VOLEYBOL - 25 Mart 2022 Cuma 13:18

Simge Aköz: 'Bu kupayı eve getirmek gurur verici bir durum'

A
A
A
Simge Aköz: 'Bu kupayı eve getirmek gurur verici bir durum'

Eczacıbaşı Dynavit Kaptanı Simge Aköz, CEV Kupası’nı kazandıkları için mutluluğu dile getirerek, "Almanya’daki zorlu bir deplasmanda bu kupayı eve getirmek gurur verici bir durum" dedi.

Eczacıbaşı Dynavit Kadın Voleybol Takımı, CEV Kupası finali rövanşında Alman rakibi Allianz MTV Stuttgart’ı 3-1 yenerek şampiyon oldu. Turuncu-beyazlıların kaptanlarından Simge Aköz, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine şampiyonlukla ilgili konuştu. Şampiyon olmanın çok güzel bir duygu olduğunu söyleyen Aköz, "2018’den sonra bu kupayı evimize getirmek özellikle Almanya’daki zorlu bir deplasmanda bu kupayı eve getirmek gurur verici bir durum. Bizim için çok stresliydi. Çünkü Alman ekibi gerçekten çok kuvvetli, çok iyi oyunculara sahip. O yüzden kupayı Almanya’da kaldırmak çok kolay olmayacak bilinci ile gittik. Çalışmalarımızı buna göre yapmıştık. Çok inanılmaz bir taraftar baskısı vardı. Takımları geriye düşmesine dahi hiçbir zaman susmadılar. Orada bizim taraftarlarımız da yalnız bırakmadı. Kendi evimizde gibi hissettirdiler. İlk iki sette garantiledik. Fakat kazanarak bitirmek gerçekten önemli. Bir noktada sadece şampiyon olmak yeterli değil. O yüzden bu odağımızı bir sonraki setlere vererek 3-1 gibi temiz bir skorla kupayı evimize getirdik" diye konuştu.

"İki kupa da çok özel"
2018 yılında kazanılan CEV Kupası kadrosunda da olduğunu hatırlatan 30 yaşındaki voleybolcu, "Eczacıbaşı’nda ikinci senemdi. Benim için yarıştığım ilk Avrupa kupasıydı. Çok heyecan vericiydi. Seneler sonra tekrar yarışmak, aynı olgunlukla olmadığı halde aynı heyecanı tatmak çok güzel hissettiriyor. Birçok hedeflerimiz var. Umarım bu hedeflere de ilerleyen günlerde ulaşmayı başarırız" dedi. 2018 yılındaki ve bu sene kazandıkları CEV Kupası arasında hangisinin daha özel olduğunun sorulması üzerine Simge Aköz, "İkisi de çok özel. Çünkü 2018’de Avrupa’da ilk kez bir kupa ve madalya kazanmıştım. Fakat 4 sene sonra hem kendi ilerleyişimi, hem olgunluk sürecimi, başarıların aslında daha da önemli hale geldiği anları yaşamak da çok güzel hissettiriyor. O yüzden ikisi de çok farklı. İkisi de benim bebeklerim gibi oldu" şeklinde konuştu.

"Böyle bir çatı altında çok sevdiğimiz voleybolu oynayabildiğimiz için çok mutluyum"
Eczacıbaşı’nın kadınlara vermiş olduğu desteğin arkalarında çok büyük bir güç olduğunu vurgulayan mili oyuncu, "Böyle bir çatı altında çok sevdiğimiz voleybolu oynayabildiğimiz için çok mutluyum. Bütün imkanlara sahip olduğumuz, yönetimimizin bizi çok desteklediği bir kulüpte gerçekten o başarıyı getirmek istiyorsunuz. Hep birlikte yaşayalım istiyorsunuz. Bunu hep birlikte kutlamak da bizim için çok önemliydi. Milli Takım’dan gelen bu ilgi, bu başarı süreci de Türk voleyboluna seyirci kazandırmak adına çok büyük bir adımdı. Artık hiçbir zaman taraftarsız oynamıyoruz. Umut ediyorum ki voleybol ilerleyen günlerde çok daha güzel yerlere ulaşacak" ifadelerini kullandı.

Kazandıkları kupanın sezonun geri kalanı için büyük motivasyon olacağını söyleyen Simge Aköz, "Arkasında çok büyük de bir emek var. Çok istenilmiş ve arzulanmış bir kupaydı. Önümüzde play-off süreci var. Lig son iki maçımız kaldı. Play-off sürecinde de bu büze büyük bir motivasyon sağlayıp, umut ediyorum ki yarı finali atlatıp, final etabında çok güzel maçlar izletiriz diye düşünüyorum" diyerek sözlerini tamamladı.

Oğuzhan Ort - Ozan Buğra Koşar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Depremde yaşadıklarını unutmak için sanata yöneldi Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan ve çok sayıda akrabasını kaybeden 3 çocuk annesi Nazan Taştan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak seramik ustası oldu. Asrın felaketinden önce özel okulda ve kurs merkezinde öğretmenlik yapan Nazan Taştan Yapıcı, depremde evi yıkılınca ailesiyle Mersin’e yerleşti. Bir yıl Mersin’de yaşadıktan sonra tekrar memleketi Adıyaman’a dönen Yapıcı, öğretmenlik yerine seramik ve çini sanatına yöneldi. Depremin acılarını unutmak için başlarda terapi amaçlı başladığı seramik ve çini sanatında ustalaşan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak atölye kurdu. Kendi elleriyle yaptığı eserlere şekil veren ve bunları vitrin ve raflara dizerek satışını yapan Yapıcı, bir taraftan da başka kadınlara bu sanatı öğretmeye başladı. Çocuk ve eğitim üzerine kitap da yazan Nazan Taştan Yapıcı’nın hayatı depremden sonra değişti. Öğretmenliği bırakıp sanata yönlendiğini söylendiğini söyleyen Nazan Taştan Yapıcı, "Deprem sürecinde öğretmenlik mesleğini icra ediyordum. Depremden sonra hepimizin bir çıkış yolu araması gibi Mersin’e gittik. Bir yıl oraya yerleştik. Çocuklarım vardı. Sonra bir yıldan sonra memlekete dönmek zorunda kaldık. Sonra dönünce seramik sanatıyla, çini sanatıyla, öğretmenlik mesleği arasında gidip geldim. Hatta bir sürede devam ettim öğretmenliğe. Ancak sonrasında sanatın daha ağır bastığını gördüm. Çünkü belki depremden sonra yaşadığım tramvaydı, o acılarla o üzüntülerle inanılmaz derece ruhumu rehabilite ediyordu. Bana çok iyi geliyordu çini ve seramikle uğraşmak. Ve neden olmasın ki dedim? Başkaları da neden faydalanmasın? Başkaları da neden iyi gelmesin? Bana iyi geldiyse başkalarına da iyi gelebilir diye düşündüm. Bunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verdim. Hali hazırda zaten gerekli eğitimleri almıştım. Ondan sonra işyeri açma kararı aldım. Çevremdeki insanların desteğiyle beraber. Sonra işyerini açtıktan sonra böyle güzel bir konseptimiz oldu. İnsanlar gelip burada isterlerse çini ve seramik yapabiliyorlar. Yardım isterlerse yardımcıda olabiliyorum veya ürün satın alıp götürebiliyorlar. Bende hem gelenlere yardımcı oluyorum, hem ürün yapıp satışını yapıyorum" dedi. Zozan Tümüç isimli vatandaş, "Sanatıyla da buluşturduğu eserleri görmek, böyle tanımak, iç detayını öğrenmek böyle bana çok şey kattı açıkçası. Buraya geldikten sonra bir çalışma yaptım. Bir bardak boyama yaptım. Bir de kendimce bir sevgi tabağı hazırladım. Kendi el emeğimle. Kendisi bu süreçte bana yardımcı oldu. Açıkçası çok keyif aldım. Tekrar da gelip yapmayı istiyorum. Fırsat buldukça ilk geldiğim yer açıkçası burası" diye konuştu.
İstanbul Şişli’de dehşete düşüren kazada hayatını kaybedenlerin sayısı 3’e yükseldi İstanbul Şişli’de önceki gün meydana gelen ve 2 kişinin hayatını kaybettiği kazada ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Anıl Püsküllü bu sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Kazada hayatını kaybedenlerin sayısı 3’ü yükselirken, kaza sonrası gözaltına alınan otomobil sürücüsü Ekrem Y., sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sürücünün emniyetteki ilk ifadesinde bayılma rahatsızlığı olduğunu, olay esnasında da baygın olduğunu, hiçbir şey hatırlamadığını ve kendine geldiğinde kazanın olduğunu fark ettiğini söylediği öğrenildi. Kaza, önceki gün saat 16.30 sıralarında Şişli ilçesi Kaptanpaşa Mahallesi Darülaceze Caddesi üzerinde meydana gelmiş, iddiaya göre cadde üzerinde seyreden 34 TT 2213 plakalı araç sürücüsü ters yöne girmesi sebebiyle bir motosiklet sürücüsü ile tartışma yaşamıştı. Tartışmanın ardından ters yönde ilerlemeye devam eden araç sürücüsü, gaza basıp hızını artırınca önce cadde üzerindeki bir iş yerine ardından kaldırımda yürüyen yayalara çarpmıştı. Kaza sonrası hastaneye kaldırılan yaralılar Necmiye Kurtuluş Çelik ile Hakan Dündar yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Kazada ağır yaralanan ve hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınan Anıl Püsküllü (30) ise bu sabah saatlerinde hayatını kaybetti. Kazada yaralanan E.Y., A.P. (30), U.B. (39), E.B. (62), Z.D.(76) ile H.H.A.’nın (24) tedavilerinin devam ettiği öğrenildi. Sürücü tutuklandı Kaza sonrası yaralanan ve hastanede tedavisi tamamlanan otomobil sürücüsü Ekrem Y., polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan Ekrem Y. adliyeye sevk edildi. Ekrem Y.’nin emniyetteki ilk ifadesinde bayılma rahatsızlığı olduğunu, olay esnasında da baygın olduğunu, hiçbir şey hatırlamadığını ve kendine geldiğinde kazanın olduğunu fark ettiğini söylediği öğrenildi. Adliyeye sevk edilen Ekrem Y., çıkarıldığı mahkemece ’taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma’ ve ’taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.