SAĞLIK - 05 Nisan 2021 Pazartesi 22:19

Sinovac aşısının koruyuculuğunu kanıtlayan profesörler aşıyı değerlendirdi

A
A
A
Sinovac aşısının koruyuculuğunu kanıtlayan profesörler aşıyı değerlendirdi

Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi profesörleri, 'SARS CoV-2 İnaktif (Sinovac-Coronavac) aşısının bağışıklık yanıtı' araştırması sonuçlarını değerlendirdi.

 İkinci doz aşının mutlaka olunması gerektiğine dikkat çeken Dr. Öğr. Gör. Şebnem Şenol Akar, “Birinci aşıdan sonra yeterli bağışıklık oluşmamakta, ikinci aşıdan sonra toplumun büyük bir kısmında bağışıklığı oluşturmuş durumdayız” dedi. Akar, ayrıca aşının erkeklerde yüzde 97, kadınlarda ise yüzde 99 oranında bir antikor geliştirme oranı olduğunu vurguladı.

Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları, Halk Sağlığı ve Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim elemanları tarafından yürütülen 'SARS CoV-2 İnaktif (Sinovac-Coronavac) Aşısının Bağışıklık Yanıtı' konusundaki bilimsel çalışma tamamlandı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Bilimsel Araştırma Fonu Desteği ile Türkiye’de geniş ölçekte kullanılan SARS-CoV-2 inaktif Sinovac (Coronavac) aşısının antikor oluşturma yetkinliği konusunda yapılan çalışma, Türkiye'de sonuçları açıklanan ilk kapsamlı çalışmalardan biri olma özelliğini taşıyor. Dr. Öğr. Gör. Şebnem Şenol Akar, Prof. Dr. Sinem Akçalı, Prof. Dr. Erhan Eser, Prof. Dr. Pınar Dündar, Prof. Dr. Beyhan Özyurt, Dr. Öğr. Görevlisi Deniz Özer, Dr. Yunus Özkaya, Dr. Merve Gezginci, Dr. Gülizar Deniz ve Uzman Hemşire Ferya Karadağ Yalçın’ın araştırmacı olarak katıldığı çalışmada, SARS-CoV-2 Spike (Dikensi) proteininde virüsün insan hücrelerine bağlandığı bölgeye (RBD) karşı oluşan nötralizan antikorlar kantitatif ve kalitatif olmak üzere iki farklı testle saptandı.

“Bu çalışma Türkiye’de sonuçları açıklanan ilk kapsamlı çalışmalardan biri olarak kayıtlara geçti”

Yapılan çalışmanın Türkiye’deki ilk kapsamlı çalışmalarından biri olduğunu söyleyen Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Tıbbı Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sinem Akçalı, “Biz bu araştırmamızda Celal Bayar Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri fonu desteğiyle bugün Türkiye’de geniş ölçekte kullanıma giren halk arasında ‘Çin aşısı’ olarak bilinen inaktif Covid-19 aşısının antikor oluşturma yetkinliğini değerlendirmeyi amaçladık. Aşının oluşturduğu antikor yetkinliğini saptamanın yanı sıra bir diğer amacımız da sağlık çalışanlarında aşının oluşturduğu antikor düzeylerinin ne kadar süreyle devam ettirdiğini takip etmeyi planladık. Bu nedenle aşı antikor düzeylerini araştırmak için bize sayısal olarak değer verebilecek kitleri tercih ettik. Sağlık çalışanlarından toplanan kanlardan araştırmamızı yaptık. Ancak bu saptayacağımız antikorların aynı zamanda nötralizan antikor denilen ve kişileri Covid-19 ile hastalanmaktan koruyacak virüsün hücreye girişini engelleyen antikorlar olup olmadığını görmek için de bir diğer nötralizasyon testi dediğimiz bir başka testle de aşılanmış bireylerden toplanan kanları çalıştık. Daha sonra her iki test sonuçlarını bulduğumuz değerler üzerinden değerlendirdik. Bu çalışma Türkiye’de sonuçları açıklanan ilk kapsamlı çalışmalardan biri olarak kayıtlara geçti” dedi.

“İkinci aşıdan sonra antikor geliştirme oranı yüzde 97’nin de üzerine çıktı”

Araştırmaya bin 53 sağlık çalışanının katıldığını belirten Manisa CBÜ Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğrt. Üyesi Şebnem Şenol Akar, “Çalışmamıza başlangıçta bin 53 kişi daha önce hastalığı geçirmemiş ve antikoru negatif olan sağlık çalışanları katıldı. Bin 53 kişinin öncelikle hastalığı geçirmediği yaptığımız antikor testleriyle kanıtlamış olduk. Birinci aşının ardından ikinci aşıdan önce bir kan aldık. Bu kan alımında antikor düzeylerini saptadık. İkinci aşıdan en az 28 gün sonra ikinci kanlarımızı topladık. Bu durumda birinci aşıdan sonra 900’ün üzerindeki sağlık çalışanında, ikinci aşıdan 28 gün sonra da 771 sağlık çalışanında kanlarımızı topladık. Çalışmanın sonucunda gördüğümüz önemli durumlardan bir tanesi nötrolizan antikor ve titreyle baktığımız antikor sonuçlarının uyumlu olmasıydı. Birinci aşıdan sonra antikor geliştirme oranı yüzde 25’te kaldı. İkinci aşıdan sonra antikor geliştirme oranı yüzde 97’nin de üzerine çıktı. Bu da demek oluyor ki birinci aşıdan sonra yeterli bağışıklık oluşmamakta, ikinci aşıdan sonra toplumun büyük bir kısmında bağışıklığını oluşturmuş durumdayız” ifadelerini kullandı.

“Kadınlarda yüzde 99 oranında bir antikor geliştirme oranı söz konusu”

Antikor geliştirme oranlarına bakıldığında kadınlarda daha yüksek bir oranın dikkat çektiğini belirten Akar, “Antikor geliştirme oranı her iki cinsiyette de yeterli ve anlamlı bir düzeyde olmakla birlikte kadınlarda bir miktar daha yüksek antikor düzeyi saptadığımız doğrudur. Erkeklerde yüzde 97, kadınlarda yüzde 99 oranında bir antikor geliştirme oranı söz konusuydu. Bu oranı bir miktar cinsiyetle farklılık gösterebilir. Bunun kesinlikle cinsiyetle ilişkili olup olmadığını istatiksel alt değerlendirmeler sonuçlandığında söylemek daha doğru olacaktır. Burada vurgulamamız gereken şey bir doz aşının asla yeterli olmayacağı, muhakkak ikinci dozun olunması gerektiği, koruyuculuğun bu şekilde oluşabileceğini söylememiz çok önemli” diye konuştu.

“Kişisel korunma önlemlerini aralık vermeden devam etmemiz gerekiyor”

Aşı olunsa dahi maske, mesafe ve hijyen kurallarına aralık verilmemesi gerektiğine dikkat çeken Akar, “Çalışmamızda göstermiş olduğumuz yüksek antikor düzeyleri hastalıktan yüzde 100 korunacak oldukları anlamına gelmemektedir. Kesinlikle kişisel korunma önlemlerini aralık vermeden devam etmemiz gerekiyor. Maske kullanımına, kişisel mesafe kurallarına dikkat edilmesi mutlaka gerekiyor. Kapalı ortamlardan korunma, böyle ortamlarda maskemizi çıkarmama gibi önemli konulara dikkati çekmemiz gerekiyor” dedi.

“Hastalığı geçirmektense aşılı olmak çok daha güvenli”

Tereddütleri azaltmak amacıyla yan etkilerin de takip edildiğini belirten Akar, “Hastalığı geçirmektense aşılı olmak çok daha güvenli. Tereddütleri azaltmak amacıyla biz bu çalışmamızda yan etkileri de yakından takip ettik. Yan etkilerin son derece az olduğunu gözlemledik. Özellikle yüzde 25’in altında sadece aşı yerinde ağrı gibi ya da baş ağrısı gibi çok az yan etkiler görüldüğünü gözlemledik. Yüzde 1’in altında hastaneye başvurmayı gerektirecek ciddiyette yan etkiler olduğunu gözlemledik. Bu da aşının son derece güvenli olduğunu gösteren önemli bir kanıt” ifadelerini kullandı.

Aykut Yeniçağ - Önder Aydın
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya SUBÜ’de yapay zeka ve dijital dönüşüm: 10 yeni program açıldı YÖK, başlattığı yapay zeka ve dijital dönüşüm çalışması çerçevesinde SUBÜ’nün sunduğu önerileri kabul etti. Bu çerçevede SUBÜ Karasu MYO ‘Bilişim Teknolojileri MYO’ adıyla tematik bir hale getirildi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar tarafından yapay zeka, dijitalleşme ve büyük veri alanlarında yeni program ve bölümlerin açılacağı üniversitelerden birisi olarak ilan edilmişti. Bu çerçevede SUBÜ’nün yaptığı çalışmalar bünyesinde sunduğu öneriler YÖK tarafından kabul edildi. Böylelikle SUBÜ Karasu Meslek Yüksekokulu’nun adı ‘Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksekokulu’ olarak değiştirildi ve tematik bir okul haline getirildi. Ayrıca 3 MYO’da 10 yeni program açıldı. Açılan yeni programlar, Arifiye MYO’da İnsansız Araç Teknikerliği Programı; Hendek MYO’da Dijital Dönüşüm Elektroniği Programı, İmalat Yürütme Sistemleri Operatörlüğü Programı, Otonom Sistemler Teknikerliği Programı ile Robotik ve Yapay Zeka Programı; Bilişim Teknolojileri MYO’ya dönüşen Karasu MYO’da Arka-Yüz Yazılım Geliştirme Programı, Ön-Yüz Yazılım Geliştirme Programı, Bulut Bilişim Operatörlüğü Programı, Büyük Veri Analistliği Programı ve Yapay Zeka Operatörlüğü Programı, bu yıl Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) kılavuzuna dahil edilecek. “Hedefimiz, uygulama becerisine sahip nitelikli insanlar yetiştirmek” Yeni açılan programlara ilişkin bir değerlendirme yapan SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “Biz daha önce birçok programa hem yapay zeka ile ilgili dersleri hem de dijital dönüşümle ilgili dersleri eklemiştik. Bunun yanında YÖK tarafından gerçekleştirilen dijital dönüşüm ve yapay zeka çalışmaları çerçevesinde üniversitemizde tematik alana uygun olarak Karasu MYO’muzun adını Bilişim Teknolojileri MYO olarak değiştiriyor ve alana yönelik birçok programı orada hayata geçiriyoruz. Bunun yanında Hendek MYO’muz gelecek perspektifinde 2. Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınacağı için yine konsepte uygun yeni programların bir kısmını orada açıyoruz. Ayrıca Arifiye MYO’muz otomotiv alanında tematik okul sayılacak düzeyde çalışmalar gerçekleştiriyor. Orada da yeni bir program açıyoruz. Hedefimiz güncel teknolojiyi kullanan, bu gelişmelerin farkında olan ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu uygulama becerisine sahip nitelikli insanlar yetiştirmek” dedi.
Bursa Erasmuslu öğrenciler Bursa Hayvanat Bahçesi’nde Hürriyet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Erasmus öğrenci değişim programı çerçevesinde Bulgaristan’dan gelen 22 öğrenci ve 2 öğretmeni ağırlıyor. 18 gün boyunca Bursa’da çeşitli etkinliklere katılacak olan öğrencilerin bugünkü durağı Bursa Hayvanat Bahçesi oldu. Bulgaristan’ın Silistre ili Sredişte kasabası Nikola Yankov Vapstrov Tarım Meslek Lisesi’nden 22 öğrenci ve 2 öğretmen “Professionals Of The Future” adlı Erasmus+ projesi çerçevesinde işbaşı gözlem faaliyetlerini gerçekleştirmek üzere Bursa’ya geldi. Hürriyet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Bulgaristan’dan gelen öğrenci ve öğretmenler için 18 günlük bir program hazırladı. Programlar çerçevesinde bir taraftan Bursa’yı keşfederek kentin tarihî mekânları hakkında bilgi sahibi olan öğrenciler diğer taraftan mesleki deneyim kazanma şansı da elde ediyorlar. Öğrencilerin ilgi odağı oldu Erasmus öğrencilerinin bugünkü durağı Bursa Hayvanat Bahçesi oldu. Yaklaşık 206 bin metrekare alandan oluşan, içerisinde 135 türden bin hayvana ev sahipliği yapan Bursa Hayvanat Bahçesi öğrencilerin ilgi odağı oldu. Hayvanların bakımları, yeme-içmeleri gibi konularda bilgi sahibi olan öğrenciler, kentin doğasıyla bütünleşen mekânda keyifli vakit geçirme fırsatı da yakaladılar. Bulgaristan’a döndüklerinde yaşadıkları tecrübeleri paylaşacaklarını ifade eden gençler Bursa’ya dair güzel hatıralar biriktirmenin mutluluğunu yaşadılar.
Sakarya SGC’de Matur yeniden başkan Sakarya Gazeteciler Cemiyeti olağan genel kurulunda Sezai Matur yeniden başkanlığa seçildi. Kongrede konuşan Matur, “Gazeteci, radyocu, televizyoncu, internetçi kim varsa cemiyetimiz üyesi olsunlar istiyoruz, bunun için de tüm kapılarımızı sonuna kadar açıyoruz” dedi. Sakarya Gazeteciler Cemiyet Olağan Genel Kurulu, cemiyetin toplantı salonunda gerçekleştirildi. Gazetecilerin yoğun ilgi gösterdiği genel kurulda mevcut başkan Sezai Matur, yeniden başkanlığa seçildi. Genel Kurulda konuşan SGC Başkanı Matur, geçen dönem seçimin ardından yoğun bir şekilde hayırlı olsun ziyaretleri yaptıklarını belirterek, “3 yılık görev süresi içinde mesleğimiz için anlamlı günlerde yayınladığımız basın bildirileriyle sorunlarımıza dikkat çekmeye çalışıp kamuoyunu bilgilendirdik. Çıkarılan ve kamuoyunda Dezenformasyon Yasası olarak bilinen yasa sürecinde, yasayla ilgili düşüncelerimizi milletvekillerimize ve üst kuruluşumuz olan TGF’ye ilettik” dedi. Sakarya Gazeteciler Cemiyeti’nin Sakarya basını için büyük bir çatı örgütü olduğunu vurgulayan SGC Başkanı Matur, “İlimizde faaliyet gösteren, diğer meslek örgütlerinin hiçbirini ötekileştirmeden, sadece meslek çıkarlarını koruyan ve mesleğin gelişimini en büyük hedef olarak gören bir anlayışa sahiptir. Mülkiyeti bize ait olan Sakarya Basın Merkezi, Cemiyet idare binasıyla ve kiracımız olan Basın İlan Kurumu’yla Türkiye’ye örnek gösterilen bir merkez durumda. Bunun haricinde sahip olduğumuz değeri giderek artan arsamız da Cemiyetimiz adına büyük bir güvence. En kısa zamanda üzerine inşa edeceğimiz iş merkezi de Cemiyetimiz için önemli bir kira geliri oluşturacak. Bu büyük ve güçlü cemiyet, cemiyet üyelerimiz ve meslektaşlarımız için gurur kaynağı olurken, bazılarını da rahatsız ediyor” diye konuştu. “Cemiyete üye olsunlar” Matur, “Her dönemde, cemiyetimizi içimize nifak sokarak ele geçirmeye çalışanlar oldu. Buna direndikçe her fırsatta bölüp parçalayarak birliğimizi bozmaya, gücümüzü kırmaya çabaladılar. Biz bölündükçe bundan keyif aldılar. Ben her fırsatta Sakarya Gazeteciler Cemiyeti’nin bir çatı örgüt olduğunu söylüyor ve Sakarya’da gazetecilik faaliyetinde bulunan her kim varsa bu çatı altına girmeye davet ediyorum. Gazeteci, radyocu, televizyoncu, internetçi, ajanscı kim varsa cemiyetimiz üyesi olsunlar istiyoruz, bunun için de tüm kapılarımızı sonuna kadar açıyoruz. Buradan diğer meslek örgütlerinde bulunan tüm arkadaşlarımıza seslenmek istiyorum. Gelin bu çatı altında buluşalım. Bu büyük çatının gölgesi hepimize yeter. Bir arada olduğumuzda emin olun, sesimiz çok daha gür çıkar. RATED üyesi, Birlik üyesi, DİJİMED veya başka hangi derneğe üye olursa olsun, kim bizim çatımız altına girmek isterse kapımızın açık olduğunu belirtmek istiyorum. Bunu söylerken, oraları kapatın demiyorum. İsteyen orda da olsun” şeklinde konuştu. “İstişareye önem verdik” Cemiyeti her ortamda en iyi şekilde temsil etmeye çalıştıklarını aktaran Sezai Matur, “Ben ve arkadaşlarım hiçbir zaman en iyiyi biz biliyoruz demedik. Eleştiriye, istişareye hep önem verdik. İyi niyetle yapılan her eleştiri başımızın tacı. Ama nifak sokmak adına, ortalığı karıştırmak adına yapılanlara, izin vermeyiz. Toparlamak gerekirse geçen 3 yıla yakın süre içinde Cemiyetimizi her ortamda en güzel şekilde temsil etmeye çalıştık. Bu güzel şehirde meslektaşlarımızın iyi ve kötü gülerinde yanlarında olmaya çalıştık. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Biz bir ve beraber olursak çok daha güçlü oluruz. Bu şehir de, bu cemiyet de hepimizin. Ötekileştirmeden, ayrıştırmadan gelip hep birlikte şehrimize, cemiyetimize de sahip çıkalım” ifadelerini kullandı. Matur yeniden seçildi Konuşmaların ardından yapılan kongrede mevcut başkan Sezai Matur ve Günay Yazıcıoğlu’nun listeleri yarıştı. Kongrede Sezai Matur 42 oyla yeniden başkanlığa seçildi. Matur’un rakibi Günay Yazıcıoğlu 16 oyda kaldı. Cemiyet üyeleri daha sonra hep birlikte yemek yedi. Sezai Matur’un yönetiminde ise şu isimler yer aldı; Mehmet Murat Uygun, Güven Hasbaş, Hüseyin Bahar, Hasan Coşkun, Sedat Balta, Mustafa Kaya, Emre Erdem Yıldırım, İbrahim Şener Sak. Yönetim Kurulu Yedek ise; Mine Yıldırım, Melike Kobaş, İsmail Erken, Serkan Özay ve Huriye Bolazar isimlerinden oluştu.
Şanlıurfa Birecik Belediye Başkanı ve meclis üyeleri DEM Parti’den istifa etti Şanlıurfa’nın Birecik ilçesinin DEM Partili Belediye Başkanı ve 4 meclis üyesi, partilerinden istifa ettiklerini açıkladı. 31 Mart yerel seçimlerinde DEM Parti’den Şanlıurfa’nın Birecik ilçe belediye başkanlığını kazanan Mehmet Begit ile meclis üyeleri Mahmut Dirier, Sakıp Yaşar, Reşit Çelikhan ve Ahmet Arar partilerinden istifa etti. İstifa etme gerekçelerini düzenledikleri bir basın açıklamasıyla kamuoyuna duyuran Begit, dışarıdan yapılan müdahaleleri kabul etmeyeceklerini belirtti. "Belediyeyi dışarıdan yönetmek istiyorlar" Belediyenin dışarıdan yönetilmek istendiğini ileri süren Begit, “31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen belediye başkanlığı seçimlerinde bana vermiş olduğunuz destek için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bu seçim belediye başkanlığı seçim tarihinde en farklı oy ile alınmış başkanlık seçimidir. Halkımız bize inanmış ve güvenmiştir. Biz de bu inanç ile görevimize başladık. Öncelikle belirtmek gerekir ki söyleyeceğim lafların kesinlikle bize güvenip oy veren DEM Parti üyeleri ile bir ilgi ve alakası yoktur ancak seçimden sonraki süreç içerisinde özellikle bir grup tarafından bayrağımıza, Atatürk posterine ve Cumhurbaşkanı posterine yapılmak istenen müdahaleleri kabul etmemiz mümkün değildir. Ayrıca seçimden sonraki süreç içerisinde dışarıdan yönetme hususunda baskılar oluşmaya başladı. Ben ilçemiz Birecik halkı ile yönetmeye talibim. Birecik ilçesini sadece Birecik halkı yönetir. Bu hususta kararlıyım. Hiçbir irade halkın iradesinin üzerinde değildir. Bu sebeplerden dolayı DEM Partiden 4 encümen arkadaşımla birlikte istifa ediyorum. Birecik Belediye Başkanlığı görevime encümen arkadaşlarımla birlikte bağımsız olarak devam ediyoruz. Birecik halkının emrindeyiz” diye konuştu.