POLİTİKA - 07 Ekim 2015 Çarşamba 12:56

Sırrı Sakık’tan ceza açıklaması

A
A
A
Sırrı Sakık’tan ceza açıklaması

Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301’inci maddesinden açılan davada kendisine verilen 7 ay 15 gün hapis cezasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Ağrı’da 2014 yılında düzenlenen nevruzda, Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları ile saldıran gruplara “İt sürüleri" dediği iddiasıyla hakkında TCK'nin 301'inci maddesinden açılan davadan beraat eden Ağrı Belediye Eş Başkanı Sırrı Sakık, 2015 nevruzunda aynı konu ile ilgili yaptığı açıklama nedeniyle açılan davadan 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılması nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Siyasi hayatım boyunca karşılaştığım davaların ve verilmiş kararların en gariplerinden birini bugün gördüm. Aynı sözlerimden dolayı ikinci defa yargılanarak, tüm usul kuralları hiçe sayılacak şekilde mahkum edildim. 30 Mart 2014’te yapılan yerel seçimlere yönelik politik faaliyet çerçevesinde belediye başkan adayı olduğum Ağrı ilinde seçmenlerime yönelik konuşmam nedeniyle 14.08.2014 tarihinde hakkımda TCK m. 301/1 maddesine muhalefet ettiğim gerekçesiyle dava açılmış, temel insan hakkı olan ifade özgürlüğüm yok sayılmıştı” dedi.

Dava ile ilgili sözlerinin hikayesini anlatan Sakık, “Aynı seçimin öncesinde, bağlı olduğum siyasi parti olan Halkların Demokratik Partisi'ne yönelik olarak Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sloganları atılarak parti binalarına saldırılarda ve linç girişimlerinde bulunulmuştu. Konuşmamın içeriğinde, o günlerde devam eden bu saldırıların demokratik olmadığını belirtmek ve kınamak üzere ‘Siz Mustafa Kemal’in askerleri değil generalleri olsanız ne yazar’ dedim. Uzun konuşmamın sadece bu bölümü cımbızlanarak devletin askeri teşkilatını aşağıladığım gerekçesiyle dava açıldı. Yargılama sonucunda cümlenin hedefinde devlet teşkilatı değil, saldıranlar olduğu mahkemece tespit edilmiş ve beraatime karar verilmişti. Beraat kararı da bilirkişinin sözlerimde bir suç ve suç kastı bulunmadığı tespitine dayanılarak verilmişti. Siyasal faaliyet kapsamında yaptığım konuşmanın yargılama konusu edilmesine karşı, sözlerimin arkasında olduğunu belirtmek üzere aynı konuşmayı 2015 yılı seçim çalışmaları kapsamında tekrar ettim. Hakkımda beraat kararı çıktıktan sonra yeniden dava açıldı. Aynı sözlerden ötürü ikinci defa yargılanmam konusunda bakanlığın izin vermesi hayli şaşırtıcıydı. Buna rağmen yargının, ilk davada olduğu gibi beraat kararı vereceği ve kendi kararını bertaraf etmeyeceği beklentisindeydik. Fakat yanıldık, çünkü yargı bugün hakkımda, daha önce beraat ettiğim sözlerim nedeniyle hapis cezası verdi. Paraya çevirme ve erteleme taleplerimizi uygun görmedi. Daha da ilginci, bilirkişi incelemesi bile yapmadan kararı ihdas etti ve aynı kararda dosyanın Genelkurmay'a gönderilmesine de karar verdi. Oysa Genelkurmay bu davada ne taraf ne de başka bir sıfata sahip. Bu karar, şu anda Kürt siyasetçilere karşı yürütülmekte olan ve hukukun da alet edildiği siyasi soykırım uygulamaları kapsamında alınmıştır. Aynı sözlerden ikinci defa yargılama ve oradan da mahkumiyet çıkmasının başka bir izahı yoktur. Yargıyı siyasal süreçlere bu şekilde müdahil haline getirenler bilsinler ki hata ediyorlar. Bizim mücadelemiz birkaç aylık hapis cezalarıyla vazgeçilecek bir mücadele değildir. Bizim davamız aynı zamanda demokrasi ve hukuk devleti davasıdır” ifadelerini kullandı. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul En çok kiralama teknoloji ürünlerinde yapılıyor Dünyada ve Türkiye’de elektronik atık sorunu hızla artarken bu soruna çözüm olan ürün kiralama oranları da aynı hızla artıyor. Kiralanan ürünlerin çoğunun teknoloji alanında yapıldığını belirten Kiralabunu Kurucu Ortağı Elif Kapıcı, “En çok kiralanan ve kullanılan ürünler arasında telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ve giyilebilir cihazlar gibi teknoloji ürünleri yer alıyor” dedi. Türkiye’de son yıllarda en çok telefon ve giyilebilir cihazlar gibi teknoloji ürünleri kiralanıyor. Dünyada en hızlı büyüyen atık grubu arasında yer alan elektronik atıkların azaltılmasının yolu ise yine ürünlerin kullanım sürelerinin uzatılmasından geçiyor. Elektronik cihazları paylaşım ekonomisi modeliyle kullanıcılara sunarak atık çöplüğünün önüne geçmeyi hedefleyen YTÜ Yıldız Teknopark firmalarından Kiralabunu şirketinin Kurucu Ortağı Elif Kapıcı, “En çok kiralanan ürünler arasında telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ve giyilebilir cihazlar gibi teknoloji ürünleri yer alıyor. Mevsimsel olarak da yaz döneminde koşu bandı, scooter, oyun konsolu gibi ürünler öne çıkıyor” diyerek konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Kullanıcıların büyük çoğunluğu teknoloji meraklıları Kısa süreli ihtiyaçların kullanıcıların ürün kiralamalarında önemli bir etken olduğunu belirten Kiralabunu Kurucu Ortağı Elif Kapıcı, kullanıcıların önemli bir kısmının son teknolojiyi takip etmek isteyen bireylerden oluştuğunu ifade etti. Bazı tüketicilerin ürünü satın almadan önce deneyimlemek için kiralama yaptığını belirten Kapıcı şöyle devam etti; “Kiralama süreleri genellikle 1 aydan başlayarak 18 aya kadar değişebiliyor. Kısa süreli ihtiyaçlar da kiralamak için önemli bir motivasyon kaynağı. Örneğin, yaz döneminde koşu bandı ya da bir seyahate çıkarken aksiyon kamerası gibi özel eşyaları kiralamak satın almaya kıyasla çok daha mantıklı. Kiralabunu ile geniş ürün seçeneği ve hizmet içeriği ile çok kısa sürede binlerce aboneye ulaşarak bu alanda bir pazar oluşturduk ve liderliğimizi sürdürmekteyiz.” 5 bin adet ürün e-atık olmaktan kurtarıldı Elektronik atıkları azaltmanın tek yolu ürünlerin kullanım ömrünü uzatmak olduğunu söyleyen Kapıcı son olarak “Operasyonlarımızın başladığı 2020 yılından bu yana yaklaşık 40 bin kullanıcı elektronik cihazlarını kiraladı. Bu sayede 5 bin adete yakın ürün e-atık olmaktan kurtarıldı. 15 tona yakın da atığın önüne geçmiş olduk. Dünyamız artık sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarına ihtiyaç duyuyor. Tüketici topluluğunun önemli bir kısmını oluşturan Z jenerasyonu bu konuya büyük önem veriyor. Elektronik atık dünyada en hızlı büyüyen atık grubu. Bu anlamda ihtiyaç duyduğumuz ürünleri kullanırken sürdürülebilir yöntemleri önceliklemek durumundayız” şeklinde konuştu.