başkan verecek. Beğenmezsem de tartışacağım. Bu hoca-başkan tartışması mı olur? Kampı tabii ben yapacağım ama parasını başkan veriyor. Kamp olarak sıkıntıları elbette söyleyeceğim. Sonuçta bir karar alınacak ve bu kararı sahipleneceğiz. Herkesin düşündüğü olamaz. Önemli olan ortak noktada buluşmak. Orada bir kavgamız yok sadece 10 günlük bir kampın Türk takımları için orada olmayacağını söyledim" ifadelerini kullandı.

"İyi ki Beşiktaş'a gelmişim"

Tecrübeli teknik adam, son iki sezon şampiyonluğa taşıdığı Beşiktaş'a geldiği için mutlu olduğunu aktardı. Siyah-beyazlı taraftarın kendisini sahiplendiğini vurgulayan Güneş, "Beşiktaş'ın mütevazi yapısından, bazıları kızsa da 'efendi' yapısından, halkın takımı olmasından dolayı buraya geldim. Şampiyon olmazsan başarısızsın algısı vardı, Allah'a şükürler olsun bunu yaptık. Camianın daha önce de düşünceleri vardı ama o zaman olmamıştı. Taraftarla yapı olarak da benzerlik gösteriyoruz. Her şey iyi gidiyor. Biz taraftarın içindeyiz. Kimseyi arkanıza almanıza gerek yok, kendisi olan yeter. Beşiktaş'a iyi ki gelmişim" açıklamasını yaptı.

Diğer takım taraftarlarından da oyunculuk dönemi dahil şahsına karşı bir olumsuzluk görmediğini anlatan Şenol Güneş, sözlerine şöyle devam etti:

"Milli takımda da rahatlıkla çalıştım. Bunu yapabilmek önemli. En büyük başarı bu. Futbol, renklerin farklılıklarından bütün oluşturmaktır. Turgay Şeren, Can Bartu, Lefter Küçükandonyadis gibi isimler sayabilirsiniz. Değerli ve saygı gören insanlar olmak gerekiyor. Trabzon'da üzülüp bana kızanlar var, Trabzonspor ile onal rekabet dolayı Fenerbahçe'de de bana kızanlar var. Kadıköy'de oturuyorum çok da rahat dolaşıyorum dışarıda. Sporun ortak dilini kullanmak lazım."

Çocukken sokakta oynadıkları futboldan büyük keyif aldığını belirten Güneş, "Messi, Neymar, Ronaldı bugün aynı şeyi yapıyor. Büyük futbolcular bunu yaptığı için keyif alıyor. Oyuncunun yeteneğiyle karakteriyle gelip gitmesi lazım. Onların ne kazandığını neden insanlar bilmek ister? Türk Milli Takımı kazanıyorsa prim alsın. Önemli olan iyi oynaması, oynanan oyunla seyirciye keyif vermesi. Bizim taraftarı memnun etmemiz lazım" değerlendirmesinde bulundu.

"En kötü bir yılım en iyi yılıma bedeldi"

Şenol Güneş, futbolculuğa ilk başladığı dönemle ilgili anıları ise şöyle paylaştı:
"Ben 17 yaşında Trabzonspor'da 3. kaleciydim. Oynayan kalecinin omzu çıktı, ben yine kadroda yoktum. Anormal çalışıyordum hatta bu yüzden hastalandım. Kadroya yine giremedim. Ondan sonraki yıllar devamlı oynadım. Hatta yedeğim bile olmadı. O bir yıl hayatım boyunca en iyi yılıma bedeldi. Oyunculara hep bunu anlatıyorum. Herkes acı çekerek büyümüştür. Kolay gelenler yok olup gitmiştir. Şimdiki dönem biraz farklı. Ben bir kaleci kazağını kendi paramla alıp bir yıl giyiyordum. Şimdi sponsorlar oyunculara forma giymesi için para veriyor. Hepimizde ego vardır, önemli olan onu yönetmek. Oyuncuların oyundan çıkarken gösterdiği tepkileri kendilerine isyandır. Zamanla bunları hallediyoruz. Burada zamana ihtiyaç var. Paradan, şöhretten herkesin etkilendiğini görüyorum."

A Milli Futbol Takımı'nın başındayken 2002 FIFA Dünya Kupası'nda 3. olmalarıyla ilgili de bir anısını anlatan Güneş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Japonya maçına çıkarken, sonuç ne olursa olsun oyuncularıma sahada yıkılmayın dedim. Maçı kazandık sonra Senegal'i de geçtik. Brezilya'ya yenildik bir baktık takım yerde. Hemen toparladık onları. Güney Kore maçında, Korelileri aldı oyuncularımız ve beraber tribünlere gittik. O fotoğraf UEFA'da ders olarak gösterildi. Dünya Kupası'nda 3., fair-play'de dünya birincisi olmuştuk."

Şenol Güneş, oturumun ardından Beşiktaş'ın efsaneleri Metin Tekin, Ali Gültiken ve Feyyaz Uçar ile hatıra fotoğrafı çektirdi. 

Bora Akyol - Ozan Buğra Koşar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.