DÜNYA - 04 Ağustos 2023 Cuma 16:43 | Son Güncelleme : 04 Ağustos 2023 Cuma 16:45

Slovenya’yı sel vurdu

A
A
A

Slovenya, şiddetli yağışların neden olduğu selle mücadele ediyor. Slovenya Çevre Dairesi, ülkenin kuzey ve batısında bugün etkili olan şiddetli yağışlar nedeniyle kırmızı alarm yayınladı. Yağışların yol açtığı seller nedeniyle trafik aksarken, 16 bin ev elektriksiz kaldı. Bazı yollar ve demiryolu hatları kapatıldı. Skofja Loka kasabasında evlerinde mahsur kalan insanlar helikopterlerle tahliye edilirken, kasabanın merkezinde aralarında bir spor salonunun da bulunduğu 100'den fazla bina sular altında kaldı. Sel ve toprak kaymalarının daha fazla hasara yol açma ihtimaline karşı kasabanın merkezindeki yollar kapatıldı.

Most kasabasındaki kurtarma ekibinin şefi Roman Kocilija, su seviyesinin 2 metreye ulaştığına işaret ederek, “Sadece 500 yılda değil, bin yıldır böyle sel görmedik” ifadelerini kullandı.
Slovenya Savunma Bakanı Marjan Sarec ise, ordunun yardıma hazır olduğunu belirterek, yetkililerin acil durum ilan ettiği ve anaokullarını kapattığı Karnik kasabasında vatandaşlara evlerinde kalmaları çağrısında bulundu.

Sivil Koruma ve Afet Yardım İdaresi tarafından yapılan açıklamada, ülke genelinde 12 saat içinde şiddetli yağışların neden olduğu binden fazla kazanın bildirildiği açıklandı.
Slovenya’da yaz aylarının başında etkili olan şiddetli yağışlar çatıları uçurmuş, binlerce ağacı yerinden sökmüş ve 1 kişinin ölümüne neden olmuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Kampta sakatlanıp spor yaşamı sona eren milli judocuyu ağlatan karar Türkiye ve Avrupa’da 50’ye yakın madalya kazanan milli judocu Gülbeyaz Seviş’in tedavi edilmemesi nedeniyle spor yaşamının sona ermesine neden olan sakatlığıyla ilgili açılan dava sona erdi. Cumhuriyet Savcısı’nın cezalandırılmasını talep ettiği milli takım teknik direktörü S.U. ile milli antrenör E.D.’ye verilen beraat kararı, duruşmaya avukatı ve kardeşinin yardımıyla katılabilen Gülbeyaz’a, "Hayatımda en çok sevdiğim şey spor yapmaktı, onu elimden aldılar" diyerek gözyaşı döktürdü. 2 kez Türkiye birinciliği, 1 kez Türkiye ikinciliği ve Avrupa üçüncülüğü kazanan milli judocu Gülbeyaz Seviş, Türkiye Judo Federasyonu tarafından 3-28 Şubat 2020 tarihleri arasında düzenlenen 25 günlük milli takım kampına davet edildi. İddiaya göre; antrenman sırasında sakatlanmasından itibaren 3 haftalık kamp boyunca kendisine basit veya nitelikli hiçbir tıbbi müdahalede bulunulmayan Gülbeyaz, sakat olmasına rağmen maça çıkmaya zorlandı. Kanunen zorunluluk olmasına rağmen kamp başlangıcında sigortası yapılmayan Gülbeyaz için kampın son günlerini ve sonrasını kapsayan 29 Şubat-4 Mart 2020 tarihleri arasında geçerli bir sigorta poliçesi düzenlendi. Menisküs yırtılması ve ön çapraz bağlarının kalıcı işlev kaybı teşhisi konulan Gülbeyaz Seviş, ailesinin kısıtlı imkanlarıyla ameliyat oldu. Spor yaşamı sona eren Gülbeyaz, sorumlulara karşı hukuk mücadelesi başlattı. Ailenin, Türkiye Judo Federasyonu, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile tüm sorunluların yargılanması talebiyle açtığı dava dosyasını inceleyen mahkeme heyeti, sadece milli takım teknik direktörü S.U. ile milli antrenör E.D.’yi sürece dahil etti. Davanın geçtiğimiz aylarda görülen 7. duruşmasında ilk kez ifade veren, Gülbayaz’ın kampta yaşadığı sakatlık ve sonrasında gelişen olaylara şahit olan gizli tanığın söyledikleri duruşmanın seyrini değiştirdi. Soruşturma kapsamında mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, beyanlar, katılan iddiası, doktor raporları ve tanık beyanları doğrultusunda milli takım teknik direktörü S.U. ile milli antrenör E.D.’nin ’Taksirle adam yaralama’ suçundan cezalandırılmasını talep etti. Davanın Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen 8. duruşmasına milli sporcu Gülbeyaz Seviş, avukatı ve ablasının yardımıyla yürüyerek katıldı. Taraf avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada mütalaasını okuyan Cumhuriyet Savcısı, ’Etkisi basit tıbbi müdahale ile giderilemez’ ölçüde yaralanmaya sebebiyet vermekle suçlanan sanıklara 2’şer yıla kadar hapis ve para cezası verilmesini ve ayrıca meslekten men edilmelerini talep etti. Taraflardan son sözlerini dinleyen mahkeme heyeti, yüklenen suç açısından kast veya taksirlerinin bulunmadığına hükmederek her iki sanığın da beraatına karar verdi. "Annem çevremizden borç alarak beni ameliyat ettirdi" Büyük umutlarda girdiği duruşma salonundan gözyaşları içerisinde çıkan Gülbeyaz Seviş, "Eskiden milli sporcuydum. 2020 yılında milli takım kampında sakatlandım. Benimle ilgilenmediler, maça girmek zorunda bırakıldım. Maçtan pes edip çıktıktan sonra bana ’Hadi Denizli’ye git, tedavini ol’ denildi. 8 yıllık milli sporcu olarak benimle hiç kimse ilgilenmedi. Hocalarımı arayarak yardım istedim, maddi durumumun olmadığını söyledim. Bir de benim sakatlığımı örtmeye çalıştılar. Annemin çevremizden borç almasıyla ameliyatımızı yaptırdık. Daha sonra beni takımdan attıkları haberini aldım. Ankara’da Türkiye Olimpiyat Merkezi’ne girmeye hak kazanmıştım, onun da iptal olduğunu öğrendim. Spor hayatım bitti. Hayatımda en çok sevdiğim şey spor yapmaktı, onu elimden aldılar. En önemlisi sağlığımı elimden aldılar. Şu an hiç kimse yardım etmiyor. Bugün duruşmaya gelirken, ’İnşallah davayı kazanacağız’ diye düşünüyordum. Çünkü savcı mütalaayı bizim lehimizde vermişti. Hakimin kararını duyunca şoka uğradım. Gerçekten artık kazanmak istiyorum. Çok yoruldum" dedi. "Türk hukuk tarihinde eşine zor rastlanır bir durum" Karara bir üst mahkemeye başvurarak itiraz edeceklerini kaydeden Gülbeyaz’ın avukatı Fersu Ege Kandemir ise, "Gülbeyaz’ın hak arayışı taksirle adam yaralama suçundan sanıklara iddianame hazırlanmasıyla başladı. Savcımız yargılama boyunca bizden yana davrandı. Talepleri bu yönde oldu. İddia makamının mütalaası da sanıkların yargılanması yönündeydi. Türk Ceza Kanununun 89/1 fıkrası gereğince sanıkların ’Taksirle adam yaralama’ suçundan yargılanmalarını talep etti. Şu an karar verildi. Hakim, savcının mütalaasına aykırı karar verdi. Türk hukuk tarihinde eşine zor rastlanır bir durum. Hakimin, savcının mütalaasına aykırı karar vermesi nadiren görülür. Belki de bilinmeyen farklı durumlar meseleyi bu boyuta taşımıştır. Hak arama mücadelemize devam edeceğiz. Antalya Bölge İdare Mahkemesi dahil tüm yasal yollara başvuracağız. Türkiye birincisi, Avrupa ikincisi ve 350 madalya sahibi Gülbeyaz, bu hukuk mücadelesinin sonunda kazanacağı kutlu zaferle galibiyetlerine bir yenisi daha ekleyecektir. Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun 23. maddesine göre milli takım sporcuları kamp sürecinin başlangıcından, kendi ikametgahlarına gidinceye kadar özel sigorta sistemiyle sigortalanır. Judo Federasyonu ve Denizli yerelindeki yetkililer, Gülbeyaz’ı sigortalamamışlar. Sadece müsabaka bitiminden evine varış tarihi olan 29 Şubat ile 3 Mart arasında sigortalamışlar. Normalde 2 Şubat ile 3 Mart arasında sigortalanması gerekirken. Bu nedenle sigortalanmayan Gülbeyaz, sonrasındaki mustarip olduğu sakatlanma nedeniyle sağlık hizmetlerini kendi kısıtlı imkanlarıyla sağlamak zorunda kalmıştır" ifadelerini kullandı.
Kocaeli Uzmanı uyardı: "Fazla kilolu erkekler kısırlık riski altında" Dünyada evli çiftlerin yaklaşık yüzde 15’inin kısırlık problemi ile mücadele ettiğini belirten Üroloji Uzmanı Prof. Dr. İsa Özbey, "Son yıllarda bu oran yüzde 35’e yaklaşmaktadır. Yapılan çalışmalarda erkeklerde sperm sayısının giderek azaldığı tespit edilmiştir. Sperm sayısının azalmasında çevre kirliliği, GDO’lu gıdaların tüketiminin artması, sigara, alkol, ilaç kullanımlarının artması gibi faktörler sorumlu tutulmaktadır. Aşırı kilo ve obezite çağımızın vebası olarak giderek artmakta ve kısırlığa sebep olabilmektedir" dedi. VM Medical Park Kocaeli Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. İsa Özbey, erkek kısırlığı hakkında açıklamalarda bulundu. Kısırlığın kısaca tanımını yapan Prof. Dr. Özbey, "Evli çiftlerin 1 yıl süre ile korunmasız ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamamalarına kısırlık diyoruz. Kısırlığın 1/3’ünde erkek, 1/3’ünde kadın ve 1/3’ünde ise her iki eşte de problem vardır. Yani yaklaşık olarak kısırlığın yüzde 50’sinde erkekte problem vardır" dedi. "Kısırlık oranı giderek artıyor" Dünyada evli çiftlerin yaklaşık yüzde 15’inin kısırlık problemi ile mücadele ettiğini söyleyen Özbey, "Ne yazık ki bu oran giderek artmaktadır. Son yıllarda bu oran yüzde 35’e yaklaşmaktadır. Yapılan çalışmalarda erkeklerde sperm sayısının giderek azaldığı tespit edilmiştir. Sperm sayısının azalmasında çevre kirliliği, GDO’lu gıdaların tüketiminin artması, sigara, alkol, ilaç kullanımlarının artması gibi faktörler sorumlu tutulmaktadır" şeklinde konuştu. "Yüzde 50-60’ının nedenini öğrenebiliyoruz" Kısırlık tanısının nasıl konduğuna ve nedenlerine değinen Prof. Dr. Özbey, "Kısırlık nedeniyle başvuran erkek hastalarda ilk yapılması gereken test ’spermiyogram’ testidir. Diğer ek testler spermiyogram adını verdiğimiz sperm tahlili sonuçlarına göre istenmelidir. Sperm sayısı 10 milyon/mL’nin altında ise hormon testleri, 5 milyon/mL’nin altında ise genetik testler istenmelidir. Bütün bilimsel ve teknolojik gelişmelere rağmen günümüzde erkek kısırlığının yalnızca yüzde 50-60’ının nedenini öğrenebiliyoruz. Geri kalan nedenleri bilmiyoruz ancak tahmin edebiliyoruz. Muhtemelen çevresel faktörler, beslenme alışkanlıkları, GDO’lu gıdalar ve genetik faktörler sorumludur" diye konuştu. "Tüp bebek yöntemi ile hastaların yüzde 65-70’i çocuk sahibi olabilmektedir" Tedavi seçeneklerini de anlatan Özbey, "Erkek kısırlığında karşılaştığımız hormonal nedenler ilaç ile tedavi edilirken, varikosel (testis torbası içerisinde yer alan damarların şişmesi) gibi hastalıklar ameliyat ile düzeltilebilmektedir. Varikoselin birçok tedavi yöntemi olmasına rağmen günümüzde en etkili tedavi yöntemi mikroskobik varikoselektomi cerrahisidir. Mikroskobik varikoselektomi ile hastaların yüzde 40-80’i normal yolla baba olabilmektedir. Sebebi açıklanamayan kısırlıkta; yaşam tarzı değişiklikleri, sağlıklı beslenme, antioksidan ilaçlar ve tüp bebek yöntemleri kullanılmaktadır. Tüp bebek yöntemi ile hastaların yüzde 65-70’i çocuk sahibi olabilmektedir. Kısırlığı olan erkeklerin yaklaşık olarak yüzde 10’unda menide hiç sperm bulunmaz. Bu hastalarda ’mikro-TESE’ denilen ameliyat ile yüzde 65 oranında sperm bulunabilmektedir" ifadelerini kullandı. "Aşırı kilo neden olabilir" Yine önemli konulardan birisinin de bazı ilaçların kısırlık yapabilmesi olduğunu belirten Üroloji Uzmanı Prof. Dr. İsa Özbey, "Bu konuda da her hekim mutlaka çocuk beklentisini sorgulayıp sonrasında ilaç başlamalıdır. Aşırı kilo ve obezite çağımızın vebası olarak giderek artmakta ve kısırlığa sebep olabilmektedir. Erkeklik hormonu olan testosteron yağ dokusunda kadınlık hormonu ’östradiol’e dönüşmekte ve kısırlığa yol açabilmektedir. Bu nedenle kilolu erkeklerde kilo verilmesi bir tedavi seçeneği olabilmektedir" dedi.
Gaziantep GİBTÜ öğrencilerinden Gazze’ye destek için "Çadır Nöbeti" Gazze’de yaşanan soykırıma dur demek için dünyadaki üniversitelerde bir süredir devam eden protestolara GİBTÜ öğrencilerinden destek geldi. Gaziantep İslam Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde öğrenciler, İsrail’in Gazze’ye saldırılarına tepki ve Filistinlilere destek amacıyla kampüste nöbet eylemi başlattı. GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Şehmus Demir de öğrencilere destek verdi. Demir, insanlığın dibe vurduğu bir dönemde yaşadıklarını ve Filistin halkının tüm dünyanın gözlerinin önünde katledildiğini söyledi. GİBTÜ öncülüğünde öğrenci toplulukları tarafından organize edilen etkinlikler 2 gün sürdü. Etkinlik kapsamında sinevizyon gösterimi, konser, söyleşi gerçekleştirildi. "Filistin İçin İnsanlık Direniyor, Durma Harekete Geç Küresel İntifada", "Soykırıma Hayır", "Gazze’de İşgale Son", "Filistin İçin Kampüsler Ayakta", "Özgür Filistin", "Susma" yazılı pankartlarla Türk ve Filistin bayrakları açıldı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek ve ABD ile Avrupa’nın çeşitli üniversitelerinde Filistin için devam eden eylemlere destek vermek için nöbet başlatıldı. GİBTÜ kampüsünde kurulan çadırlarda bir araya gelen öğrenci ve akademisyenler, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstererek, Gazze’de yaşanan insanlık dramının son bulması için uluslararası topluma çağrıda bulundu. “Filistinliler imtihanı başarıyla götürüyor” Öğrenci topluluklarının GİBTÜ Kampüsü’nde gerçekleştirdiği "Soykırıma Karşı Çadır Nöbeti"ne destek veren Rektör Prof. Dr. Şehmus Demir, “Bu dava artık sadece İslam davası olmaktan çıktı, insani bir krize dönüştü. Biz çok büyük bir testten geçiyoruz. Filistinliler imtihanı başarıyla götürüyor. Asıl başarısızlıkla süreci yürüten ve imtihanı kaybeden bizleriz. Çaresiz bir şekilde izleyen bizleriz. Dolayısıyla artık oturup üzerimize düşenleri ciddi anlamda sorgulamamız, duruşumuzu sorgulamamız, din ile olan iletişimimizi sorgulamamız gereken bir noktada olduğumuzu hepimiz bilmemiz gerekiyor” dedi. “Gazze için buradayız, Filistin için buradayız” “Gazze için buradayız. Filistin için buradayız. Yapılması gerekenleri fiilen yapmamız gerekiyor” diyerek konuşmasını sürdüren Rektör Demir, “Bir toplum kendini dönüştürmedikçe, değiştirmedikçe, değişime uğratmadıkça Allah o toplumu değiştirmez. Oysa biz hep Allah’a dua ediyoruz. Allah’ım bizi değiştir, Allah’ım bizi dönüştür, Allah’ım şu Müslümanların halini görüyorsun değiştir bunları, daha iyi bir hale doğru evir diye dua ediyor bütün Müslümanlar. Oysa ilke açık: siz kendinizi dönüştürmüyorsanız Allah sizi neden dönüştürsün, değiştirsin? Demek ki sorun kimde, bizde. Süslü cümleler, sloganlar hepsinin bitip tükendiği bir noktadayız. Hepsi bitti, her şey söylendi ve bütün dünya ayakta. İnsanlık tarihinin çok nadir gördüğü, belki de hiç görmediği düzeyde bir zulüm, bir alçaklık, bir haddi aşma söz konusu bütün dünyanın gözleri önünde. Önemli olan burada bizim durduğumuz nokta. Eğer şu anda biz Müslümanlar olarak bütün dünyada mezhebimizden, siyasi görüşümüzden, duruşumuzdan, söylemlerimizden dolayı birbirimizi ötekileştiriyorsak hatta bazen yer yer tekfir ediyorsak ve bir bütün olarak Müslüman dünya ayrışıyorsa sonra da Filistin’in kurtuluşu için dua ediyorsak, burada bir sorun vardır. Öncelikle aramızdaki problemleri, ayrışmaları, ötekileştirmeleri bir kenara bırakıp birleşmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Antalya Muratpaşa’da haftalık turlar satışa sunulacak Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere ve 37 oda başkanıyla buluşmasında kısa bir süre içinde belediye iştiraki şirket Falez AŞ üzerinden yurt dışında 1 haftalık Muratpaşa turlarının satışa sunulacağını duyurdu. AESOB Başkanı Adlıhan Dere ve birliğe bağlı 37 odanın başkanı, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’ı makamında ziyaret etti. Başkan Uysal, Antalya esnafının temsilcileriyle buluşmasında en büyük mücadelelerinin her zaman şehri yükseltmek yönünde olduğunu söyledi. Antalya’da barış, kardeşlik ve dayanışmanın hakim olması, herkesin kendisini birinci sınıf hissetmesi için mücadele verdiklerini aktaran Başkan Uysal, bu mücadelede en büyük etkenin esnaf olduğunu söyledi. Başkan Uysal, “Bizim yaptığımız her iktisadi iş esnafı merkez alır. Şimdi de hedefimiz şehrin diğer kalan bölgelerine de turist çekmek” diye konuştu. ’Hedef kitle emekliler olacak’ Öncelikli hedef kitlenin özellikle Almanya ve Batı Avrupa ülkelerinde 10 yıl içinde emekli olacaklar olduğunu belirten Başkan Uysal, “Avrupa’nın son zengin işçileri. Almanya’da yaklaşık 14 milyon işçi 10 yıl içinde emekli olacak. Almanya’daki banka mevduatlarının yüzde 74’ü, 65 yaş ve üzeri insanların hesabında” diye konuştu. Uysal, kısa bir süre içinde belediye iştiraki şirket Falez AŞ üzerinden 1 haftalık Muratpaşa turlarının satışa sunulacağını duyurdu. AESOB Başkanı ve Dere ise kendisi ve oda başkanları adına katkılarından dolayı Başkan Uysal’a teşekkür ederek hediyesini takdim etti.