GENEL - 21 Ekim 2019 Pazartesi 05:52

‘Sıfır Atık’ da kadın ve çocukla mümkün

A
A
A
‘Sıfır Atık’ da kadın  ve çocukla mümkün

Dünya hızla kirleniyor. Çöplerimizi bu hızla, dönüştürmeden atmaya devam edersek, yakında denizlerde balıktan çok plastik olacak. Mevsimler daha hızlı değişecek, felaketler artacak. Şimdi tedbir zamanı. Bunun için de en büyük vazife kadına ve onun yetiştirdiği çocuğa düşüyor...

Dünya hızla kirleniyor. Hem de yaşamak için başka yeri olmayan insanlar yapıyor bunu. Kirlilik yüzünden sular azalıyor, topraklar verimsizleşiyor, doğal felaketler artıyor. Bu topraklarda yaşayan, o suları içen, o havayı soluyanların, yani insanların hızla harekete geçmesi gerekiyor. Bu hareketin en büyüğünü ise konu çocukları ve dünya olduğunda yapamayacağı şey olmayan anneler ve hepsi birer anne adayı olan kadınlar yapacak. Evlerde dönüşümü sağlayacak olan, çocuklarına çevrenin kirletilmesinin nelere sebep olacağını anlatıp o evi küçük bir ‘sıfır atık’ merkezi yapacak olan kadındır. Çok sık kullandığım bir Kızılderili atasözü var; “Son ırmak kuruduğunda son ağaç yok olduğunda son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak” şeklinde. Atasözü hâline gelmiş olan bu söz, topraklarını isteyen ABD Başkanı Franklin Pierce’e yazdığı tokat gibi mektupta Kızılderili Şef Seattle tarafından söylenmiş. Hem de 1854 yılında. Şimdi ise biz kadınlar, Cumhurbaşkanı’mızın eşi Emine Erdoğan tarafından başlatılan ‘Sıfır Atık’ için daha çok şey yapmalıyız. Mutfak çöpünün içine tek bir ambalaj atığı karıştırmadan, her ambalajın bir değer olduğunu bilerek ve evdeki her bireye de bunun ne olduğunu anlatarak...

KİRLİLİK ARTIYOR, BİZ AZALIYORUZ
¥ Plastik. Her yerde. Güney İspanya’da bir balinanın midesinden 29 kilo plastik çıkınca durumun vahameti anlaşıldı. Bizim midemizde de var. Ne yazık ki 2050’de okyanuslarda balıktan çok plastik olacağı hesaplanıyor.
¥ Buzullar eriyor. 1.500 yıldır ilk kez bu durum gerçekleşti. Bu erimeyle karalar 5-6 metre suyun altında kalacak. Birçok yerleşim yeri yok olacak.
¥ Kasırgalar, felaketler artacak. Sadece ABD’de geçen yıl doğal felaketler 306 milyar dolar zarara sebep oldu. Kasırga, Porto Riko’daki adanın elektrik altyapısının yüzde 80’ini tahrip etti. Kötü olan, yakında artacak olan felaketlere hiçbir maddi güç yetmeyecek.
¥ Hayvan ve bitki türleri bilinçsiz avlanmanın yanı sıra çevre etkisiyle yok oluyor. Binlerce tür, gelmemek üzere gidiyor.

PET ŞİŞELER TİYATRO VE OTOBÜS BİLETİ OLUYOR
Edirne’nin Keşan ilçesinden bir kampanya haberi var. Bu ilçede 20 pet şişe getiren öğrenciler, bir  tiyatro bileti kazanıyor. İlçenin belediye başkanı başlatmış bu kampanyayı. Böylece hem öğrenciler tiyatroya gidiyor, hem çevre bilinci kazanıyor. İstanbul’da da bir süre önce bazı metro istasyonlarında pet şişe atanlar seyahat kartlarına kontör yüklüyordu. Bu makinelerin çoğalması ise yeni yönetimden talep ve beklentimiz olmalı.

ÇÖPLERİ NASIL AYRIŞTIRMALI?
¥ Öncelikle balkondaki çöp kutunuzun yanına bir tane daha eklemek gerek.
¥ Yemek artıkları, yani organik çöpler, normal çöp kutusuna atılmalı.
¥ Süt, su, yoğurt, peynir, zeytin ve benzeri tüm ürünlerin ambalajı geri dönüşüm kutusuna atılmalı.
¥ Kirli ambalajları yıkayın ki, balkonda kötü koku ve sinek yapmasın.
¥ Küçük metaller, tahta parçaları, kağıtlar, kartonlar, kullandığımız kâğıtların ruloları.. Her şey geri dönüşüm malzemesidir.
¥ Poşetleri de geri dönüşüm kutusuna atmanız, dönüşümün sağlıklı olması açısından önemli.

NE YAPARSAK NE OLACAK
¥ Kâğıt kullanımına dikkat ederek önce tüketimi azaltmak, sonra kâğıdın geri dönüşümünü sağlamak mümkün. Hurda kâğıt kullanımıyla hava kirliliğini yüzde 35, su kullanımını yüzde 45 azaltabilir, 20 ağacı kurtarırız.
¥ 1 ton beyaz kâğıdı çöpe atmak yerine geri kazandırırsak, 16 çam ağacını, 1 ton gazete kâğıdını geri dönüşüme kazandırdığımızda 8 çam ağacını kesilmekten kurtarıyoruz.
¥ İnsanların birbirine gönderdiği mektupların yüzde 44’ü okunmuyor. 100 bin kişi gereksiz yazışmayı durdursa 150 bin ağaç kesilmekten kurtulacak.
¥ Bir büro elemanı açtığı zarfları çöpe atarak yılda tek başına 81 kilo yüksek kaliteli kâğıdı çöpe atıyor.
¥ Yeni üretime kıyasla metal ve plastikte yüzde 95 enerji tasarrufu sağlarız.
¥ Geri dönen her 1 ton cam için 100 litre petrolü tasarruf edeceğiz.

AMBALAJLARI YIKAYIP ÇİN'E GÖNDERİYORUZ
Dünyadaki birçok ülke ambalaj atıklarının kirini temizletmek için başka ülkelere yolluyor. Avrupa’da kirli atıklar 100-120 dolara temizlenirken Türkiye’de 15-20 dolara mal oluyor. Avrupa ise kirli atıklarını Türkiye’ye yolluyor. Bazı firmalar ise bu kirli ve büyük çoğunluğu tehlikeli atıkları, sırf 15-20 dolarlık temizleme işi için ithal ederken, bazıları da ham madde olarak kullanıyor.

SULAR, ÇÖPLÜK DEĞİL HAYAT KAYNAĞI
Su, hayat kaynağı. Fakat dünyada çöpler denizlere atılıyor, batan gemi denizin dibinde kalıyor, patlayan tankerler öldüren atıklarını denizde bırakıyor. Üstelik rastgele sağa sola attığımız çöpler de yağmur sularıyla yine denizlere, göllere akıyor. Deniz çöplerinin yüzde 60 ile yüzde 80’ini ise plastik çöpler oluşturuyor. Denizde ayrıca deterjan, kozmetik parçaları, poşetler, araba lastikleri, tenekeler ve daha birçok atık var, düşünmeden attığımız. Veriler, her kilometrekare başına 13 bin, rakamla yazarsak 13.000 adet plastik düştüğünü gösteriyor. Biz bu zehirleri deniz ürünleriyle birlikte yiyoruz. Üstelik dünyanın dengesini sağlayan sularımız tükeniyor, kirleniyor.

ATIKLARDAN ÇOK ŞEY YAPILIYOR
2018 yılında 3,2 milyon ton atık, çimento, kireç, seramik ve demir çelik fabrikalarında üretimde kullanıldı. 800 bin ton atık, bu fabrikalarda kömür yerine yakıt oldu, petrokok tasarrufu sağlandı. Camlar eritildi, yeniden ambalaj oldu. Tenekeler de öyle. Pet şişeler kıyıldı, birleştirildi, park ve bahçelere yol, çocuklara salıncak ve kaydırak, yorulanlara bank oldu. En önemlisi de sularımızı kirletmeyip insana fayda oldu.

ÜCRETSİZ DE OLSA POŞET ALMAYALIM
Geçtiğimiz yıl marketlerde plastik poşetler ücretli oldu. Afrika ülkelerinde bile yıllardır yasak olan plastik poşetin ücretli olması birçok kişiyi sinirlendirdi nedense. Çevre için olduğunu anlamak istemediler bir türlü. Hatta bazı marketler gizli gizli ücretsiz plastik poşetler dağıttı. Bilinçli tüketicinin bunları almayıp, bez ve
çok kullanımlık poşetlerle
alışverişe gitmesi gerek.

GÜNLÜK ÇÖPÜNÜZ KAÇ KİLO?
Sabah kalktınız, kahvaltıda yiyeceklerinizin hepsi ayrı ambalaj. Pet şişede, bardakta sular, kahve zincirlerindeki kahvenin kâğıt bardağı, plastik kapağı... Her birinde yüz binlerce çöp. Fast food restoranındaki çatal, bardak, tepsi, örtü. Hepsi birkaç dakikada dağ gibi çöp oluyor. İş yerinde yediğimiz abur cuburun ambalajı, yola atılan izmaritler ve daha nicesi. Rakamlar kişi başı ortalama günde 1,5 kilo çöp ürettiğimizi gösteriyor.

HİÇ ÇÖPÜ OLMAYAN RESTORAN
Geçenlerde İstanbul’da sahilinde bir restoran gördüm. “Doğaya hiç çöp bırakmıyoruz” diyordu işletme. Nasıl hiç çöp bırakmıyorlar sizce? Aslında hepimizin yapabileceği şekilde: Restorandaki ambalaj atıkları ayrı toplanıp geri dönüşüme kazandırılıyor. Yemek atıkları 30 gün kompost hâle gelinceye kadar bir alanda tutuluyor ve bunlar gübre ve  toprak olarak kullanılıyor, çiçek ekilip müşterilere hediye ediliyor.

JAPONYA'DAN MÜTHİŞ ÖRNEK
Japonya’da küçük bir kasaba var. Adı Kamikatsu. Bu küçük kasaba, çöpünün yüzde 80’ini geri dönüştürüyor. Sadece yüzde 20’si ise depolama alanına gidiyor. Burada yaşayanların ve yöneticilerin hedefi 2020’de yüzde 100 dönüşüm. Onlar konunun önemine o kadar vakıf ki, plastik şişeleri, plastik kutusuna atmadan önce üzerindeki kâğıt etiketi dahi söküyor. Avrupa’nın bazı ülkelerinde ise ambalajları geri dönüşüme temizleyerek atmak mecburi. Kirli atanlara ceza var.

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Kurum’dan otobüs şoförlerine müjde: “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” İBB Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programda konuşan Kurum, “Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum, Sancaktepe’de düzenlenen ‘Özel Halk Otobüsçüleri Sahuru’ programında vatandaşlarla bir araya geldi. Programa Kurum’un yanı sıra Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü, AK Parti Sancaktepe İlçe Başkanı Turgay Akpınar, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Dernek Başkan Vekili Göksal Ovacık, ÖZULAŞ Başkanı Sedat Şahin, milletvekilleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Programda ilgiyle karşılanan Kurum vatandaşlarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. “İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor” Programda konuşan İBB Başkan Adayı Kurum, “Bugün İstanbul’da yaklaşık 3 bin halk otobüsümüz var. Yüzbinlerce yolcuyu taşımaya çalışıyorsunuz. İstanbul’un bu yükünü almak için çaba sarf ediyorsunuz ama her geçen gün bu yük bir kat daha artıyor. İstanbul’daki otobüs sayısı, vatandaşımızın mevcut talebine istese de yetmiyor. Biz, hem özel halk otobüsü emekçilerini hem de İstanbulluları uğraştıran değil ulaştıran İstanbul diyerek rahatlatacağız. İstanbullu kardeşlerimiz sizlere emanet. Genç kızlarımız, kadınlarımız otobüse bindiğinde saat geçse, durak evine uzaktaysa şoför kardeşlerim gerekirse evinin önüne kadar bırakacak. Bu hedef öyle sadece yatırım ve buradaki hizmetlerden müteşekkil değildir. Biz bir yandan yeni ulaşım yatırımları yaparken bir yandan da İstanbul’un trafik sorununa dair, çok önemli adımlar atacağız. Ben ulaşım sektöründeki esnafımızın sorunları için aylarca çalıştım. Bu konudaki tüm uzmanlarla esnaf odalarımızla istişare ettim” dedi. “Göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz” Otobüsçülerin yaşadığı sorunlara değinen Kurum, müjdeleri hakkında da şöyle konuştu: “Sizler, 40 yıldır yaşadığınız sorunları, dertleri şu beş yılda yaşadınız. Ücretlerinizi iki ay geç aldığınızı biliyorum. Çok büyük mağduriyetler yaşıyorsunuz. 2023 zammını hala alamadınız. Her bir özel halk otobüsümüzün 1 milyon TL alacağı var. Alamadığınız ödemelerinizden dolayı araçlarınıza bakım yapmakta zorlanıyorsunuz. Vatandaşlarımızı taşımak için gereken her türlü fedakarlığı yapıyorsunuz. Yanan ve bozulan otobüsler olduğunda mevcut İBB yönetimi bu sorunları görmezden geliyor. Sen otobüsçünün hakkını ödemezsen bu esnaf otobüsüne nasıl bakım yaptıracak. Mevcut İBB yönetimi sizin eksiklerinizle alakalı bırakın bir irade ortaya koymayı sorunları görmezden geliyor. Yetmiyor, bir de size boşu boşuna cezalar kesiyor. İETT yönetimi, ezan okunurken aracında su içip orucunu açan özel halk otobüsü şoförüne neden ceza keser? Eğer kötü niyetliyseniz, eğer bu milleti sevmiyorsanız elbette kesersiniz. Hiç merak etmeyin, hiç üzülmeyin. 1 Nisan’dan sonra göreve gelir gelmez otobüsçülerin içeride kalan ücretlerini zamlı bir şekilde ödeyeceğiz. Bu Murat Kurum sözüdür. Boş yere kesilen cezaları da göreve gelir gelmez iptal edeceğiz” “Sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz” Müjdelerini saymaya devam eden Kurum, “Otobüslerinizi yenileyemediğinizi çok iyi biliyorum. Toplu taşıma kanununu ve mülkiyet probleminin çözümüyle ilgili kanunu meclise bu kardeşiniz taşıdı. Bu konunun takibini yapacağız ve mülkiyet sorununu tamamen çözeceğiz. Göreve gelir gelmez devlet bankalarımızla yapacağımız protokollerle sizlere sağladığımız uygun kredilerle otobüslerimizi yenileyeceğiz. Hem siz huzur içerisinde çalışacaksınız hem de İstanbullu kardeşlerimize en güzel hizmeti vereceğiz. İstanbul halk otobüsü bir marka olacak. İstanbul’un yollarında bozulan, yanan otobüs devri 31 Mart akşamı tamamen bitecek” diye konuştu. “İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor” Seçimin iki zihniyet arasında gerçekleşeceğini belirten Kurum, “Bizim şoför esnafımız, kalenderdir. İşte sizler İstanbullunun sorunlarını dinleyen insanlarsınız. Sizlerle yaptığımız görüşmelerde de bu sorunların çözümleri hakkında konuşuyoruz. Konuştuğumuz herkesin ortak bir noktası var. İnsanımız bu seçimi, İstanbul’u yeniden emin ellere teslim etmek için çok büyük bir fırsat olarak görüyor. Nasıl öyle görmesin? Fark ortada. Milletin karşısında sadece iki taraf var. Bir tarafta afet anında tatil beldelerinde gezenler, diğer tarafta sadece Fikirtepe’de, Esenler’de bile toplam 75 bin yeni yuvayı inşa edenler var. Bir yanda kendi geleceği için İstanbul’u kaderine terk edenler, diğer tarafta Kartal Orhantepe’de, Üsküdar’da, Beykoz’da, Ümraniye’de, 39 ilçemizde şantiyelerde arı gibi çalışanlar var. Bir yanda İstanbul’a yapılan tüm büyük ulaşım yatırımlarına karşı çıkanlar var, diğer yanda havalimanını, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni yapanlar var. Bu seçimde ya sağlıksız binalarda deprem korkusuyla beklemeyi ya da kentsel dönüşümle huzur içinde yaşamayı seçeceğiz. Bu seçimde ya 5 yılda 5 bin konut bile dönüştüremeyenleri ya da asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutu başlatanları seçeceğiz. Bu seçimde ya milletin kaynaklarını çarçur edenleri, ya da bizim gibi İstanbul’a her alanda 350 milyar lira yatırım yapanları seçeceğiz. Ya İstanbul’un bütçesini kendi için harcayanları, ya da kenti için, harcayanları seçeceğiz. Ben inanıyorum ki İstanbullular 5 yıldır çektikleri çileyi göz önünde bulunduracaklar. Hizmetin ve eserin adresi olan AK Parti’mizi ve Cumhur İttifakı’mızı sandıkta rekor bir oyla seçecektir. Ne yazık ki, son 5 yılda İstanbulluların derdiyle dertlenen, o dertlere çare olmaya gayret eden bir başkanları olmadı. Bu kardeşiniz, sizlerle hem dert ortağı, hem de çözüm ortağı olacak, İstanbul’un dertlerine deva olacak. Esnaf dostu, emek dostu, ekmek dostu bir belediyeciliği sizlere göstermek için bundan önce nasıl gece gündüz çalıştıysak yine aynı anlayışla çalışacağız” diyerek sözlerini tamamladı. “5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık” İlçede yaşanan sıkıntıları dile getiren Sancaktepe Belediye Başkanı Döğücü, “En büyük sıkıntımızı İBB’nin çalışmalarımızda yaşadık. Burada 200.000 nüfusla başlayan bir ilçe süreci var. 10-15 yıllık genç bir ilçeyiz ama o kadar çok nüfus aldık, o kadar çok tercih edildik, nüfusumuz 500 bine geldi. Bu ilçemizin otobüs hatlarının mutlaka düzenlenmesi lazım. Sancaktepe’de ikamet eden tüm vatandaşımız benimle aynı fikirde. Evinden çıkıp bir mahalleden bir mahalleye giderken bile otobüs hatlarında sıkıntı çekiyor. 2-3 tane vesait değiştirmek durumunda kalıyor. Bunlar için büyükşehirle defalarca görüşmemize rağmen hiçbir ilerleme kaydedemedik. Bırakın ilerleme kaydetmeyi gerileme yaşadık. Otobüs hatları iptal ediliyor. Başka güzergahlar daha faydalı olur hatlarımızı düzenleyelim diyoruz ses yok. Gelin yeni hatlar düzenleyelim, Sancaktepe artık kocaman bir ilçe oldu, bunların yeniden planlanması lazım diyoruz ses yok. Bırakın ses vermeyi duraklara giden vatandaşlar mevcut hatlardaki otobüsleri saatlerce bekliyor. Ulaşımda defalarca söylememize rağmen 5 yıldır bir tane kavşak yaptırmadık. 5 yıl önce bu sorunu görmüş kavşaklarımızı, otopark yerlerimizi, projelerimizi belirlememize rağmen bu konularda da hiçbir gelişme ve ilçemize herhangi bir hizmet alamadık. Bir büyükşehir sadece süt dağıtmasıyla övünemez. Biz ilçeleri zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın başlatmış olduğu sosyal belediyecilikle mükemmel bir şekilde yönetiyoruz” ifadelerini kullandı.