EĞİTİM - 17 Nisan 2017 Pazartesi 10:40

Sınav kaygısını yenmenin yolları

A
A
A
Sınav kaygısını yenmenin yolları

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavına sayılı günler kala Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Beyza Ateş kaygıyı azaltmanın yolları ile ilgili önemli ipuçları verdi.

Kaygının sağlıklı bir duygu olduğunu belirten İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Beyza Ateş, “Öncelikle öğrenciye kaygının stres ya da tehlike durumlarında ortaya çıkan, metabolizmayı korumaya yönelik sağlıklı bir duygu olduğunu anlatmak lazım. Ancak seviyesi ve süresi çok önemli. Kaygının çok yüksek ya da çok düşük seviyelerde olması başarıyı olumsuz yönde etkileyebilir. Kaygının bu durum bittikten uzun süre sonra dahi devam etmesi kişinin hayatında sıkıntılara yol açabilir. Mühim olan kaygıyı orta seviyede tutmak ve yeterince yaşamak” dedi.

Kaygının bedenimizi, zihnimizi ve davranışlarımızı nasıl etkilediğini bilmek önemli

Stresli ya da tehlikeli bir durumla karşılaştığımızda vücudumuzun kendini savunmak için, ‘kaç ya da savaş’ prensibi olarak da bildiğimiz, tehlikeli ortamdan kaçmak ya da kalıp tehlikeyle savaşmak amacıyla bazı tepkiler verdiğini söyleyen Ateş, “Ayrıca, kaygı zihnimizde, duygularımızda ve davranışlarımızda da bazı değişikliklere yol açar. Örneğin, yoğun kaygı altında kişinin motivasyonu ve dikkati olumsuz yönde etkilenir. Sınavla ilgili olarak, sınav yerini terk etmek, aynı soru üzerinde dakikalarca oyalanmak, sınavı bitirmeye yönelik isteksizlik, soruları okumada ve anlamada problemler yaşayabileceğimiz işlevsiz davranışlardan bazılarıdır. Aslında bu değişiklikler vücudumuzun ‘Dikkatli ol, yolunda gitmeyen bir şeyler var!’ anlamı taşıyan bir uyarısıdır. Vücudumuzun bu uyarısını zamanında okumayı öğrenmek, kaygımızı orta seviyede tutmamıza yardımcı olacak baş etme stratejilerini bilmek ve bu stratejileri uygulamada yeterince deneyim kazanmak sınav öncesinde yapabileceğimiz önemli hazırlıklardan biridir” diye konuştu.

Sınav hakkında güvenilir kaynaklardan doğru bilgiler edinin

Öğrencilerin öncelikle girecekleri sınav hakkında doğru kaynaklardan yeterli ve güncel bilgilere ulaşmaları gerektiğini vurgulayan Ateş, “Öğrencilerin "Sınav ne tip sorular içeriyor, çoktan seçmeli mi? Yanlış doğruyu götürüyor mu?" gibi bilgileri sınava girmeden önce öğrenmeleri, kulaktan dolma bilgiler ile sınava girmemeleri gerekiyor. İnsan bilmediği zaman daha fazla korkar. Ne kadar iyi biliyorsak o kadar az kaygı duyarız” şeklinde konuştu.

Bu bilgilere istinaden öğrencilerin sınava girmeden önce bir sınav stratejisi geliştirebileceğini, test çözerken hangi yöntemin kendileri için en iyisi olduğuna sınav öncesinde karar vermenin sınav stresiyle ve ‘geç kaldım’ düşüncesiyle baş etmede faydalı olacağını söyleyen Ateş, şöyle devam etti:
"Sınav kitapçığı alındığında tüm sayfaları hızlıca gözden geçirmek, sınava hangi soru ya da bölümden başlanılacağına önceden karar vermek, zor soruları sona bırakmak, aynı soruda çok fazla oyalanmadan sınavdaki tüm sorulara bakabilmek Ateş’in önerdiği sınav stratejilerinden bazıları. Ayrıca öğrencilerin önceden sınav mekanını ve sınıflarını görmeleri, sınav mekanına ulaşım sağlayacak alternatif yolları belirlemeleri, sınav günü giyecekleri kıyafetlere önceden karar vermeleri sınav günü daha rahat hissetmelerini sağlayabilir."

Olumsuz düşüncelerinizden kurtulun

İşlevsiz kaygının önemli bir diğer nedeninin kişilerin stres kaynağıyla ilişkilendirdikleri, hızlıca ortaya çıkan, gerçekçi bir zemini olmayan olumsuz düşünceler olduğunu belirten Ateş, “ ‘Sınavı geçemezsem dünyanın sonu olur, hayatım kararır, arkadaşlarıma, aileme rezil olurum’, ‘Sınavı geçememek hayatta başarısız biri olduğumu gösterir’ gibi düşünceler kimi zaman aile ve okul tarafından da pekiştirilen olumsuz düşüncelerdir. Beklentiyi sahip olunan bilgi, beceri ve kaynaklar doğrultusunda gerçekçi bir seviyeye çekmek; sınav sırasında aklımıza gelebilecek olumsuz düşünceleri sınav öncesinde keşfedip çürütmek gerekli. ‘Sınavda başarısız olmak dünyanın sonu değil, bir daha hazırlanırım, başka bir okul seçebilirim, başarıya giden birden fazla yol vardır, tek başına bu deneyim benim başarısız biri olduğumu göstermez’ gibi alternatif düşünceler geliştirilmeli” ifadelerini kullandı.

Sınava birkaç gün kala pozitif olun ve günlük rutininize geri dönün

Sınava birkaç gün kala öğrencilerin kaygılarını arttıracak ortamlardan, kişilerden ya da aktivitelerden uzak durmalarının olumlu yöndeki etkisinden bahseden Ateş, “Sınava son birkaç gün kala çocukların kendilerini iyi hissedecekleri ortamlarda bulunmaları, kendilerine iyi gelecek pozitif kişilerle vakit geçirmeleri önemli. Ayrıca yine bu dönemde ailelerin çocuklarını olumlu yönde desteklemeleri, çocukta kaygıyı tetikleyebilecek günlük rutin dışı tutum ve davranışlardan kaçınmaları gerekli. Örneğin, sınava girecek diye çocuğa özel yemekler pişirmek, sosyal aktiviteleri kısıtlamak, ağır egzersiz programları uygulamak ya da dinlensin düşüncesiyle çocuğu rutininden 3 saat erken bir saatte yatırmaya çalışmak gibi özel uygulamalar kaygıyı tetikleyebilir. Ne yapmak gerek? Sağlıklı beslenmeli, normal aralıkta uyumalı, hafif dozlu bir egzersiz yapmalı. Ailece hayatın günlük akışına devam etmeli, sosyal aktivitelere katılmalı, rutini bozmamalı. Tabii bir de son birkaç gün test çözmeyi artık bırakmak, dikkati sınav dışında hayatın farklı yönlerine kaydırmak gerekli” dedi.

Sınav sırasında kaygıyı yenmenize yardımcı olacak teknikler

Sınav sırasında kaygının üst sıralara tırmandığı zamanlarda, bazı tekniklerle kaygıyı azaltmanın mümkün olduğunu, bunların sınav öncesinde de kullanılabileceğini söyleyen Beyza Ateş, bu taktikleri şöyle sıralıyor:
“Öğrenciler nefes düzenleme tekniklerini deneyebilirler. Burundan derin bir nefes alıp nefesinizi birkaç saniye tuttuktan sonra yavaşça bırakmak gibi. Bunun dışında öğrenci kendini en çok rahatlatan, mutlu eden pozitif bir sahneyi düşünüp kafasında bu sahneyi detaylarıyla canlandırarak kaygının seviyesini düşürebilir. Bir de kas rahatlatma teknikleri var. Diyelim omuz bölgemiz kasıldı onu sıkı sıkı kasıp sonra gevşetmek işe yarayabilir. Kaygının bir nedeni de gelecekte ne olacağına odaklanmaktır. Aklınız hep sınav sırasındaki performansınızda ya da ve bu performansın gelecekle olan ilişkisinde ise bazı teknikler uygulayabilirsiniz. Örneğin, kaygınızın çok arttığını, yutkunmakta bile zorlandığınızı hissediyorsanız sınav ortamında bulunan nesnelerden birini belirleyip birkaç saniye boyunca bu nesneye odaklanarak içinde bulunduğunuz ana geri dönebilir, kaygınızı normal aralığa çekebilirsiniz. Seçeceğiniz nesnenin kaygınızı daha çok tetiklemeyecek bir nesne olması önemli. Örneğin, pencereden görünen bir ağacın dallarına, yapraklarına odaklanmak ya da bulunduğunuz ortamdaki masanın yüzeyine dokunarak bu yüzeydeki detayları hissetmek gibi. Son olarak kendimizle içsel bir konuşma yapmak; ‘Bunu yapabilirim, bunu defalarca yaptım; yine aşabilirim, iyi gidiyorum’ gibi konuşmalarla kendi kendimizi motive etmek işe yarayabilir.”

Aileler sadece sözle değil davranışlarıyla da çocuklarına destek olmalı

Anne ve babalar için de çeşitli önerilerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Beyza Ateş, “Ailelere düşen en önemli görev çocuklarına destek olmak; her koşulda onların yanında olacaklarını ve onları seveceklerini hem sözleriyle hem davranışlarıyla onlara hissettirmek. Başarıya giden tek bir yol yoktur. Çocuklarımızdan çok yüksek beklentilerde bulunmak, onlara kendi isteklerimizi, hedeflerimizi ya da hayallerimizi dayatmak doğru değil. Bazen sözlerimizle anlatmasak da davranışlarımızla ve beden dilimizle çok fazla şey söyleriz. Örneğin, sınav sürecindeki ya da günlük yaşam içindeki hal ve hareketlerimizle fark etmeden çocuklarımıza ‘Sana güvenmiyorum, başarılı olacağına inanmıyorum, başarılı olacak donanıma sahip değilsin.’ ya da ‘Kaygı duyman gerekecek kadar zor bir durumla karşı karşıyasın, başarılı olduğun sürece benim için kıymetlisin, sınavda başarısız olursan hayat boyu mutsuz biri olacaksın’ gibi olumsuz mesajlar veririz.

Çocukların sınavda başarılı olamadıkları ya da sınavı tamamlayamadıkları olumsuz olarak kabul edilen durumlarda bile onların yanında olacağımızı; bu durumların artı ve eksilerini birlikte değerlendirip hayatta mutlu ve sağlıklı bir şekilde yol almaları için onlara destek olacağımızı; hiçbir şeyin onlardan daha kıymetli olmayacağını sözlerimizle olduğu kadar tutum ve davranışlarımızla da hissettirmek gerekli. Bu amaç doğrultusunda, çocuklar ve ebeveynler birlikte ‘sınav sırasında ve sonrasında sınavla ilgili olarak başlarına gelebilecek en kötü durumu’ hayal edip sınav öncesinde bu durum hakkında detaylı bir şekilde konuşabilirler. En kötü ne olabilir, sonuçları nelerdir konuşup alternatif çözümler üretmek, alternatif yollar bulmak önemli. Bunları konuşmaya başladığımızda kaygı ve korku azalır. Ailece diyaloğa açık olmak önemli. Durumu çok küçümsemeden ‘Üzülürüm, evet bazı şeyler olumsuz etkilenebilir ama hala gidebileceğimiz diğer yollar var’ şeklinde bir tutum sergilemeli. Sınav ‘hayat’ denen yapbozun sadece bir parçası; bunu unutmamak gerekli” ifadelerini kullandı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Erzurum’un şirketleşme performansı düşüşte TOBB Mart ayı Kurulan ve Kapanan Şirket verilerini paylaştı. Aylık sayıları içeren verilere göre Erzurum’da Mart ayında 25 şirket kurulumu gerçekleşti. Kurulan şirket sayısı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12 oranında geriledi. Erzurum Mart 2024 TOBB verilerine göre Erzurum’da ay içinde 25 şirket, 2 kooperatif ve 7 gerçek kişi ticari işletmesi kurulumu gerçekleşti. Dönemde 4 şirket, 1 kooperatif tasfiye işlemi gördü, 6 kooperatif ve 10 gerçek kişi ticari işletmesi ise faaliyetine son verdi. Erzurum Mart 2023 Erzurum’da 2023 Mart ayında 28 şirket, 3 kooperatif, 7 gerçek kişi ticari işletmesi kurulumu gerçekleşmiş, dönemde 4 şirket, 3 kooperatif tasfiye işlemi görmüştü. 2023 Mart ayı kaydında 17 şirket ve 12 gerçek kişi ticari işletmesi ise kapanmıştı. Kudaka Bölgesi Erzurum, Erzincan ve Bayburt illerini kapsayan KUDAKA İstatistik Bölgesinde ay içinde 35 şirket, 2 kooperatif ve 8 gerçek kişi ticari işletmesi faaliyete geçti. Mart ayı düzeyinde 8 şirket ve 1 kooperatif tasfiye işlemi gördü, 2 şirket, 6 kooperatif ve 12 gerçek kişi ticari işletmesi ekonomi dünyasından çekildi. Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi Ağrı, Kars, Ardahan, Iğdır, Erzurum, Erzincan ve Bayburt illerini kapsayan Kuzeydoğu Anadolu İstatistik Bölgesinde Mart ayında 56 şirket, 3 kooperatif ve 28 gerçek kişi ticari işletmesi kurulumu kaydedildi. Mart ayı düzeyinde 15 şirket ve 1 kooperatif tasfiye işlemi gördü, 6 şirket, 6 kooperatif ve 23 gerçek kişi ticari işletmesi kapandı. Doğu Anadolu Bölgesi 14 ilin yer aldığı Doğu Anadolu Bölgesinde Mart ayında 195 şirket, 11 kooperatif ve 71 gerçek kişi ticari işletmesi kurulumu kaydedildi. Mart ayı düzeyinde 28 şirket ve 2 kooperatif tasfiye işlemi gördü, 25 şirket, 11 kooperatif ve 47gerçek kişi ticari işletmesi faaliyetini sonlandırdı. Erzurum’un Kurulan Şirket Sayısı Payı DOSİAD’ın TOBB verileri kaydında yaptığı hesaplamalara göre, Erzurum’un aylık düzeyde kurulan şirket sayısı KUDAKA İstatistik Bölgesi illeri toplamında yüzde 71,4, Kuzeydoğu Anadolu istatistik Bölgesi illeri toplamında yüzde 44,64, Doğu Anadolu Bölgesi illeri toplamında ise yüzde 12,82’lik dilim oluşturdu. Bölge İlleri Kurulan Şirket Sayısı Dağılımı Erzurum Mart ayı düzeyinde Bölgede kurulan şirket sayısı bakımından 3’üncü sırada yer buldu. Bir aylık ölçütte Ağrı’da 11, Bingöl’de 7, Bitlis’te 9, Elazığ’da 24, Erzincan’da 9, Erzurum’da 25, Hakkari’de 6, Kars’ta 4, Malatya’da 39, Muş’ta 12, Van’da 40, Iğdır’da 6, Tunceli’de 3 şirket kuruldu. Ardahan’da kurulum kaydedilmedi. Erzurum 31’inci Sırada Türkiye’de Mart ayında en fazla sayıda şirket kurulumunun kaydedildiği iller; Adana, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Mersin, Konya, Kocaeli, Gaziantep, Muğla, Diyarbakır, Hatay, Kayseri, Denizli, Manisa, Tekirdağ, Ş.Urfa, Sakarya, Balıkesir, K.Maraş, Samsun, Aydın, Eskişehir, Çanakkale, Van, Malatya, Mardin, Nevşehir, Afyonkarahisar, Trabzon, Ordu, Aksaray, Batman, Düzce, Adıyaman, Edirne, Yalova, Şırnak, Erzurum olarak açıklandı.
İstanbul Avcılar Belediyesi Spor Kulübü madalyaya doymuyor Türkiye Muay Thai Federasyonu’nun Kocaeli’nde düzenlediği 23 Nisan Muay Thai Turnuvası’na 34 sporcu ile katılan Avcılar Belediyesi Spor Kulübü 34 madalyayla geri döndü. Başarıları ile adından sıkça söz ettiren Avcılar Belediyesi Spor Kulübü bu kez kendi rekorunu kırdı. Türkiye Muay Thai Federasyonu’nun Kocaeli’nde düzenlediği 23 Nisan Muay Thai Turnuvası’na 34 sporcu ile katılan Avcılar Belediyesi Spor Kulübü 34 madalyayla geri döndü. Kocaeli Gebze’de 25-28 Nisan tarihlerinde Türkiye Muay Thai Federasyonu tarafından düzenlenen turnuvaya 34 sporcu ile katılan Avcılar Belediyesi Spor Kulübü 34’te 34 yaparak takım halinde en fazla madalya kazanan spor kulübü oldu. Kendi yaş gruplarında 23 altın, 4 gümüş ve 7 bronz madalya kazanan sporcuları ilk tebrik eden Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara oldu. Şampiyonadan 34 madalya ile dönen sporcularla gurur duyduğunu belirten Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara; “Gittiği her turnuvadan başarılarla dönen Avcılar Belediyesi Spor Kulübü sporcularımızı bir kez daha yürekten kutluyorum. Her geçen gün kendilerine daha büyük hedefler koyan kardeşlerimin her zaman yanında olacağım” dedi. Şampiyonada derece yapan sporcular; Minik -Yıldız Muhammet Halil Bayraktar - Birinci, Melinda Bağcı - Birinci, Asmin Toprak Akdoğan - Birinci Selen Ilgaz - Birinci, Melik Kerim Bayraktar - Birinci, Zeynep Bulut - Birinci , Enes Atik - Birinci Ali Aziz Bayraktar - Birinci, Selvinaz Akdoğan - Birinci, İlayda Ete - Birinci, Ayşenur Akdoğan - Birinci, Cemre Su Bıyık - Birinci, Alper Turhal - İkinci, Bulut Gürbüz - İkinci, Berke Şahin - İkinci, Berkin Koçkaya - Üçüncü , Menekşe İpek Su Şahin - Üçüncü Aalt Genç -Üst Genç Gökçe Deniz Koçkaya - Birinci, İrem Günel - Birinci, Defne Cennet Çoban - Birinci, Dilara Demirer - Birinci, Rümeysa Köseer - Birinci, Duygu Mengi - Birinci, Havvanur Kılıç - Birinci Caner Yeşilkurt - Birinci, Rojat Genç - Birinci, Ali kayış - Birinci, Ertuğrul Çağlı- Birinci, Baran Genç - İkinci,Akın Uzun - Üçüncü, Berk Demirel - Üçüncü, Yusuf Kurudağ - Üçüncü, Hafsa Ceyhan - Üçüncü, Tuğba Nur Çetin - Üçüncü
Amasya 230 bin ilmek atarak dokudu, halısına 100 bin lira değer biçti Amasya’da ebatları 40 ile 45 santim olmasına rağmen dokunması 9 ayı aşan yüzde yüz el yapımı 2 hereke ipek halı toplam 230 bin ilmek atılarak oluşturuldu. Halk Eğitimi Merkezi, emekli kursiyer Müzeyyen Ulavur’un dokuduğu halıların tezgahtan kesimi için tören düzenledi. İpek halı sanatının değerine işaret eden 61 yaşındaki kursiyer, el emeği ve göz nuru eserlerinin tanesini değer biçtiği 100 bin liradan satabileceğini açıkladı. Yüzde yüz el yapımı halı Amasya Şehit Mehmet Gök Halk Eğitimi Merkezi’nin geleneksel el sanatlarının yaşatılması için düzenlediği kurslardan hereke ipek halı kursu özellikle de emeklilerin ilgisini çekiyor. Hereke halısını diğer halılardan ayıran özellikler arasında çift düğüm tekniği kullanılması, ince ve kalın çift atkı tekniğiyle örülmesi ile kesiminin el makasıyla yapılıyor olması yer alıyor. Ayrıca hereke halıların en önemli özelliği yüzde yüz el yapımı olması. Dokunması yıllar alabilen hereke halı, dünyanın en ince ve en sağlam halısı olarak biliniyor. Yapımında, çözgüsünde birinci sınıf ipek ip kullanılıyor. “İpek halının değeri maalesef bilinmiyor” Çiçek ve canlı motiflerinden esinlenerek halılarını dokuyan memur emeklisi Müzeyyen Ulavur, “İpek halının değeri maalesef bilinmiyor. Tanesini 100 bin liradan aşağı satmam. Biri beş aylık emek. Asgari ücretten hesaplandığında 100 bin lira tutuyor” dedi. “Terapi gibi geliyor” Merkezdeki farklı kurslarda eğitim almasının ardından usta öğretici Fehmiye Bozkurt’un düzenlediği hereke ipek halı kursuna katılıp bu sanatın inceliklerini öğrenen Ulavur, “4 ayda yaptığım pano halıya 100 bin ilmek, 5 aydan fazla sürene ise 130 bin ilmek atarak dokudum. Çok sabır ve emek istiyor. Ama çok keyifli. Motifin ilmeğini, rengini düşünüyorsun. Stres kalmıyor. Bedava terapi gibi geliyor” diye konuştu. Şehit Mehmet Gök Halk Eğitimi Merkezi yöneticileri, emektar kursiyerlerinin eserinin tezgahtan kesimi için özel tören düzenledi. Törene, Amasya Milli Eğitim Müdürlüğü’nden Şube Müdürü Hayriye Tüfekçi ve Şehit Mehmet Gök Halk Eğitimi Merkezi Müdürü İbrahim Özarslan da katıldı.
Antalya DÖSİAD üyelerine “İletişim Becerileri” eğitimi DÖSİAD’ın kendi bünyesinde başlattığı ‘DÖSİAD Akademi’, ilk dersini ‘İletişim Becerileri’ başlığı altında verdi. DÖSİAD üyelerinin gelişimi için projeyi hayata geçirdiklerini açıklayan DÖSİAD Başkanı Gültekin Gencer, “Akademide dönemsel olarak farklı konularda eğitimler verilecek” dedi. Döşemealtı Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DÖSİAD), yeni bir projeye imza attı. 14 yıl önce kurulan, yurt içi ve yurt dışı birçok başarılı çalışmaya imza atan Gültekin Gencer başkanlığındaki DÖSİAD, dernek üyesi sanayici ve iş insanlarının, ikinci kuşak genç hissedarların, yöneticilerin, ara kademe yöneticilerin ve gelecek vadeden yönetici adaylarının; kişisel ve mesleki gelişimlerine ve kurumsal yönetim anlayışının geliştirilmesine yönelik eğitim vermek için DÖSİAD Akademi’yi başlattı. İlk derse yoğun katılım Proje kapmasında ‘İletişim Becerileri’ başlıklı ilk eğitim hafta sonu dernek binasında verildi. Eğitimde; iletişim becerileri, etkili iletişim, iletişim engelleri, iş ve meslek hayatında iletişim konuları ele alındı. Katılımın yüksek olduğu eğitime, dernek üyesi şirketlerin temsilcileri, genç yönetim kurulu üyeleri ve her kademeden şirket yöneticileri katıldı. Geçtiğimiz yıl dernek üyeleri ile yapılan eğitim ihtiyaç analizi ile belirlenen ve üyelerin talep ve beklentileri doğrultusunda planlanan kişisel gelişim eğitimlerine yıl içinde devam edilecek. Eğitimler devam edecek DÖSİAD Akademi’nin önemli bir proje olduğunu belirten Döşemealtı Sanayici ve İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gültekin Gencer, “Hem üyelerimizi, hem de üyelerimizin yöneticilerinin kendilerini geliştirmesi için bu projeyi başlattık. Akademide dönemsel olarak farklı konularda eğitimler verilecek” diye konuştu.
Adana Otobüsün açık kapısından düştükten sonra hayatını kaybeden yaşlı kadın toprağa verildi Adana’da otobüste ücret ödemek için ayağa kalktığı sırada açık bırakılan kapıdan 24 Nisan günü aşağı düşerek ağır yaralandıktan sonra kaldırıldığı hastanede dün hayatını kaybeden yaşlı kadın gözyaşları arasında toprağa verildi. Edinilen bilgiye göre, kaza, 24 Nisan günü saat 14.30 sıralarında Sarıçam ilçesi Balcalı Mahallesi Güney Kampüs yolunda meydana geldi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne kontrole giden Hatice Sabahi (75), evine dönmek için Vedat K.’nin kullandığı 01 J 0364 plakalı özel halk otobüsüne bindi. Sürücü direksiyon başında sigara içtiği sırada otobüs kapısı açık bir şekilde ilerlerken, Sabahi ulaşım kartını göstermek için ayağa kalktı. Manevra sırasında dengesini kaybeden Sabahi, açık olan kapıdan aşağı düşerek başını asfalta çarptı. İhbar üzerine kaza yerine gelen sağlık ekipleri, Sabahi’yi ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye götürdü. Sürücü ise gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. Hastanede ameliyata alınan 6 çocuk annesi Sabahi’nin beyin kanaması geçirdiği, köprücük ve kürek kemiği ile göğüs kafesinde kırıklar olduğu belirlendi. Kafatasında biriken kan boşaltılan Sabahi, yoğun bakım ünitesinde entübe edildi. Sabahi’nin emekli öğretmen eşi Cemil Sabahi (74) ile çocukları hastaneye giderek, gelecek iyi haberi beklemeye başladı. Polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen sürücü Vedat K. ise çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sabahi ise dün kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Sabahi’nin cenazesi yakınları tarafından hastanenin morgundan alınarak Ali Hocalı Mahallesi Mezarlığına getirildi. Sabahi, Alihocalı Mezarlığında kılınan cenaze namazının ardından İsmailiye Mahallesinde bulunan aile mezarlığında toprağa verildi.