SPOR - 01 Şubat 2022 Salı 12:36

Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

A
A
A
Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

Beşiktaş’ın genç savunmacısı Serdar Saatçı, kendisiyle ilgili bilinmeyenleri anlattı. Takım arkadaşı Vida’dan çok şey öğrendiğini ifade eden 18 yaşındaki oyuncu, Ajax maçı öncesinde sakin olduğunu ancak Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanının tavan yaptığını söyledi.

Beşiktaş’ın genç oyuncusu Serdar Saatçı, İhlas Haber Ajansı’na özel açıklamalarda bulundu. Kariyerindeki ilk röportajı olduğu için hayatını anlatarak sözlerine başlayan Serdar, “Bayrampaşa’nın Yıldırım mahallesinde doğdum. 5 kişilik bir çekirdek ailemiz var. Gerçi babaannem de var, o benim kraliçem olur. Bir abim var, bir de ikizim var. Annem 18 yaşında Sırbistan’dan tatile gelmiş. Teyzemi görmeye geldiğinde babamla karşılaşmışlar. Sonra tanışıp evlenmişler. 2000 yılında abim dünyaya geliyor, 2003 yılında da ben ve ikizim doğmuş. Çift yumurta ikiziyiz. Bana hiç benzemiyor. Ben sarışınım, kendisi turuncu. Babam 16 sene profesyonel futbolculuk yaptı. Futbol kariyerinin sonlarına doğru altyapılarda çalışmaya başladı. Nereye giderse biz de peşinden gidiyorduk” dedi.

Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

“Babam beni sırtında taşıyordu”

Babası Sedat Saatçı’nın futbolu bıraktıktan sonra antrenör olduğunu söyleyen Serdar, “Babam ben 10 yaşındayken Bayrampaşa’da çalışıyordu. U11 liginde antrenördü. 2002 doğumlular oynuyordu. Bana ‘Oynar mısın’ dedi. Sonra başladık oynamaya. Sonrasında Beşiktaş’tan Semih Sezerli izlemeye gelmişti. Arda Turan Tesisleri’nde oynamıştık. Babamla benim için konuşmaya gittiğinde babam ‘Oğlum’ demiş ve Semih hoca da ‘Beğendik kendisini, Beşiktaş’ta denemek istiyoruz’ demiş. Denemeye gittiğimde hayatımda ilk defa Bayrampaşa sınırları dışına çıkmıştım. 4 defa araç değiştirdik, tramvaya bindik derken gittik. Aslında çok kolaymış gitmesi ama sonra öğrendik. Babamla 15 gün üst üste gittik. Yaşım küçük olduğu için antrenman bittikten sonra Mecidiyeköy yokuşundan çıkıyorduk. Oraya da ‘Cehennem yokuşu’ diyorlarmış. Babam beni bazen sırtında taşıyordu yorulduğum için. Babama üzülüyordum beni sırtında taşıdığı için ve ‘Baba imkanlar çok zor, ara verelim’ dedim. Bir süre ara vermiştim ama 23 Nisan turnuvası vardı.

Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

Bizim yaş kategorisi de Fenerbahçe’ye yenilmişti. Babamı aradılar ‘Serdar gelsin’ dediler. Babam da bana ‘Hayatın için bir karar vermen gerekiyor. Bu senin için bir başlangıç. Şimdiden pes edersen ileriyi göremezsin. Bu basamaklar henüz başlangıç. Tek tek çıkarken, bir sonraki aşamada da zorlanacaksın’ dedi. Benimle birlikte gelmeye başladı. Kendisi de yaşadığı profesyonellik hayatından dolayı, bana güç veren kendisi. Ondan birçok şey öğreniyorum. Çok hırslı bir yapısı var. Kritik bir konuşma yaptı benimle. Beşiktaş serüvenimiz de böyle başladı. Bir müddet feda dedik, 3 sene babam benimle birlikte gelmeye başladı. Sonra yaşım büyüyünce tek başıma gitmeye başladım” açıklamasını yaptı.

“Doktor bana ‘Bir daha futbol oynayamayabilirsin’ dediğinde şok olmuştum”

Hayatında birçok dönüm noktası olduğunu söyleyen Serdar Saatçı, “Hala da olacak. Altyapıdan gönderilmek istendim, sonra kaldım. Bana güvenen hocalar oldu. Sezonun başlamasına 10 gün kala tatilde ayağıma demir girmişti. Keşan’da hastaneye gittik ama dikiş yapabilecek hastane 2 saat uzaklıktaydı. Bir kadın yardımcı olmuştu bize. Bizi eve bırakmıştı arabasıyla. Babam da yanımızda değildi. Arabası olan kimse yoktu yanımızda. Şaban amca vardı. Benim için 2 saat yol gitmişti. Ayağımın altına kancayla dikiş atılmıştı. Doktor bana ‘Spor yapıyor musun’ dediğinde ‘Futbolcuyum’ demiştim ve ‘Bir daha futbol oynayamayabilirsin’ demişti. Donup kaldım, içim parçalandı. Şok olmuştum. Ayak tabanımda sinirlere yakın bir yere girmiş demir. Sonrasında dikişler tutmadı. Babamın Bulgar bir doktor arkadaşı vardı. Onun söylediğini yapıp bir süre batikonlu su yaptım ve yara kapandı. 3 ay antrenmanlara katılamadım. Sonra sahaya döndüm ama zaman istedim. Sekerek koşuyordum. Bastığım zaman korkudan dolayı ayağımın olmadığını hissediyordum. Sonrasında bir maçta stoper sakatlandı. Yedek kulübesinde tek stoperdim ve oyuna girdikten sonra toparlandığımı gördüler. Bu da bir dönüm noktası oldu. Sonrasında da köyde tatildeyken tırpanla ayağımı kestim. Çok yaramaz bir çocuktum ben. Ama o zaman sezona yetişmiştim. Artık tatillerde daha dikkat ediyorum” şeklinde konuştu.

Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

“Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı”

İlk maçına Türkiye Kupası’nda çıktığını ve çok heyecanlandığını söyleyen Serdar, “Çok heyecanlıydım. Normalde terleyen bir insan değilim, vücut tipim öyle ama maç bittikten sonra kendimi tekrar televizyondan izledim ve tanıyamadım. O kadar çok gerilmişim ki, hayatımda ilk kez bu kadar terlediğimi gördüm” dedi.

Şampiyonlar Ligi’ndeki Ajax mücadelesiyle ilgili de konuşan genç oyuncu, “İlk kez büyük bir turnuvada ilk 11 başladım. Herkesin hayalini kurduğu bir atmosfer. Isınırken hiç heyecanım yoktu. Mert Günok abi sürekli bana yardımcı oluyordu, hep yanımdaydı. Maça çıkmadan koridorda beklerken de heyecanım yoktu ama Şampiyonlar Ligi müziği bir başladı, bende de heyecan başladı. Ajax’a karşı oynuyorsun, kendi liglerini domine ettiler. Maç başladıktan sonra bir iki müdahale yapınca kendimi toparladım. Anlatılamaz bu heyecan. Her zaman hayalini kuruyordum Şampiyonlar Ligi’nin. Hayal gibi değilmiş. Annem, babam sevinçten ağlamışlar. Maçı kaybettiğimiz için çok üzgündük ama fena bir performans sergilememiştim. Sonuçta Haller’e karşı oynamıştım. Ailem de çok sevinmişti” diye konuştu.

“Vida’dan saha içinde ve saha dışında çok şey öğreniyorum”

Sahada beraber oynadığı ve tip olarak da çok benzediği Vida hakkında konuşan Serdar, “Birbirimize çok benziyoruz ama futbol tarzımız farklı. Çok kariyerli bir isim. Küçük yaşımdan bu yana stoperlere bakıyordum hep. Şampiyonlar Ligi’nde, büyük organizasyonlarda oynamış bir isim. İdmanlarda da çok beğeniyordum. Çok hırslı bir isim, kaybetmeyi sevmiyor. Futbolu hızlı oynamayı istiyor. İdmanda bile top durduğu zaman herkesi uyarıyor. Sadece bana değil her gence yardımcı oluyor. Antrenman bittikten sonra yemekte hep bir şeyler anlatıyor bize. O bana anlatıyor, ben de diğer arkadaşlara tercüme ediyorum. Annemden dolayı Boşnakça biliyorum ama tam bilmiyorum. Bazı kelimeleri de Vida’dan öğreniyorum.

Ayrıca İngilizce dersleri de alıyorum. A takıma geldiğimden bu yana sahada nasıl durmam gerektiğini, müdahaleyi nasıl yapmam gerektiğini anlatıyor. Bunun dışında örnek aldığım isim babam. Babama ‘Katil Sedat’ diyorlarmış. Hayatımda gördüğüm en sert stoper. Aynı takımda oynadık beraber. Beni forvete geçirdi. Stoperlere göre aslında boyu kısa ama çok iyi sıçrıyor. Müdahaleleri de çok yerindeydi. Benim örnek aldığım isim babam. Ben forvet oynadığımda 6 gol attım ve rakibin stoperi sinirlenmişti ve bana sert müdahale etti. Babam da sinirlendi ve karşılık verdi” ifadelerini kullandı.

“Birkaç maçta daha oynamak isterdim”

Geçtiğimiz sezon yaşanan lig şampiyonluğu ve Türkiye Kupası’nın yanı sıra Süper Kupa’nın alınmasının kendisi için de önemli olduğunu söyleyen Serdar, Türkiye’de genç oyunculara çok şans verilmediğini de belirtti. Ülke olarak böyle bir kültüre sahip olunmadığını söyleyen Serdar, “Bizde ülke olarak bu kültür yok. Biz 24-25 yaşındaki isimlere genç diyoruz, adamlar 16 yaşındaki oyunculara şans veriyorlar. Oyunculara güvenemiyoruz. Her zaman bir tereddüt içindeyiz. Oyuncuyu oynatırsam kaybedebilirim korkusu var. 3 kupa kazandık ama en üzgün olduğum nokta yalnızca Türkiye Kupası’nda oynamış olmamdı. Ama Sergen hoca her zaman doğru zamanı beklemiştir benim için. Sonrasında Altay maçı ve Ajax maçında forma giymiştim. Ama şampiyon olduğumuz sene birkaç maç daha oynayıp katkıda bulunmak isterdim” değerlendirmesini yaptı.

Kulübün başlattığı altyapı projesinin de genç oyuncuların önünü açacağını söyleyen Serdar, “Benim hayalim Avrupa’da oynamak. Böyle bir potansiyelim olduğunu düşünüyorum. Ülkemi ve Beşiktaş’ı en iyi şekilde temsil etmek istiyorum. Her gencin hayali budur. Ama oynadıkça birileri sizi keşfeder. Kulübün projesi hayallerimize ulaşmamız için de çok önemli. Bu proje ilerledikçe ve kişi kendisini geliştirirken, hem Beşiktaş’a katkı olacaktır hem de altyapıdan geleceklerin önü açılmış olacaktır. Bu proje alttan gelen isimler için de önemli” dedi.

Serdar Saatçı: 'Şampiyonlar Ligi müziğini duyunca heyecanım tavan yaptı'

“Haksız bir galibiyet almak istemezdik”

Kayserispor maçında Hakem Ali Şansalan’ı uyararak topun kendisinden çıktığını söylemesiyle ilgili de konuşan genç oyuncu, “Ben o gün maçın ardından da söylemiştim. Şerefimizle oynayıp hakkımızla kazanmayı öğrettiler bize altyapıda. Altyapı tesislerimiz eskiden kötü durumdaydı, konteynerde giyiniyorduk ama sonrasında çok değişim yaşandı. Tesisin her yerinde Beşiktaş marşı çalıyordu, büyük yazılarla hayatın bize altın tepside sunulmadığı yazılıyordu. Hocalarımız bize bütün yazıları okumamızı ve kafamızda yer etmesini istiyordu. Cem hocanın sözü çok güzeldi, ‘Futbolunuz sizi bir yere getirir ama size zirve yaptıracak konu karakteriniz’ diyordu. Bunu hiç aklımdan çıkarmıyorum. O gün saha içinde top bana çarptı ama sonrasını görmedim. Ama rakip o tepkiyi verince, bu yükü üzerime almak istemedim. Belki o pozisyon gol olsaydı haksız bir galibiyet alacaktık. Hiç gerek yoktu. Ben de gidip hakeme kararın değişmesi gerektiğini söyledim. Hakem ve Kayserispor’dan birkaç oyuncu beni tebrik etti” açıklamasında bulundu.

“İtalya’da oynamak isterim”

Fiziksel olarak artıları ve eksileri hakkında da konuşan Serdar, “Artılarımı konuşmayı hiç sevmem. Ama eksiklerimi söylerim çünkü bunları kapatmam gerekiyor. Boyumun uzun olması benim için artı ama sıçrayışımın da iyi olması gerekiyor. Bunu geliştirmem gerekiyor. Benden iyi sıçrayan forvetler oluyor. Sahaya çıktığımda bana karşı oynayan bir forvetin benden üstün olmaması lazım. Beşiktaş’ın geçilmeyen bir stoperi var dedirtmem gerekiyor. Biraz sert ve hırslı olduğumu düşünüyorum. Mücadele etmeyi çok seviyorum. Tekmeye bile kafa atasım geliyor bazen. Biraz daha hızlanmam gerekiyor. Kısa mesafede çabuk olmam gerekiyor. Uzun mesafede rakibi yakalayabilirim ama kısa mesafede biraz daha çalışmam gerekiyor. Belime ağırlık bağlayarak çalışıyorum bunu. Vücut tipi olarak da biraz daha kaslanabilirim. Güçsüz değilim, çevik bir oyuncuyum” dedi.

Hayalinin İtalya Ligi olduğunu ve burada futbolun dişe diş oynandığını ifade eden Serdar Saatçı, boş zamanlarında da oda arkadaşı Emre Bilgin’le vakit geçirdiğini ve genelde tesiste spor yapıp İngilizce dersleri aldığını söyledi. Serdar son olarak Beşiktaş taraftarına mesaj göndererek, "Bize inanmaktan vazgeçmesinler. Biz yola çıkarken her zaman hedefimiz belliydi. Sahada tek amacımız Beşiktaş’ı en iyi şekilde temsil etmek. Yağmur çamur demeden stada gelen taraftarlarımızı mutlu etmek istiyoruz. Sahaya çıktığımızda onları en iyi şekilde temsil edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Bozhan Memiş - Ozan Buğra Koşar - Mehmet Şirin Topaloğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde "Akademik Ödül Töreni" Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde (HKÜ), 2024-2025 eğitim yılında üniversitenin akademik performansına en çok katkı sunan akademisyenler ödüllendirildi. Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde terfi alan aynı zamanda üniversiteye 2024 yılında en çok katkı veren akademisyenlere başarı belgelerinin sunulduğu ve toplam 185 ödülün verildiği, "Akademik Ödül Töreni" HKÜ Mütevelli Heyet Başkanı Haluk Kalyoncu’nun katılımıyla gerçekleşti. İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde (HKÜ) Mütevelli Heyet Başkanı Haluk Kalyoncu törende yaptığı konuşmada, "Hasan Kalyoncu Üniversitesi olarak, önceliklerimiz nitelikli eğitim ve kaliteyi, yeniliği ve öğrenci odaklı eğitim anlayışını ön planda tutmaktır. Toplumsal sorumluluğu merkeze alan sosyal, kültürel spor ve sanat faaliyetlerimiz, son yıllarda artan bilimsel yayın sayımız, ulusal ve uluslararası araştırma projelerimiz, sanayi ve kamu iş birliklerimiz ile girişimcilik ve Ar-Ge odaklı çalışmalarımız içerisinde öğrencilerimizin doğrudan yer alması öğrenci odaklı eğitim anlayışımızın somut göstergeleridir. Üniversitemiz, 2025 Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması sonuçlarına göre Türkiye genelinde 5’inci, vakıf üniversiteleri arasında ise 3’üncü sırada yer alarak öğrenci memnuniyetinde önemli bir referans noktası haline gelmiştir. Buna benzer sıralamalarda derece elde eden, önemli başarılara imza atan ve üniversitemizi başarıyla temsil eden akademisyenlerimize, öğrencilerimize ve araştırma görevlilerimize, mütevelli heyetimiz adına şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı. Açılışta konuşan Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Rektör Vekili Prof. Dr. Gül Rengin Küçükerdoğan da, "Kurulduğu günden itibaren üniversitemizin başlıca amacı akademik bilgisi ve mesleki donanımı yüksek, milli ve etik değerleri önemseyen bireyler yetiştirmek ve ülkemizin geleceğinin biçimlenmesine katkıda bulunmaktır. Üniversitemiz yükseköğretim ekosisteminde hızla her alanda yükselişine devam etmektedir. 2025 yılı Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması sıralamasına göre üniversitemiz, Türkiye’deki 208 üniversite arasından ‘genel memnuniyet’ sıralamasında 5’inci sıraya yükselmiştir. Türkiye’deki 74 vakıf üniversitesi arasında da ise 3’üncü sırada yer almaktadır. Yerleşke ve Yaşamın Doyuruculuğu alanında öğrencilerin beklentilerini en üst düzeyde karşılayan ‘A+üniversite’ notunu almıştır. Aynı zamanda URAP sıralamasında Türkiye’deki vakıf üniversiteleri arasında 17’inci sırada ve Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksinde 8’inci sıradadır. Kampüsümüz GreenMetric 2025 sıralaması sonuçlarına göre, son 5 yılda 174 sıra birden yükselerek dünya genelinde 201’inci, Türkiye’de 23’üncü, vakıf üniversiteleri arasında 5’inci sıraya yerleşmiştir. Üniversitemiz ayrıca uluslararasılaşma konusunda da büyük adımlar atmaktadır. Tüm bu başarılar üniversitemiz idari ve akademik kadrosu tarafından gerçekleştirilmektedir. Hepsini kutluyorum" dedi. Akademisyenler ödüllendirildi Yaptıkları bilimsel çalışmalarla Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin akademik performansına önemli katkılar sunan öğretim elemanları, törende ödül heyecanı yaşadı. Bu kapsamda akademik teşvik puanı en yüksek olan, saygın indeksli dergilerde en fazla yayın ve atıf gerçekleştiren, proje başvuruları kabul edilen, ulusal ve uluslararası patentleri tescillenen, Sosyal Girişimcilik, Güçlendirme ve Uyum Projesi (SEECO) kabul alan, Gaziantep OSB Teknokent’te şirket kuran, medyada görünürlüğü bulunan, uluslararasılaşmaya katkı sağlayan, uluslararası jürilerde görev alan, sanat ve tasarım alanında faaliyet yürüten, akademik unvan yükseltmesi alan ve uluslararası sıralamalara katkı sunan çalışma gruplarında yer alan akademisyenlere ödülleri takdim edildi. Ayrıca Gençlik ve Spor Bakanlığı Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında projesi kabul edilen öğrenci toplulukları, TEKNOFEST’te birincilik elde eden Viento UAV Takımı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından düzenlenen "Ulaşan ve Erişen Türkiye 2053 Üniversiteler Arası Ar-Ge Fikir Yarışması" Havacılık-Uzay kategorisinde "En Yerlileştirilebilir" mansiyon ödülüne layık görülen öğrenciler; savunma, güvenlik ve afet yönetimi alanlarında Türkiye’nin yerli ve millî kapasitesinin güçlenmesine katkı sunan yüksek lisans öğrencisi ile sinema alanında başarı gösteren öğrenciler de ödüllendirildi.
İstanbul Ziraat Türkiye Kupası: Fenerbahçe: 1 - Beşiktaş: 1 (İlk yarı) Ziraat Türkiye Kupası C Grubu ilk hafta maçında Fenerbahçe, Beşiktaş’ı konuk ediyor. Müsabakanın ilk yarısı 1-1’lik eşitlikle sona erdi. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 2. dakikada Beşiktaş atağında sağ taraftan açılan ortada sol çaprazdaki Jurasek’in gelişine yerden vuruşunda meşin yuvarlak yandan auta gitti. 18. dakikada savunma arkasına atılan pasta sağ çaprazda topla buluşan Szymanski’nin vuruşunda meşin yuvarlak üstten auta gitti. 33. dakikada kaleye sırtı dönük olan Abraham’ın pasında ceza sahası içi sağ çaprazda topla buluşan Cerny’nin dar açıdan vuruşunda meşin yuvarlak kaleci Tarık’ın ayaklarının arasından ağlarla buluştu. 0-1 42. dakikada VAR’dan gelen uyarı sonrası bir önceki pozisyonu izleyen hakem Oğuzhan Çakır, Mert Müldür’ün Abraham’ın müdahalesiyle yerde kaldığı pozisyonda Fenerbahçe lehine penaltı kararı verdi. 43. dakikada penaltıyı kullanmak üzere topun başına geçen Asensio, yerden sert vuruşla meşin yuvarlağı filelerle buluşturdu. 1-1 Hakemler: Oğuzhan Çakır, Ceyhun Sesigüzel, Candaş Elbil Fenerbahçe: Tarık Çetin, Mert Müldür, Milan Skriniar, Jayden Oosterwolde, Levent Mercan, İsmail Yüksek, Bartuğ Elmaz, Sebastian Szymanski, Marco Asensio, Oğuz Aydın, Kerem Aktürkoğlu Yedekler: İrfan Can Eğribayat, Engin Can Biterge, Çağlar Söyüncü, Yiğit Efe Demir, Kamil Efe Üregen, Mustafa Serkan Kök, Haydar Karataş, Alaettin Ekici Teknik Direktör: Domenico Tedesco Beşiktaş: Ersin Destanoğlu, Gökhan Sazdağı, Tiago Djalo, Emirhan Topçu, David Jurasek, Salih Uçan, Orkun Kökçü, Milot Rashica, Vaclav Cerny, Devrim Şahin, Tammy Abraham Yedekler: Mert Günok, Emre Bilgin, Gabriel Paulista, Felix Uduokhai, Rıdvan Yılmaz, Ege Tıknaz, Kartal Yılmaz, Necip Uysal, Taylan Bulut, Ahmet Sami Bircan Teknik Direktör. Sergen Yalçın Goller: Marco Asensio (dk. 43 pen.) (Fenerbahçe), Vaclav Cerny (dk. 33) (Beşiktaş) Sarı kartlar: Oğuz Aydın (Fenerbahçe), Devrim Şahin, Tammy Abraham (Beşiktaş)
İstanbul İstanbul’da Gazze’yi konu alan "Hind Rajab’ın Sesi" filminin gösterimine yoğun ilgi İstanbul’da Gazze’yi konu alan "Hind Rajab’ın Sesi" filminin özel gösterimi düzenlendi. İstanbul Valisi Davut Gül, filmi Gazze’de İsrail’in saldırısı sonucu bir araçta mahsur kalarak hayatını kaybeden 6 yaşındaki Filistinli Hind Rajab’ın aile fertleriyle birlikte seyretti. İstanbul’da Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, İstanbul Valiliği ve Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği iş birliği ile Gazze’yi konu alan "Hind Rajab’ın Sesi" filminin özel gösterimi gerçekleştirildi. İstanbul Zeytinburnu ilçesi Fişekhane’de düzenlenen programa İstanbul Valisi Davut Gül, Gazzeli Hind Rajab’ın aile fertleri, iş insanları ve birçok davetli katıldı. Filmin gösterimi öncesi Vali Davut Gül, Rajab’ın aile fertleriyle bir araya gelerek çiçek takdim etti. Ardından Vali Davut Gül ve davetliler salona girerek filmi seyretti. Gösterim öncesi konuşan Vali Gül, "Gazze’deki yaşanmış bir hikayeden yola çıkarak bir insanlık dramını beyaz perdede seyredeceğiz. İstanbul’umuzda bunun daha çok izlenmesi, daha çok duyulması, herkesin bu zulümden haberdar olabilmesi için, bir kez daha o acıları görebilmemiz için arkadaşlarımızla bu filmi birlikte izleyeceğiz. Vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyoruz. Allah zalim, katil İsrail’in hak ettiği gibi cezalandırıldığını bu dünyada ölmeden görmemizi nasip etsin. İnşallah aile fertleri ile birlikte izleyeceğiz. Filmin kısaca hikayesine baktık. Gerçekten ne desek az kalacak. Binlerce, on binlerce örnekten sadece bir tanesi" dedi. Hind Rajab’ın yakını Alameerhamoda Hamada, "Türkiye’ye bu filmin gösterimi için teşekkür ediyoruz. Allah’tan Filistinli ve Gazzeli şehitlere rahmet etmesini diliyoruz" dedi.