SAĞLIK - 18 Ağustos 2022 Perşembe 14:46

'Skolyoz kız çocuklarında erkeklere göre 4 kat daha fazla görülüyor'

A
A
A
'Skolyoz kız çocuklarında erkeklere göre 4 kat daha fazla görülüyor'

Skolyozun kız çocuklarında erkeklere göre 4 kat daha fazla görüldüğüne değinen Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Akif Çaçan, “Bir eğriliğin skolyoz olabilmesi için en az 10 derece ve üzerinde olması gerekir. İlk tanıda yaş ne kadar küçük ve eğrilik ne kadar büyükse ilerleme ihtimali o kadar büyüktür. Bu eğrilikler daha çok ergenlikten önce başlar ve ilerleyicidir. Hastanın ergenlikten sonra iskelet sisteminin olgunlaşmasıyla birlikte ilerlemesi durur” dedi.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Akif Çaçan, skolyoz hastalığı hakkında bilgiler verdi. Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Akif Çaçan, omurgaya önden bakıldığında bir cetvel gibi düz olması gerektiğini belirterek, “Önden bakıldığında yana doğru gelişen omurga eğriliklerine skolyoz denir. Bir eğriliğin skolyoz olabilmesi için en az 10 derece ve üzerinde olması gerekir. Skolyozda yana doğru eğriliğin yanında rotasyon da oluşur yani omurga kendi etrafında döner. Bu da göğüs kafesinde asimetriye neden olur. Skolyozdaki en önemli sorunlardan birisi eğriliğin ilerleyici olmasıdır. İlk tanıda yaş ne kadar küçük ve eğrilik ne kadar büyükse ilerleme ihtimali o kadar büyüktür” diye konuştu.

"Yanlış çanta taşımak omurga eğriliğine neden olur"
Dr. Öğr. Üyesi Çaçan, genel anlamda iki tip skolyozun olduğuna işaret ederek şöyle devam etti: "İlk olarak yapısal olmayan skolyozda omurganın yapısında herhangi bir sorun yoktur, eğriliğe neden olan başka bir sorun vardır. Sorunlar arasında bel fıtığı, tek taraflı bacak kısalığı, kalça eklem sorunları, tümör ve yanlış çanta taşıma gibi durumlar vardır. Eğriliğe sebep olan durum tedavi edildiğinde eğrilik de düzelir. Yapısal olan skolyozu inceleyecek olursak; omurganın yapısında (kemik, eklem ve kas) bozukluk mevcuttur. Eğrilik kalıcıdır, düzelme görülmez. Yapısal skolyozu genel olarak 3 tipe ayırabiliriz. İlk olarak konjenital skolyoz yani doğuştan olan skolyozda genellikle ciddi bir eğrilik söz konusudur. Buna gebelikte alınan bir ilaç, radyasyon neden olabileceği gibi genetik bozukluk ya da folik asit eksikliği de neden olabilir. İkinci skolyoz tipi ise nöromüsküler skolyozdur. Omurgayı dengede tutan kaslardaki rahatsızlık sonucu omurganın eğrilmesi ile oluşur ve hızlı ilerler. Son skolyoz tipi de idiopatik skolyozdur. En sık görülen skolyoz tipidir, toplumda yüzde 80 ila 90 oranında görülür fakat sebebi belli değildir. Diğer olası nedenlerin dışlanmasıyla tanı konur. Bu eğrilikler daha çok ergenlikten önce başlar ve ilerleyicidir. Kız çocuklarında erkeklere göre 4 kat daha fazla görülür."

"Göğüste oluşan asimetri ile kendini belli eder"
Doğru tanı için omurganın tamamına röntgen çekilmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Çaçan, “Genellikle göğüste asimetri oluşur, arka taraftan omurgaya bakıldığında bir omuz diğerine kıyasla daha düşük durur. Bir taraftaki kürek kemiği daha belirgindir ve bel kuşağında asimetri görülür. Sırttaki asimetri kişi öne eğildiğinde daha da belirginleşir ve eğriliğin büyüklüğü röntgen üzerinde yapılan ölçümlerle belirlenir. Ölçümlere göre skolyozun hangi tip olduğu anlaşılarak tanı konulur. Hastanın ergenlikten sonra iskelet sisteminin olgunlaşmasıyla birlikte ilerlemesi durur” ifadelerini kullandı.

"Eğriliğin ilerlemesini yavaşlatmak için korse kullanın"
Doç. Dr. Mehmet Akif Çaçan, skolyoz tedavisinin kişiye özel planlandığını ifade ederek şu bilgileri verdi: "Skolyoz tedavisi eğriliğin tipine, büyüklüğüne ve hastanın yaşına göre değişkenlik gösterir. Günümüzde skolyoz tedavisinde cerrahi dışı ve cerrahi yöntemler kullanılır. Cerrahi olmayan yöntemler daha çok eğrilik miktarı az olan hastalarda eğriliğin ilerlemesini yavaşlatmak amacıyla kullanılır. Bunlar arasında en önemlileri korse ve egzersizdir. En sık görülen idiopatik skolyozda 20 derecenin altındaki eğrilikler çoğu zaman sadece takip edilir. Daha büyük ve ilerleme riski olan eğriliklerde korse kullanılır. 40 derecenin üzerindeki eğrilikler genellikle cerrahi ile tedavi edilir. Konjenital yani doğuştan oluşan skolyozda çoğu zaman cerrahi tedavi gerekir. Cerrahide de füzyonlu ya da füzyonsuz yöntemler mevcut olup bunlar da hastanın ihtiyacına göre uygulanır."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Taş fırın erkeği Tamer Karadağlı’ya yoğun ilgi Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü tarafından Trabzon Devlet Tiyatrosu’nun ev sahipliğinde düzenlenen 24. Uluslararası Tiyatro Festivali’nin açılışı yoğun yağmur altında yapıldı. Trabzon’da 2-15 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 24.Uluslararası Tiyatro Festivali’nin açılışına katılan ve özellikle uzun yıllar Türk televizyonlarında yayınlanan “Çocuklar Duymasın” adlı aile dizisinde “Taş Fırın Erkeği Haluk” rolünü canlandıran Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı’ya vatandaşlar kortej yürüyüşü boyunca yoğun ilgi gösterdi. 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı’nda açılışı yapılan 24.Uluslararası Tiyatro Festivali’ne, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdullah Uraloğlu, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ile vatandaşlar katılırken etkinlik çerçevesinde Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıldı. Etkinlikle ilgili bir açıklama yapan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, festivallerin ülke tanıtımında önemli rol oynadığına dikkat çekerek, “Bu festivallerin şehirlere katkısı çok büyük. Hem sanat kültür anlamında, hem de turizm anlamında dünyada tanıtımı adına çok önemli rol oynuyor. Sadece bir tiyatro festivali olarak bakmamak gerekiyor. Biz aslında ülkemizi de gösteriyoruz çünkü uluslararası bir festival. Buradan dönen yabancı tiyatrolar bizim ülkemizin reklamını yapıyor oluyor. Biz bir bakıma bu anlamda turizm elçiliği de yapıyor oluyoruz. Festivale çok büyük bir ilgi var bu sene 24. Yapıyoruz. Trabzon Devlet Tiyatrosu 1987’de kuruldu. Dolayısıyla tiyatro kültürüyle yaşayan bir şehir ve tiyatroya karşıda inanılmaz bir teveccüh içinde. Mevcut olan tiyatromuz yetmiyor artık bir yeni sahneye daha ihtiyacımız var çünkü talep çok fazla. Trabzon seyircisi son derece seçici ve tiyatrosuna sahip çıkan bir seyirci. Bu da bizim için çok güzel” dedi. "İlgi gerçekten beni çok etkiledi" Yağmur altında yapılan kortej yürüyüşü boyunca vatandaşların yoğun ilgisi kendisini çok etkilediğini kaydeden Karadağlı, “Çok mutlu oldum çünkü halkı gösterdiği teveccüh hiçbir şeye benzemiyor. Ben Trabzon’da daha önce defalarca geldim her zaman büyük bir ilgiyle karşılandım ama bu sefer bu ilgi gerçekten beni çok etkiledi. Sadece bana sahip çıkmaları değil festivallerine sahip çıkmaları adına çok önemli. Bu sene 24.cisini düzenlediğimiz festival Trabzon’unu muza hayırlı uğurlu olsun. Bir ara yürümesek mi acaba arabayla mı geçsek yürüyüşü iptal mi etsek diye bir konuşma oldu, hayır. O kadar insan bekleyip te teveccühü gösteriyorsa bize düşende yağmur çamur dinlemeden o yürüyüşü yapmak oldu” diye konuştu Festivale katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdullah Uraloğlu da Trabzon’un kültür ve sanat anlamında biraz daha öne çıkması gerektiğini kaydederek, “Trabzonlular olarak kültür ve sanat tarafımızı birazcık daha öne çıkarmamız birazcık daha duyurmamız biraz daha geliştirmemiz gerekmektedir. İnşallah bunu biraz daha ilerleteceğiz. Uluslararası bir organizasyon yabancı misafirlerimiz var. Trabzon buna yakışır buna layık. Mutlaka kendimizi geliştireceğimiz bir sürecin başlangıcına vesile olsun istiyorum. Yağmur biraz belki etkinliklerimizi olumsuz etkileyebilir ama şevkimizi etkilemeyecektir” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından yaklaşık 1,5 kilometrelik kortej yürüyüşü yapılırken, yürüyüşe katılanlar yol boyunca ıslanmalarına rağmen yürüyüşü bırakmadı.
Denizli Bakan Yardımcısı Polat: "Yanan alanlarla ilgili spekülasyonlar devam ediyor" Orman yangınlarına ilişkin her sezon basın ve sosyal medya üzerinde spekülasyonlar yapıldığı ifade eden Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Albülkadir Polat, orman alanlarının anayasa ile korunduğunu hatırlattı. Ayrıca Bakan Yardımcısı Polat yurt genelinde gerçekleştirilecek olan “Orman Benim” kampanyasına vatandaşları davet etti. Bir dizi ziyaret kapsamında Denizli’ye gelen Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Abdülkadir Polat, Denizli Orman Bölge Müdürlüğünü de ziyaret etti. Şube müdürleri ve personel ile selamlaşan Bakan Yardımcısı Polat, ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. 25 binden fazla ateş kahramanlarıyla yeşil vatanda gece gündüz demeden mücadeleyi sürdürdüklerini ifade eden Bakan Yardımcısı Polat, orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı, yüzde 10’unun ise doğa olaylarıyla gerçekleştiğini hatırlattı. Orman yangınlarına müdahale eden ekip ve araç sayılarını paylaşan Bakan Yardımcısı Abdülkadir Polat, “105 helikopterimiz, 26 uçağımız ve 14 İHA’mız mevcuttur. Yer unsurlarımız ise arazözlerimiz, iş makinalarımız ile 5 bin adeti bulmuştur. 25 ülkenin orman yangın görevlilerini Antalya’da Uluslararası Yangın Eğitim Merkezimizde eğitiyoruz. Orman gönüllüsü olmak için bize başvurmalarını, eğitim almalarını ve yangınlarda yararlı olmalarını istirham ediyorum. Orman gönüllerimiz sertifikalandırılarak özel statüyle orman yangınlarında görevlendiriliyor. Bunların sayısı ülke çapında 122 bin, Denizli özelinde 2 bin 600’e ulaşmış durumda” dedi. “Yanan alanlarla ilgili spekülasyonlar her sezon açıklanmasına rağmen devam ediyor” Yangın sezonunda yanan alanlara ilişkin sosyal medya ve basın aracılığıyla spekülasyonların sürdüğünü vurgulayan Bakan Yardımcısı Polat, “Sosyal medya ve basında yanan alanların yerine ne yapılacağı ile ilgili her sezonda açıklanmasına rağmen spekülasyonlar devam ediyor. Ranta kurban edileceği, otel yapılacağı, alışveriş merkezi yapılacağı her yangın döneminde dile getiriliyor. Oysa gerek anayasamız gerekse yasalarımızda açıkça belirtildiği gibi yanan orman alanında ağaçlandırma dışında hiçbir işlem yapılamaz” ifadelerini kullandı. “Hepinizi yarın Orman Benim kampanyasına davet ediyorum” Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından başlatılan “Orman Benim” kampanyasına vatandaşları davet eden Bakan Yardımcısı Polat, ”Orman yangınlarına karşı Tarım ve Orman Bakanlığı olarak kampanya başlattık. Muğla merkezli 81 vilayette STK’larımızın, öğrencilerimizin, katılmak isteyen herkesin katılımıyla ormanlardaki yanıcı maddeleri orman dışına çıkarma organizasyonu yapılacaktır. Bu sembolik hareket bir farkındalık oluşturmak amacıyla gerçekleştiriliyor. Hepinizi yarın Orman Benim kampanyasına davet ediyorum. Vatandaşlarımızdan ormanlarda yangınlara sebebiyet verebilecek her türlü etkene karşı duyarlı olmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.