SAĞLIK - 20 Eylül 2021 Pazartesi 09:38

'Sosyal medya çocuklarda duygu eksikliğine neden oluyor'

A
A
A
'Sosyal medya çocuklarda duygu eksikliğine neden oluyor'

Günümüzün en çok kullanılan iletişim araçlarından sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerine değinen Klinik Psikolog Betül Çubuk, sosyal medya üzerinden yapılan olumsuz yorumlar ve maruz kalınan siber zorbalıkların çocuklarda kaygı ve depresyona neden olarak, duygu eksikliği oluşturduğunu ifade etti.

Teknolojik gelişmeler ile birlikte hayatın bir parçası haline gelen internet ve sosyal medya, akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlar aracılığıyla çocukların da erişimine açık hale geldi. Bu durumun çocuklarda sosyal medya bağımlılığına neden olduğunu ifade eden Doğuş Üniversitesi Klinik Psikolog Betül Çubuk, “Sosyal medya kullanan bireyler yapmış oldukları paylaşımlardan kendilerini yeteri kadar sorumlu hissetmiyor bu da siber zorbalığı beraberinde getiriyor” dedi.

Son dönemlerde özellikle çocuklara karşı yapılan siber zorbalık oranlarında artış olduğuna dikkat çeken Betül Çubuk, bu durumun çocuklarda kaygı ve depresyonu tetiklediğini söyleyerek, siber zorbalık yüzünden intihar eden çocukların olduğunu belirtti.

“Sosyal medya çocuklarda depresyon ve kaygıya neden oluyor”
Psikolog Betül Çubuk, gün içerisinde 3 saatten fazla olmamak kaydıyla sosyal medyanın çocukların bilişsel gelişimlerine katkıda bulunduğunu ama bu sürenin uzadıkça dikkat dağınıklığını arttırıp, algı düzeylerinde düşüş gösterdiğini dile getirdi. Betül Çubuk, çocukların sosyal medya üzerinden beğenildiklerini düşündüklerinden, duygusal olarak onlara iyi geldiğini fakat olumsuz yorumlar arttıkça duygusal olarak da çökmeye başladıklarını bunun da depresyon ve kaygıyı beraberinde getirdiğini, duygusal eksikliklere sebebiyet verdiğini söyledi.

“Siber zorbalık yapmak, gerçek zorbalık yapmaktan daha kolay”
Sosyal medyada bulunan sahte hesaplar üzerinden yapılan zorbalıklara vurgu yapan Çubuk, “İnsanlar kendilerini bir konuda ikna etmeye başladıklarında öteki düşünceleri, fikirleri eleştirmeye başlıyor ve bunu internet üzerinden çok daha kolay yapıyor. Aynı şeklide siber zorbalık yapmak gerçekte zorbalık yapmaktan daha kolay. Nitekim son dönemlerde siber zorbalık oranları arttı. Özellikle pandemi sürecinde çocukların bundan dolayı intihar ettiğini biliyoruz. Aileler çocuklarını yeteri kadar kontrol edemediği için çocukların kendilerine zarar verdiklerini biliyoruz” dedi.

'Sosyal medya çocuklarda duygu eksikliğine neden oluyor'

“Gerçek hayata dönmek onlarda özgüven eksikliği oluşturuyor”
Çocukların bedenleri üzerindeki farkındalıklarına değinen Çubuk, “Ergenlik ile birlikte çocuklar beden imgelerine düşkün olmaya başlıyorlar. Filtreler sosyal medyada bizi gerçeklikten uzaklaştırıyor. Sosyal hayata girdiklerinde genelde şunu söylüyorlar ‘ya oradaki gibi olmadığım fark edilirse’, bu da onlarda daha çok beğenilmeme kaygısını arttırıyor. Filtreler arkasında gayet iyiler ama gerçek hayata döndüklerinde bu onlarda özgüven eksikliği oluşturuyor. Filtreler sayesinde bir yandan zayıflayıp bir yandan da makyaj yapabiliyorlar. Bir yerden sonra bu onlarda egosal bir kırılmaya neden oluyor. ‘Ben yeterince iyi değilim’ ya da ‘iyi olmam için diğerlerine benzemem lazım’ gibi” diye konuştu.

“Sorumluluk almamak kendilerini ortaya koyamamaya neden oluyor”
Çocukların sosyal medya ile gerçek hayat arasındaki bağı tam kuramamasından dolayı sosyal hayatlarında sıkıntılar yaşayabileceklerini aktaran Çubuk, “Sosyal medya üzerinden yorum yapıyorlar, sosyal medya üzerinden dünyayı takip ediyorlar. Okulların açılması ve gerçek hayata dönülmesi onlar için bir problem oldu. Gerçek hayatta bir şey söylemek sorumluluk almak demek. Dolayısıyla sorumluluk almamak onlarda kendini ortaya koyamamaya neden oluyor. İçe kapanık ve sosyal ortamlardan uzak olabiliyorlar. Gerçek hayat onlar için zor ve meşakkatli olabiliyorlar” şeklinde konuştu.

“Onları gerçek mesleklere ikna etmek çok zor oluyor”
Z kuşağının çok yorulmadan, daha kolay yoldan para kazanmanın peşinde olduğunu ve bu hayallerini gerçekleştirmek için en uygun yerin sosyal medya olduğunu düşündüklerini dile getiren Çubuk, “Gençlerin Instagram fenomeni, Youtuber olma hedefleri var. Yaşıtları olan Youtuber’ların evlerini, arabalarını gördükten sonra onları gerçek mesleklere ikna etmek çok zor oluyor. En iyi bildikleri yer olan internete kayıyorlar, İnternet üzerinden meslekler seçmeye çalışıyorlar ama bu onlar için kısa süreli bir hayal. Bunun henüz farkında değiller. Onları başka bir mesleğin uzun süreli hayatlarında olacağına henüz ikna edemedik. Çünkü kolay yoldan para kazanma sadece onların değil, herkesin istediği bir şey. Onlar sadece bunu daha beğenilerek, göz önünde olarak yapmak istiyorlar” dedi

“Çocukla bağ kurmak önemli”
Sosyal medyanın biraz filtrelenmesi gerektiğini söyleyen Çubuk, ayrıca ebeveynlerin, çocukların arka planda hangi sitelere girdiğini, telefonda ne kadar vakit geçirdiğini ve çocuğun kendileri ile olan bağının ne kadar kopuk olduğunu takip etmelerinin önemli olduğunu aktararak, “Ebeveynlerin çocuklar neden bu kadar gerçek dünyadan kaçmak istiyorlar sorusunu biraz kendilerine sormaları gerekiyor. Çocuğun telefonla daha fazla vakit geçirmesinin anne-baba için de çok konforlu. Çünkü çocuk internette olduğunda aile içerisindeki kavga ve tartışmalar azalıyor. Nitekim ebeveynlerin çocuklarla biraz daha fazla bağ kurması önemli” ifadelerinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Fidan: “Irak’ın bölge ülkeleri ile entegre bir ülke olmasını arzu ediyoruz” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile bir araya geldi. Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde yapılan görüşme sonrası gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan bir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilciliğinde Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası ikili düzenlenen toplantıda gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.“Terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak ziyareti ile ilgili sorulan soruya cevap veren Fidan, “Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan’da yaptığı Bağdat ve Erbil ziyaretleri gerçekten Türkiye Cumhuriyeti Irak İlişkileri açısından tarihi öneme haiz olmuştur. Bu ziyaret öncesinde çok sistemli ve yoğun bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bizim, özellikle Cumhurbaşkanımızın Irak vizyonunda belli parametreler var. Bunların başında Irak’ın yıllardır çatışmalarla, istikrarsızlıkla anılan bir ülke değil, kalkınma hamleleriyle, elindeki potansiyeli kullanan siyasal istikrar ve bölge ülkeleri ile entegre bir şekilde barışçıl Komşuluk ilişkileri içerisinde olan ir ülke olmasını bir her zaman için arzu ediyoruz. Bu vizyon doğrultusunda, bizler neler yapabiliriz, hep bunun arayışı içerisinde olduk. Bu ziyarette ve öncesinde yapılan çalışmalar, hem tehditleri hem fırsatları aynı anda masaya yatıran her ikisine de sistemli, kurumsal, kalıcı çözümler getirme amacı taşıyan bir ziyaretti. Öncesinde yapılan çalışmalarda başta terörle mücadele olmak üzere su konusu, enerji konusu ve kalkınma yolu konusunda temel anlaşma metinlerinin prensipte karara bağlanması konusu fevkalade önemliydi. Cumhurbaşkanımızın ziyareti esnasında 26 anlaşma imzalandı. Bunlar; ekonomi, enerji, terörle mücadele, su, gümrük ticareti gibi çok çeşitli alanlarda imzalanan anlaşmalardı. Biz bundan sonra hem terörle mücadele gibi tehditlerin olduğu alanlarda işbirliğimizi ilerletecek, hem de kalkınma yolu gibi çok somut projelerle 2 ülke arasındaki ilişkileri daha iyi bir noktaya taşıyacağız. Erbil ziyaretinde Cumhurbaşkanımız bölgesel yönetime destek mesajını yenilemiştir. Orayla olan komşuluk ve dostluk ilişkimiz fevkalade önemlidir. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Erbil ve Bağdat arasındaki iyi istikamette seyretmesi konusunda önem vermektedir. Bu iki şehir arasındaki ilişkinin iyi olması federal başkentte bölgesel yönetimin ilişkilerinin iyi olması hem ülke istikrarı için hem de bölge güvenliği için önemli” dedi.Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir işbirliği olduğunu belirten Bakan Fidan, “Diğer taraftan Gazze ile ilgili soruya cevaben şunları söyleyebilirim bu konudaki çalışmalarımız kesintisiz devam ediyor. Hem Türkiye olarak hem de uluslararası toplum da bölgesel ortaklarımızla yaptığımız çalışmalar her geçen gün diplomatik mevzi insani mevzi kazanarak savaşımıza, mücadelemize devam ediyoruz. Bunların bir kısmı kamuoyunda görünüyor bir kısmı görülmüyor. Özellikle devlet aktörleriyle yaptığımız çalışmalar gerçekten önemli bir yer tutuyor. Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda Türkiye ve ortakları arasında yoğun bir iş birliği var. Hafta sonu Riyad’a yapacağımız ziyarette de işbirliği teşkilatı Arap ligi tarafından oluşturulan temas grubunun diğer üyeleriyle bir araya geleceğiz. Başka ülkelerle de bir araya gelip özellikle Filistin devletinin tanınması konusunda başka neler yapılabilir onunla ilgili çalışmalarımıza devam edeceğiz. Daha önce de söyledim eğer biz Filistin devleti başta olmak üzere önemli siyasal adımlar atmada uluslararası toplumu harekete geçirmekte başarısız olursak bu yaşadığımız 3. Gazze savaşı, ki en vahşi olanı, ne son olacak? Dolayısıyla bizim kalıcı çözüm getirmek için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Diğer taraftan mevcut vahşetin durması insani yardımların sağlanması için de mevcut dostlarımızla, müttefiklerimizle, uluslararası toplumla çok alanda çalışıyoruz. Birleşmiş milletlerde arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyorlar, siyasi açıdan inanılmaz insanı bir çaba var. Sizin de gördüğünüz gibi dünya başkentleri ayağa kalkmış durumda. Bir önceki basın toplantısı vesilesiyle söylediğim gibi artık İsrail’in Gazze’ye işgali ve oradaki insanları öldürmesi, şehit etmesi, 35 bin insanın kanına girmesi meselesi ve işgale olan direniş artık İsrail ve Filistin arasındaki savaş olmaktan çıkmış dünyada ezenle ezilenlerin mücadelesi haline dönmüştür. Uluslararası sistemin kurucularıyla uluslararası sistem tarafından ezilen ve dışlanan aktörler arasındaki mücadeleye everilmiştir” şeklinde konuştu.“iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz”Filistin konusunda 2 devletli bir çözümü desteklediklerini ifade eden Winston Peters ise,“Çanakkale ve bu 100 yıldan daha uzun bir süre önce gerçekleşen olaylar genç bir ülke için felaketti. Bu felaket, şu anda bir ulus devlete dönüştü. Çok güçlü bir siyasi politika, dış politikayı da takip etti. Bu bize tek bir mesaj veriyor. Bu bölgedeki cömertlik, Mustafa Kemal Atatürk’ün bize göstermiş olduğu cömertlik çok takdir ediliyor Yeni Zelanda halkı tarafında. Filistin Devleti ile ilgili olarak biz çok uzun zamandır iki devletli bir çözümü desteklemeye devam ediyoruz. Ancak bunu savaşın bugün sona ermesi çağrısını da tekrar ediyoruz. Bunu kalıcı bir barış için gerçekleştirmek istiyoruz. Geçici bir şey değil, 5-6 ay sonra tekrar gerçekleşecek bir çatışma değil, kalıcı bir çözüm olması gerektiğini düşünüyoruz. Filistin Devleti ile ilgili olarak ülkelerin büyük bir kısmından farklı düşünmüyoruz” ifadelerini kullandı.