GÜNDEM - 18 Ekim 2020 Pazar 10:05

Siber saldırılar pandemi sürecinde arttı

A
A
A
Siber saldırılar pandemi sürecinde arttı

STM Siber Güvenlik Müdürü Kadir Murat Biçer, “Pandemi süreci siber saldırganlara saldırı yapacağı atak yüzeylerini artırması anlamında katkı verdi” dedi.

STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş. bünyesinde bulunan Siber Füzyon Merkezi (SFM), yılın her çeyreğinde bir kez "STM ThinkTech Siber Tehdit Durum Raporu" hazırlıyor. Merkez tarafından hazırlanan ve son üç aylık süreci kapsayan üçüncü çeyrek raporuna göre, siber saldırganlar pandemi sürecinde saldırılarını artırdı. STM Siber Güvenlik Müdürü Kadir Murat Biçer, STM bünyesinde bulunan Siber Füzyon Merkezi’nin çalışmaları ve merkez tarafından hazırlanan “STM ThinkTech Siber Tehdit Durum Raporu” hakkında İhlas Haber Ajansı muhabirine özel açıklamalarda bulundu. Biçer, Siber Füzyon Merkezi’nin (SFM) Siber İstihbarat Merkezi, Siber Operasyon Merkezi ve Zararlı Yazılım Analiz Laboratuvarı dahil olmak üzere 3 alt merkezden oluştuğunu anlatarak, merkezin 2016 yılından beri hizmet verdiğini söyledi.

Siber Füzyon Merkezi’ni oluşturan alt merkezler hakkında bilgiler paylaşan Biçer, “Bir siber olay göz önüne alındığı zaman Siber İstihbarat Merkezi; olay olmadan önce olayla ilgili bulguların tespit edilmesi, proaktif davranılması için, Siber Operasyon Merkezi; mevcut verilerin incelenerek bir olay olup olmadığının tespiti için, Zararlı Yazılım Analiz Laboratuvarı ise; olay sonrası olaya yönelik bulgularda detaylı bir çalışma yapılması gerekiyorsa o tarafı içerecek çalışmalar yapan merkezimizdir. Bu üç merkezde birbiriyle ilişkili ve entegre vaziyette çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Siber saldırılar her zaman gündemdeydi”

Siber saldırıların her zaman gündemde olduğunu dile getiren Biçer, “Dijitalleşen dünya içerisinde dijital ortamın ulaştığı ve birbirleriyle etkileşim içerisinde bulunduğu tüm ortamlarda siber saldırılar meydana gelecektir. Bu işin doğası gereği mümkündür” diye konuştu.

“Pandemi süreci siber saldırganlara saldırı yapacağı atak yüzeylerini artırması anlamında katkı verdi”
Pandemi döneminin dijitalleşmeyi biraz da olsa öne aldığını ve dijitalleşme ile ilgili temel adımın atılmasını sağladığını aktaran Biçer, bunun siber saldırganlara saldırı yapacağı atak yüzeylerini artırması anlamında katkı verdiğini vurgulayarak, “Pandemi döneminde de siber saldırıların arttığına yönelik 2020’nin ikinci dönem raporunda da ayrıntılı olarak ele aldığımız şekilde saldırganlar başta ‘oltalama e-postaları’ kullanmak üzere saldırılarına devam etmişler” şeklinde konuştu.

Saldırıların sadece uç nokta kullanıcılarına olmadığını söyleyen Biçer, “Bunlarla birlikte bu saldırganların aşı çalışmaları yapan enstitüler, hastaneler, akademilere de benzer saldırılar yaptıklarını tespit ettik. Bununla ilgili güncel durumu da üçüncü çeyrek raporumuza yansıttık. STM olarak biz kullanıcı bazında farkındalığı artırırken, sistem yöneticisi ve güvenlik yöneticileri bazında da onların ihtiyaç duyacakları bilgileri ve teknik raporları, Tehdit Durum Raporları içerisinde paylaşmaktayız” aktarımında bulundu.

Üçüncü çeyrek olarak bakılan Temmuz-Ağustos ve Eylül 2020’yi kapsayan raporu da çıkardıklarını belirten Biçer, “Rapor içerisinde pandemi döneminde saldırganlardaki yeni davranış, yeni trendler, özellikle saldırıların nerelerde arttığı ve evdeki beşikten otomobillere, televizyon, buzdolabı ve diğer bütün sistemlerde yer alan nesnelerin interneti olarak gördüğümüz İnternet of Things (IoT) sistemlerine yönelik yapılan saldırılar sonucunda nelerin olabileceğine yönelik vakalara da tehdit raporumuzda yer verdik. Teknik olarak vermiş olduğumuz raporların yanı sıra kullanıcı farkındalığını artıracak şekilde bilgiler içeren raporlarımıza da yer vermeye çalıştık” dedi.

2020 yılının üçüncü Tehdit Durum Raporu’nda dönem konusu olarak “Siber Durumsal Farkındalık” konusunu ön plana çıkardıklarını kaydeden Biçer, Siber Durumsal Farkındalık hakkında bilgiler paylaşarak, şunları aktardı:

“Farkındalık kelimesi bir siber ortam içerisinde çok ciddi bir kelime, bunu biz normalde kullanıcılar için kullanmaktayız. Kullanıcılar ‘oltalama e-postalarına tıklamasınlar, ne olduğunu bilmedikleri dokümanları açmasınlar, dosyaları açmasınlar’ diye bunu hep kullanıcı olarak söylemekteyiz. ‘Farkındalık’ dendiğinde biraz daha kullanıcılar hedefleniyor gibi bir algı oluşmakta. Siber durumsal farkındalıkta ise bizim burada ki hedeflediğimiz; özellikle sistemleri yöneten, sistemlerin güvenliğini alan, sistemlerin hakimiyetini sağlayan birimler, kişiler. Durumsal farkındalıktaki amaç ise yönetilen sistemlerin veya güvenlikleri alınan sistemlerin ne durumda olduğunun anlık olarak bilinebilmesi, yönetilen sistemler içerisindeki hareketlerin görülebilmesi, görülen hareketler üzerinde otomatik veya manuel olarak aksiyonların alınabilmesi, bu tarz siber olayların hem önceden tespit edilmesi hem anında tespit edildikten sonra bunların ortadan kaldırılması için neler yapılabileceğiyle ilgili konuları ön tarafa çıkarmaya çalıştık. Durumsal farkındalığın artırılmasıyla da son kullanıcıların elindeki başta nesnelerin interneti dediğimiz IoT cihazların kullanımı dahil, kendi kullandığımız sistemler, yazılımlar, buralardaki hata yapma ihtimalleri azalacaktır.”

“2030 yılına kadar dünya üzerinde 25 milyar IoT cihazının birbirine bağlı çalışması öngörülürken, bu IoT cihazlarına kayıtsız kalmadan mümkün olduğu kadar önden gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması için çaba sarf edilmesi gerektiğine inanıyoruz”
Kendilerinin hep “son kullanıcılar farkında olsun, son kullanıcı hata yapmasın” diye düşünürken, halihazırda sistem yöneticilerinin, güvenlik yöneticilerinin alacakları güvenlik seviyelerini, olgunluklarını artırmak için çaba sarf ettiklerini vurgulayan Biçer, “Nesnelerin interneti burada çok önem taşıyor. Raporumuzda özellikle belirttik. Nesnelerin interneti içerisinde yapılabilecek saldırıları, tespit edilen zafiyetleri de belirttik. Raporda yine nesnelerin interneti içerisinde, evlerimizde de kullanılan sesli asistanların lazer ışıklarıyla nasıl hack edilebileceği, nasıl farklı komutlarla çalıştırılabileceğinden bahsettik. Önümüzdeki dönemde 2030 yılına kadar dünya üzerinde 25 milyar IoT cihazının birbirine bağlı çalışması öngörülürken, bu IoT cihazlarına kayıtsız kalmadan mümkün olduğu kadar önden, gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması için çaba sarf edilmesi gerektiğine inanıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

STM olarak özellikle sağlık alanında medikal taraftaki IoT cihazların güvenliğine yönelikte bir proje başlattıklarını ve sona yaklaşıldığını bildiren Biçer, “Bununla ilgili birkaç hastaneyle birlikte çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Sağlık sektörüne önem vermemizin sebebi, insan güvenliğinin her şeyden önce gelmesi. Ama sağlık sektöründe bu çalışmaları bırakmadan diğer, kurumsal, endüstri yapıda kullanılan IoT cihazlar veya ev ortamlarında, okul ortamlarında kullanılan IoT cihazlarında güvenliğini alacak şekilde projeyi geliştirmeye devam edeceğiz. Bununla ilgili çalışmalarımız yine devam edecek” diye konuştu.

STM’nin temel hedeflerinden ve STM bünyesinde gerçekleştirilen “Bayrağı Yakala” yarışmalarından bahseden Biçer, şu ifadeleri kullandı:

“STM olarak temel hedefimiz özellikle büyük siber güvenlik projelerini çözüm odaklı herhangi bir ürün ya da partnerle beraber olmadan çözüm odaklı oluşturmak, bununla ilgili oluşturulan güvenlik projeleri içerisinde olgunluk seviyelerini yükseltecek şekilde danışmanlık eğitimlerini vermek, bu sistemler içerisinde proaktif davranacak şekilde tehdit istihbaratı sağlayıp, olay sonrasında müdahale edecek şekilde olay müdahale hizmetlerini verebilmek ki zaten bunların hepsini sağlamaktayız. Sağlamış olduğumu bu ürün ve çözümleri daha geniş bir alana yaymak ve yurt dışı ihracatı ile bu bilgi birikimini diğer ülkelere de aktarabilmek, başta IoT sistemler olmak üzere güvenlik tarafında az eğilinmiş alanlarda yeni projeler üreterek bunlara yönelik yetenekler kazanmaktır. Bununla birlikte yine kullanıcı farkındalığını artıracak şekilde raporlar çıkarmakta ve ‘CTF’ diye söylediğimiz ‘bayrağı yakala’ yarışmaları yapmaktayız. Bayrağı yakala yarışmamız 30 Ekim’de başlayacak. STM ile özleşen STM CTF’in bu yıl 6’ncısını düzenlemekteyiz. Bundan önceki senelerde 200’e yakın takım katıldı. Bu yılda benzer katılım olacağını varsayıyoruz. Konuyla ilgili bütün gençleri yarışmamıza bekliyoruz.”

Mevlüt Hasgül - Erdinç Türkcan
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Benzin yüklü tanker kaza yaptı: Patlama riskine karşı D-130 Karayolu trafiğe kapatıldı, evler tahliye edildi Kocaeli’nin Gölcük ilçesi D-130 Karayolu’nda seyir halinde olan benzin yüklü tanker, önce üst geçit köprüsüne ardından ise 3 araca çarptı. Tankerin çekici kısmı koparken benzin ise yola saçıldı. Patlama riskine karşı yolun iki şeridi de trafiğe kapatılırken, çevredeki evlerde tahliye edildi. Edinilen bilgiye göre, Gölcük ilçesi D-130 Karayolu Yalova istikametine seyir halinde olan benzin yüklü tanker sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde araç, refüjdeki demir korkuluklara çarparak karşı şeride geçti. 150 metre boyunca duramayan tanker üstgeçit köprüsünün ayağına, ardından park halindeki iki kamyonete çarptı. Daha sonra karşı şeritten gelen hafif ticari araca çarpan tankerin çekici kısmı koptu. Kopan çekici, D130 Karayolu’ndan karşı sokağa uçtu. Kazada tanker sürücüsü hafif şekilde yaralanırken benzin ise yola saçıldı. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis, itfaiye ve AFAD ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı hastaneye kaldırırken, polis ekipleri ise patlama riskine karşı D130 Karayolu’nun Yalova ve İzmit istikametini trafiğe kapattı. Ayrıca çevrede bulunan binalardaki vatandaşlar da tahliye edildi. Şehir merkezinden trafik akışı sağlanıyor. Ayrıca itfaiye ve polis ekipleri vatandaşları bölgeden uzaklaştırmaya devam ediyor. İtfaiye ekipleri, patlama riskine karşı bölgeyi köpüklüyor. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" Patlama riskine karşı evden çıkarılan Aysel Sütlüce, “Polisler anons etti ve korkarak hemen dışarı çıktık. Kaza yapan tanker araçları ezmiş. Patlamaya karşı tehlike olduğu için evler tahliye edildi. Çok korktuk" dedi. Ömer Çengel ise "Tanker 3 aracı çarpmış. Tankerden devamlı benzin akıyor. Polisler evi boşalttı. Şu an dışarıda bekliyoruz" diye konuştu.
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.