SPOR - 14 Haziran 2018 Perşembe 11:50

Spor Toto’dan Türk futboluna para yağmuru

A
A
A
Spor Toto’dan Türk futboluna para yağmuru

Türk sporunun en büyük sponsoru olan Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, 2017-2018 sezonunda Spor Toto 1. Lig, TFF 2. ve 3. Lig kulüplerine isim hakkı bedeli olarak 158 milyon 526 bin Türk Lirası ödeme yaptı.

Türkiye’nin tartışmasız en büyük sponsoru olan Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, sadece Süper Lig ekiplerine destek vermekle kalmıyor. Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, Spor Toto 1. Lig, TFF 2. ve 3. Lig ekiplerinin de en büyük destekçisi olarak bu alanda kırılması çok zor bir rekora imza attı.

Dünyada örneği görülmemiş bir yardım ve destek politikası izleyen Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, 2011-2012 sezonundan bu tarafa isim hakkı ödemeleri adı altında 1. Lig kulüplerine 301 milyon 560 bin TL, 2. Lig kulüplerine 348 milyon 283 TL bin TL, 3. Lig kulüplerine ise 287 milyon 37 bin TL kaynak sağladı. Sadece 2017-2018 sezonunda Spor Toto 1. Lig, TFF 2. Lig ve 3. Lig ekiplerine 158 milyon 526 bin TL İddaa isim hakkı ödemeleri adı altında destek sağladı.

Spor Toto 1. Lig 2017-2018 sezonu isim hakkı ödemeleri şöyle: 

1. Adana Demir 2 milyon 230 bin
2. Adanaspor 2 milyon 306 bin
3. Altınordu 2 milyon 301 bin
4. Balıkesirspor 2 milyon 230 bin
5. Boluspor 2 milyon 731 bin
6. BYŞ.BLD. Erzurum 2 milyon 542 bin
7. Denizlispor 2 milyon 100 bin
8. Elazığspor 2 milyon 183 bin
9. Eskişehirspor 2 milyon 129 bin
10. Gaziantepspor 1 milyon 758 bin
11. Gazişehir G.Antep2 milyon 460 bin
12. Giresunspor 2 milyon 572 bin
13. İstanbulspor 2 milyon 448 bin
14. Manisaspor 2 milyon 82 bin
15. Ankaragücü 2 milyon 277 bin
16. Rizespor 2 milyon 413 bin
17. Samsunspor 2 milyon 29 bin
18. Ümraniyespor 2 milyon 301 bin
Forma sponsorluğu nefes aldırdı
Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, isim hakkı ödemeleri adı altında yapılan bu destek ve yardımla yetinmeyip, sponsor bulmakta zorlanan kulüplere forma sponsoru olarak desteğini sürdürdü. Spor Toto 1. Lig, TFF 2. Lig ve 3. Lig’de mücadele eden takımların 2017-2018 sezonu boyunca forma ve şortlarında Spor Toto Teşkilat Başkanlığının logosunu bulundurmak şartı ile yapılan sponsorluk sözleşmesi gereği Spor Toto 1. Lig ekiplerine takım başına 1 milyon olmak üzere 18 milyon TL, 2. Lig ekiplerine takım başına 300 bin TL olmak üzere 10 milyon 800 bin TL, 3. Lig ekiplerine ise takım başına 225 bin olmak üzere 12 milyon 150 bin TL ve toplamda 40 milyon 950 bin TL sponsorluk desteği gerçekleştirdi.
Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, 2017-2018 sezonunda Spor Toto 1. Lig, TFF 2. ve 3. Lig kulüplerine isim hakkı ödemesi ve reklam karşılığı sponsorluk bedeli altında 199 milyon 476 bin TL destek sağladı. Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’nın Türk futboluna en büyük katkıyı sağlayarak futbolun en büyük destekçisi olduğunu bir kez daha gösterebilmenin ve Türk sporuna karşı olan sorumluluğu yerine getirmenin gururunu ve onurunu yaşadığı vurgulandı.

"HERKES TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMALI" 

Türk futbolunu daha da ileri taşıyabilme konusunda her zaman taşın altına elini koyacaklarını, fakat özel sektörün de kanalize edilmesi gerektiğine vurgu yapan Spor Toto Teşkilat Başkanı Mehmet Kasapoğlu, “Bütün spor paydaşlar süratle organize olup, özel sektör kaynaklarını spora çekmelidir. Halkımızın futbola bakış açısı her kesim tarafından bilinmektedir. Millet olarak futbolu coşkuyla ve büyük bir heyecanla yaşıyoruz. Manevi olarak kulüplere aşırı bağlılığımızda herhangi bir şüphe yok. Fakat maddi konularda kulüplerimiz 4 büyükler dışında kalan Anadolu kulüpleri diye tabir ettiğimiz kulüpler sponsor bulmakta ve maddi gelir elde etmekte zorlanıyor. Bu kulüplerimizin taraftar ve kombine gelirleri yok denecek kadar az. Bizde bu durumda Spor Toto Teşkilatı olarak elimizi taşın altına koymaktan çekinmedik. Çünkü alt liglerde kalitenin yükselmesi demek doğrudan Süper Lig’in ve akabinde de Türk futbolunun yükselmesi demektir. Artık futbolda dünya çapında oyuncularımız olsun istiyoruz. Kulüp bazında ve milli takım seviyesinde başarı istiyoruz. Herkesçe söylenen bir slogan var ve bende gerçekten bu sloganı doğru buluyorum; ‘Futbol her zaman futbol değildir.’ Milli takımın bir galibiyeti sonrası ülkede gündem değişip huzur geliyorsa bunu futbola borçluyuz. Futbol günümüzün en etkili sosyal faaliyetleri arasında yer almaktadır. Dolayısıyla futbolun kıymetini hepimizin bilmesi gerektiğine inanıyorum ve ülkemiz futboluna vermiş olduğumuz dünya da örneği yok denecek kadar az olan bu destekten dolayı mutluluk duyuyorum” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Ecmel Faik Sarıalioğlu: “TFF yönetiminin bir an önce görevden alınması lazım” İstanbulspor Başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu, mevcut TFF yönetiminin bazı 2. ve 3. Lig kulüplerine imza vermemeleri için para ödediklerini belirterek, mevcut yönetimin bir an önce görevden alınması gerektiğini söyledi. İstanbul ekibinin başkan yardımcısı Bayram Saral ise olağanüstü kongre çağrısıyla verilen imza sayısının 136 olduğunu duyurdu. Trendyol Süper Lig ekiplerinden İstanbulspor’da kulüp başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu ile başkan yardımcısı Bayram Saral, Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) olağanüstü kongre çağrısıyla başlatılan imza süreci ve TFF’nin konuyla ilgili açıklamaları hakkında basın toplantısı düzenledi. İstanbul’da bir otelde yapılan basın toplantısında ilk olarak söz alan İstanbulspor Başkan Yardımcısı Bayram Saral, şu ana kadar toplanan noter onaylı imza sayısının 136 olduğunu duyurdu. Yakın zamanda imza sayısının 150-200’e ulaşacağını aktaran Saral, “Bugün itibarıyla imza sayımız 136’yı bulmuş durumda. Bu imzaların hepsi noter tarafından gönderilmiştir. Dolayısıyla statünün 29. maddesinde düzenlenen olağanüstü genel kurul için yeterli sayı şu an aşılmış durumdadır. Mehmet Büyükekşi’nin kamuoyunu yanıltmak için yaptığı açıklamalar mesnetsizdir. Bu sayılar devamlı da artmaktadır ve yakın zamanda 150-200’ü bulacaktır. Olağanüstü genel kurulun 60 günde önce olamayacağı iddiası da doğru değil. 29. maddede yönetim kurulu tarafından en geç 30 gün içinde toplantı yapılır ibaresinde, 30 günü en geç süre olarak belirlemiştir. Bu konu emredici bir hukuk kuralı değildir. 15 günlük süre bir genel kurul yapılması için yeterlidir. Haziran ayının ilk haftası bu seçim yapılır. İyi niyetli bir federasyon ve yönetim kurulu, bu seçimi yetiştirebilir” diye konuştu. “TFF’nin görevi bırakması noktasında tüm kulüpler ittifak halinde” Çoğu kulübün TFF yönetiminin görevi bırakması konusunda ortak düşüncede oluğunun altını çizen Bayram Saral, “Biz azınlık değiliz. Kulüplerin bu imza süreci içerisinde aldığı tavra gelirsek, Süper Lig Kulüpler Birliği çatısındaki hemen hemen bütün kulüplerin ittifakıyla biz bu yola girdik. Burada federasyonun, olağanüstü genel kurulla görevi bırakması noktasında tüm kulüpler ittifak halinde. Sadece mesele, bazı kulüp başkanlarımız haklı gerekçelerle imza veremeyeceklerini söylediler. Biz kendilerine teşekkür ettik. Bazı kulüpler de 18 Temmuz tarihini yeterli görerek imza vermekten imtina etmişlerdir. Çok büyük çoğunluk ise alınan tarihin samimi olmadığı düşüncesiyle imza sürecine devam etti” diye konuştu. Saral, ayrıca mevcut yönetimle alakalalı olarak, “Siz Türk futbol tarihinin hiçbir döneminde bu kadar başarısız bir federasyon gördünüz mü? Cevabı ben vereyim, hayır. Siz, futbol tarihinin hiçbir döneminde 4 büyük kulüp dahil futbolun bütün bileşenlerinin aynı fikir altında toplandığı başka bir dönem gördünüz mü? Hayır” dedi. “Galatasaray da federasyonun gitmesini istiyor” Açıklamasında Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’un imza sürecine dair yaklaşımlarına da yer veren Bayram Saral, “İmza sürecinde Fenerbahçe ve Beşiktaş, imzalarını 7 delege bazında verdiler. Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, ilk günden beri federasyonun gitmesi gerektiğini bildirmişti. O da 18 Temmuz tarihini uygun bir tarih görerek imza vermekten imtina etmiştir. Kendisine saygı duyuyorum. Galatasaray da bu süreci başlatanlardan. Onlar da federasyonun gitmesini istiyor. Son dönemeçte bize gerekli desteği vermedi. Bundan sonraki süreçte bize destek olacaklarını düşünüyorum. Diğer kulüpler de bize bu süreçte destek verdi. İmza vermeyenlere de en ufak bir sitemimiz yok. Onlar da federasyonun gitmesini istiyor. Federasyonun gitmesini istemeyen tek bir kulüp bile yok” ifadelerini kullandı. TFF bünyesindeki bazı yönetim kurulu üyelerinin alt liglerdeki kulüplere baskı yaptığı yönünde çıkan haberlerle ilgili olarak ise Saral, “Bu iddialar bizim kulağımıza geliyor. Sadece federasyonun aşağı liglerdeki takımların mevcut durumunu kullanarak kulüplere baskı yaptığı yönünde gelen duyumlar var. Teyide muhtaç bilgiler tabii ki. Doğru olup olmadığını biliyoruz. Bunun yolu, baskı yapılan kulüplerin cesurca bunu açıklamasıdır” şeklinde konuştu. Sarıalioğlu: “Bu durumun tek sebebi Mehmet Büyükekşi’dir” Mevcut TFF yönetiminin görevden ayrılması için elinden geleni yapacağını söyleyen İstanbulspor Başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaşanan bu süreci konuşmadığını belirtti. Mehmet Büyükekşi ve yönetimini eleştiren Sarıalioğlu, “Cumhurbaşkanımızın işi bitmiş de bunlarla mı uğraşacak. Yeteri kadar yoğunluğu var zaten. Futbolun bu kadar kötü olmasının en çok kendisine kaybı var. 5-6 takımın ilk 11’ini bize çok iyi saydığını bildiğimiz bir Cumhurbaşkanımız var. Daha ne kadar futbol dibe vurabilir ki? Onun ismini kullanarak çok yanlış şeyler ifade eden insanlar var. Bu işin bu duruma düşmesini kendisi asla istemez. Bu duruma düşmesinin tek sebebi Mehmet Büyükekşi’dir. 14-15 yönetim kurulu üyesi var, her biri yöneticilik yapmış insanlar. Bir tanesinde bile bir şeyin sorumluluğu yok. Tek kişiyle bu iş olmaz. 15-20 tane danışman almış, bir tanesinin bile futbolla alakası yok. Federasyonun en iyi hukukçularını işten çıkarmış. 80 kişiyi işten çıkarıp 120 kişiyi işe almış. Bir saltanat kurmuşlar ve bunun peşine takılmış gidiyorlar” açıklamasını yaptı. “TFF yönetiminin bir an önce görevden alınması lazım” TFF yönetiminin bazı 2. ve 3. Lig kulüplerine imza vermemeleri için para ödediklerini belirten Sarıalioğlu, “9 tane 2. ve 3. Lig kulüplerine imza vermemeleri için para vermişler. 2. Lig kulüplerine 500 bin, 3. Lig kulüplerine 400 bin TL para vermişler. Baskı yaptıkları çok kulüp var, ben biliyorum ama kulüplerin izni olmadan bunları paylaşamam. Bunların görevden bir an önce alınması lazım. Bunlar 18 Temmuz’daki seçimi de yapmayacaklar. Asla pişman olacağım bir şey söylemiyorum. Sonuna kadar da ne gerekiyorsa yapacağım, neye mal olursa olsun. Bunlar buradan gidecekler. Yatacaklar, kalkacaklar beni rüyalarında görecekler” ifadelerini kullandı. “İmzalar sahte ise noterlerimiz de sahte demektir” Başkan Sarıalioğlu, TFF’nin şu ana kadar toplanan geçerli 94 imza olduğunu açıklaması üzerine ise, “136 delege bizzat imza verdi. İmzalar sahte ise noterlerimiz de sahte demektir. Bu kadar basit. O çıkıyor bunun altından. Öyle bir şey olabilir mi? Adam kimliğiyle gidiyor, imza atıyor. Biz sadece geri çeken 1-2 kulübün adını duyduk. Aradım kendilerini, ‘İmzanızı geri mi çektiniz?’ dedim. ‘Benim haberim yok, genel sekreterime sorayım, ben herhangi bir evraka imza atmadım’ dedi. Diyelim ki 136 imzanın hepsi imzasını geri çekti. Ne fark eder, bunları ben mi yolladım? İnsanlara zorla bir şey mi yaptırdık, kafalarına silah mı dayadık?” diye konuştu.
Ankara TBMM’de Fransa’nın Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararına yönelik tezkere kabul edildi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen tezkereyle Fransa Ulusal Meclisi’nin Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararı kınandı. TBMM Genel Kurulu’nda, Fransa Ulusal Meclisi’nin 29 Nisan 2024 tarihinde kabul ettiği Asuriler ve Keldanilerle ilgili kararına karşı Meclis Başkanlığı tezkeresi kabul edildi. TBMM Başkanı Kurtulmuş’un imzasıyla verilen tezkerede şu ifadelere yer verildi: “Fransa Ulusal Meclisi tarafından 29 Nisan 2024 tarihinde kabul edilen, hukuki ve tarihi temelden yoksun, önyargılara dayanan Asuri ve Keldanilerle ilgili kararı esefle ve şiddetle kınıyoruz. Kendi sömürgeci ve kanlı geçmişleriyle gerçek anlamda yüzleşemeyenlerin ülkemize karşı hasmane bir tutumla gündeme getirdikleri mesnetsiz iddialarının bir karşılığı yoktur. Tarihin siyasi saiklerle tahrif edilmesini en güçlü şekilde reddediyoruz." Parlamentoların, tarihten düşmanlık çıkarmak yerine, ülkeler ve halklar arasında dostluk ve işbirliğini geliştirmesi, mevcut ve gelecek nesiller için daha barışçıl bir dünya oluşturmaya gayret etmesi gerektiği vurgulanan tezkerede, "Başka ülkelerin tarihi konusunda karar almak, başka ulusları yargılamaya kalkmak parlamentoların görevi değildir. Parlamentolar kendilerini tarihçilerin ve yargıçların yerine koyamaz. Bu gerçekleri bir kez daha hatırlatarak, art niyetli, haksız ve hukuksuz bu kararı en güçlü şekilde kınıyor, Fransa Ulusal Meclisi ve diğer mercileri, dostluk ve müttefiklik ruhu ile uluslararası hukuka uygun şekilde hareket etmeye davet ediyoruz” denildi.