SPOR - 25 Ekim 2021 Pazartesi 23:31

Sergen Yalçın: 'Derbiyi kazanmak çok önemliydi'

A
A
A
Sergen Yalçın: 'Derbiyi kazanmak çok önemliydi'

Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, 2-1’lik Galatasaray galibiyetinin ardından konuştu. Çok önemli bir maçtan galibiyetle ayrıldıkları için mutlu olduklarını ifade eden Yalçın, takımın ritminin de günden güne arttığını ifade ederek, “Mayıs ayında en yukarıda olmak istiyoruz” dedi.

Süper Lig’in 10. haftasında Galatasaray’ı konuk eden ve Larin’in golleriyle geriye düştüğü karşılaşmadan 2-1’lik galibiyetle ayrılan Beşiktaş’ta Teknik Direktör Sergen Yalçın maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu.

Mücadeleyi değerlendirerek sözlerine başlayan ve galibiyetin önemli olduğunu ifade eden Yalçın, “Derbiler önemlidir. Kazanmak zordur ve her türlü ihtimale açıktır. Güzel bir maç oldu, dostça bir mücadele oldu. Oyuncular çok dürüst davrandılar ve iki camiaya yakışır güzel bir maç oldu. Berabere de bitebilirdi. Kazanmak çok önemliydi. Son dönemde yaşadığımız iyi olmayan sonuçlar var. Özellikle Şampiyonlar Ligi’yle geldiği için doğal olarak üzerimizde bir baskı oluşturdu. Son maçlarda aldığımız sonuçların etkisi var. Bu durum antrenmanlarda da oyunlarda da belli oluyor. Geniş bir kadro kurduk. Özellikle Şampiyonlar Ligi maçlarından sonra yaşadığımız sakatlıklar takımın dağılmasına ve düzenin bozulmasına neden oldu. Oyuncuların dönüşleri de kolay olmuyor. Doğal olarak ritimleri yakalamaları zaman alıyor. Bu zamanı da vermek zorundayız. İyi oynayan, mücadele eden savaşan ve kazanmak için her şeyi veren bir oyuncu grubu vardı sahada. Bu isteğimiz, arzumuz ve gücümüz devam ettikçe, oynadığımız maçlarda bundan sonra iyi sonuçlar gelecektir diye düşünüyorum. Lig adına konuşmak için çok erken. Daha ilk çeyrekteyiz. Önemli olan total başarıdır. Sadece 1 maçlık sonuçlar bizi mutlu etmemeli. Mayıs ayına kadar gidecek bir serüven var ve önemli olan mayıs ayında nerede olduğunuzdur. Bunu sonuna kadar zorlayacağız. Geçen sezon bunu becerdik ve bu sefer de sonuna kadar savaşacağız” ifadelerini kullandı.

“Fatih hoca, Türkiye’nin en başarılısı”

Karşılaşma öncesinde Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim ile yaptığı sohbet hakkında konuşan Sergen Yalçın, “Fatih hoca benim antrenörlüğümü yaptı. Çok severim. Rakip olabiliriz ama sevgim, saygım asla bitmez. Türkiye’nin en başarılı isimlerinden ve hatta en başarılısı. Onun bugüne kadar elde ettiği başarıları bundan sonra yakalayabilecek birisi olduğunu düşünmüyorum. Biraz oyunla ilgili ve biraz da Avrupa’daki aldığımız sonuçları konuştuk. Biraz bilgiler verdi bize oyunla ilgili” dedi. Takımın maçlara iyi başlamasına karşın gol bulamaması ve bu konuyla ilgili sistem değişikliği yapıp yapmayacağıyla ilgili de konuşan Yalçın, “Biz geldiğimizden bu yana sistemi değiştirmedik. Lizbon maçında baskıyı önde yaptık. 3 savunmacıyla oynayıp cevap vermek için başka şekilde başlıyoruz. Ön alan için oyuncu sayısını kalabalık tutuyoruz. Tabii bunun riskleri var. Oynadıkları sisteme aşina takımlarla oynuyorsunuz. Geçişi çok hızlı yapıp sıkıntı oluşturuyorlar. Pozisyon veriyoruz ama pozisyon da buluyoruz. En az da rakip kadar pozisyon buluyoruz. Yaptığımız basit hatalar oluyor. Kornerden 3 tane gol yersen, mücadeleyi kazanamazsın. Buna niye çalışmadın diyorlar. 2,5 senede kornerden kaç gol yedin. Aynı duran top organizasyonlarıyla oynuyoruz 2,5 senedir. Bu futbol, hatalar oyunu, gol yiyorsun bir şekilde. Yiyebilirsin. 1-2 maçta işler iyi gitmedi diye ciddi sorunlar aramak mantıklı değil. Sonucu bilemeyiz. Belki iyi olmayacak, belki iyi olacak. Kesinlikle sabit oynadığımız bir oyun var ve bunu oynayacağız” diyerek sözlerini sürdürdü.

“Larin’in geri dönmesi beni çok memnun etti”

Bugün oynanan oyunda kendisini en çok mutlu eden konunun 2 gol atan Larin’in eski görüntüsüne dönmesi olduğunu ifade eden Sergen Yalçın, “Geçen seneki oyunlarına yakın bir oyun sergilemesi ve arkasındaki Umut Meraş’ın çok iyi oynaması beni memnun etti. Larin, geçen seneki görüntüsünden bazı sahneler izletti. O da sakatlık yaşadı. Yazın milli takımdaydı, çok maç oynadı. Güçlenerek dönüyor. Pjanic ve Alex de sakatlık yaşadı. Biraz zaman alacak belli bir seviyeye çıkmaları. Sabırlı olmalıyız. Oyuncular çok üst düzey isimler. Ama belli bir süre sonra fizik durumu bazı şeylere müsaade etmiyor. Ama onlar da oynayarak ritimlerini bulacaktır. Şampiyonlar Ligi’ndeki şu anda duruma bakarsak, çıkma ihtimalimiz zor. Avrupa Ligi’ne devam edebilir miyiz, buna bakacağız. Kalan maçların 3’ünü de kazanmak için oynayacağız. Lig çok başka bir kulvar. Burada total durumu göz önüne almamız gerekiyor. Tabii ki hedefimiz nisan, mayıs ayını en yukarıda görmek. Henüz ilk çeyrekteyiz ve oturmamış şeyler var. Bunları oturtup ligin ikinci yarısı için farklı bir plan program yapabiliriz. Bunları konuşmak için henüz erken, biraz bekleyelim” açıklamasında bulundu.

“Benim söylediğim her şey doğru olmayabilir ama bunlar benim fikirlerim”

Sporting Lizbon karşılaşmasının ardından maçın 4-1’lik bir maç olmadığını söylemesi hakkında konuşan Yalçın, “Tabii ki benim söylediğim her şey doğru diye bir durum yok. Bunlar sadece benim fikirlerim, beğenmeyebilirsiniz. Ben böyle düşünüyorum ve söylediklerim beni bağlıyor. Biz de Lizbon maçında yan toptan attık golü. Çalışıyorlardı madem, neden yediler o zaman golü. Biz de bugün Necip’in aşırtmasıyla gol attık. Birisi ön direkte aşırtıyor, birisi topu kaptırıyor. Hatalar oyunu bu, bunlar normal. Sporting Lizbon maçı için 4-1’lik bir durum olmadığını söyledim. Duran toptan yedik golleri, akan oyunda yemedik. Duran topta vurdurursan golü yersin. 2 senedir duran toplarda aynı pozisyonu alıyoruz ve az gol yiyoruz. Ama bazen konsantrasyon bozukluları olabiliyor. İyi oynadığımız bir maçta 4-1 kaybetmek bizi çok üzdü. İyi oynadığımızı ve çok mücadele ettiğimizi düşünüyorum. Basit hatalar yapınca bu durum bizi başka kafaya götürebiliyor. Ben de açıklamalarda hata yapabilirim. Bu beni bağlar” diyerek devam etti.

“Fırat hoca iyi maç yönetti. Penaltı kararı çok doğruydu”

Lig maçlarında 3 Türk oyuncu oynatmak zorunda olduklarını söyleyen Sergen Yalçın, “Kalecimiz Türk. Ülke içindeki maçlarda sol bekimiz Türk olacak. Bugün için Necip’i tercih ettim. Bu tercih eleştirilebilir mi, tabii ki eleştirilebilir. Ama skora göre eleştirmeyin. 3. Türk’ü stoperde tercih ettik bugün. Necip, Umut ve Ersin bugün çok iyi oynadılar ama belki bir sonraki maçta iyi oynamayacaklar. Her zaman maç kazanılacak diye bir durum söz konusu değil. Biz kazanmak için mücadele ediyoruz ama bazen olmayabilir. Yaptığımız işin en kötü yanı sadece başarıya endeksli olması. Başarısızlık durumunda ilk gidecek kişi de teknik direktör. Bu dünyanın hiçbir yerinde böyle değil. Avrupa’da sezonda kaç hoca değişiyor, bizim ligde kaç hoca değişiyor. Doğal olarak da bu durum beni ve birçok arkadaşımı zor duruma sokuyor. İşin gerçeği bu” dedi.

Son olarak maçın hakemi hakkında konuşan Yalçın, “Bence Fırat hoca iyi maç yönetti. Çok güvendiğim bir hoca kendisi. Ufak tefek hatalar olabilir tabii. Bence verdiği penaltı kararı doğruydu, çok iyi gördü. Ama bize de aynı kararları verin. Maçı 5 dakika uzatıp, 10 dakika oynatma. Ya da Amerikan futbolundan gol yedirmeyin” diyerek sözlerini tamamladı.

Bozhan Memiş
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Obezite hastalığında uzmanından korkutan açıklama Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 4. Preoperatif Protein Kalori Kısıtlama Sempozyumu’na dünyadan 15 bilim insanı katılarak obeziteye yönelik çalışmalarını aktardı. Harvard Üniversitesi’nden sempozyuma katılarak önemli açıklamalarda bulunan Uzman Doktor Furkan Burak, "Amerika’da nüfusun yüzde 75’i ya fazla kilolu ya da obezite hastası. Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranının en yüksek olduğu ülke. Çocukluk çağı obezitesi de yüzde 20’lere kadar yükseldi" dedi. Kocaeli Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 4. Preoperatif Protein Kalori Kısıtlama Sempozyumu, dünyanın en önemli bilim insanlarını bir araya getirdi. Amerika Birleşik Devletleri’nden Harvard Üniversitesi, Clevland Klinik, California Üniversitesi ile Avrupa’dan Manchester Üniversitesi, Leiden Üniversitesi ve Zürih Üniversitesi’nden 15 bilim insanının konuşmacı olarak yer aldığı sempozyumda, ameliyat öncesi protein kısıtlaması konusunda yapılan çalışmalar aktarıldı. "15 bilim insanı Kocaeli’ye geldi" Sempozyumla ilgili bilgi paylaşan KOÜ Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, "Amerika’dan, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden arkadaşlarımız ameliyat öncesi protein kalori kısıtlaması ya da protein kalori kısıtlamasıyla yaşlanmanın nasıl önlenebileceğine dair çalışmalarını sempozyumda aktarıyor. Bilim insanlarını üniversitemizde ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Daha önce Leiden’da ve Boston’da benzer toplantı yapmıştık. Arkadaşlarımızın burada olması bizim için gurur verici. Fakültemizden mezun olan Doktor Furkan Burak Harvard Boston’da çalışıyor, kendisi bizim gururumuz. Uluslararası iş birliklerimiz devam edecek. Zaten Harvard ile süren programımız vardı. Asıl hedefimiz insanlarımızın öz güvenini arttırmak, bizim de bir şeyler yapabildiğini, konuşabildiğini göstermek. Her zaman söylüyorum, nereden olduğunuz değil, nerede olduğunuz önemli. Nerede olduğunuzu gösterebilmek için de gayret, merak olmalı. Amacımız Kocaeli Üniversitesi’ni ve arkadaşlarımızı iyi bir noktaya getirmek. Yurt dışından 15 arkadaşımız Kocaeli’ye geldi" diye konuştu. "Temel bilim çalışmalarının testlerini insan üzerinde başlatıyoruz" Sempozyuma katılan Endokrinoloji Uzmanı Doktor Furkan Burak, "Harvard Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesiyim. Ayrıca Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Dünyanın dört bir yanında bir araya gelen bilim insanları; kalori kısıtlamasının yaşlanmaya, insan ömrüne etkisine, cerrahi stres, kemoterapi, radyoterapi veya kanser tedavisi gibi konularda komplikasyonları, yan etkilerini azaltmak için çalışıyor. Harvard Tıp Fakültesi’nden Clevland Klinik’e, California, Zurich Üniversitesi gibi bütün araştırmacıları Kocaeli’de. Çalışmalarımızı birleştirip temel bilim çalışmalarının testlerini insan üzerinde başlatıyoruz. Bu büyük işlere Türkiye’yi de dahil etmek bizim için gurur kaynağı. Türkiye’deki meslektaşlarımız da ciddi çalışmalar yapıyor. Bu çalışmaları dünyanın yaptığı işlerle birleştirip boyutlarını daha da arttırmak en büyük amacımız. Biz sempozyumda da obeziteyi çalışıyoruz. Kaloriyi artırınca nasıl oluyor, iş obeziteye nasıl gidiyor, hastalıkla nasıl oluşuyor, obezite ile gelen sorunları nasıl tedavi edebiliriz diye çalışıyoruz" şeklinde konuştu. "Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranı en yüksek ülke" Beynin hiçbir zaman kilo vermeyi sevmediğini belirten Dr. Burak, "Bu sebeple hastayı daha kapsamlı tedavi etmek gerekiyor. Amerika’da nüfusun yüzde 75’i ya fazla kilolu ya da obezite hastası. Türkiye maalesef Avrupa’da obezite oranı en yüksek ülke. Dolayısıyla obezite 5-10 yıl ömrümüzden alıyor. Hayat kalitemizi ciddi azaltıyor, 100’den fazla başka hastalığa yol açıyor. Topyekûn önce öğrenerek, anlayarak bilim insanları ve hekimlerimizi destekleyip tolumla beraber bu hastalığı tedavi etmemiz gerekiyor. Ameliyatın faydalı olduğu durumlar var ama öncelikli tedavi tıbbi tedavidir. Tıbbi tedavi önceden çok mümkün değildi ama son 3-4 yıldır geliştirilen tıbbi tedaviler var. Çocukluk çağı obezitesi yüzde 20’lere kadar yükseldi. Ekstra önlemler almazsak bu durum daha da kötüye gidecek. Artık diyabeti, hipertansiyonu çocuklarda görmeye başladık. Bu çok korkunç bir şey. Çocuklarda diyabetin komplikasyonları daha hızlı ilerliyor. Okullardan başlayarak yeme alışkanlıklarını düzeltip, proses edilmiş yiyeceklerden uzak tutmamız gerekiyor. Davranışsal olarak da bir şekilde müdahale edip önüne geçmezsek büyük sorunlar devam edecek" ifadelerini kullandı. Harvard’da görevli Dr. Keith Özaki de yiyecek ve içeceklerin cerrahi komplikasyonlara olan etkisini ve cerrahi komplikasyonların nasıl diyetle azaltabileceğini çalıştığını belirtti. Cleveland Clinic’te çalışan Dr. Chris Hine ise kalori kısıtlamasının ve diyetin sağlıklı ömrü uzatması konusundaki çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Gaziantep Çocuk Kütüphanesi sayesinde 4 yılda 400 kitap okudu Gaziantep’te yaşayan 12 yaşındaki Berat Koca, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin kapısını 8 yaşında aralayarak geride kalan 4 yılda 400 kitap okudu. Okuduğu kitaplar sayesinde okuma becerilerini geliştiren Koca, yüzlerce sayfalık kitapları birkaç günde bitirebiliyor. Gaziantep’te ilk kez 2016 yılında açılan ve şu anda sayısı 6’ya ulaşan Uygulamalı Çocuk Kütüphaneleri, fırsat eşitliği tanımak için dezavantajlı bölgelere öncelik tanıyor. Açıldığı günden beri Hasan Celal Güzel Çocuk Kütüphanesi’nin on binlerce üyesinden biri olan 12 yaşındaki Berat Koca, şu anda 539 sayfalık kitabı 2 günde bitirebiliyor. Koca, ilgisi ve merakının yanı sıra kelime dağarcığının gün geçtikçe artması sebebiyle de artık yetişkin kitaplarını rahatlıkla okuyabiliyor. Koca’nın en çok etkilendiği yazar ise Jack London. Çocuk Kütüphanesi’nin fırsat eşitsizliğinin önüne geçtiğini ve artık haritasının kitaplar olduğunu vurgulayan Koca, “Kitaplar yön gösteriyor. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitsizliğinin önüne geçiyor. Çocukların kitaba erişiminde hayati bir şey ve benim de rehberim oldu” dedi. “Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır” Çocuk Kütüphanelerine gelmeye başlamasının ardından kitap kurduna dönüşen ve ilgisinin bilgilerle farkındalığa dönüştüğünü ifade eden Berat Koca, “Korsanlar hazinelerini bulmaya çalışırken hazine haritalarına bakarlar. Doğru haritayı kullanırsa hazineyi bulur. Dediğim hazine kişinin başarısıdır. Korsan biziz, başarıyı arayan denizci diyebiliriz. Çocuklar için kesinlikle kitaplar haritadır. Çünkü onlara yön gösteriyor. Kitaplar çocuklar için rehberdir. Rehberi bulduktan sonra ilerlemek kolaydır. Çocuk kütüphaneleri benim rehberim oldu. Bilim, kurgu ve fantastik sanatları okuyorum. Açıkçası heyecanlı olduğu için okumayı seviyorum. Bilime merakım var. Merakım gün geçtikçe ilgiye dönüştü ve tam ilgimin doruklarındayken bu kütüphane açıldı. Bu kütüphaneye gelmeye başladığımda ilgim bilgilerle farkındalığa dönüştü ve bilim insanı olmak istediğime karar verdim” diye konuştu. “Çocuk kütüphaneleri fırsat eşitliği sağlıyor” Kitaba erişimde Çocuk Kütüphanelerinin çok önemli olduğunu ifade eden Koca, “Fırsat eşitliği, bu çocuk kütüphaneleri bunu sağlıyor. Maalesef günümüzde her ailenin kitap alacak kadar maddi gücü yok. Bu kütüphaneler fırsat eşitliğini koruyor. Çocuk kütüphaneleri genel olarak bu imkanı sağlıyor. Çocukları kitaplarla beslemeyen bir devletin sonu hazindir. Çocuk sayısına göre kütüphane açılması gerekiyor” dedi. Berat’ın annesi Hatice Koca ise insanların kitaba ulaşmada zorluk yaşadığını belirterek, “Buna gerek bütçe gerek bulunduğun yer fırsat vermiyor. Ama kütüphane olduğu zaman her bilgiyi her araştırdığın konuya kolaylıkla ulaşabileceğin bir alan benim gözümde” diye konuştu. Çocuk kütüphaneleri birçok fayda sağlıyor Kütüphaneler 0-12 yaş aralığına hitap ediyor. On binlerce üyesi olan ve sayısı 6’ya ulaşan Çocuk Kütüphanesi’nde çocuklar sadece kitapla buluşmuyor. Mozaik, müzik, resim kursları, drama çalışmaları ve meslek tanıtımları da yapılıyor. Çocuklar hem eğleniyor hem öğreniyor. Kütüphanenin bir diğer öğrencisi Belinay Kaya, kütüphanede kitap okumanın yanı sıra çeşitli kurslar olduğunu ifade ederek, “Burada mozaik, müzik, resim kursu yani daha çok değer vereceğimiz şeyler var. Kitaptan ibaret değil. Hem kitap okuyoruz hem kurslara gidiyoruz. Kitapları çok güzel. Birçok etkinlik oluyor. Masal saatleri oluyor” şeklinde konuştu. Kitap okumanın farklı faydalarına değinen Mir Nafi Ünlü ise, “Ben kitap okumadan önce pek hayal kuramazdım. Kitap okuduktan sonra gözümde canlandırmam daha güzel oldu. Kitap okumam konuşmamı da etkiledi. Önceden kekeliyordum ona fayda sağladı. Güzel bir şey tavsiye ederim” ifadesini kullandı.