TEKNOLOJİ - 20 Eylül 2018 Perşembe 15:06

Siber saldırılarla mücadelede yapay zekâ önem kazanıyor

A
A
A
Siber saldırılarla mücadelede yapay zekâ önem kazanıyor

Siber güvenlik saldırıları ve bilişim teknolojileri altyapıları içindeki gizli tehditlerle mücadele için yapay zeka önemli bir güvenlik silahı olarak görülüyor.

Şirketler, günümüzün mobil ve IoT döneminde, nitelikli bilişim teknolojileri uzmanlarının eksikliği ve BT alanının gözden kaybolması nedeniyle şiddetlenen ve giderek karmaşık hale gelen siber güvenlik saldırılarıyla mücadele etmek için yoğun çaba harcıyor. BT güvenlik ekipleri, dataları ve yüksek değerli kaynakları korumak için hem yeni bir yaklaşıma hem de güçlü yeni araçlara ihtiyaç duyuyor. 

Aruba ve Ponemon Institute’un araştırmasına göre güvenlik ekipleri, işletmelerdeki gizli tehditlerle savaşmada temel olan kullanıcı ve IoT cihazları için makine öğrenimi ve ağ görünürlüğünü inceliyor. Aruba adına Ponemon Enstitüsü tarafından yürütülen yeni bir global araştırmaya göre bu ekipler, BT altyapıları içindeki gizli tehditlere karşı savaşı kazanmak için anahtar bir silah olarak yapay zekayı (AI) görüyorlar.

Amerika, Avrupa ve Asya'da 4 bin güvenlik ve BT uzmanı ile gerçekleştirilen ‘IoT Döneminde, BT Güvenlik Açığını Otomasyon & Yapay Zeka ile Kapatma’ başlıklı Ponemon Institute çalışması, düzeltilmesi zor güvenlik eksikliklerine neyin yol açtığını ve yeni tehdit ortamında kötü aktörlerden bir adım önde olmak adına ne tür teknolojilere ve süreçlere ihtiyaç olduğunu anlamak konusunda önemli veriler elde edilmesini sağladı.
Araştırma, verileri ve diğer yüksek değerli varlıkları korumak için, makine öğrenimi ve diğer AI tabanlı teknolojileri içeren güvenlik sistemlerinin, kullanıcıları ve IoT cihazlarını hedefleyen saldırıları tespit etmek ve durdurmak için çok önemli olduğunu ortaya koydu. Yanıt verenlerin çoğunluğu AI fonksiyonuna sahip güvenlik ürünlerinin Hatalı uyarıları azaltma (yüzde 68), ekibin verimliliğini artırma (yüzde 63), daha fazla araştırma verimliliği sağlama (yüzde 60), çevre savunma sistemlerinden kaçan gizli saldırıları daha hızlı keşfetme ve bunlara cevap verme yeteneklerini geliştirme (yüzde 56) konularında yardımcı olacağına inanıyor. Ankete katılanların yüzde 25’i şu anda bir tür AI tabanlı güvenlik çözümü kullandığını, yüzde 26'sı ise bu tür ürünleri önümüzdeki 12 ay içinde kullanmayı planladığını belirtiyor.

“Var olan araçlar yeterli değil” 

Ponemon Institute Yönetim Kurulu Başkanı Larry Ponemon, “Siber güvenlik programlarına yapılan büyük yatırımlara rağmen araştırmamız, çoğu işletmenin gelişmiş ve hedefe yönelik saldırıları hala durduramadıklarını buldu, katılımcıların yüzde 45'i, 10’dan 75’e kadar eş zamanlı sevk edilen güvenlik araçlarından oluşan savunma unsurlarının tam değerini anlamadıklarına inanıyor. Durum, kusursuz bir fırtına haline geldi. Katılımcıların neredeyse yarısı, karmaşık ve dinamik olarak değişen saldırı yüzeylerini korumanın, özellikle şu an gerekli niteliklere ve uzmanlığa sahip yeterli güvenlik personelinin bulunmaması nedeniyle, bugünün inatçı, özel, oldukça yoğun eğitilmiş ve iyi finanse edilen saldırganlarıyla savaşmanın çok zor olduğunu söylüyor. Bu çerçevede, güvenlik programının diğer yönlerini yönetmek için görevleri otomatikleştirebilen ve böylece BT personelini serbest bırakabilen AI tabanlı güvenlik araçları, işletmelerin artan tehdit seviyelerine ayak uydurabilmeleri için kritik öneme sahip olarak görülüyorlar” dedi.

“IoT cihazları güvenli değil” 

Ponemon araştırmacıları, BT güvenlik ekiplerinin çoğunun IoT cihazlarını kullanan saldırıları tespit etmekte yetersiz olduklarına inanıyor. Ankete katılanların dörtte üçünden fazlası IoT cihazlarının güvenli olmadığına, yüzde 60'ı da basit IoT cihazlarının bile bir tehdit oluşturduğuna inanıyor. Katılımcıların üçte ikisi, ‘nesnelerini’ saldırılardan korumak için çok az beceriye sahip olduklarını ya da hiç sahip olmadıklarını itiraf ediyorlar. Ağ trafiğinin sürekli izlenmesi, kapalı devre algılama ve yanıt sistemleri ve IoT cihazları grupları arasındaki davranışsal anormallikleri tespit etmek, ortamlarını daha iyi korumak için en etkili yaklaşımlar olarak gösteriliyor. 

Aruba’da güvenlik çözümleri pazarından sorumlu Başkan Yardımcısı Larry Lunetta, “Ponemon Enstitüsü ile iş ortaklığı yapmak, güvenlik ekiplerinin zorluklarını daha iyi anlayarak ve onları sürekli değişen tehdit ortamını hızlıca tanımlama ve yanıt vermelerini sağlayan gelişmiş çözümlerle müşteri deneyimlerini iyileştirmemize yardımcı oluyor. Bu çalışmadan elde edilen bilgiler, görünüm ve kontrolü geri kazanmak için, entegre ve daha kapsamlı bir yaklaşımla kurumsal bir kablolu ve kablosuz ağ güvenliği çerçevesi sağlama yeteneğimizi sürekli olarak geliştirmemizi sağlıyor” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.